Müzikten Geçim Sağlamak Mümkünmü?

Hep merak ettiğim şu olmuştur iyi ki böyle bir alan ayrılmış müzik ve iş konusunda.

Şimdi merak ettiğim şu :

Bir çoğumuz üniversitelerden mezun olup öyle 2-3 milyar para almıyoruz. Bunu tartışmayacağım elbet bir sürü sebebi var. Ancak piyasada bir çok kişi çalışıp bir taraftan çalıştığı iş sebebiyle müziği sahnelerde uygulayamıyor neden? Sebep şu: diyorki kişi yahu 600-700 YTL de olsa bir maaş alıyoruz sahnelerde çalsam o parayı alabilecekmiyim garantim ne?

İşte bu sebepten bir ton insan iş hayatına girip müzikten gittikçe kopuyor malum Türkiye de özellikle küçük ölçekli firmalar denetim boşluklarından da yararlanıp çalışanın canını çıkarıyor üç kuruş maaşa. Böyle oluncada iş dünyasında ruhunu teslim etmiş adam her gün biraz daha müzikten uzaklaşıyor önce günde 1 saat ileride 15 dk. sonrada diyorki inan 4 gündür elime gitarımı alamdım. Peki niye?

Çünkü geçinmek zorunda ve Türkiye de iş konusunda firmaları denetleyen mekanizma her firmayı tek tek kontrol etmediği için bir çok firma fazla mesai yaptırıyor bayram seyran milleti çalıştırıyor vs. vs. ne kadar yasa varsa deliyor. Böyle olunca bizim müzisyen arkadaşta delik deşik oluyor.

Gelelim konuya, cesaret... Sizce bir kişi eğer ağzıyla kuş tutsa ve hangi şirkete girdiyse 700-900 YTL arası maaş almanın ötesine geçemiyorsa aklı da müzikteyse bu kişi cesaret edip işinden ayrılıp hem müzik yapmak hemde geçineceği parayı sahnelerden kazanmak imkanına sahipmi?

Hadi bunu tartışalım arkadaşlar. Bu anlattığım yukardaki konuya kendimi de katarak herkesin tecrübelerini paylaşmasını rica ediyorum. Amerika da hayatını barlarda çalarak geçiren 40 senelik adı sanı duyulmamış bir ton müzisyen var. Bİzim ülkede durum nedir.?

Bir müzisyen ne bilimm vasatın üstüne çıkmış bir gitarist, basçı, davulcu vs barlarda çalarak ama öyle illada kemancı vs gibi üst düzey sahneler değilde daha başka bir ton sahne var mesela onlarda çalarak geçimini sağlayabilirmi? Sağlarsa ortalama ne kazanabilir haftada kaç saat çalabilir grubuyla vs.

10 tane çalışan arkadaşım varsa 9 u hep bu konuları konuşuyor "ülen aslında istifa etçem işten gitçem barlarda çalacağım" gibi sitemlerle dolu bu çalışanlar.

Ben şuna inanıyorum arkadaşlar gerçek bir müzisyen Türkiye deki çalışma ortamında yapamaz, harcanır, yitiverir. Ruhu müzisyen olan emir alamaz, tuvalete gitmek için patrondan izin alamaz ağırına gider, ticari üçkağıtlarla ürün satışlarını arttırma taktikleri üretemez. Müzisyen adam duygusaldır, yeri gelir hırçın olur, başına buyruk özgür bir at gibidir. İş dünyası derken uluslararası büyük şirketleri kastetmiyorum yanlış anlaşılmasın, hani özlük hakları deyince hööööööööö diye bakan şirketler var ya işte onlarda çalışan neredeyse büyük müzisyen kalabalığı için konuşuyorum. Hani olur da birileri çıkıp ben çalışıyorum ama iş hayatı hiç koymuyor derse bende ona sizin orda eleman arıyorlarmı bende geliiim derim ona göre :LOL:

Hadi yorumlarınızı bekliyorum normal işlerde çalışan ve acı çeken bir ton müzisyen arkadaşta eminim yorumlarınızı merak edecektir.


Teşekkürler.
 
