Vintage Gitar

B

Bezgin Bekir

Arkadaşlar çoğumuz vintage meraklısıyız, gitarları görüp hakkında yorumlar yapalım istiyorum. Elinde vintage gitarı olan arkadaşlar bu başlık altında gitarlarını sergiler ise çok memnum olurum
 
Vintage gitarlar genel olarak ALLAH değildir, öncelikle buradan başlayalım. Vintage gitar (Fender için konuşuyorum) dediğimiz olaydaki ağaç kuruma olayınada çok takılmıyorum şahsen, gözünüzde bu kadar büyütmeyin. Keza ozamanda çok kötü gitarlar yapılabiliyordu. Bunu sık sıkta arkadaş muhappetlerinde konuşuruz ve genel olarak bu fikirde birleşiriz, bu söylediklerimi her iki tarafıda deneyen birisi olarak konuşuyorum ki şimdi üretilen custom shop modellere yönelmenizi tavsiye ederim. Vintage gitar sorundur, onun sorunlarıyla uğraşmaktan zevk alıyor olmalısınız, entonasyon düzelmez, akord tutmaz, albüm kaydı gibi planlarınız varsa canınızdan bezdirir vs... İşkence !! Ya çok temiz, yıllardan beri çok az kullanılmış bir tane denk getireceksiniz yada hiç bulaşmayacaksınız. Bu seçimde işin içine mutlak bir tecrübe girmekteki ince eleyip sık dokumalısınız, yoksa pişman olursunuz, tekrar söylüyorum o gitar sizi canınızdan bezdirir eğer işi yanlızca koleksiyon amaçlı yapmıyorsanız :)

Bu bağlamda tamam fakat birde işin mojo kısmı var, görüntü ve hissiyat. Bu konuya karışamam kişisel zevktir ki bu yüzden şu an elimde tuttuğum vintage gitarlarım var, yoksa tonları bulunmaz, inanılmaz, dünyada tek olduğu için değil, koleksiyon ve hissiyat meselesi... Ama eğer işçilik vs. gibi sorunlardan konuşacaksak burada öznellikten çok nesnellik devreye giriyor. Şimdiki fender custom shop gitarlar çok daha tecrübeli ve solid body gitarlar adına çok daha bilgili insanlar tarafından üretiliyor. Sorunsuz ve milimetrik gitarlar genel olarak, uğraştırmazlar sizi ve peşinde koşmazsınız. Bana lütfen ağaç kuruluğundan falan bahsetmeyin yalvarıyorum :) Vintage gitar koleksiyon işidir benim bakış açıma göre, yani tonları bulunmaz, şu an hiçbir gitardan çıkmayacak, özel gitarlar değillerdir, özel olmalarını sağlayan şey tonları değil koleksiyonluk değerleridir.
 
Vintage gitarlar genel olarak ALLAH değildir, öncelikle buradan başlayalım. Vintage gitar (Fender için konuşuyorum) dediğimiz olaydaki ağaç kuruma olayınada çok takılmıyorum şahsen, gözünüzde bu kadar büyütmeyin. Keza ozamanda çok kötü gitarlar yapılabiliyordu. Bunu sık sıkta arkadaş muhappetlerinde konuşuruz ve genel olarak bu fikirde birleşiriz, bu söylediklerimi her iki tarafıda deneyen birisi olarak konuşuyorum ki şimdi üretilen custom shop modellere yönelmenizi tavsiye ederim. Vintage gitar sorundur, onun sorunlarıyla uğraşmaktan zevk alıyor olmalısınız, entonasyon düzelmez, akord tutmaz, albüm kaydı gibi planlarınız varsa canınızdan bezdirir vs... İşkence !! Ya çok temiz, yıllardan beri çok az kullanılmış bir tane denk getireceksiniz yada hiç bulaşmayacaksınız. Bu seçimde işin içine mutlak bir tecrübe girmekteki ince eleyip sık dokumalısınız, yoksa pişman olursunuz, tekrar söylüyorum o gitar sizi canınızdan bezdirir eğer işi yanlızca koleksiyon amaçlı yapmıyorsanız :)

