Hüseyin Nihâl Atsız

İtalyan faşizmine sempati duyulduğu, Alman nazizmine methiyeler yazıldığı, Rus komünizmine kur yapıldığı bir dönemde ortaya koyduğu Türkçü mücadele ile bir kahramanlık destanı yaratan Hüseyin Nihal ATSIZ, mahkemeler, tabutluklar, zındanlar, sürgünler ve mahrumiyetlerin süslediği âbidevî hayatıyla yakın çağın Türkçülük tarihinde bir Ulu Türk Bilgesi olarak yarınki Türk nesillerinin sonsuza uzanan yollarını aydınlatacaktır. Her nesil O'nda; heyecanının, coşkunluğunun, düşüncesinin terennümünü bulacak ve Türk'ün meselelerine Türk gözüyle bakışın metodunu öğrenecektir. Türk Milleti, O'nun Türklüğe adanan yetmiş yıllık hayatında, kahramanlık ile feragatın yüce ve ölümsüz tablosunu seyredecektir...

Kitapları
1) "Divan-ı Türk-i Basit, Gramer ve Lugati", İstanbul 1930
2) "Şart Başına Cevap", İstanbul 1933
3) "Çanakkale'ye Yürüyüş", İstanbul 1933.
4) "16. Asır Şairlerinden Edirneli Nazmi'nin Eseri ve Bu Eserin Türk Dili ve Kültürü Bakımından Ehemmiyeti", İstanbul 1934.
5) "Komünist Don Kişotu Proleter Burjuva Nâzım Hikmetof Yoldaşa", İstanbul 1935.
6) "Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar, I. Bölüm", İstanbul 1935.
7) "15. Asır Tarihçisi Şükrullah, Dokuz Boy Türkler ve Osmanlı Sultanları Tarihi", İstanbul 1939.
8 ) "Müneccimbaşı Şeyh Ahmed Dede Efendi, Hayatı ve Eserleri", İstanbul 1940.
9) "900. Yıldönümü (1040-1940)", İstanbul 1940.
10 ) "İçimizdeki Şeytanlar", İstanbul 1940.
11) "Türk Edebiyatı Tarihi", İstanbul 1940.
12) "Dalkavuklar Gecesi", İstanbul 1941.
13) "En Sinsi Tehlike", İstanbul 1943.
14) "Hesap Böyle Verilir", İstanbul 1943.
15) "Türkiye Asla Boyun Eğmeyecektir", İstanbul 1943.
16) "Yolların Sonu", (Bütün şiirlerinin toplandığı kitap) İstanbul 1946.
17) "Bozkurtların Ölümü", İstanbul 1946.
18 ) "Bozkurtlar Diriliyor", İstanbul 1949.
19) "Osmanlı Tarihleri I", İstanbul 1949.
20 ) "Türk Ülküsü", İstanbul 1956.
21) "Deli Kurt", İstanbul 1958.
22) "Z Vitamini", İstanbul 1959
23) "Osman (Bayburtlu), Tevârih-i Cedîd-i Mir'at-ı Cihan", İstanbul 1961.
24) "Osmanlı Tarihine Ait Takvimler" İstanbul 1961.
25) "Ordinaryüs'ün Fahiş Yanlışları", İstanbul 1961.
26) "Türk Tarihinde Meseleler", Ankara 1966.
27) "Birgili Mehmed Efendi Bibliyografyası", İstanbul 1966.
28 ) "İstanbul Kütüphanelerine Göre Ebussuud Bibliyografyası", İstanbul 1967.
29) "Âli Bibliyografyası", İstanbul 1968.
30) "Âşıkpaşaoğlu Tarihi", İstanbul 1970.
31) "Evliya Çelebi Seyahatnâmesi'nden Seçmeler I", İstanbul 1971.
32) "Evliya Çelebi Seyahatnâmesi'nden Seçmeler II", İstanbul 1972.
33) "Ruh Adam", İstanbul 1972.
34) "Oruç Beğ Tarihi", İstanbul 1973.


NİHÂL ATSIZ'ın makaleleri de dört cilt halinde; Makaleler I, Makaleler II, Makaleler III,
Makaleler IV adıyla yayımlanmıştır.
 
