Üst Seviye Diye Bahsedilen Gitarlar

Arkadaşlar merhaba.
Bir çok insan için bildiğiniz gibi gitarda aradığı belli başlı özellikler mevcuttur.Bazıları çalım rahatlığı,bazlıları ton karakteristliği vs. gibi.Bu konuda ise artık ilah olmuş markalar vardır.Benim burada merak ettiğim ve konuşmak-tartışmak istediğim konu ise;
İyi gitar nedir?Neye göre belirlenir?
Bir gitar alırken(çaldığınız tarzıda belirterek) nelere dikkat edersiniz.
Ve elinizde bir gitar almak için bir fırsat sunulsa bir kısıtlama koyulmadan hangi firmanın marka ve modelini tercih edersiniz?

Aynı şekilde ampli içinde geçerli bu sorularım;
İyi ampli nedir?Neye göre belirlenir?
Bir ampli alırken(çaldığınız tarzıda belirterek) nelere dikkat edersiniz.
Ve elinizde bir ampli almak için bir fırsat sunulsa bir kısıtlama koyulmadan hangi firmanın marka ve modelini tercih edersiniz?
 
Sanırım elektro gitardan bahsedilıyor.
Benim için artık tondan bir adım daha önde bulunan "ağırlık" meselesi. Eskiden, tonu iyi olsun ağırlığına katlanırım diyordum. Artık katlanamıyormuşum. :)
Kısaca şöyle özetleyeyim;
  1. Ağırlık
  2. Gitarın vücuda sağladığı uyum. (kolun ve göbeğin geldiği kısımların rahatsız edici olmaması)
  3. Klavye rahatlığı. + Olarak maple klavye olması.
  4. Ve son olarak tonu.
Yani bunları birbirinden bağımsız düşünmek olmaz elbette. Hepsini bir arada barındıran gitar benim için en idealdir. Bunları barındıran gitar da benim için stratlar...
 
Üst seviye tabiri göreceli kavramlardan / beğenilerden ziyade kullanılan ağaç kalitesi ve işçilikle ilgili kullanılan bi tabirdir. Mesela bi gitarda AAA flamed maple ön yüz, bookmatched arka varsa bi de üstüne birdseye sap, ne bileyim üç dört kat binding, sedef işçiliği... Gitar el yapımıysa hatta luthier işiyse o gitar üst seviyedir. Fiyatına bakınca da anlaşılır kısa yoldan. Hermann Hauser III marka bi gitarı parasını verseniz bile en az 7 8 senede elinize ulaşır gitarınız, bu süre içerisinde bi kaç senede bir "gitarınızın gövdesi tamamlandı", "sapıyla gövde birleştirildi" gibi posta alabilirsiniz, gitar bittiğinde de 30.000 Euroyu verdiğinizde üst seviye luthier made bi gitarınız var demektir. Klasik gitarlar için şöyle denir, güzel bir seri üretim gitar ton olarak sizi tatmin edebilir, el yapımı bi gitarınız varsa seçilmiş ağaçlardan ve özenle imal edilmiş yüksek kalite standartlarında bir gitarınız olduğunu bilirsiniz ama bir luthier yapımı gitarınız varsa karakteri olan bir gitarınız var demektir.
 
Bir gitarı iyi yapan şey malzeme kalitesi ve işçiliğidir. Ton, ağırlık, ergonomi bunların bir sonucudur zaten. İyi -ve amaca uygun- malzeme seçimi; stabilite, sağlamlık, duruma göre konfor gibi şeyleri beraberinde getirir. Malzemeden kastım sadece ağaç değil bu arada, köprü, akort burguları gibi unsurlar da buna dahildir. Ama iyi malzeme tek başına yeterli değildir. İyi işçilikle değerlendirilmediği sürece bu saydıklarım bir halta yaramaz. Sap işçiliği (özellikle perdelerdeki), sap - gövde bağlantısındaki işçilik benim şahsen en çok önem verdiğim şeyler. Düzgün vidalanmış bir gitarı alelade yapıştırılmış başka bir gitara tercih ederim.

Onun dışında küçük "fikir ürünleri" bir araya gelince gitarı fersah fersah öteye götürebilmekte. Mesela "neck volute" dediğimiz kısım, sapı daha stabil bir hale getirmek için kullanılan karbon ya da titanyum çubuklar, zero fret, gövde tarafında kalan truss rod ayarlama mekanizması benim gözümde birer artıdır.

Son olarak bir gitarın konforsuz olması kötü gitar olduğu anlamına gelmez.
 