Bu bağlamda tamam fakat birde işin mojo kısmı var, görüntü ve hissiyat. Bu konuya karışamam kişisel zevktir ki bu yüzden şu an elimde tuttuğum vintage gitarlarım var, yoksa tonları bulunmaz, inanılmaz, dünyada tek olduğu için değil, koleksiyon ve hissiyat meselesi... Ama eğer işçilik vs. gibi sorunlardan konuşacaksak burada öznellikten çok nesnellik devreye giriyor. Şimdiki fender custom shop gitarlar çok daha tecrübeli ve solid body gitarlar adına çok daha bilgili insanlar tarafından üretiliyor. Sorunsuz ve milimetrik gitarlar genel olarak, uğraştırmazlar sizi ve peşinde koşmazsınız. Bana lütfen ağaç kuruluğundan falan bahsetmeyin yalvarıyorum :) Vintage gitar koleksiyon işidir benim bakış açıma göre, yani tonları bulunmaz, şu an hiçbir gitardan çıkmayacak, özel gitarlar değillerdir, özel olmalarını sağlayan şey tonları değil koleksiyonluk değerleridir.

Üstad ne gerekiyorsa söylemiş yanlız söylerken de birazcık acımasız davranmış aslıda :) Evet olay genel olarak böyledir. Ama yazıda sanki 100 gitardan örnek olsun diye söylüyorum 2-3 tanesi gerçekten vintage kelimesinden bekleneni yansıtır gibi bir imaj var. Fakat durum pek de öyle değil aslında. Ağaç kuruması meselesi hakkında ben bu yazılanlara pek katılmıyorum hocam bence tona ciddi anlamda katkısı var fakat tamam tartışmayalım çünkü cidden göreceli bir konu. Vintage gitarlar hakkında bence asıl söylenmesi gereken şudur. Aslında çok büyük bir yüzdesi hakikaten hem ton hem de zerafet anlamında çok nadide parçalardır fakat satışı yapılan gitarlar ne yazık ki yukarıda belirtilenler gibidir. Zaten öyle olmasa satışa pek konulmaz. Tabi bu söylediklerim genellemedir hepsi için bu geçerlidir diye birşey kesinlikle iddia edemeyiz.
 
en basitinden batuhan mutlugilin telecaster ı vintagedir bkz;
15_1158172610_7200.png
images.jpg


benim anlamadığım şu cuteway olmayan kısmı nasıl bu kadar eskiyebildi ? Hadi gitarı çalarken gövdede kolunu koyduğu yerin -nitro cilanında ter vb dış etmenlere karşı zayıf olduğunu biliyoruz- sürtünmeyle birlikte ki 7-8 sene içerisinde muhtemeldir eskimesi normal ama sapın bittikten sonraki gövdenin üst sol köşesi nasıl eskimiş bu sürede :D tonları aman aman bir gitar değil bundan daha iyi custom shop soundları duymuşluğum var tabii göreceli bu da
 
Hırpalanmış, örselenmiş gitarlar bunlar. Alan kişi de çalmak için değil de daha çok sahip çıkmak için alıyor genelde, diğer koleksiyonluklarına yaptığı gibi. Yıllar önce bir mağazada ilk gitarımı alırken almak istediğim gitarın bir önceki yıla ait olduğunu (yani 1 senedir mağazada gelenin gidenin denediği) öğrendiğimde almak istememiştim ancak satıcı bunun bir dezavantaj değil avantaj olduğunu "keşke şöyle 20 30 yıllık bir gitar bulsam da alsam şarap gibidir bunlar ağaç kuruması tonun oturması vs vs." alttan girdi üstten çıktı aldırmıştı bana o gitarı nihayetinde. Ancak ağacın kuruması zırvalıklarının bir efsaneden ibaret olduğunu çok geçmeden ben de öğrenmiştim bu işe başlayınca. Vintage gitarın kağıt üzerinde tek avantajı da bu zırvalık olduğunu düşünürsek aslında bi numarası yok yani bunların, yılların getirdiği vuruklar çizikler klavyede oluşan sorunlar dışında.
 
Ya vuruklar çizikler güzel duruyor, hatta asıl çekici olan kısmı o bi çok insan için.. Fakat şu ana kadar o yıllarda alınıp, ayda yılda bir çalınan bir gitar dışında düzenli olarak kullanılmış bir gitarda illaki sorunlar olacaktır. Sırasıyla ben yardımcı olayım hani dediğim gibi birçok vintage gitar sahibi ve denemiş biriyim diye hava yapmak değil niyetim, sorunlarını heralde benden iyi bilen yoktur forumda...

