Hayatımı Heavy Metal Ile Geçirmek Istiyorum

Dostum nedir bu insanları müzikten soğutma çabanız ? istediğinizi elde edemediniz diye sinire mi kesti hayat sizi ? Yavuz Çetin in sağda solda albümlere çaldığı şarkıları youtube da playlist olarak paylaşmış birisi olarak yavuz çetin in hayatını gayet iyi biliyorum. Maddiyat tan öte psikolojik tedaviler görüp, tedaviye cevap vermemesi sonucu intihar ettiği bilinen bir gerçektir, Zamanında Jimi hendrix e çalmış bir adamın da emin ol para pul ŞEYİNDE değildir. O kadar tezat kafalar var ki, adamlar turkrock diye bir site üzerinden, müziğe gönül verip hayatını bu yönde şekillendirmek isteyen genç insanları sıradanlaşıp, sürüye uyum sağlaması için çabalıyor resmen.
 
Kimseyi bir şeyden soğutan yok. Herkes fikrini dile getiriyor. Bana göre müziğe hayatını adayan adam zaten burayı falan okumaz gider işine gücüne bakar. Türkiye de müzisyenin durumu bu o zamanda bu zamanda aynı.Değeri ölünce veriliyor.
 
Bir müzisyenin değer görmek adına müzik yapacağını sanmıyorum. Böyle egosal nedenlerle enstrüman çalan adam bıraksın çalmasın, ya da hasan cihat örter olsun falan.
 
Teşekkür ederim. Şimdi Kerim Üstadı anmak gerekirse, Babası bir müzisyen ve Çaplı baba 6 yaşındayken abd ye taşınıyorlar. on yaşında falan ciddi konserler veriyor babası ile, sonra çeşitli gruplar. Bir çok grupla takılıp bir üne kavuşuyor. bir gün Jimi Hendrix ile bir festivalde rast geliyorlar. Hendrix Kerim babamızı görüp etkileniyor, tam gel beraber çalalım falan diyor, bir kaç konser veriyorlar ve tam gruba oturup beraber turneye çıkacakları sıra Jimi Hendrix hakkına kavuşuyor. Sonra Kerim çaplı Hayatının hatasını yapıyor ve Türkiye ye dönmeye karar veriyor. Gelir gelmez daha havaalanından askere alıyorlar. E tabi psikoloji alt üst oluyor. Askerlik bittikten sonra mfö dahil bir çok bilindik isimle çalışıyo. Sonra blue blues band grubu kuruluyor işte Yavuz çetin, Dumandaki gitarist batuhan ın babası Batu mutlugil, sunay özgür le . bar programları falan. Ama psikolojisi bozuk bir abi tabi. mesela onu hayranlıkla izleyenlere ne bakıyorsun minvalinde baget fırlattığı, kavga çıkarttığı çokça bilinen bir durum. Sonra yavuz çetin ölüyor, 3 sene sonra da beyninde oluşan bir tümör yüzünden, kimsesiz bir pansiyon odasında ölü bulunuyor. Türkiye den böyle efsane bir adam geldi geçti, Hatta Woodstock filminde Hendrix amerika milli marşı çalarken kamera kadrajına takılmışlığı da vardır. Pek bileni yoktur ama Yakında film olacak bu adamın hayatı. En son veriler toplanıyordu, ailesiyle görüşülüp bilgiler alınıyordu falan. Çok fena bir davul tekniği vardır, ve bu tekniğin yanında davul çalarken yaptığı mükemmel vokaller, hatta ana vokaller ile süsleyen bir abiydi. Davulu kadar Gitar çalışı da efsaneydi.

 
Yakından tanıdığım insanların para pul şeyinde değildir herhalde diye itham edilmesi de ayrı komedi. Yavuz da Kerim abi de parasızlık ve çaresizlik içinde malesef kayıp gittiler. Para pul gayet de şeylerindeydi. İstanbul gibi bir yerde kendilerini anlamayan insanlara tahammül etmek zorunda kalmışlardı son dönemlerinde. O yüzden bilgi sahibi olup konuya yorum yapılması daha doğru olur.
 