Bence gitar o kadar iyi ki, bu konuyu gönderdiğim linkteki gitar üzerinden tartışmanızı bile tavsiye edebilirim. Oturarak çalarken bu gitarın vereceği mutluluğu sanıyorum ki çok az gitar verecektir.
 
Sanırım elektro gitardan bahsedilıyor.
Benim için artık tondan bir adım daha önde bulunan "ağırlık" meselesi. Eskiden, tonu iyi olsun ağırlığına katlanırım diyordum. Artık katlanamıyormuşum. :)
Kısaca şöyle özetleyeyim;
  1. Ağırlık
  2. Gitarın vücuda sağladığı uyum. (kolun ve göbeğin geldiği kısımların rahatsız edici olmaması)
  3. Klavye rahatlığı. + Olarak maple klavye olması.
  4. Ve son olarak tonu.
Yani bunları birbirinden bağımsız düşünmek olmaz elbette. Hepsini bir arada barındıran gitar benim için en idealdir. Bunları barındıran gitar da benim için stratlar...


Aynen katılıyorum. Bir de hss olsun benim için. (bu arada köprü için hangi humbucker' ı alacağıma karar vermedim hala :D )
 
Benim için üst düzey gitar, parmaklarımın seveceği kadar uygun ölçülerde, işçiliği mükemmel, malzemeleri kaliteli, ton, sustain, rezonans açısından kusuru olmayan gitardır. İlle de double cut olmalıdır! SG yüzünden single cut çalamıyorum artık :D Eşek ölüsü gibi ağır da olmasın. Yaşlanınca belimi doğrultamam sonra :)

Amfiye gelince, netlik, clarity olmazsa olmaz. Yüksek drive'da bile çamurlaşmamalı, netliği kaybolmamalı. Fizzylik denilen tiz fazlalığından itina ile nefret ederim, bu tip amfilerden kaçarım. Clean dedin mi, 70'ler kokacak. Clean kanalı kalitesiz amfiyi sevmem. Bunları sayıyorum ama hoparlör olayı da işi çok değiştirir. Kaliteli bir amfiyi kötü hoparlörler de öldürür.

Amfide de, gitarda da marka zorunluluğu benim için yok. Yok derken, gani param olsa,gidip te marka almam İsteklerim doğrultusunda bir amfi ve gitar için iyi bir luthier ve iyi bir amfi yapımcısı kapısı çalmayı tercih ederim.
 
Gördüğüm şey estetik, çaldığım klavye rahat, duyduğum ses ihya ediyorsa o gitar aradığım gitardır. Marka ve model 25 yıldan sonra sadece bir yazı ve logo olarak kalıyor artık. Ben artık kendi gitarımı kendim parça parça alıp, devresini kendim lehimleyip çalıyorum. Örnek: (3 gün önce yaptığım bir stratım):
Strat202_zpsa06211a5.jpg


Warmoth.com chambered ( içi yarı boş) alder gövde ve elime göre kısaltılmış pro conversion 24 3/4 inç kısa klavye, kendi seçimim indian rosewood (gülağacı) şaft üzerine black ebony (kara abanoz) üzerinde sedef noktalı klavyeyle birlikte Lace sensor Hot Gold serisi manyetikler, yine warmoth.com dan ve ebayden ve stewmac.com dan geri kalan tüm elektrik ve metal aksam ile gitarımı oluşturdum. Sesi, akla zarar derece ve en azından Fender Custom shop muadili tam istediğim gibi bir gitar oldu. Merak ettiğinize eminim ki fiyatı da akla zarar derecede ucuza geliyor: Yılbaşı sebebiyle gümrüksüz getirttiğim parçalarla, tüm gitar kargoyla birlikte 1350 USD etti ki, bu fiyat sadece standart amerikan deluxe Fender'den yaklaşık 750-800 USD daha ucuz.

Amfi için bazı tip gitarlarla daha az gainli tonlar ve trash, heavy metal olmayan tarzlar için tüplü amfinin tonlarını transistörlüden çok fazla farklı buluyorum ve illa ki tüplü ancak marka takıntım olmadan araştırırım. Elimde JCM900 Marshall var ki o zaten bana yeter. Ancak, konserler verip para kazanan ve bu işten çok para kazanıyor olsam, ya da gitarlara olan aşkım bitse ( bitiyor galiba ), gidip bir adet TwoRock modellerinden bir de Hughes and Kettner 36 alırdım.
 
