The Hill Have Eyes

Bob ve Ethel evlilik yıldönümlerini kutlamak için büyük bir aile tatili planlarlar. iki kızları Lynnve Brenda,oğulları Bobby,damatları Doug ve minik torunları ile unutumaz bir Kalifornıya yolculuğu yapacaklardır.
Ancak onların mutluluk çemberi kurdukları karavanları ailenın diğer bireylerine aynı duyguları yaşatmaz.Lynn bebeği için endişelenmekte,diğerleri ise arkadaslarından ayrıldıkları için zannedildiği kadar mutlu olmamaktadırlar.
Yine de tatil unutulmaz bir maceraya dönüşür.Mahsur kaldıkları ıssız çöl,Amerikan hükümetinin bir zamanlar yasadışı nükleer araştırmalarına ev sahipliği yapmıştır.Toz ve toprağın yanı sıra madenlere terk edilmiş,kana susamış mutantlarda hükümetten hatıra kalmıştır.
1977de Wes Craven'in beyazperdeye taşıdığı eser,bu sefer Alexander Aja'nın yorumuyla beyaz perdeye yansıyor.
 
bu filmi cok büyük hevesle almıstım.ama yarım saat sonra cok sıkıldığım için kapattım ve bi daha da açmadım.belki de iyi bir filmdir cünkü bazı filmlerin kalitesini anlamak için biraz sabretmek gerekiyor.ama nedense ben de rutin amerikan katliam filmi izlenimi yarattı.iyi bi film mi sence??
 
1977 yapımını izleme fırsatım olmadı ancak 2006 versiyonunu kan, vahşet, işkence görüntüleri meraklıları kaçırmasın.

Senaryonun 77 yılından kalma olduğu düşünülerek telafi edilebilir belki ayrıca Alexander Aja'nın izleyiciyi rahatsız etme amacına ulaştığını düşünüyorum. Film rahatsız ediciydi, özellikle gore (vahşet) sahneler herkesin kaldırabileceği cinsten değildi. Yani mide sorunu olanlar yaklaşmasın filme ;) Bu açıdan düşününce, izleyici rahatsız olsun, eğilimi gayet de başarılı olmuş. (Wes Craven da normal değildir zaten)

Klasik korku filmi öğelerinin yanısıra, filmin başında yapılan açıklamayla (Amerikan hükümetinin nükleer araştırmalarının sonuçları) ve film boyunca aile olgusuna yaptığı göndermelerle inceden eleştirel bakış açısı da gözden kaçmıyor. Zaman zaman kadının cinsel kimliği sıkça kullanılıyor ve filmin ortalarında vahşet sahneleri özellikle kadınların üzerinde yoğunlaşıyor. Filmde korkudan kıpırdayamaz hale gelmiyorsunuz ama vahşet sahneleri izleyicinin gözüne gözüne sokulduğundan pek de yayıla yayıla izleyebileceğinizi sanmıyorum.

Müzikler oldukça güzeldi. Atmosfere uygun ayarda filmi daha da hareketli hale getiriyor yer yer.

Sonuç olarak "bir film izleyeyim de kafam dağılsın" diye izlenebilecek türde bir film değil. Kafam gayet yerinde, biraz rahatsız olalım diyenlere tavsiye ederim. ;)
 
futurist demiş ki:
1977 yapımını izleme fırsatım olmadı ancak 2006 versiyonunu kan, vahşet, işkence görüntüleri meraklıları kaçırmasın.

Senaryonun 77 yılından kalma olduğu düşünülerek telafi edilebilir belki ayrıca Alexander Aja'nın izleyiciyi rahatsız etme amacına ulaştığını düşünüyorum. Film rahatsız ediciydi, özellikle gore (vahşet) sahneler herkesin kaldırabileceği cinsten değildi. Yani mide sorunu olanlar yaklaşmasın filme ;) Bu açıdan düşününce, izleyici rahatsız olsun, eğilimi gayet de başarılı olmuş. (Wes Craven da normal değildir zaten)

Klasik korku filmi öğelerinin yanısıra, filmin başında yapılan açıklamayla (Amerikan hükümetinin nükleer araştırmalarının sonuçları) ve film boyunca aile olgusuna yaptığı göndermelerle inceden eleştirel bakış açısı da gözden kaçmıyor. Zaman zaman kadının cinsel kimliği sıkça kullanılıyor ve filmin ortalarında vahşet sahneleri özellikle kadınların üzerinde yoğunlaşıyor. Filmde korkudan kıpırdayamaz hale gelmiyorsunuz ama vahşet sahneleri izleyicinin gözüne gözüne sokulduğundan pek de yayıla yayıla izleyebileceğinizi sanmıyorum.

