Yıl 2009. İlk gitarım Grg170dx'ti. Gittim aldım geldim. Eve gelince dank etti '' lan bunu neye takacam da ses çıkaracam ben'' dedim
O vakte kadar sormamışım neyin kafasıysa artık. Sonra araştır et felan derken Amplitube 2 ya da 3 geçti elime. İndirdim Asio'yu, bir tane de jak çevirici buldum. Taktım masaüstü bilgisayarın mikrofon girişine. 20 liralık 2+? apörlö de var
Vuruyorum babam vuruyorum tellere. Bir tane de Kıraç'tan melodi öğrenmişim. 3-4 ay kadar öylece takıldım diyebilirim.
Neyse sene 2010 oldu. Öss var tabi. Kaldırdık gitarı bilgisayarı felan. İlk sene kazanamadım. Yaz için bir tane microcube edindim. Ama tonlar öyle böyle gelmiyor kulağıma. Bir de em pentatonik öğrenmişim ki demeyin keyfime. 12 ile 15. perde arasında takılıp duruyorum. Neyse tekrar sınav zamanı geldi tabi kaldırdık gitarı bilgisayarı.
Başladık sınava çalışmaya, yine kazanamadık istediğimiz bölümü. Yine yaz oldu. Bir tane Fender mexico geçti elime. Bir de boss gt-10 edindim. Pentatoniği farklı pozisyonlardan çalmayı öğrenmişim. Yardırıyorum tabi yine
Derken ısınamadım Fendere. Geri sattım o yaz. Gittim bir tane Schecter aldım. Les Paul hayranlığı var bu arada tee Sleşten kalma. Bir tane Boston lambalı amfi edindim ama o amfiyi halen anarım. İlginç derecede güzel gelirdi o clean kulağıma. Yaz sonuna doğru bir tane de Hd 300 almışım ki demeyin keyfime. Derken yine sınav dönemi geldi kaldırdık bilgisayarı, ekipmanı.
Neyse efendim çok şükür kazandık üniversiteyi. Hatta birinci bölümden Türkiye 25xx gibi bir derece yapmışım. Bir hevesle 2. sınavı beklemeden asıldım gitara. O 2 ayki gitar çalışma performansını halen yakalayamadım. Nitekim bu sebepten 2. sınavda 7xxx gibi bir sıralamaya geriledik. Üniversite hediyesi bir tane Blackstar Ht 5 aldı bizimkiler. Gt-10, Hd300 felan o ara elimden çıktı. Ama ciğerimin tam ortasında Gibson sevdası büyüyor ki sormayın. Rüyalarımda felan görüyorum öyle böyle değil. Neyse bi yandan da geliştiriyorum gitarı. 1+1 ev bulmuşum Hatayda, çalıyorum babam çalıyorum. Karışanım edenim yok. Neyse o ara yerel gruplardan birinde buralardaki bir müzik merkezinin ortağı çalıyordu. Onla tanıştım. Gel zaman git zaman adam beni çok sevdi. Sonra birgün muhabbette gel lan sana istediğin gitarı ayarlayacam dedi. Adam bana senetsiz sepetsiz kartsız neyimsiz bir tane Les Paul Traditional getirtti hemi de Desert Burst. Aydan aya ödersin dedi. Sonra ödemelerimi hiç aksatmayınca pedalları da ordan dizdik. Sonra kendisi askere gitti. Grupta onun yerine de ben çalmaya başladım. Paramı kazandıkça halen gider ordan alışveriş yaparım. O günden bugune bir tane Fender Standart Deluxe Strat, Blackstar Ht-40 Club felan edindim. Bir tane Prestige 2550e aldım. Bir ara elime çok ilginç bir ''Sx'' (
) geçti. Bu hafta da bir tane ses kartı edindim Cubase felan kasıyorum evde. Sx'in hikayesi de şöyledir. Çok kıymetli bir dostum bendeki Les paul aşkına benzer strat sevdasına sahipti. Stratı ona hediye ettim. O da evladı gibi değer verdiği Sx'i bana hediye etti. Ne zaman sahnede elime alsam böyle bir aşkla çalıyorum bunu.