1-müzisyen adamların zorla çalıştırılması konusunda haklısın
2-bi insan müzikte gerçekten iyi para alabilecek kadar iyiyse(göreli olarak daha iyi maaş) o işi yapacak zamanı mutlaka bi yerlerden bulur bulamazsa rahat edemez işten çıkar
3-amerikada orda burda -ki ülkemizde de öyle-kabaca meşhur olmak diye bi' olay sıradan bişey haline gelmiş durumda. çok kolay milleti kendinden haberdar etmek, medyatik olmak.ama bence en iyisi işini sessiz sedasız yapmaktır; yavaş yavaş büyümektir.kalıcılık bana kalırsa böyle bir temelle sağlanır
4-müzisyenliğin özünde serbestilik yattığına şiddetle katılıyorum-hatta "başına buyruk özgür bir at" yakıştırmasını da çok beğendim-
5-bu forum değişmiş galiba ya:)güzel olmuş ama. neyse
fikrim budur
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #3
Hatta ben şöyle düşünüyorum bırak çalıştığı rakamdan daha fazlasını kazanmayı, işte çalıştığı ile aynı rakamı bile kazanabilse büyük bir olay bence. Sonuçta bar, piyasa vs diye bazen eleştririz ama en azından akşama kadar ne bilimm excel de tablo hazırlamaktansa sevdiği şeyi, kendini kendisi yapan şeyi yani enstrümanını çalacaktır. Haa piyasa çalmış vs onlar belki mutlu eder belki mutlu etmez onu. Ama kesin birşey varsa o da şu olacaktır. Yıllarca gözü gibi bakıp sevdiği çaldığı gitarı veya her ne ise enstrümanı, artık o enstrüman ona bakacak ona ekmek getirecektir. Bu bence büyük bir mutluluk. Yani excel yerine el emeği göz nuru yetenekleri ile vaktini geçirmek ve bundan dolayıda ister istemez para kazanmak. Esas güzellik burda.
 
hacı valla amerikaya gidip orda patlıcan...geçen discovery channel da izledim. adını duymadığım rockçı bi herif 2 milyon $ lık araba alıodu.. valla diom adam o biçim geçiniodur...öle araba aldığına göre...
 
İşini iyi yapan birinin para kazanmamasına imkan yok. Kazanamıyorsa gerçekten büyük bir şanssızlık vardır ki bu her sektörde insanın başına gelebilir.

Önemli olan şu: Ben bu işi gerçekten iyi yapabiliyor muyum?

Müzik dünyasında figüran olmak(kimse kızmasın, bar köşeleri....) hiç de özenilecek bir şey değil bence. Başka işlerle uğraşırken çok çekici gelebilir, ama sahnede kendi müziğini ortaya koyabilecek kadar şanslı kaç kişi var? Orda burda sahneye çıkan çok müzisyenden duyuyorum: "Abi X çalmaktan imanımız gevredi..."

Bu yüzden müzikten para kazanmak söz konusu olunca "ben müzik dünyasında hangi açığı kapatıyorum" meselesinin düşünülmesinde fayda var. İşin içine para girince düşünülmesi gereken başka mevzular var, "Bana kim ne için para ödeyecek?" bir arz/talep mekanizması kurup kendi yerini insan o alanda belirleyebilmeli. Bunları düşününce çoğu şey daha net olabilir.

Ben de hayatını müzikten kazanmak isteyen biriyim(sahne değil, sahneye kendi müziğimi ortaya "keyif için" koyabiliyorsam çıkma taraftarıyım). Yıllarca istemedikleri derslerin arasında dirsek çürütmüş mühendislerin aldıkları maaşları kafamda tartınca ben okuduğu bölümü/üniversiteyi bıraktım çalışmaya başladım. Şükür ki bir müzik okulu beni kabul etti, şimdi eskisinden belki 10 kat başarılı bir şekilde eğtimimi devam ettiriyorum. İstediklerimi gelecekte elde edebilecek miyim bilinmez, göreceğiz. Ama istemediğim/sevmediğim/yetenekli olmadığım bir alanda "sıradan" bir çalışan olmaktansa sevdiğim/yapmak için yanıp tutuştuğum/yetenekli olduğumu düşündüğüm bu alanda hem Dünyaya hem de kendime maddi/manevi olarak daha faydalı biri olacağımı düşünüyorum.