*Sap ile gövde bağlantısını sağlayan vida yuvalarında boşluklar yalamalar oluşmuştur, ileri durumlarda sapı sertçe salladığında akord kaçar ve sap oynar langır lungur
*Saddle üstündeki minik, yüksekliği ayarlamaya sağlayan vidalar ya yalama olmuştur yada düzenli olarak yağlanmadığı için artık dönmez durumdadır
*Akord kulakçıkları sık sık bendlerde akord kaçırır
*Sap muhtemelen bu yıla gelene kadar 2-3 hatta daha bile fazla fret değişim işlemi görmüştür, bu yüzden ağacın kalibrasyonuyla törpülenmek sureti ile baya oynanmıştır, sap incelmiştir. Heleki sap rosewood ise klavye incelmesinden dolayı kullanılamayacak bir hal almış olabilir.
*Yeni nesil custom shoplara nazaran dip gürültüsü çok daha fazladır ve başa çıkılamaz bir haldedir, teknik olarak nedenini bilmiyorum ama karşıma çıkanlarda gördüğüm çoğu kusurdan birisiydi
*Vidaların genel olarak çoğu yalama olmuştur ve artık o deliklere küçük bi kağıt parçası sıkıştırmadan vidalar tutmaz

ve bunun gibi belkide aklıma daha gelmeyen bir sürü sorun.... Eğer cidden bu konuda tecrübeli ise bu ağaç kuruluğundan bahseden kişi, saygı duyarım. Fakat kulaktan dolma bilgileri satmaya çalışıyorsa kusura bakmasın :) İllaki bir fark vardır birşey demiyorum, ama insan kulağı bunu ne kadar hisseder orası tartışılır, yada bu küçük detay için onca para dökmek oldukça saçma geliyor. Tabi iş dediğim gibi çalmak ve ton değilde koleksiyon ise bu söylediklerimi unutun. Koleksiyoncularda zaten yıpranmış vintage gitarları almıyorlar genelde, o yıllarda alınıp fazla çalınmamış temiz parçalar seçiyorlar. Şu yukarıdaki sarı telecaster görünüşe göre 70 lerin fenderlerinden, eğer ağaç kuruması olayına inanıyorsan o gitarın ağacının kurumayacağınıda bil kolay kolay. Çünkü sapıda gövdesite poli cila tabanlı nitro değil. Yanlızca gövdenin üst kısmında poli ciladan sonra bir katta nitro geçiyorlar 70 lerin fenderlerinde. Ağaç yine hava almıyor temelde, hani şimdi bilen biliyordur 70 lerin fenderlerinin özelliklerini ama daha hayatında eline almamış birisi benle bu konuda iddalaşmasın, aynen dediğim gibi durum. Bu gitarın sapıda gövdeside poli cilalı, eskiyen kısım üstteki nitro bölüm. Eğer bir ağaç kuruma olayı varsa ve bir vintage sound durumu varsa bariz bi şekilde kulakla duyulan, o olay bu gitarda söz konusu bile değil :)
 
Kuruma olarak adlandırılamasa da, kullanılmış ve yaşlanmış ağacın daha iyi ton verdiğine inanan müzisyenler var. Örneğin uzun yıllar vibrasyona maruz kalan ağacın yapısının ve rezonansının değiştiği düşünülüyor.

Öte yandan, ben de farkı duyamıyorum ve vintage'a yatırım yapacak param yok. Yine de vintage gitarları yerin dibine sokacak hakkı kendimde görmüyorum. :)
 
Yerin dibine sokmak değilde, ilk mesajımdada dediğim gibi en iyi ton en eski gitardan çıkar kafasını biraz olsun dağıtmaya çalışıyoruz, elbette içlerinde çok güzel olanları var fakat bu oran günümüzdeki ile eşdeğer değil. Günümüzde 100 custom shop fenderden bana göre 80 i iyi ise 100 vintage gitardan şu ana kalanlar arasında 30-40 tanesi kullanılabilir ve iyi durumda.
 