Müzikler oldukça güzeldi. Atmosfere uygun ayarda filmi daha da hareketli hale getiriyor yer yer.

Sonuç olarak "bir film izleyeyim de kafam dağılsın" diye izlenebilecek türde bir film değil. Kafam gayet yerinde, biraz rahatsız olalım diyenlere tavsiye ederim. ;)

Bende benzer yorumları okuyarak, biraz gerilirim diye izlemeye koyuldum. 2 . cd'de (hdivx dvd) uyumuşum. En son hatırladığım bebeği kaçırdılar anne, kız ölmüş babada yakılmıştı. Vahşet sıkıcılıktan öteye geçti. Basit bir deneme demekten öteye geçemem. Sadece baba (mutasyona ugramıs zavallıların) kafasına tüfek dayayıp beynini uçurdu. Başka açık bir iğrençlikte yoktu. Sıradan bir konu isteyen varsa birebir.
 
futurist demiş ki:
1977 yapımını izleme fırsatım olmadı ancak 2006 versiyonunu kan, vahşet, işkence görüntüleri meraklıları kaçırmasın.

Senaryonun 77 yılından kalma olduğu düşünülerek telafi edilebilir belki ayrıca Alexander Aja'nın izleyiciyi rahatsız etme amacına ulaştığını düşünüyorum. Film rahatsız ediciydi, özellikle gore (vahşet) sahneler herkesin kaldırabileceği cinsten değildi. Yani mide sorunu olanlar yaklaşmasın filme ;) Bu açıdan düşününce, izleyici rahatsız olsun, eğilimi gayet de başarılı olmuş. (Wes Craven da normal değildir zaten)

Klasik korku filmi öğelerinin yanısıra, filmin başında yapılan açıklamayla (Amerikan hükümetinin nükleer araştırmalarının sonuçları) ve film boyunca aile olgusuna yaptığı göndermelerle inceden eleştirel bakış açısı da gözden kaçmıyor. Zaman zaman kadının cinsel kimliği sıkça kullanılıyor ve filmin ortalarında vahşet sahneleri özellikle kadınların üzerinde yoğunlaşıyor. Filmde korkudan kıpırdayamaz hale gelmiyorsunuz ama vahşet sahneleri izleyicinin gözüne gözüne sokulduğundan pek de yayıla yayıla izleyebileceğinizi sanmıyorum.

Müzikler oldukça güzeldi. Atmosfere uygun ayarda filmi daha da hareketli hale getiriyor yer yer.

Sonuç olarak "bir film izleyeyim de kafam dağılsın" diye izlenebilecek türde bir film değil. Kafam gayet yerinde, biraz rahatsız olalım diyenlere tavsiye ederim. ;)

Katılıyorum.
Ayrıca dikkatimi birşey çekti, ilk defa böylesine bir gerilim filminde bebek kullanıldığını gördüm. Hatırlamıyorum daha önce denendi mi?
 
Texas Chains taklidi film.

ortak yönler: Psikopat ortam, kurtarılmayı bekleyen bebek, yolun malum bir yerden geçmek zorunda olması, ortama ilk girdiklerinde karşılaştıkları şahsın kafaya sıkması vs...

Yönetici Uyarısı: Mesajınız düzeltilmiştir. Lütfen "Sanatçıları eleştirirken terbiye sınırlarını aşmayın." ve yorumlarınızı Forum Kurallarına uygun bir şekilde yapınız. Bu tavrınızı devam etmeniz durumunda siteden atılacaksınız.
 
The Outpost / Mind Ripper (1995), The Hills Have Eyes III olarak da geçer.

Wes Craven, ilk filmi (77) İskoçya'daki meşhur "Bean(e)" ailesinden esinlenerek çekmiş. Alexandre Aja (2006 - remake) ise bir takım göndemeler yababilmek amaçlı yamyam aileyi, öfkeli maden işçilerine uyarlamış. Yalnız ben bu kana susamış mutant olayından usandım. Eli-yüzü düzgün tipler ak kaşık sanki :) Haute Tension'da Alexandre Aja tarzını belli etmişti. Remake'deki gore sahneler şaşırtmadı beni bu sebeple.