Madem mühendislerden gittik, işini gerçekten seven bir mühendis de okurken ve çalışırken benim müzikten aldığım keyfin aynısını alabilir. Bu kişilerin görece "sıradan" kişilere göre çok daha başarılı olduklarını da görüyoruz. Bu da "işini iyi yapan kişi büyük bir aksilik olmazsa güzel para kazanır" tezimi doğruluyor açıkcası. Önemli olan hangi sektörde olduğun değil, o sektöre ne verebildiğin sanıyorum.

Ama demin dediğim gibi, bir bar ortamında başka bir güvence olmadan hayatını idame ettirmek için uğraşmak, düşüncesi güzel olsa bile gerçekte bir kabus olabilir, ve insanı yapmayı en çok sevdiği şeylerden biri olan enstruman çalmaktan tiksindirebilir. Bunların çok örnekleri var. Kurulu brir hayattan böyle bir riske girebilmek için insanın kendine güveninin tam olması lazım diye düşünüyorum. Hayatın dışına çıkması zor çizgileri çizilmeden böyle tercihleri yapmak çok daha kolay.

Ama imkansız diye bir şey yok. İnsanda bitiyor.

Devam eder...


Sevgiler.
 
Ticaret apayri birsey, muzik yapmak, daha dogrusu iyi muzik yapmak apayri birsey arkadaslar. en iyi muzisyen en iyi parayi kazanir diye birsey yok kesinlikle. bu dunyanin heryerinde boyledir. muzikten iyi para kazanmak icin kendini satmayi iyi bilmek lazim, medyatik olmak lazim, yakisikli yada guzel olmak sart! ama butun bu gereksinimlerin icinde iyi muzisyen olmanin payi gercekten cok az. ote yandan sen kendini muzige adamissin, kulagi egitimli kisiler seni gercekten taktir ediyor ama sonucta hayran kitlen cok sinirli kaliyor.

bu anlattiklarimin birebir kaniti fatih erkoc tur. malum adam muzik konusunda olayi bitirmis. bunun yaninda cok da efendi ve alcakgonullu bir insandir. ama cok iyi muzisyen oldugu icin mi isim yapti? hayir, pop sarkilari yaparak isim yapti. peki simdi ne yapiyor? para kazanabilmek icin muzikalite olarak cok kotu bir album yapiyor.

sonuc olarak diyecegim su ki muzik yapmak ve muzikten para kazanmak birbiriyle neredeyse alakasiz seyler. bu konuda bulent ortacgil i ornek aliyorum. adamin isi var, yani parayi ticaretten kazaniyor. muzigi tamamen kendi istedigi gibi yapiyor. ticari kaygisi olmadigi icin son derece rahat
 
en iyi muzisyen en iyi parayi kazanir diye birsey yok kesinlikle. bu dunyanin heryerinde boyledir. muzikten iyi para kazanmak icin kendini satmayi iyi bilmek lazim, medyatik olmak lazim, yakisikli yada guzel olmak sart!

Burda müzisyenliğin sınırı olarak "müzik yapıp sahnede çalma" olayını aldığını düşünüyorum. Müzik sektörü çok büyüki ve müzisyenlik sadece çalıp söylemek demek değil. Aktif olarak çalışılıp para kazanılabilecek bir sürü kolu var müziğin. Ve bence amaç "para kazanmak" ise, "sahne" çokca tanınmış olmayan biri için müzikten para kazanmanın "en zorlu" yolu. Bunu yapmak için harbiden geçerli bir sebep lazım. Bu durumlar sahneyi keyif mekanı olmaktan çok uzaklara götürür.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #9
Burda asıl soru aslında iyi müzisyen olmaktan çok iş hayatında yitip gitmek üzere olan birisinin işinden istifa edip piyasa vs dahi olsa bir bar vs işi ile yine zaten aldığı az maaşı kadar bir gelir elde edebilirmi ve bu yoldan geçimini sağlayabilirmi? Ben inanıyorumki bahsi geçen örnek X kişisi işinden istifa edipte barlarda falan çalıp en azından ağır ve acımasız iş dünyasından kurtulduktan sonra zaten piyasa müziği falan yapmaktan sıkılırsa elbet kendine özgün şeylere yönelecektir diye umuyorum. Ama diyorum ya asıl problem yukardaki soru mümkünmü? deneyen varmı sonuçları ne oldu.? Bir çok insan buradan alacağı cesaret verici sözlerle mevcut işhayatını yeniden değerlendirip belki bir cesaretle hayatını müzikle geçirmeye seçebilir. Tabi bir ihtimal. :LOL:
 
