Brokeback Mountain

SANAL_FIRLAMA demiş ki:
Oscar törenlerinde acaba Crash en iyi filmi alırmı.Sizce süpriz yapabilirmi...

oscarlar sahiplerini buldu...alıntıdan da anlaşılacağı gibi crash en iyi film seçildi...brokeback mountain üç ödül alabildi(en iyi yönetmen,uyarlama senaryo,film müziği)...george clooney kendi tahminlerinin de dışında en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü aldı...diğer performans ödülleri tahminler doğrultusunda dağıldı(rachel weisz en iyi yrd.aktris :mrgreen: ) brokeback mountain de dahil bütün ödüllü filmler umarım ülkemize gelir de izleme fırsatı buluruz...

http://www.oscars.com/oscarnight/winners/index.html?ad=oscarnight
 
Oscar gecesinde daha önce ödülleri silip süpüren bu filmden çok umutluydum ama maalesef üç ödülle mükafatlanırdı akademi.En iyi yönetmen ödülünü ise Ang Lee’nin alması daha da sevindirdi.Daha önce “Ice Storm”la başımı döndürmüştü.Çok iyi bir filmdi.Aile içi ilişkilerini,insan iletişimini en ince ayrıntısına kadar irdeleyen bir yönetmen.Brokeback Mountain’den de çok umutluydum.Zira çok beğendim filmi.Özellikle senaryosu ve müzikleri çok etkiledi.Ayrıca Ang Lee’nin filmin ilk başlarında iki kovboyu tek karede (tanışmadan önce) buluşturması ve sonraki Wyoming görüntüleri muhteşemdi.Wyoming’de geçen bir sürü film izlemişimdir ama bu en etkileyicisiydi.Manzara görüntüleri ve o sisler çok iyi verilmiş. Jake Gyllenhaal bence çok iyi bir oyuncu.Bunu daha önce “October Sky”,”Donnie Darko” ve ne yazık ki beğenilmeyen “Moonlight Mile”da kanıtlamıştı.Heath Ledger ise genç yaşına rağmen o rolün altından tam anlamıyla kalkabilmiş.Wyoming aksanı falan hepsi çok iyiydi. ;)

Filmdeki şarkılarda zaten tanıdık parçalardı.Roger Miller’ın “King of the Road”,Steve Earle’nin “Devil’s Right Hand”,The Allman Brothers Band’in ünlü “Melisa”sı,ünlü country şarkıcılarından Merle Haggard’ın “I’m always on a mountain when i fall”,Willie Nelson’un seslendirdiği Bob Dylan cover’ı “He was a friend of mine”ı duymak filmdeki güzel anlardı. ;)
 
türk aklı işte bu oscarlık filmi 'dönme kowboylar' diye çevirip satabiliyolar..tamam kırıkbel dağı saçma ama uydur be güzelim kas azcık kendini..hatta 'dönme' denmiyo da daha bi argo pansy diyim geçiyim..

jake gylenhaall harika bi kişilik zaten..ama nasip olmadı izlemek indiricem artık ya da dvd beklerim bakalım..
 
Amma dedikodu varmış sizde de, yorum yapanlardan sadece biri filmi izlemiş:) ben de izledim.
Film, minnacık bir tane bile fazlalık olmadan, öyle sade bir aşk hikayesini anlatıyor. Homoseksüel bir aşkı, ne pornografiye ne de abartılı başka bir türe kaydırmadan, tutarlı bir gerçeklik duygusu içinde vermeyi başarmış yönetmen. Hayli riskli bir konu çünkü, takdir etmek lazım. Bu yüzyılda yaşanmış ya da yaşanmış olması muhtemel böyle bir ilişki daha iyi işlenebilir miydi bilmiyorum. Çok beğendim ben filmi.
Oscar konusuna gelince, Crash çok sağlam bir film ama jurinin bu seneki tavrıyla ilgili bir durum bence, sonuçta bu yıl ödül alan filmlerin genelinden de seziliyor. Dahası, Oscar dediğin nedir ki?
 