Adı geçen şahsın 1 yaşındaki oğluna yazmış olduğu vasiyetten ne derece ciddiye alınabilecek birisi olduğu görülebilir. (Ayrıntılı bilgi için; Yağmur Atsız)

“ Yağmur Oğlum!
Bugün tam bir buçuk yaşındasın. Vasiyetnameyi bitirdim, kapatıyorum. Sana bir resmimi yadigâr olarak bırakıyorum. Öğütlerimi tut, iyi bir Türk ol.
Komünizm bize düşman bir meslektir. Bunu iyi belle. Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır. Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar tarihi düşmanlarımızdır.
Bulgarlar, Almanlar, İtalyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İspanyollar, Portekizliler, Romenler yeni düşmanlarımızdır.
Japonlar, Afganlılar ve Amerikalılar yarınki düşmanlarımızdır. Ermeniler, Kürtler, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lazlar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler içerideki düşmanlarımızdır.
Bu kadar düşmanla çarpışmak için iyi hazırlanmalı. Tanrı Yardımcın olsun !”

Sonradan yapılan ek: Düşümdüm de yazım yanlış anlaşılmış olabilir. Ben bu alıntıyı adamı sevdiğimden ya da ona katıldığımdan yapmadım. Bilakis ne kadar yanlış bir düşüncede olduğunu göstermek istemiştim. Kendisinden de hiç haz etmem.
 
yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz
çünkü bu yol kutludur gider Tanrı Dağı'na
halbuki yoldaşımı bırakıp kaçanların
değişilir topu da bir sokak kaltağına...
 
Davetiye adlı şiirinden alıntı:

Top sesleri, bomba sesi bize saz gelir;
17'ye karşı 44 milyon az gelir.
Arnavud'u yendim diye kendini avut,
Yiğit Türkle bir olur mu soysuz Arnavut?
Kayalara çarpmalıdır korkunç türküler!
Dalmalıdır gövdelere çeIik süngüler!
Sert dipçikler ezmelidir nice başları!
Ecel kuşu ayırmalı arkadaşları!
En yiğitler serilmeli en önce yere!
Kızıl kanlar yerde taşıp olmalı dere!
Ülkü denen nazlı gelin erde şan ister!
Büyük devlet kurmak icin büyük kan ister.

Damarında var mi senin böyle bol kanın?
Türkün kanı bir eşidir lavlı volkanın!
Tarihteki eski Roma hoş bir hayaldir,
Kurulacak yeni Roma boş bir hayaldir,
Karşısında olmasaydi şanli 'Türk Budun'
Belki gerçek olacaktı bir gün umudun,
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #5
Hüseyin Nihal ATSIZ imzalı "Deli Kurt"tan ulu ilkelermizden olan Laikliğe parmak basan harika bir bölüm;

- Bacım! Sen gerçekten Müslüman değil misin?
- Oğul! Siz Osmanlılar da Karamanlılar gibi insanların yüreğindeki nesneye mi karışırsınız? Müslüman olup olmadığımı niye soruyorsun? Türk olduğum yetmiyor mu?
- Yanlış anlama bacım. Niçin Müslüman değilsin diye sormuyorum. Müslüman değil misin, değilsen nesin diye soruyorum.
- Müslüman değilim.
- Nesin?
- Türküm dedim ya...
- Ben de Türküm ama Müslümanım da... Senin dinini öğrenmek istiyorum.
Kadın bir zaman sustuktan sonra şu cevabı verdi:
- Biz insanları dinlerine göre değil, soylarına göre ayırırız...

(Nihal Atsız, Deli Kurt, sayfa: 165)
 
zafer666in_arkadasi_orcun demiş ki:
Adı geçen şahsın 1 yaşındaki oğluna yazmış olduğu vasiyetten ne derece ciddiye alınabilecek birisi olduğu görülebilir. (Ayrıntılı bilgi için; Yağmur Atsız)

“ Yağmur Oğlum!
Bugün tam bir buçuk yaşındasın. Vasiyetnameyi bitirdim, kapatıyorum. Sana bir resmimi yadigâr olarak bırakıyorum. Öğütlerimi tut, iyi bir Türk ol.
Komünizm bize düşman bir meslektir. Bunu iyi belle. Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır. Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar tarihi düşmanlarımızdır.
Bulgarlar, Almanlar, İtalyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İspanyollar, Portekizliler, Romenler yeni düşmanlarımızdır.
Japonlar, Afganlılar ve Amerikalılar yarınki düşmanlarımızdır. Ermeniler, Kürtler, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lazlar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler içerideki düşmanlarımızdır.
Bu kadar düşmanla çarpışmak için iyi hazırlanmalı. Tanrı Yardımcın olsun !”