Bu ülkee müzik yapmak,tarz ne olursa olsun,herşeyden önce müthiş bir psikolojik güç gerektiriyor :)

Eğer "Ben bu işten para kazanacağım" diyorsanız,önünüzde pek fazla seçeneğiniz yok,ya piyasanın gerektirdiği yada piyasanın talebine yanıt vererek bu işi deva ettireceksiniz ,diğer yoluda tarzdan ,kişilikten ödün vermeden "aç kalmak" :) .

Malesef kendi tarzını icra etmekte müthiş zorluklar çeken biri olarak bunu rahatlıkla söyleyebilirim,malesef ülkemizdeki müzik piyasası,işletmeciler,yapımcılar çok acımasızlar...

Müziği bir yaşam tarzı olarak benimsemiş,haytını bu yolla kazanan insanların hali ortada,bu yüzden olaya çokta duygusal yaklaşma taraftarı değilim.
 
Kesinlikle 01 e katılıyorum ve de kendini pazarlama konusunda kaan engine. Lakin her ne kadar olay insanda bitsede bunca yıldır üretilen ortaya konulanlar ortadadır. Türkiye müziğin iş veya yaşam tarzı edinilemecek kadar lüks olduğu bir ülke. Genede bu yoldayız karamsarlığıma bakmayın lakin hal bu. Müzik ilen sabit bir yaşam standartında yaşamak mümkün deil. Bekar işi!
(halen bekarım) :)
 
off bu topik beni fena vurdu...Ben bütün bu kaygılar yüzünden gittim sevmediğim bir şeyi okudum suan yaşım 25 ve bir delilik edip onca seni okuduğım işi yapmamaya karar verdim...bakalım sonu ne olacak..bende bilmiyorum..

Müzisyen bir aileden geliyorum. Hani eğer dersenizki bu memlekette bu işle aile gecındırılırmı..ben evet bazı konularda sıkıntı çektim ama çokta zorlanmadım...orta düzeyde bir yaşamım var ...Babam baterist..etilerde tamda piyasanın göbeğinde çalısıyor cok bilinen biir deil ama su ana kadar aç kalmadık..

Ama herseey ragmen aç kalmamak bir kriter olamaz tabiki...Müzisyenlik hayatı idare edecek kadar kazandıran bir meslek olmamalı.Ne bilim aslında bu konuda okadardoluyumki neyi nasıl anlatayım suan bulamıyorum..kelimeleri seçemiyorum..

Yaşadığım en büyük handikap babamın beni inatla bu camiadan uzak tutmaya çalışması..kendince benim için en iyisinin o oldugunu düşünüyor..Ama ben hayatımı mutsuz bir sekılde gecırmek istemıyorum..Şuan okulumu bıtırdım dereceyle...İyi bir kalitede yasayabılme şansım var gibi gibi..Ama ölesine bir boşluktayımki..sanki basından beri hersey yalnış...Günlerim bomboş geçerken ben ölece artlarından bakıyorum...Böyle yaşayamam ama bu saatten sonra bır delilik yapmakta bana neye patlar bilemem...

nyse kafamı bıraz toparladıktan sonra yazarım yine...
 
kanengin bende sanırım bu dediğini yapacağım...boşa gectığini düşündüğüm seneelri avantaja dönüştürüp istediğim şeyleri yapmak için kaynak olarak kullanacağım=)
 