Izleyeli 2-3 hafta oldu simdi ve filmi gay bir arkadasimla izledim..ve film bence gercekten cok iyi oynanilmis..bazikiler man iki gayin ask hikayesi diye tanimlasa bile filmin asil konusu gay insanlarin böyle duygulari olduklarinin aciklamasinin problematigini dile getirmis..ve gercekten böyle insanlar icin bu cok zor birsey..ne kadar özgür bir ülkede yasasalar bile...filmi birlikte izledigim arkadasim her zaman icinde olan duygularini 23 sene sonra aciklayabildi ve onuda büyük bir zorlukla..
Bence film bunu cok iyi anlatmis..
Heath Ledgerin bu rolü kabul etmesi onu benim gözümde dahada bi büyüttü :D
 
Filmi akşam izleyebildim. Ang Lee'yi zaten çok severim. Özellikle Kaplan ve Ejderha çok ayrı bir yeri olan şaheser. Ancak Brokeback Mountain beğendiğimi söyleyemeyeceğim açıkçası.

Objektif olarak bakılması gerektiğini düşünüyorum. Konusu, nasıl bir aşk olduğu önemli değil, özünde iyi bir film değildi bence. Sadece eşcinsellik üzerine dayandırılmıştı çünkü. Yani iki adamın birbirine aşık olmasından başka bir hadise yoktu. Dolayısıyla objektif anlamda bakınca aşk hikayesi olarak da çok çarpıcı gelmedi bana. Charlize Theron ve Christina Ricci'nin oynadığı Monster'da da lezbiyenlik işleniyordu ama filme genel olarak bakınca konu sadece bu değildi. O iki kadın birbirine aşık olmasa da ortada yine bir konu vardı. Brokeback Mountain filminde ise adamların aşkını çıkardığınızda ortaya koca bir sıfır çıkıyor.

Filmde eşcinsellik, sadece iki erkeğin tercihi olarak işlenip daha etkileyici bir öyküye dayandırılsaydı, koskoca filmin bir tek bu yönünden alınıp değerlendirilmesi kesinlikle yanlış olurdu. Ancak dediğim gibi filmde başka bir şey yoktu zaten dolayısıyla sadece bu yönünden bakmak zorunlu oluyor.

Maalesef film için benim yorumlarım bu, herkesin cinsel özgürlüğü kendine, kim ne yaşarsa yaşasın diyen biri için çok anlamlı bir film olduğunu sanmıyorum. Ortada bir aşk hikayesi ise anlatılan, bir kadın- erkek, kadın-kadın ya da erkek-erkek kombinasyonu ilgilendirmiyor beni. Dolayısıyla filmin başrol oyuncuları bir kadın- erkek olsaydı film hiç de çekici değildi. Bu yönden bakılınca hikaye bana etkileyici gelmedi.
 
"Korsan'da "dönme kovboylar" olarak tercüme edilmesine şaşaırmadım. Çünkü Adana korsan satıcıları CD paketinin üzerine "İBNE KOVBOYLAR" yazmışlar :)
...
Filmi daha izlemedim ama fütüristin eleştirisini dikkate alırım. Bence Türkiye'de de böyle bir film çekilmeli. Ortalıkta terör estiren, pavyonlarda konsomatris götüren iki mafya babasının eşcinsel aşkını yansıtsalar pek güzel olurdu. Mesela Polat Alemdar karakteriyle, Memati'nin eşcinsel aşkı konu edilmeli. Bizim "kovboy"'larımız da onlar değil mi :)
 
Futurist su sekilde benim dusundugumu söyliyim ben...

Film zaten "Love is the force of the nature" kelimeleri ile basliyor ve filmin konusundan aski cikarirsan tabi bir sey kalmaz. Iki tane heteroseksuel elemanin öldurulme riskini bildikleri haldi birbirine 20 yil boyunca o kadar bagli kalmasi bence baya guzel bir konudur. Filmin islemeye calistigi tek sey zaten ask oluyor ve normal Hollywood sinemalarinda pek yapilan bir sey degil bu iki erkek arasinda. Bir de her ikisinin birbirini sevmemeye calismasi ve Heath Ledger`in aski ve cinsel istekleri icin bu sey diye bahsetmesi zaten filmi daha cok acip homoseksuellige guneyde olan ön yargilari anlatiyor.