Ya ağaç kuruması meselesinde insanların pek değinmediği noktalar var. Mesela lignin, pektin ve süberin denilen organik bileşikler. Ağaç kuruması derken aslında insanların anladığı genelde içerisindeki suyun buharlaşması gibi bir mesele. Elbette ki bu da var fakat üstte de belirtildiği gibi gitarın üzerindeki cilaya göre bu mümkün ya da değil. Fakat az önce belirttiğim bileşikler zamanla parçalanır ve etkinliğini kaybeder. Ha bu bileşikler ne işe yarar diye düşünüyorsanız o da şudur ki bunları ağaç içerisindeki yapışkan organik maddeler diye düşünebiliriz en basit haliyle. Bu bileşiklerin parçalanmasıyla ağaç hücreleri daha boş ve kaliteli bir rezonansa sahip hale gelir zamanla. Durumu izah edebildim mi bilmiyorum :)
 
Yerin dibine sokmak değilde, ilk mesajımdada dediğim gibi en iyi ton en eski gitardan çıkar kafasını biraz olsun dağıtmaya çalışıyoruz, elbette içlerinde çok güzel olanları var fakat bu oran günümüzdeki ile eşdeğer değil. Günümüzde 100 custom shop fenderden bana göre 80 i iyi ise 100 vintage gitardan şu ana kalanlar arasında 30-40 tanesi kullanılabilir ve iyi durumda.

Sizi kastetmemiştim aslında.. Bir vintage sahibi olduğunuzdan üstünüze de alınmayacağınızı umuyordum .. :) Yazdıklarınıza ben de büyük ölçüde katılıyorum. Ben de bu tür genellemelere karşıyım. "Vintage iyidir" demek ne kadar yanlışsa, "vintage kötüdür" demek de bence yanlış.
 
gitarın sahibi fonksiyonel değerlerinden önce tarihini, üzerindeki yaşanmışlığını, önceki sahiplerinin üzerinde bıraktıklarını sahipleniyor. en büyük değeri işte bu bahsedilen manevi değer.

gitarın yıllar içerisinde yaşlanmasının fonksiyonel olarak gitara birşey kazandırmadığına inananlardanım, ama şuna da inanıyorum ki günümüzde teknoloji ve serbest pazar "en mükemmel" üst segment gitarların yanı sıra her cebe uygun alt segment gitarların da seri üretimini de olanaklı kıldı. ve bugün bu seri üretim düzeni "en kaliteli ürün"ün yaratılmasından ziyade "en çok satılan" ürünün gelişiminin lehine işliyor. evet, bugünkü teknoloji ile kusursuz denebilecek mükemmel gitarlar yapılıyor, ama gitar firmaları ayakta kalmak adına bir taraftan da havuza işemek durumunda, çünkü artık 50-60'lı yıllarda var olmayan düzeyde bir fiyat rekabeti var.

Öte yandan bugün bizim vintage gitar olarak tanımladığımız ürünler, o yıllarda üretilirken rekabetin daha az olması ve gitar markalarının bugüne nazaran daha yeni olması nedeniyle marka algısı ve gücünden daha az etkilendiler, bu da üreticileri maximum kalite ve inovasyon üzerinden rekabet etmeye itiyordu. vintage, bu nedenle yeniliklerin ve tasarımların yarıştığı bir dönemden günümüze kadar gelebilmiş gitarlardan oluşuyor ve burada kalite, ton gibi artı değerlerden bahsetmek elbette mümkün. vintage gitarları günümüzün seri üretim piyasasına getirdiğinizde kalite anlamında da muazzam bir seviyeye yükselmiş oluyor. ama gel gör ki kalbim 52' telecaster, aklım fender custom shop diyor :)
 