Türkiye deki en yaman çelişki budur: Para ve müzik. Kişisel fikrim ; Türkiye de istediğin müziği yapıp para kazanmanın yolu yoktur. Kim ne derse desin barlarda çalan 3-5 grup dışında (ki onların aldıgı paraların miktarları öyle ahım şahım değil) kimsenin pop,türkü veya eller havaya müziği yapmadan para kazanması mümkün değildir. Bunda sömürmeyi iş edinmiş bar sahiplerinden tutun piyasanın düzenine kadar pek çok suçlu vardır.(Kimse kalkıp bar sahiplerini korumaya kalkmasın ;yıllardır çoğunun ne yollarla bizleri sömürdükleri ortadadır).
Yani ya pop-türkü (burada kastım meyhane/kalitesiz müziktir) çalıp müzik ameleliği ile ruhunu satıp para kazanacaksın , yada bir işe girip ruhunu ve müziği satıp para kazanacaksın....
 
bence bar sahiplerinde suç aramak doğru değil... zira... bir grup bara müşteri/dinleyici çekiyorsa iyi para kazanır.. doğrumu?... e piyasaya bakalım en çok dinleyici kitlesine sahip tarz hangisi??? alternative rock , pop , türkü.. sonuncusu konusunda pek bir bilgim yok ama ankarada sakaryanın 4te 3ü türkü bar olduysa wardır bişeyler...

blues jazz mükemmel müzikler olabilir.. ama barda 10kişiye çalıp 300 400 gibi rakamlar almak pekde akla mantığa uygun değil... zira o 10 kişi vucütlarının 3katı kadar içki içse ancak çıkartırlar masraflar... bu ülkedede hiç bir blues grubunu 300kişi izlemez... oda apayrı bir konu... ülke olarak müziğe bakış açımız belli zaten...
 
Ankara, İstanbul ve İzmirde barda çalanlar tahmini ne kadar aldıklarını yazabilirlermi en güzel böyle fikir sahibi olacağız sanırım. İlla birebir fiyat yazmanıza gerek yok maksat fikir vermek olsun. ;)
 
Benim kişisel fikrim, "Müzik sayesinde para kazanılır mı" handikapının, bu işte yıllarca didinip çalışıp emek harcayıp; ama bunun sonucunda kendisini sırf bu emeklerinden dolayı çok iyi müzisyenler sanan ve doğru düzgün meblàlar kazanamamış insanların çoğunluğu oluşturmasından kaynaklandığı yönündedir.

Açıkçası müzisyenler kadar müzikseverlerin de suçu büyük. Gözümüzün önünde cevap sırıtıyor resmen. Biz ki çok sevdiğimiz yabancı müzisyenlerin albümlerini dahi korsan alan ve çok hızlı bir şekilde dinlediğimiz müziği tüketen bir toplumuz, hangimiz 10-20 ytl çıkıp konserleri takip etmeye çalışıyoruz.

Ben şahsen barlarda, açık hava festivallerde çıktığım zaman aldığım paradan haz etmiyorum. Bunda çok ciddiyim. Neden?

Orda beni dinleyen insanların bir kısmını da olsa az biraz tanıyorumdur genelde (şehir dışı konserlerim bunun dışında). İnsan tam olarak emin olmak istiyor, "bu adam beni tanımasaydı da konserime gelir miydi?" O adam oraya girerken mekana para veriyor, mekanın cebine giren paranın 1/10'u falan da grubumuza kalıyor diyelim. Bu ne demek? Benim oraya gelen arkadaşlarımın 6-7 tanesinin parası direk benim cebime giriyor. Ben şahsen durup bi düşünüyorum bu para meselesini...

Şimdi konuyu pek de dağıtmadan bağlayım. İşte bu arkadaş çevresiyle başlayan müzik hayatımız, daha da ileriki zamanlarda barları doldurabilecek düzeye ulaşıyor, şehir dışından konserlere çağırılıyoruz, ve sırf bunlardan dolayı kendimizi iyi müzisyen sanıyoruz. Bu sangı içersinde de aldığımız -ve bazen alamadığımız- paraya lanet ediyoruz.

Bence para kazanabilme beklentisinin nelerden kaynaklanması gerektiğini tekrar düşünmeliyiz.