Yakından tanıdığım insanların para pul şeyinde değildir herhalde diye itham edilmesi de ayrı komedi. Yavuz da Kerim abi de parasızlık ve çaresizlik içinde malesef kayıp gittiler. Para pul gayet de şeylerindeydi. İstanbul gibi bir yerde kendilerini anlamayan insanlara tahammül etmek zorunda kalmışlardı son dönemlerinde. O yüzden bilgi sahibi olup konuya yorum yapılması daha doğru olur.
sen çok bilgi sahibisin işte. yeter bu kadarı. bana ne hacet. aynen dediğin gibi oldu. çok dramatik öldüler, müziğe sırf para için başladılar, hiç kazanamadılar sonra bunalımlar, intiharlar. keşke bilgi sahibi olsan da kerim çaplı nın da yavuz çetinin de hasta olduklarını, yavuz çetinin intihar ettiğini, kerim çaplı nın da beyin tümörü nedeni ile öldüğünü bilebilsen. Her neyse böyle bir forumda insanları tek düzeleştirme gibi bir amacı güden BOŞ insanları kaale almamaya karar verdim daha fazla. Aynen sen haklısın.
 
Saçma sapan gerçekten uzak ve tamamen egosunun esiri olmuş birinin yazdıklarını herkes ibret alem diye okusun. Hasan Cihat Örter' e bir tık uzak.
 
Ben de şu "memur ol, işin garanti olsun, sevmediğin bir iş, stepne olarak elinin altında bulunsun, ne olur ne olmaz" diyengillere muhalifim malesef. Bu aslında nine,anneannelirimizin büyük savaşlar sıkıntılar döneminde yaptıkları yiyecek stoklama mantığına benziyor bir şekilde, 1 çuval un 1 çuval şeker vs vs.. Tamam, hepimiz farkındayız zor bir coğrafya'da yaşıyoruz. Kuzey'de savaş, güney'de 10 yıldır devam eden kapımıza dayanan bir savaş var. Şu eşeğini sağlam kazığa bağla diyenleri anlıyorum lakin bir ömür de içinde kalacak, tutku duyduğun şeylerden uzak yaşamak koymaz mı insana ? Sevmediğiniz bir işte, 8-5 memur'u olup çoluk çocuk torbaya karışırken hiç mi hayıflanmayacaksınız ? Bazı insanların yakıtı tutkudur, bu aşktır. Bu iş de sevmeden olmaz. Kimse müziğe aşık olmadan yapamaz bu işi ? Tamam, tarihte "bunun babası da müzisyendi zaten, anasının karnında gramofon ile doğmuş ilk ninnisini piyanodan duymuş, Dedesi şöyle paşa böyle iş adamıymış" gibi hikayeler var ama sıfırdan başlayan çok güzel hikayeler de var ??

Konuda heavy metal müzik baz alındığı için j. hetfield ve tanıdığı arkadaşları çevresi ve bugünkü populerliği ve zirve noktası herhalde verilebilecek en iyi örnek. Bu adamın gözlerinin içine baktığınızda hayat hikayesi sanki okuyorsunuz. Seattle '89 konseri de şimdiki 2014 konseri de gözleri hep aynı şeyi söylüyor. Hep sıkıntı, acı, ayrılık çekmiş. Adamın yüzü yara bere izi, kim bilir kimlerden dayak yedi, hangi sevdiklerini gözlerinin önünde dövdüler, hakaret ettiler ya da kim bilir kaç tane sevdiği insanı kaybetti.Alkol-Kokain bağımlılığından kendini,zihnini yedi. Bu adam da Tr'de değil bu işi yerinde yurdunda ve tam zamanında yapmasına rağmen bu sıkıntıları çekti. Şimdiki yeri çok kral ama çok sıkıntı çektiği çok açık. Bu kadar sert, dayanıklı olunabilecekse herkesin bir de Türkiye Bonusu olan " sen yapamazsın, edemezsin " temalı sepetteki yengeçler gibi seni geriye çeken, gazını alan bir ortamda gerçekten işin zor ama imkansız değil. Yapabiliyorsan yurtdışı yap. Sorun bu ülkede zaten genlerimizde, insanımızın yetersizliğinde değil. Olsaydı zaten Erkan Oğur, Kerim Çaplı, Barış Manço vs hiç biri olmazdı. Ama onların ya imkanı çok iyidi (baba müzisyen/köklü aileden gelme/zengin ve görgülü aileden gelme vs) ya da yurtdışı maceraları vardı. Bu yüzden yapabiliyorsan yurtdışı yoksa burada işin daha zor ama yine de imkansız değil. Örneğin: Yavuz Çetin.