Bu arada Monster bence pek iyi bir örnek olmamamis cunku Monster`in konusu Aileen Wuornos`un kisiligiydi ve lezbiyenlik sadece filmin bir parcasi oldu. Yillarca homoseksuellik bir parca olan filmler görduk ama bunda ana konu olarak almislar ve tamda heteroseksuelligin sembolleri olan adamlari kullanarak hem ön yargilara hem de yillarca bir askin insanlara ne kadar aci verebilecegini göstermis. Filmde ki sahneler ve sözler zaten her seyi anlatiyor ve adamlarin birbirine asik olduklari icin birbirini suclamasi. Aski cok guzel islediklerini dusunuyorum ben ve Ennis`in filmin sonunda "Jack, I swear" demesi daha bir koyuyor insana...
 
Yok zaten Monster örneğini özellikle iki film birbirine benziyor diye vermedim. İkisinin de insanların cinsel tercihlerini izliyoruz. Aklıma başka film gelmedi o anda o yüzden Monster yazdım ;)

Değerlendirmeyi şöyle yapıyorum;

Bu bir aşk filmi, dolayısıyla hangi cinsler arasında yaşandığı önemli değil. Bu filmi bir kadın ve bir erkek arasında yaşanan yasak aşk filmi olarak izleseydim beğenir miydim? Ben yine beğenmezdim çünkü yıllar önce yaşadıkları aşktan sonra evlenip yuva kuran iki insan senelerce belli aralıklarda görüşüp bağlarını koparmıyorlar. Ara olaylarda daha etkileyici sahneler olsaydı aynı şeyleri yazmayacaktım. Ama, sözkonusu aşkın iki erkek arasında yaşanması, filmi illaki çekici yapmıyor benim için. House of Flying Daggers filminde de aşk vardı ama gözlerimi açarak izledim oradaki aşk hikayesini. Aşkın olabilecek tüm halleri vardı.

Özetle filme iki erkek arasındaki aşkı izleyeceğiz diye bakmadım ben. Bu tarafından bakılırsa evet, güzel bir film denebilir. Ama cinsiyet farkı gözetmeksizin izleyince, iyi bir aşk filmi diyemiyorum.
 
bu film klasik kovboy filminin ötesinde birşey ifade ediyor.iki erkek arasında yaşanan bir aşk hikayesi anlatılınca evet farklı geliyor diyorsunuz ki; iyi işlenmiş farklı bir anlatım tarzı yakalanmış.ama diğer yönden sevgili futurist'in yazdığı gibi cinsiyet farkı gözetmeksizin izleyince çok daha iyi aşk filmleri var diyorsunuz.

iki kovboyun aşkı filmin ilerleyen dakikalarında ayyuka çıkıyor.aradan zaman geçiyor ve ayrılıyorlar diğer hayat gailelerini yaşamaya başlıyorlar.evleniyorlar falan.ilk izlediğimde bazı taraflarını görmezden gelmişim.ikinci izleyişte daha da belli oldu.20 yıl boyunca birbirinden kopmadan yaşamaları o mektuplar falan etkileyici fakat filmde bu taraflar çok fazla uzatılmış gibi geldi bana.burada yönetmen ennis del mar üzerine yoğunlaşmış ve biraz da jack twist karakterinin meksika maceralarıyla filmin sürekliliği sağlanmış.böyle olunca ikinci izleyişimde bu tarafların daha da etkileyici olaylarla süslenip izleyiciye verilmesi daha da iyi olurdu gibime geliyor.burada futurist'e canı gönülden katılıyorum.cedrix ise öldürülme riskine rağmen birbirlerine 20 yıl boyunca sadık kalarak o topluma ters düşen hareketleri sergilemek güzel bir konudur yazmış.bence çok doğru.zaten yönetmende hep bunu seviyor.birde hikayeyi kadın yazmış.erkek yönetmen çekmiş ortaya ilginç bir film ortaya çıkmış.benim bu film hakkında en son yorumum bu şimdilik.üçüncü defa da ne çıkar bilemem arkadaşlar:)ama müzikler ve görüntüler çok hoştu orada hemfikiriz değil mi?:)
 
enchant, görüntüler ve özellikle müzikler konusunda kesinlikle hemfikiriz ;) İnsanın Brokeback Dağı'na yerleşesi geliyor manzaraları görünce :)