Aktif müzik yapan arkadaşlar, unutmamak gerekir ki bu safalarda konserlerden, bar programlarından kazandığımız paranın bizi zengin edebilmesi imkansız. Müzisyenlere ilk etapta yaşanabilir parayı kazandıran, onları piyasaya süren firmaların verdiği paradır. İnsanlar tarafından tanınmak için onlara muhtacız. Ama iş öyle bir hale gelir ki, artık tanınmak için TV kanallarına, radyoya, dergilere ihtiyacınız olmaz. İşte o zaman sizi zengin edecek şey konserler olabilir.

Bu, bugüne kadar yapılamadı diye, hiç yapılamayacak değildir. Ümidimizi yitirmemiz olabilecek en kötü şeydir bana kalırsa.

Ama farkına varmamız gereken bir durum da para kazanmayı hak edecek kadar başarılı ve kaliteli işler üretiyor muyuz? Burda sakın ha 2. bir handikapa düşmeyelim, X grubu çok dandik müzik yapmasına rağmen çok popüler olmuş olabilir. Kendimizi onlardan gömlek gömlek üstün görmekte haklı bile olabiliriz. Unutmamak gerekir ki o X grubunun ömrü kelebeğin ömründen bile kısa olabilir. Ve bir de medyanın o X grubunu nasıl gösterdiği de önemli. Balon gibi şişirme gruplardan bahsediyorum burda. Medya onları zaten çok popülermiş gibi gösterip, göz boyar ve kitlesel bir hareket başlatır. Toplumumuzun koyun kesimi de "aa meğer herkes bunu dinliyomuş ben de dinleyim bari" der, ve bunu diyen insanlar sayesinde gruplar kısa vadede bir yere gelebilir.

İşte bu tarz grupların hangi gruplar olduğunun farkına varıp, bunları gördükten sonra da asla müziğe lanet etmezsek belki bu "müzikten para kazanılmaz" mantığını da yıkabiliriz.

Daha önce yapılamadı diye, hiç yapılmayacak değildir.
 
Bir de, bire-bir şahit olduğum o X grubundan olan insanların da kendi yaptığı müziklerden hiç haz etmediklerini de unutmayın. Dışarıdan gözüktüğü gibi olmayabiliyor bazı şeyler.

Parayı bu işten kazandığını düşündüğünüz bir çok insan, zaten bu işlere girişmeden önce de para sıkıntısı çekmeyen insanlar olabiliyor. Yani zengin kesim diyebiliriz. Ama dışarıdan -doğal olarak- bu parayı müzikten kazanmışlar gibi de durabiliyor.

Müzik yapacaksan, gözünü kapayıp nefesini tutup kulağını tıkayıp kendi bildiğini okuyacaksın. Etrafta boşu boşuna demoralize olabileceğimiz çok unsur var. İş, yaptığın müzikle de bitmiyor, psikolojinin ve kişiliğinin ne kadar sağlam olduğuyla ve fikirlerinde de ne kadar kararlı olduğunla da alakalı.

İşimizi bırakıp müzik mi yapmayı planlıyoruz. O zaman elimizin altında yapmış olduğumuz müziklerimiz olmalı. "Hadi ben işi bıraktım, şimdi gideyim beste yapayım da para kazanayım" demekle olmuyor. Alt-yapı ve fondaki görüntümüzün -imajdan bahsetmiyorum- iyi olması veya HALİ HAZIRDA OLMASI şart.
 
"Maymunlar, başka bir dala tutunmadan bindikleri dalı bırakmazlar" diye bir söz duymuştum bi yerlerde, hatun kısmı için sarf edilmiş bir laftı :) İş ve para konusunda da mantıklı bir laf aslında...
 
şöyle birt örnek vereyimm:::
pilli bebek'i hepiniz az çok biliosunuzdur grup olaraktan... 2 3 riff ordan 3 5melodi buradan 2de birbirinin aynısı söz hobaaa albüm fln felan... ordan kırdıkları para nekadardır bilmiyorum ama her cuma dummy'de çalıyorlar gecelik aldıkları ücret 500ytl... iyi para...
 
Geri
Üst