Önce karizması önemli benim için. İlk görüşte aşk derler ya aynen öyle işte (y) Vitrinde onu gördüğünde artık dünyada değilsindir, böyle mal gibi bakarsın kız arkadaşını unutursun yanında. Sonra gitar hakkında bişiler sorarken heyecanlanırsın. Mal mal sorular sorar cümle kuramazsın. Vitrinin önünden ayrılırken son bi kez daha bakarsın. Gece yattığında aklına gelir böyle ağlamaklı olursun. Esp Eclipse 1 vb beni öyle çarpmıştı 3 sene önce. Böyle güneş gibi parlıyodu.
Sonra ton önemlidir. Bana göre tonal olarak orjinal gibson manyetikli gibson les paul customun yanına hiçbir gitar yaklaşamaz.
Yani benim için ideal gitar = İnce sap + abanoz klavye + hafif gövde + satin siyah boya + altın renk burgular + lp custom tonları :facepalm:
Esp'de tek ton olarak %100 memnun olmadığım bir durum var. Neden Esp'yi seçtim ? Çünkü ilerde lp customu da alacam :love:
 
He yazmayı unuttum. Çalarken böyle dünyadan koptuğun , sahne performansı gösterirken orgazm olduğun , sonra "gey miyim lan ben ?" diye sorduğun adamın (Metin Türkcan) gitarı ise o gitar.. yerim lan tonunu ben bunu kucağımda görmek istiyorum der, bi yanın zaten onu sana aldırmak için çırpınıp durur. Dünyanın en iyi gitarı odur, onu kucağına aldığın anda ilk kez yapay harmonik yaptığın anda dünyanın en iyi gitaristi olmazsın belki ama en mutlusu olursun :love: İşte ideal gitar, fazla karıştırmayın işte :sneaky:
 
Benim için de the-pentagram3'e benzer şekilde gitarda duygusal yan biraz daha ağır basıyor. Pahalı bir gitarı da gönül rahatlığıyla çalamıyorum zaten. (memur çocuğuyduk neticede..) Mükemmellik hiç aramıyorum. Bir şekilde bir gitarla aramda bağ ya oluşuyor, ya da oluşmuyor.

Örneğin aşağıdaki gitar da çoğumuzun "üst düzey gitar" anlayışına çok uymuyor sanıyorum. Ama neler hissettiriyor? SRV'ye Number One ne hissettiriyordu acaba?


stevie_ray_vaughan_number_one_replica.jpg
 
aiyiadam Geçenlerde bir çocuk bakıma gitarını getirdi. Şu yukarıda ki gibi değil belki ama, babasının gençliğinden kalmaymış. Nerden baksan 50 senelik. Eskimiş, paramparça olmuş her yeri. Ama ne müthiş bir duygudur o.
O an çok istemiştim o tarz birşeyler olmasını. Zaten yeni neslin, duygusal bağı olmadığı için sürekli al/sat pozisyonunda.
İlk stratımı mecburluktan sattığımda, gitara küsüp, ağladığımı bilirim. Teheeey... :)
 
aiyiadam Geçenlerde bir çocuk bakıma gitarını getirdi. Şu yukarıda ki gibi değil belki ama, babasının gençliğinden kalmaymış. Nerden baksan 50 senelik. Eskimiş, paramparça olmuş her yeri. Ama ne müthiş bir duygudur o.
O an çok istemiştim o tarz birşeyler olmasını. Zaten yeni neslin, duygusal bağı olmadığı için sürekli al/sat pozisyonunda.
İlk stratımı mecburluktan sattığımda, gitara küsüp, ağladığımı bilirim. Teheeey... :)
Aria ampliden sonra geçtiğim (parasınıda cep harçlıklarımdan yol parası hariç hiç harcamayıp 3-4 ayda briktirmiştim) fender mustang 2 yi satarken benimde gözlerim dolmuştu..Aklıma getirdi bu hikaye =))
 
Aegnor Luinwe Evet. Bence bir gitarı üstün kılan bir faktör de yaşanmışlık (relic'i kastetmiyorum).

Ben çok analitik bakamıyorum bu konuda. Örneğin Endonezya malı G&L'imi, gitarımın 2-3 katı değerinde bir gitar ile bile kolay kolay takaslayamazdım .
 
Gitarla aramda önce duygusallık olmalı ona bağlanmalıyım yoksa çalamam ikincisi ise ton ve rahatlık.En son hocamın Amerikan Fender Telesinde hissettiğim rahatlığı hiç bir gitarda bulacağıma inanmıyorum ama hadi hayırlısı.Amfi olarakta iki kanallı lambalı bir amfi
 
Geri
Üst