Sonradan yapılan ek: Düşümdüm de yazım yanlış anlaşılmış olabilir. Ben bu alıntıyı adamı sevdiğimden ya da ona katıldığımdan yapmadım. Bilakis ne kadar yanlış bir düşüncede olduğunu göstermek istemiştim. Kendisinden de hiç haz etmem.

boyle demış bu arkadaşımız ama dıkkatını cekersem adamın o zaman degındıklerı şimdi bırer gercek bıraz sıyaset bılgısı olan bıraz kıtap okuyan anlar benı bence sacma degıl hepsı bırer gercek ve orada saydıklarının coguda oldu...
 
Bu arada ne acıdırkı cogu ansiklopedi de vatan hainlerının bıle genışce yer bulmasına rağmen Hüseyin Nihal Atsız yer almıyor. Acı bır gercek bana gore....
 
Büyük Türkçü Nihal Atsız'ı bütün Türkler okumalı herkes tavsiye almalı. Zaten başlıkta yeteri açıklama yapılmış kendisi hakkında.

Onun büyük şahsına ithafen bir internet sitesi de mevcuttur: http://www.nihalatsiz.net/

Türk Milliyetçisiyim diyen herkesin uğraması, bilgilenmesi ve tavsiye alması gereken bir site.

Benim gibi Türkçülerin yegane yön göstericisidir.

Ruhu şad olsun

Tanrı Türkü Korusun!

...

Forumda gördüğüm kadarıyla yığınla vatan hainin konusu var ve bir sürü de şiir, makale yazılmış. Tek ülküsü Türkçülük olan büyük vatanseverin yazılarını buraya aktaracağım ki herkes gerçekleri görsün.

KÜRTLER VE KOMÜNİSTLER


Malatya'nın bir köyünde, Şaban adlı bir öğretmen hem Atatürk büstünü kırdı, hem de Türk bayrağını yırttı. Bu öğretmen akıl hastası değilse, yaptığı işin üzerinde iyice durulmalıdır. Çünkü bir insan siyasi ve dini inançları veya dar görüşlü taassubu yüzünden Atatürk'e düşman olsa bile Türk bayrağına hakaret etmenin hiçbir tevili ya da hafifletici sebebi olamaz. Bundan dolayıdır ki, Şaban adındaki bu öğretmenin kanını ve soyunu araştırmakta, siyasi inançlarını incelemekte fayda vardır.

Bugün Türkiye'de Türklüğe ve dolayısı ile Türk bayrağına düşman üç zümre vardır: Moskofçular, kürtçüler ve Siyasi Ümmetçiler.

Vaktiyle Çukurovadaki Köy enstitüsünde Türk bayrağı kanalizasyona atılmış,bu alçaklığı Köy Enstitülerine sızmış olan o bol sayıdaki Moskofçulardan birinin yaptığı yüzdeyüz belli olmakla beraber suçlu bulunamamıştı.

Şaban adlı öğretmenin Türk bayrağı düşmanı takımlardan hangisine bağlı olduğu şimdilik belli değildir. Bir kürtçü olması ihtimali üzerinde ısrarla durmak ve ciddi tedbirler almak lazımdır. Unutulmamalıdır ki, kürtçülük almış yürümüş, idam istemi ile mahkemeye verilen kürtler "Büyük Millet Meclisi"ne girmiş,o ahım şahım kürtçe ile dergiler yayınlamaya başlamışlardır. Kürtçüler kürtlüklerini Türklük aleyhinde bir eda ile söylemekten çekinmiyecek duruma gelmişlerdir. Bazı kürtçüler, öğrenci derneklerinde önemli yerlere gelmişlerdir.

Buna karşı ne yapılıyor? Hiç! Yobazlığı yapılan, şeriatin yerine geçen "demokrasi" bu hiçlik midir?

Eski Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel daha Milli Birlik Komitesi Başkanı olduğu sıralarda, İstanbul Üniversitesi profesörleri ile yapmış olduğu özel ve az çok mahrem toplantıda bizim için iki tehlikenin varlığını açık yüreklilikle söylemiş, "Komunizm ve kürtçülük" demişti. Cihan çapında güçlü bir tehlike olan komunizmin yanında, Cemal Gürsel'in bir iki milyonluk ilkel kürtleri anması boşuna değildi. Çünkü bu cemaat hem doğu illerimizin petrol kaynağı bölgelerinde oturmakta hem de yıllardan beri İngilizler, Ruslar ve Amerikalılar tarafından desteklenip kışkırtılmaktadır.

