Müzisyenlik ve İş Hayatı

Türkiye' de müzisyen eşittir Popçu, çalgıcı, türkücü vs. dediğiniz gibi diğer başka bir tarzla uğraşıp işe girmiyeceklerin arkası baya sağlam kafası baya rahat. Ha bodoslama güvencesiz o işe girenlerin hali malum, yazık olan giden yetenekli ve emek vermiş güzel insanlar müziğe küsüp darmadağın oluyor.
 
uyarıların için sağol kardeşim hayat umarım sana diledikleriini verir. yaşam hakkında tecrübelerim var dahada yol uzun ömür yettiğince. Ancak anladım ki insan önce mutlu olmalı insan dünyaya öğrenmeye gelmiş hepimiz için öğrenecek çok şey var. Bu dünya sahnesinde azınlık oyuncu çoğunluk izleyicidir bense en küçük paydadanım OLURSA EKİME OLMAZSA Kasıma KADAR topluluğu analizlerim sonucu anladımki işler olacağına varır :)) senin gibiydim derken sende üç çocuk var sanırım?
 
İş ve müzik hayatını bir arada götürebilenleri kutluyorum. Gerçi bunu yapabilenlerde genelde memur yada memuriyet şartlarında bir işe sahip olanlar sanırım. Özel sektörde çalışıpta düzenli şekilde müzik yapmak çok zor. Hatta hobi olarak bile uğraşmak zor. Üstelik sevgili nişanlı vs gibi vakit ayırmak gereken başka şeylerde varken. İstisnai örnekler muhakkak vardır ama para kazanmanın zaten çok zor olduğu ve gerçek müziğe verilen değerin sıfırın altında seyrettiği bir ülkede müzik ben ve benim gibiler için ya hobi ya da asıl işi destekleciyi nitelikte kalıyor maalesef.

Son olarak, müziği bir yaşam biçimi olarak seçmiş ve tüm zorluklara rağmen bu yolda hayatını kazanmaya çalışan cesur insanları gönülden kutluyor ve destekliyorum. Bazen bu tarz insanları gördükçe ; ulan müziği ikinci plana itip patronların yanında üç kuruşa çalışıyorum. Belkide o insanlar kadar cesur değilim deyip kendimi suçlamıyor da değilim..
 
Müziği seçen adamın hayatında müzik olur. Memuriyet, iş güç, karı sevgili çocuk varsa kusura bakmayın siz sadece esnaf müzisyensiniz ülkenini büyük kalanı gibi. Bu da benim düşüncem.
 
Bu ülkede sadece müzisyenlikle ayakta kalınamıyor esnaflıksa esnaflık. Herkesin kendi hayatı yargılamak da kimseye düşmez ayrıca ben 3 saatlik uykuyla gündüz işe gece müziğe gittim zamanında işimi de iyi yaptım ki hala bar sahipleri hatrımı sorar. Geçinmek kolay değil o arkadaşa da helal olsun ki 2 işi götürüyor. Sanki sadece muZik yapan insana teşvik mi veriliyor endorsement mi sağlanıyor ki ülkede müZik gelişsin. Kolay değil hiçbirşey
 
Zaten olaya maddi kazanç olarak yaklaşılıyorsa diyecek bir şey yok. Müzikten para kazanan adamdan SANAT,ESTETİK falan beklememek lazım. Yanyana gelmez bazı şeyler.
 