İşte buralardan, şurada burada üç beş yıllık uyduruk gitarların dahi "ağaçı kurumuştur, tonu oturmuştur" muhabbetlerine gidiliyor :) İşin dalgası bir yana, çoğumuz sapla samanı karıştırma işine bulaşıyoruz bu konuda da.
Kend, açımdan, vintage denilen gitarlar açıkçası, belli bir dönemde üretilmiş, günümüzdeki muadillerine göre daha kaliteli malzemeler kullanılmış, işçiliği kusursuz gitarlar olmadıkça bana bir şey ifade etmiyorlar. Sırf üç aşağı beş yukarı benimle veya babamla yaşıt diye bir gitara onbinlerce dolar dökmek akıl işi değil bence. Hele o abartılı boya dökülmelerinin hiç bir anlamı yok benim için, aksine bana itici geliyor nedense.
Kısacası, ister bir yıllık olsun ister elli yıllık, benim için gitarın şöyle böyle, eh işte tarzı çalınabilir değil, çatır çatır çalınır durumda olması, sustaini, rezonansı önemli bence. Ha, 60 veya 70'lerden kalma, malzemesi ve işçiliği kaliteli, çalınır durumda bir gitara para dökmeye eyvallah, hakkını verecek kişi alsın sahiplensin, ona tabii ki itirazım yok.
 
Bu arada vintage sadece bulunduğu çağa göre ileri özelliklere sahip demektir...değeri ise az bulunması ve kolleksiyon değeri taşıması ötesine geçmez...yani 70 model bir mercedes speedster vintage iken murat 124 değildir...günümüzde üretilen ve bu güne göre üstün özelliklere sahip tüm gitarlarda emin olun yıllar sonra vintage olacaktır...nitro boya hadisesi ağacın kuruduğu ise tamamen geyik ve ölü seviciliktir..(aksine ağacın belli bir neme sahip olması gerekir)örneğin fender gitarları ilk yaparken leo fender emin olun alderi tonu vs. için değil sadece ve sadece kolay ulaşılabilir ve maliyeti düşük olduğu için kullanmıştır..aynı zamanda nitro boylarda o devirde otomtbil vs.sanayinde yaygın kullanılan boyalardır...hızlı kurur vs...günümüzde çevreye ve insan sağlığına zaraları nedeni ile kullanımı kısıtlanmıştır...tek niyeti ucuza versatil bir gitar yapmaktan öte değildi...ve fenderde tüm nitro boyaların altında sanırım 60 lar sonrası fullerplast bayağı sert plastik benzeri diye bir malzeme kullanılmıştır.amacıda boyanın hem az kullanılması hemde yüzeyin düzgün olmasıdır...aynı ağaç,manyetik vs sahip iki nitro ve poly boyalı gitarı yan yana çaldığınızda duyduğunuz fark plasebodan öteye geçmez...çoğu pazarlama gazıdır...mojo olayı ise kesinlikle katıldığım bir husus ve herkesin tercihine de saygılıyım...kullanan arkadaşların dediği gibi vintage aletlerde sorunlar bitmez..bir de ağaç gibi organik bir malzemeyi zaten boyamanın vs amacı sadece dış ortamdan nemden vs korumaktır..yoksa çürür gider...herkese saygılar sevgiler...
 
Vintage'dan kasıt 50 yıl öncesi ise o tarihten beri ne kadar ormanlık alanın yok olduğundan haberiniz varmı?

Daha 2-3 yıl önce Gibson fabrikasına baskın yaptılar ve bazı kerestelere el koydular, sırf bu yüzden adamlar rosewood görünümünde maple klavye'li gitar çıkarttılar :) Amerika'da vintage gitar sahipleri gitarlarını resmen saklamaya başladı üstünde nadir ağaç var ve el konabilir diye (yasaklar yokkan satın aldıklarını kanıtlayamayanlar).

Bağlayalım; yani o yıllardaki ton ağaçlarının çoğu artık yok. Mesela, Taylor firma sahibi bugünkü en büyük abanoz stoklarına sahip ve alıştığımız simsiyah abanoz klavyelere artık fazla alışmamamızı öğütledi...meğer ağaç kesildiğinde aslında çoğu açık renkmiş bende bilmiyordum yakın zamana kadar.

Bunlar haricinde yeni janraları bir kenara koyarsak herkes o vintage gitarların tınılarını taklit etme peşinde. Sadece gitar değil, manyetik firmalarıda dahil buna ve onun kalmayıp eskitilmiş görünümü en iyi nasıl veririz diye kafa patlatlatan/maaş alan insanlar var.