Şeyh Said ayaklanması bir kürt ayaklanmasıydı ve açıkça İngilizler tarafından desteklenmişti. Said-i kürdi hareketi ise uzak hedefli ve örtülü bir kürt hareketidir veyine İngilizler tarafından "Müslüman Kardeşler" derneği kanalı ile yönetilmektedir. Kürtlüğü destekleyen,devletlerin maksadı insani değil,maddi çıkara,siyasi nüfuza ve jeopolitiğe dayanan niteliktedir.

Şimdi hep beraber düşünelim:"Türk Devleti"nin kürtçülüğe karşı tavrı ne olmalıdır?Bir devlet ,hiç şüphesiz yarınını tehdit eden bir tehlikeye karşı aklın ve şuurun gerektirdiği tedbirleri alır. Bu tedbirlerin yüzde yüz "milliyetçi" tedbirler olması şarttır. Çünkü milletlerin kendilerini başkalarından ayrı ve üstün tutmak ve kendilerini korumak için tuttukları yol ancak milliyetçiliktir. Türkiye Cumhuriyeti ırkçı bir devlet değildir. Kültür milliyetçisi olduğunu öne sürmesine rağmen böyle bile değildir ve tabiyet milliyetçiliği ile yetinmektedir. Bu bakımdan yüksek mekanizmada kürtlere alabildiğine yer verir.

Atatürk çağının Milli Eğitim Bakanlarından Vasıf Çınar ile İstiklal Mahkemeleri Başkanı Ali Saip Ursavaş kürttü. Fakat bunların aklına Türklükten ayrı kürtlük diye birşey gelmiyordu ve Atatürk çağında böyle bir şey akla gelemezdi de. Atatürk ortalığa bir "Türklük Dehşeti" saçmıştı. Bu sayededir ki kürt olan Ali Saip, İstiklal Mahkemelerinde birçok asi kürdün idamında büyük rol oynamıştı. Demokrat Partinin ileri gelenlerinden Kasım Küfrevi ve Ağrı Mebusu Halis Öztürkde kürttüler. O zamanın Milli Eğitim Bakanlarından Celal Yardımcı'nın da kürt olması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü Kayseri Cezaevinde kendisini lider tanıyan bir iki Türk mebus bulunduğu gibi mahbusluk hayatında kürtçe öğrenmeye başlaması da mim konulacak noktalardandır.

Bugün de partilerin çoğunda kürtler bulunmaktadır. Yeni Türkiye Partisinin bir süre önce ölmüş bulunan mebusu Mustafa Ekinci ile Yusuf Azizoğlu kürttür. İkiside kürt milliyetçisidir.Yine aynı partiden Muhlis Görentaş da milliyetçi kürtlerdendir.

Halk Partisinden Cihat Baban ve Esat Mahmut Karakurt kürttürler.

Adalet Partisinden Devlet Bakanı Cihat Bilgehan ile Gümrük ve Tekel Bakanı İbrahim Tekin de kürt asıllıdır.

Kürtlere büyük millet meclisi dışında da rastlamak mümkündür.Prof Şükrü Baban ile Prof. Abdulkadir Karahan ve Yassıada Komutanı Tarık Güryay kürttürler.

Yani Türk Devleti şimdiye kadar bunlar kendisinden ayrı tutmamış,onlara her makamı vermiştir. Fakat ayrı kürt devleti kurmak gayesi ile bir takım davranışları olan üniversiteli kürtlerin çoğalmasından sonra devlet şüphesiz kürt asıllılara karşı daha uyanık olacak, bunları kritik noktalara getirmeyecektir.Kürtler mevcut nisbetteki akıllarını başlarına devşirmeyerek yabancı kışkırtılara oyuncak olmakta devam ve kürt devleti hayali ardında koşarlarsa nasipleri yeryüzünden kazınmak olacaktır. Türk ırkı oluk gibi kanı ve sayısız emeği pahasına yurt edindiği Türkiye'ye göz dikenleri ne yapabileceğini göstermiş, 1915'de Ermenileri, 1922'de Rumları bu ülkede yok etmiştir.

