ben ne kadar anlatırsam anlatıyım karşımdaki ancak alma kapasitesi kadar alacaktır,abicim farklı düşünüyoruz,ne sen beni anlıyorsun ne de ben seni,senin ağzının payını verme gibi bi derdim olmadığı da çok açık ama şunu bilmelisin senin fikrini değiştirip değiştirememek benim için hiiiç de önemli değil!camın ömrünün uzun olduğundan bahsettiğimi anlamalıydın yarılanma süresi derken,camı radyoaktif bi madde olarak düşünebileceğini sanmamıştım o tabiri kullanırken, sadece kullanım kolaylığıydı ama sayende bu kolaylık da kalmadı!
bilim bir saat gibidir takır takır işler pilini takmalısın ki sana doğru göstersin zamanı!ufak bir hatayı affetmez o kadar!bu kadar mı korkuyorsunuz hata yapmaktan!dünyanın bir çok yerinde dünyanın enerjisi çok az bir enerji verilerek üretiliyor yıllardır, gerçekleşen kazaların kaç tanesi insan iradesi dışında?bilim mi din mi diye tartışacağınıza bilimin zenginliklerinden faydalanmayı amaçlayın bence!alın işte size çernobil kazasının gerçek iç yüzü, kimdeymiş hata!
Ukrayna'daki Çernobil nükleer güç santralındaki kaza, reaktör güvenliği ile ilgili bir test sırasında gerçekleşmişti. Yapılan test, bu tür reaktörlerin kararlı çalışamadığı çok düşük güç seviyesindeydi ve bu seviyede reaktörün güvenlik sistemlerinin devreye girmemesi için, sorumlu operatörler, normalde yapmamaları gerektiği halde acil durum kapama sistemini devre dışı bırakmışlardı. Deney sırasında kalp içi sıcaklıklar güvenli seviyenin üstüne çıktığında ise reaktörü kapatacak ve soğutma sağlayacak sistemler devre dışındaydı. Bu affedilmez hata, buhar basıncının artmasına ve
bu yüzden oluşan buhar patlamasıyla birlikte çatının çökmesine yol açtı. Böylece, reaktör içindeki sıcak grafit doğrudan atmosferle temas eder hale geldi. Havada bulunan oksijenle reaksiyona giren grafitin yanmasıyla reaktör kalbi bütünlüğünü kaybetti ve bu tür Rus reaktörlerinde (RMBK-1000) koruma kabuğunun da olmaması nedeniyle, radyoaktif maddeler dışarı salındı.
26. Nisan 1986, saat 01:23'de olan bu kazanın etkileri çok büyük oldu. Özellikle Kuzey yarıküre kazadan etkilendi.
Türkiye Çernobil nükleer santral kazasından en az etkilenen ülkelerden biridir. Kaza sonrası hava, toprak, su, yiyecek, içecek ve pek çok çevre örneğinde ölçümler yapılmıştır. Bu ölçüm değerleri ve Türk toplumunun gıda tüketim alışkanlıkları dikkate alınarak yapılan hesaplamalar sonucunda kazanın 1 inci yılında Türkiye'nin Trakya bölgesinde Bulgaristan, Yunanistan sınırı boyunca bir kısım ile Doğu Karadeniz Bölgesinin bazı kesimlerinin radyoaktif bulutun geçişi süresince fazla yağmur alması nedeni ile bu bölgelerde radyoaktif kirlenmenin diğer bölgelere göre daha yüksek olduğu belirlenerek, bu kesimlerde yaşayan 100.000 kişilik kritik gruptakilerin 0.6 mSv doza maruz kaldıkları, kazanın 2 nci ve 7 inci yılları arasında ise kritik grubun 0.06 mSv, genel toplum bireylerinin ise 0.04 mSv aldığı belirlenmiştir.
açıklayıcı olması için örneğin bir akciğer filmi çektirdiğinizde aldığınız doz 0.02 mSv'tir,bilgisayarlı tomografi ile alınan doz 8mSv'tir,ayrıca topraktan aldığınız radyoaktivitenin dozu yıllık ortalama 2.4mSv'tir!
Siz isteseniz de istemeseniz de radyasyon yaşamın bir parçasıdır!hani derler ya radyasyonla yaşamayı öğrenmelisiniz yani size uzak olan bir nükleer santralden zarar görmeyeceğinizi mi sanıyorsunuz,havda ne kadar ilerleyebileceğinden haberiniz yok mu?
kaçın uranyum geliyoooooo