Türkiyede iyi vintage gitar evet nadir, benim amcamın bir tane var belçika malı dandik bir şey ama bu dünya bakış açımızı daraltmamalı.
 
maalesef amerikan kapitalist sistemi her yerde olduğu gibi''hero of the day '' gazını ,100 yıllık tarihiyle ikonlar mitler yaratma işini çözmüş hepimizde yiyoruz..rock müzikte dahil popüler kültürle reklamla dayatılan, kazanılan imajları fanatikçe savunmak ne kadar başarılı pazarlama taktiğine sahip oluduklarının bariz örnekleri...hiç düşündünüzmü neden 2 usa markası hep belli alanda aşırı abartılıyor...pepsi coca cola,yada fender gibso yada burger mcdonalds....örneğin sizi düşürmekten öte bir işe yaramayan,yakıt canavarı bir harley günümüzdeki örneğin japon malı kaliteli bir motordan pahalıya satılıyorsa,bisikletten beter eski ilk üretim bir harley servetlere satılıyorsa,hadi bunuda geçtim buna servet veren kolleksiyonerler dışında bunu gerçekten iyi sananlar varsa olay biter...ağaç ağaçtır....buna farklı misyonlar yüklemek bunu abartmak ise ölü seviciliktir...gitarı alın çalın keyfinize bakın...50 bin dolarlık bir gitar sizi hendrix yapmaz ama hendrixin çaldığı 500 dolarlık gitarda ağzınız kulaklarınızda size nirvana yaşatır....gaza gelmeyiniz...vintage aletler sadece ve sadece kolleksiyon değeri taşır.....bir hendrixin donunu bulan temizlikçi bunu açık artırmayla satsa verilecek binlerce dolar para o donun kalitesini vs değiştimez....ve onun sıradan 5 dolarlık don olması ötesinde sadece
ve sadece kolleksiyon değerini artırır..57 chevy çarpışma testlerini izleyin..alet ölüm makinesi..yakıt canavarı..ama son model bir chevroletten pahalı satıması sadece nadide ve artık bulunmamasından....ondan aldığınız keyif ise kafanıza kazınan imaj ve efsanelerden...saygılar sevgiler...
 
Road Worn olayıda ayrı bi dava zaten :) Muhtemelen birgün otururlarken düşündüler biz bu elimizdeki çok çok kötü ağaçları çöpe atmadan yada çine, koreye yollamadan normal meksikalardan daha pahalıya nasıl satarız diye, sonra birisi bu fikri attı ortaya burguları,köprüyü falan vintage stil kullanalım, manyetikler yine tex mex meksika olsun, bide maliyeti sanıldığı gibi yüksek olmayan nitro yapıp iki eskitelim, sonra millete bu seriyi gitarın görüntüsü ve mojosu ile iki katına sürelim zaten ağaçtan çakmaz bunu alacak adamlar, hemde elimizdeki kötü ağaçları tam tersine zarar etmeden normalden daha fazla kar edelim :) Olay bundan ibarettir, road wornlar tonal anlamda çöp gitarlardır, istisnasız hemde... öyle aradan güzeli çıkar belki diye ümitlenmeyin, çıkmaz :)
 
Road Worn olayıda ayrı bi dava zaten :) Muhtemelen birgün otururlarken düşündüler biz bu elimizdeki çok çok kötü ağaçları çöpe atmadan yada çine, koreye yollamadan normal meksikalardan daha pahalıya nasıl satarız diye, sonra birisi bu fikri attı ortaya burguları,köprüyü falan vintage stil kullanalım, manyetikler yine tex mex meksika olsun, bide maliyeti sanıldığı gibi yüksek olmayan nitro yapıp iki eskitelim, sonra millete bu seriyi gitarın görüntüsü ve mojosu ile iki katına sürelim zaten ağaçtan çakmaz bunu alacak adamlar, hemde elimizdeki kötü ağaçları tam tersine zarar etmeden normalden daha fazla kar edelim :) Olay bundan ibarettir, road wornlar tonal anlamda çöp gitarlardır, istisnasız hemde... öyle aradan güzeli çıkar belki diye ümitlenmeyin, çıkmaz :)


Sadece şekil olarak tatmin edebilir ki bence de oldukça gereksiz gitarlardır. Anısı olmayan eski görünümlü gitar bir işe yaramaz bence :)
 
Geri
Üst