Bu sonuca varırken daha 1944 yılında yapılmış bir büyük muhakemeyi düşünüyor ve o zamanki sanıkların ne kadar haklı olduklarını düşünmekten kendimi alamıyorum.


Ötüken, 30 Nisan, 1966 Sayı: 28
 
Şiirlerini severim...



Sarı Zeybek

IŞu dağların meşeleri karanlık,
Etekleri olur çayır çimenlik
Kızanlarla bur da eder yarenlik,
“Sarı Zeybek şu dağlara yaslanır,
Yağmur yağar, pusatları ıslanır”.

Sarı Zeybek şu dağların eridir,
Dağlar onun bütün yoğu varıdır.
Kendi sarı, bindiği at dorudur;
Attan inip şu dağlara yaslanır,
Gözü dalar, bakışları puslanır.

Sarı Zeybek dağdan dağa taşınır,
Taşınır da yüce dağlar aşınır.
Mola verip gökçen kızı düşünür;
Efe dağdan köye doğru seslenir,
Yosma Gökçen sesi duyar, süslenir.

Sevmesin mi Sarı Zeybek Gökçeni?
Yüzü melek, saçı ipek Gökçeni?
Bütün aydın elinde tek Gökçeni?
Kız sevmeyen erin gönlü paslanır,
Paslanırda imil imil yaslanır.

Padişahın kulağına varırsa,
Tutun diye devlet emir verirse ,
Üç yüz atlı, beş yüz yaya yürürse
Dağlar, taşlar barut ile sislenir,
Ölen ölür, anaları yaslanır.

II

Candarmalar genç efeyi sardılar,
Kırk ölümden beğendiğin sordular;
Kızanları bir bir yere serdiler.
Sarı Zeybek kara sürmez şanına,
Erlik için kıyar kendi canına.

Nasıl olsa uçar da can, kalır ten;
Bir ah tuttu şu dağları derinden.
Sarı Zeybek vuruldu üç yerinden.
“yazık olsun Telli Doru şanına,
Eğil de bak mor cepkenin kanına”.

Sarı Zeybek gün batarken vuruldu.
Nabızları yavaş yavaş duruldu,
Gözlerine kara perde gerildi
Yiğit başı düşüp kaldı yanına,
Bakmaz oldu mor cepkenin kanına.
Sarı Zeybek öldü sanma, diridir;
O, dağların yine eşsiz eridir,
Bütün kızlar atık onun yarıdır.
Vurulmuştur hepsi onun ününe.
Can atarlar şimdi gerdek gününe.

Sarı Zeybek şimdi artık masaldır,
Sanma yıllar şerefini azaltır.
Yiğitlerin dillerinde meseldir.
Er kişiler kıyar da öz canına
Bir damlacık leke sürmez şanına...
 
Türkiye'de yükselen Türk milliyetçiliği akımı dolayısıyla yıldızı parlayan hakiki bir ırkçı.

Son zamanlarda çok gündemde. Peşinden giden çerileri artıyor.
 
Türk Gençliğine şiirinden küçük bir bölüm;

Yer bulmasın gönlünde ne ihtiras, ne haset.
Sen bütün varlığına yurdumuzun malısın.
Sen bir insan değilsin; ne kemiksin, ne de et;
Tunçtan bir heykel gibi ebedi kalmalısın.

Iztırap çek, inleme... Ses çıkarmadan aşın.
Bir damlacık aksa da, bir acizdir göz yaşın;
Yarı yolda ölse de en yürekten yoldaşın
Tek başına dileğe doğru at salmalısın.

Ezilmekten çekinme... Gerilmekten sakın!
İradenle olmalı bütün uzaklar yakın,
Dolu dizgin yaparken ülküne doğru akın
Ateşe atılmalı, denize dalmalısın.
 
Sevda gibi bir gizli emel ruhuna sinmiş;
Bir haz ki hayalden bile üstün ve derinmiş.
Gökten gelerek gönlüne rüzgar gibi inmiş,
Bir sır ki bu, ölsen bile asla açamazsın...

Anlatması imkansız olan öyle bir an ki,
Hülyadaki ses varlığının gayesi sanki...
Bak emrediyor: Daldığın alemden uyan ki,
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...

NİHAL ATSIZ AYNI ZAMANDA BİR AŞK ADAMIDIR.
 