Önce istemediğin bir bölümde oku, kariyer yap,yüksek yap/master yap / akademisyen ol kaba etini sağlama al yaşın 35-40 olsun sonra devam edersin diyenleri eğer bütün zorluklara göze alacak gücün varsa boşver de geç. 40 yaşından sonra insanın ne üretkenliği kalır ne özlemi ne gazı ne tutkusu ne hayali.. 25-30 yaş arası ne işle uğraşıyorsan üretkenlik açısından bu yaşlarda zirve yaparsın zeka ve fiziksel açıdan tam olarak bir bütün olursun. Tam bu yaşlarda da ülkemizdeki insanları tüketmek için boktan boktan kariyer-meslek basamakları ile uğraştırırlar. Bak, müzisyenler ilk zirve ve sükse yapacak besteleri bu yaşlarda, bilimadamları ilk heyecan getirecek teorileri/buluşları hep bu zaman aralığında yapar. İstisnai örnekler hep var olur tabi ki. İnsan bu, dört köşe değil sonuçta.

Zamanımızda oku adam ol yüksel kariyer yap diyoruz ya hep ha, işte bu işin de artık bir enflasyonu oluştu. Artık 4 senelik üni bitirmen birşey ifade etmiyor çünkü çevremizde yavaş yavaş herkes zaten bu kıvama geldi. Önümüzdeki 5-10 yıl bu durum daha da vahim olacak. İnsanlar sadece hayatını okuyup akademisyen olup ya da memur olup kazanmak zorunda değil. Bu işi, sanatçı olup para kazanmaktan daha kolay görenler varsa şu videoyu bir izlesin:

http://n99.org/ken-robinson-yaraticilik/#_

Hem pozitif ilimlerin medeniyetin yükselmesinde aslında yeğane araç olmadığı sanata, düşünceye, felsefeye, yaratıcılığa de en az onlar kadar önem vermemiz gerektiği üzerine bir konuşma hem de prof ünvanlı birisinden..

Akademisyenliğin bir enflasyonu olduğu çok açık şu satırları yazanın uzmanlık sınavına hazırlanan, 2 üni okuyan bir hekim olduğunu bil. :) Ben işimi seviyorum lakin müzik aklımın bir köşesinde hep var. Babadan-anadan gelen öğrenme merakı(öğretmen-uni hocası) derdine bir de 2. üni macerasına girdik ama bu konservatuvar da olabilir/ fransız dili ve edebiyatı da ya da TT choppers misali bir yaratıcılık gerekecek bir iş/uğraş ya da Erdem Koca gibi herkesin parmak ısırarak yerinde olmak istediği bir gitar yapımcılığı/Usta, Ama insanın ömrü kısa bu işlere bir 5 yaşından ya da en iyimserle 15 yaşında başlamak var bir de 40'ından sonra..

Diyecem o ki, ya yurtdışına git "nispeten" kolay yolu seç ya ülkemizde her türlü zorluğa rağmen sadece gitara/sanata yönel ya da bu forumdaki çoğu kişinin yaptığı gibi hem meslek hem müzik de ama soundcloud/youtube gitaristi/davulcusu ol. Ya da en zor yolu seç hem mesleği yap hem adam gibi müziğini icraa et. Ben bu yüzyılda Türkiye'de bunu yapan görmedim :) geçmişte birkaç örneği var heavy metal müzik içinse dr. skull bunun en iyi örneği sanırsam :)

Önerileri dikkate al buraları başlık hortladığından beri okuyor musun bilmiyorum ama kimseyi hayatının patronu etme. Yol gösteren çok olur da yol arkadaşı kimse olmaz. Hayat senin ve o çok kısa.
 
Son düzenleme:
Gitar olan bir konservatuar oku bari. Bizim bi abi enstrumani gitar olarak okumuş adam virtüöz gibi hemde müzik öğretmeni şuan 2. iş olarakta gitar caliyor. Ama eğitim fakultrsi müzik bölümü oluyor sanirim müzik öğretmenliği. Tamda bilmiom araştır. Hem gunduz işin muzik hemde akşam işin gitar olur.
 
Birde metallica megadeth falan denmişte onlarin mızigi öğrenmek dışında yaratıcılıklarıda var. Yoksa onlardan daha iyi calip guzel sarkisi albumu olmayan tonla insanda var.

Birde heavy metale cok bel baglama. Ha bebde ölene kadar seve seve dinlemeye devam etcem ama heavy metalde para kazanmak için baya sağlam işker yapman lazim.
 
Geri
Üst