The Hills Have Eyes II (2007) merakla beklediğim bir filmdi. Fragmanı izledim, olmamış gibi geldi. Mutantlar mutant ötesi. O nasıl dil öyle ya ? Nükleer araştırmalar sonucu deforme olunmasını anladık da bunlar bariz Zombie :) 2007 (bu fragman müthiş) yapımının, 1977'nin devamı olan 1985 yapımı ile alakası yok. Anladığım kadarıyla kaşınan Amerikan askerleri mevcut. Ayrıca bu defa yönetmen koltuğunda Martin Weisz bulunmakta ki bu çok enteresan. Bay Craven filmi çekinmeden Weisz'in ellerine bıraktığına göre vardır bir bildiği. Wes Craven senaryoyu oğlu ile birlikte yazmış bu arada. Fragmanın ardından fazla merak kalmadı ama izlerim yine de. Afiş çok iyi. Sevgili "Papa Jupiter" ve biricik ailesi olmadan nasıl olacak bakalım ? Pluto "Hades" olmuş :)

"The Lucky Ones Die First"
"The Lucky Ones Die Fast"

The Hills Have Eyes'da en şahane olay isimlerdir. Gönderme sıkıntısı çekmelerine hiç gerek yoktu aslında. İsimler harika...

Mutants (The Hills Have Eyes)

Ruby (yakut), çok değerli bir taştır. Ruby'nin Bobby'den ödünç aldığı ;) sweatshirt, Ruby rengidir.
Carter'ların köpekleri "Beauty and Beast". . . Hangimiz güzel, hangimiz canavarız ? !

Wes Craven, dönüp dolaşıp aynı olaya dayatıyor ama beni sıkmıyor, severim kendisini. Öfkenin insanları nasıl saldırganlaştıracağını, manyaklaştıracağını, psikopatlaştıracağını gözümüze gözümüze sokar. Bu bağlamda The Last House on the Left (1972) en baba filmidir bence.

"To avoid fainting, keep repeating; İt's only a movie ..only a movie ..only a movie ..only a movie ..only a movie..."



Spoiler (remake)

El kadar kuştan yarım kova kan çıkmaz, mantığa gel.
 
Zaten filmin asıl olayı mutantlık değil yamyamlık. Alexandre Aja, mesaj vereyim sevdasına mutanta çevirdi alemi. Martin Weisz'de bu yolu izlemek durumunda kaldı haliyle. 2007'nin devamı gelmemeli sanki ya da 2009-2010 gibi sağlam bir film yapılmalı. Neyse, tez vakitte dvd, vcd, hatta direk nete düşer film. Zombie görünümlü mutant katliamı izlemek için ta sinemaya kadar gitmeye üşenirim. Evde izlemelik türden.. Zira fragmanda belli etti kendini. Aslında fragman arızalı gibi.. Yani bilerek böyle sıkıcı bir trailer yapmış olabilirler, değişiklik olsun hesabı. Eğer bahsettiğim gibiyse fragmanı kötü, tamamı iyi bir film izleyerek milli olurum.
 
Yapım yılına göre güzel bir film. Ben daha ziyade giriş müziğinden etkilendim. Nükleer deneyler vs. gösterilirken çalan parçanın adını sanını bilen biri belirtirse sevinirim.
 
yine aşırı şiddet ve kanlı sahneler olmakla beraber, ilk filmin gölgesinde kalmış bir wes craven yapımı...nedeni ise ilk bölümdeki o stres, gerilim ve heyecan (özellikle de karavan sahneleri) eksikliği.... ne zaman mutant çıkacak, nereden saldıracak artık tahmin edebiliyorsunuz. önceden kestirilemeyen yegane şey mutantların yakaladığı kurbanları "acaba nasıl öldüreceği" oluyor. bir de her bir yeni mutantın makyajı....filmin yine de ilgi çekici bir kaç olayı var
 
queenofmars demiş ki:
bu filmin ilk 10 dakikasından sonra sıkılmayıp izleyen var mı???? nasıl bi' film? geri kalan sahneler güzel mi? izlenmeye değer mi? çok merak ediyorum!!!!
Gel sen bi 20 dakika daha izle,korku filmi severlerdensen bence başından kalkamayacaksın hatta ikinci filmi de alacaksın ;)
 
İkincisine kız arkadaşımla gitmek gafletinde bulunduğum film. Ayrıca moladan sonra filme değil birbirmize bakıyor idik zaten. :D Tecavüz sahneleri süperdi tabii ... Allahtan göz kapama olaylarını yapmadı sevgilim. Sarmaş dolaş izledik. Meğer tek izleyenler bizlermişiz. Herkes 15 dakikalık arada bırakmış filmi ... Biz en öndeydik . :D Bileydim ...


Devamı gelecek galiba filmin...
 
Geri
Üst