Dikkatimi çeken bir nokta daha vardıki, enchant'ın da yazdığı gibi film genel olarak Ennis del mar odaklıydı. Onun ruh halini, yaşamını daha derinden izledik. Jack Twist biraz daha bencilce götürüyordu.
Yalnız, olaylar arasında yıl olarak epey zaman geçmesine ve Ennis Del Mar'ın kızlarının neredeyse babaları yaşına gelmelerine rağmen, herkes yaşlanırken Jack Twist ve Ennis biraz genç kalmıyor mu filmin sonlarına doğru ;) Jack Twist'in karısı bile saç değişiminin de etkisiyle orta yaşlı kadın izlenimi verirken bizim 2 esas oğlanımız, diğerlerine göre çok geç olgunlaşıyor ;)
 
Simdi benim anlamadigim olay neden filmi cinsiyet olayina bakmadan izleyelim. Ilk defa böyle oyuncular ile (Jake Gyllenhaal Jarhead ve bu film ile inanilmaz bir patlama yasadi) Hollywood`un bagimsizi sinemasindan bile böyle bir film cikiyor. Ilk defa unlu oyuncular ile homoseksuel askinin analseksten öteye giden bir sey oldugu guzelce gösteriliyor ve böyle ilkleri yasatan bir filmi cinsiyet ayrimsiz seyredersen tabi iyi olmaz. Yillar önce Midnight Cowboy ciktigi zamanda böyle olay yasanmisti ve ilk defa Hollywood`da o zamanlarda ve ilk defa öyle acik bir sekilde erkek fuhusunu falan anlatmisti. Eger o filmden fuhusu cikar geriye sadece hasta bir hirsiz ile bir tane kovboy kalir ve o zaman o filmin buyuklugu nerde.

Bazi filmler yenilikci hareketleri ile kendini mukemmel yapar ve Brokeback`ten sonra Hollywood aktörleri bana da gay temali filmler bul diye menajerlerine emderiyorlar :) ( Brad Pitt, Matthew Mcchougney? ) Filmlere bakinca böyle buyuk bir seyi yok saymanin anlamini göremedim ben sahsen. Film zaten aski cikar o guzel göruntulerden baska bir sey kalmaz...

Bundan sonra Spoilers..

Film asktan öte homoseksuellere olan ön yargiyi da cok guzel islemis bence. Ennis`in babasinin ona iskence ile öldurulmus gay bir adamin ölu vucudunu gösterip eger ilerde böyle olursaniz sonunuz sizin de böyle olacak demesi. Jack`in öldurulmesi ve cogu kisinin karisinin yaptirdigindan suphelenmesi ( Bu olay daha belli degil, Ang Lee seyirciye biraktim dedi tvde canli bir repörtaj sirasinda ) Heath Ledger`in ilk cadirda olandan sonra sadece koca 2 saatlik film boyunca 3 defa Jake`in suratina bakmasi ve askindan tiksinerek "this thing" diye bahsetmesi. Daha yani ne isteyebiliriz yahu :)
 
cedrix'e katiliyorum, filmi herhangi bir ask hikayesi olarak izlemek filme haksizlik olur. cünkü iki erkegin aski, toplum icin siradan bir ask degil. Del Mar karakterinin kücükken sahit oldugu gay ask hikayesi nedeniyle reddetmeye calistigi bir ask söz konusu. bunun getirdigi endise ama bir yandan da bastiralamayan duygularin yarattigi gerilim cok iyi islenmis.
 
ferzan özpeteğin cahil periler filminden sonra beni çok etkileyen ikinci aşk filmi..bu film asla biribirlerine ulaşamayan hüzünlü bi aşk öyküsü..müzikleriyle görselliğiyle oyuncuların üstün performanslarıyla vede yönetmenin şiirsel anlatımıyla ortaya harika bir başyapıt çıkmış..bence herkes kendinden bişiler bulabilir bu filmde..
 
Geri
Üst