Nihal Atsız Bu ulkenın yetıştırdıgı ender fıkır ve sanat adamlarından bırısıdır ne y azıkkı genclıgın cogu onu tanımıyor yada yanlış olarak tanıyor sanırım bu aralar Ankarada Huseyin Nihal Atsız ı anma konferansı olacak tahmını olarakta yerı ya Denizcilik Müşteşarlıgıdır yada Kocatepe dir.. Takip edıp sıze haber vermek ısterım...
 
merhaba arkadaşlar...Nihal Atsız'ın Trakya OLaylarının baş kahramı bir provakatör olduğunu iyi biliyorum öncelikle...kafatasçı bir insan için nasıl büyük düşünür ender yüce insan gibi terimler kullanılıyor çok şaşırdım...ıfaşizmin tüm unsurlarınız üzerinde barındırıyorır ayrıca bizlere kitaplarında sunduğu belki onun görüşünde olan arkadaşların bilmesi gereken bir nokta da yazılarının,sözlerinin çoğu Nazi partisinden alıntıdır... örneklerde verebilirim..maalesef ülkemizde onu büyük gören,saygı duyan insanlar var hala ...bu demektir ki ülkemizde kafatasçılığı,katliamıalkışlayan,insanların renklerini,dillerini,doğacakları ülkeyi kendileri seçemeyeceğini bilemeyen yaratıklarda var....
 
kafatascılık kafatascılıktan kastın ne neresı tarafından yonlendırıyorsun bu duşunceleri ve bu yanlış bılgılerı snaa hangı ıdealoji yukledı dıye soracak olacam sonra sana acıklamasını yapacam ama cevapsız kalacagı ıcın bu tartışma sormuyorum hadı sordum varsaydı m bı kac gun cevabını beklemış olacam burada sonra sana upuzun bı yazı yazacam inşallah okuma zorlugu cekmezsın faşizmin tam acıklamasını bılmedende kımseyı faşist dıye suclama cunkı en goze capan ayrılıgı faşizmin dini reddetmesıdır saygı deger arkadaşım eger kendı ırkına kendı ulusuna yardım etmeyı ıstemek kafatascılıksa ben dunyanın en buyuk kafatascısıyım sızın suclamalarınız tamamıyla azerbaycan ve turki cumhurıyetlere sscb den cıkma konusunda yardımcı olmaya calışılması konusunda karşı tepkı olarak sıze empoze edılen fıkırler butunudur sen sorularıma cevap ver sana cok guzel bı yazı yazacam sayın arkadaşım osman ....
 
Arkadaşlar daha öncede belirttim. Bu tür ortamlarda, bu tür ideolojik yazıların yazılmasına karşıyım...

Boş tenekeler çok ses yapar. Birçok internet adresinde, hatta TurkRock.Com'da bile klavye arkasından, diğer insanlara atıp tutan, daha önce bir üyenin yazısında geçtiği gibi gerçek manadaki cahil "yaratıklar" çoğalıyor.

Genelde bu tip insanlar bu tür eğilimleri göstermesinin sebebi, hayatlarının hiçbir yerinde ve hiçbir ortamda ciddiye alınmamalarıdır. Bu yüzden kendilerini tatmin etmelerinin en basit ve ucuz yolu olarak klavyelerinin arkasına geçip sanal toprak adamlığı yapmaya yönelmektedirler...

Edebiyat bölümüne, bu başlığı açmamın nedeni Nihal Atsız'ın güçlü ve şuurlu edebiyat yönünü diğer üyelerle paylaşmaktı. İnsanların mercimek kadar beyinlerindeki sahip oldukları iki kelimeyle uzun cümleler kurmaya çabalamaları değil...

Saygılar...

Not: Bu yazıyı esther_ kullanıcı isimli üyenin yazısı üzerine yazdım...
 
Kanımca bu adamın savunduğu şey, Alman nazizminden ve İtalyan faşizminden farksızdır. İnsanlar hakkında bilmeden, görmeden,tanımadan yorumlar yapmayınız bence. Esther nickli kullanıcıya katıldığımı belirtirim.

Biraz objektif yaklaşırsak, yöntem olarak hepsi de şovenist yaklaşımın ürünüdür.

Hüseyin Nihal ATSIZ demiş ki:
"Biz insanları dinlerine göre değil, soylarına göre ayırırız"
demek nasıl bir şeydir ya. Ne münasebet? Tüm insanlar aynı familyadandır.İnsanları sınıf sınıf ya da ırk ırk ayıran zihniyete sonuna kadar karşı dururum.

Hüseyin Nihal ATSIZ demiş ki:
"Çünkü bir insan siyasi ve dini inançları veya dar görüşlü taassubu yüzünden Atatürk'e düşman olsa bile Türk bayrağına hakaret etmenin hiçbir tevili ya da hafifletici sebebi olamaz. Bundan dolayıdır ki, Şaban adındaki bu öğretmenin kanını ve soyunu araştırmakta, siyasi inançlarını incelemekte fayda vardır. "

Böyle bir söz sarfeden insanı kahraman eden beyinleri yeniden düşünmeye davet ediyorum. Atatürk'e düşman olmayı bile ikinci planda tutan bu adamı alkışlayanları kınıyorum.


Alın işte. Ermeni soykırımını reddeden arkadaşlar;

Hüseyin Nihal ATSIZ demiş ki:
"Türk ırkı oluk gibi kanı ve sayısız emeği pahasına yurt edindiği Türkiye'ye göz dikenleri ne yapabileceğini göstermiş, 1915'de Ermenileri, 1922'de Rumları bu ülkede yok etmiştir"...

Yorumunu size bırakıyorum.

Hüseyin Nihal ATSIZ demiş ki:
"“ Yağmur Oğlum!
Bugün tam bir buçuk yaşındasın. Vasiyetnameyi bitirdim, kapatıyorum. Sana bir resmimi yadigâr olarak bırakıyorum. Öğütlerimi tut, iyi bir Türk ol.
Komünizm bize düşman bir meslektir. Bunu iyi belle. Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır. Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar tarihi düşmanlarımızdır.
Bulgarlar, Almanlar, İtalyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İspanyollar, Portekizliler, Romenler yeni düşmanlarımızdır.
Japonlar, Afganlılar ve Amerikalılar yarınki düşmanlarımızdır. Ermeniler, Kürtler, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lazlar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler içerideki düşmanlarımızdır.
Bu kadar düşmanla çarpışmak için iyi hazırlanmalı. Tanrı Yardımcın olsun !”
 
@pitch-dark:

Nihal ATSIZ'ın sahip olduğu ideolojisi şüphesiz ırkçı bir düşünceyede sahip. Bunu kendiside her zaman dile getirmiştir. Sizin yaptığınız alıntılarda, bu konuya yönelik diyaloglardan alınmadır ki, bu hiç ilginç veya dikkat çekici birşey değil aksine bilindik şeylerdir...

Değinmek istediğiniz kavram Türkçülük ise bu bir düşünce akımıdır. Biraz daha açmak gerekirse Kurtuluş Savaşımızın kıvılcımını çakan akımdır. Yaptığınız alıntıların ilki ve sonuncusu gayet doğru ve söylenmiş sözlerdir. Fakat diğer ikisi hakkında aynı şeyi söyleyemeyeceğim...

Bu konu hakkında da değinmek istediğim tek bir nokta, dünya üzerine gelmiş en büyük Türk ve Türkçü olan M. Kemal ATATÜRK, onun "benim akıl hocam" sözlerinde değindiği Ziya Gökalp ve bu ülkenin kurtulması için savaşmış onlarca Türk ile aynı kuşaktan olup, aynı yola baş koymuş bir insanın, sizce bu sözleri söylemiş olabilmesi ne kadar mantıklı olabilir?

Lütfen konuşurken belgeli konuşalım. Yoksa bu topraklarda yetiştirdiğimiz zaten çok atıp tutan hain piyonlarımız var... Ayrıca burada da lütfen Edebiyat konuşalım...
 
GErcekTEn Sıktı ama haa bu muhabbet edebiyat alanı burası bır modelatorunde burada sıyası tartışmalara katılmasını hoş karşılamadım eger sıyasetını tartışacaksak Tarih ve Siyaset Koşesınde başlık acılsın orada tartışmalara gırelım... Sonra aşırı mıllıyetcılıgı malum ama burada bırısının yalan yanlış bılgılerıne bakarak bu kanılara varmayın once nihal Atsız ı araştırın bakın duşuncelerıını tam olarak gorun bılın sonra savunmanızı yapın hatta acın Tarih ve Siyasette ben coook uzunca yazıyım orada Nihal Atsız'ın görüşlerini hiç bı yerden pastelemeden kaynak göstererek.
SAygılar...
 

Benzer konular

Geri
Üst