Ben kısaca müzikle işi ve diğer bir çok şeyi bir arada götürmemin yıllara göre gelişimini yazayım :)
2010'da çalışmaya başladım ve çalıştığım yer bir etkinlik organizasyonu, pazarlama yapan (sektör lideri) bir ajanstı. İşe girdiğimde haftada 5 gün çalıyordum. Tabii ki bunun "esnek çalışma saatleri" sonucunda kırpılması uzun sürmedi. Fakat bu süreç iyi oldu çünkü çer-çöp işlere gitmemeye başladım. 2 tane grubum kaldı onlarla da haftada toplam 3 program yaparak devam ettik uzun süre. Mesai yapılacak bile olsa bir şekilde kaçıyordum ve müdürüm de bu meşgaleme saygı duyuyordu. Fakat bu müdürüm şahane biri olduğundan değil, ben daha kapıdan girdiğimde prova program vs gitmeye devam etmemden kaynaklanıyordu. Yine de genel yoğunluk canıma tak etti yaklaşık 1 yıl çalışıp askere gittim. O arada grubu epey ilerlettik. 1 yılda önemli bir detay var her Cuma çalmaya Antalya'ya gidiyorduk. 6-6.30 gibi işten koşa koşa çıkıp 8.30daki uçağa yetişiyordum. Çalıp orada yatıp ertesi gün erkenden geri dönüyorduk.
Askerden 2012'de geldim. Bir bilişim firmasında satış yapmaya başladım. Hedefli-kotalı çalıştığımdan suyunu çıkarmadıkça esnek çalışabiliyordum. Fakat burada şöyle bir sıkıntı vardı, proje teslimi vs olduğu günlere program denk gelirse asla gidemiyordum. Bir şekilde idare ettik. Gerçekten güzel günlerdi. Perşembeleri grupla İstanbul'da barda, Cumaları da bir akustik projemizle başka bir mekanda çalıyorduk. Burada ve sonraki yerde (şartlar benzer gibiydi) 2.5 sene çalıştım genelde haftada 2-3 çalıyorduk. Hatta son 1 yılda Cumartesileri ve bazı Cumaları şehirdışında çalmaya başladık ona da bir şekilde yetişiyordum. Fakat çok yoruluyordum inanın bazen Pazar günü 15-16 ya kadar uyuduğum oluyordu.
Geçtiğimiz Nisan'dan beri epey iyi bir başka bilişim firmasında çalışıyorum. Ara sıra evden çalışmamıza, erken çıkmamıza vs işi gücü aksatmadığımız sürece izin var. Dolayısıyla müzik işlerim olduğunda işimi istediğim gibi esnetebiliyorum. Fakat bunun önceki zamanlarda çektiğim çilelerin ödülü olduğunu düşünüyorum.
Şu anda grubumla genelde Perşembe-Cuma-Cumartesi iyi yerlerde çalıyoruz. Hem bünye alıştı biraz hem de iş de az çok imkan veriyor. Acil durumlarda da ikinci, üçüncü gitarist arkadaşlarımız var yerime onlar çalıyor.
Dikkat edersiniz bir şeyden bahsetmedim. Prova. Provaya çok zor vakit buluyoruz (diğer arkadaşlarımda da çalışanlar ve ciddi isimlerle çalan profesyonel müzisyenler olduğu için). Fakat birbirimize çok alışığız 2 3 saat bir prova alınca bir sürü şarkı vs yapıp devam ediyoruz. Anlayacağınız üzere grubumuz bir cover grubu. Zaman zaman da ekstralara vs gidiyoruz. O arada evlendim de. Onu da merak edenler olacaktır. Şartınızı baştan koyarsanız, ya müzik ya ben demeyecek bir hanım alır, illa diyecek hanımı alacaksanız da direnç gösterirseniz her şey bir arada gayet güzel gider. Maaşınız aylık masraflarınızı öder, müzikten kazandığınız para da bir maaş gibi olur onunla da ekipman vs ne istiyorsanız alırsınız.
Fakat, profesyonel biri kadar idmanlı, versatil bir müzisyen olmanız zor olur. Yetişmek zor. Ben haftada 3-4 saatimi ancak oturup egzersiz mahiyetinde gitar çalmaya ayırabiliyorum, tecrübe sağ olsun başkasının saatlerce çalışacağı şeyi kısa sürede çözüyorum ama isterdim ki haftada 25 saat 30 saat çalacak vaktim olsun.

Olumlu yanlar:
Müthiş deşarj olma fırsatı
Sosyal çevre
Bambaşka bir dünyayı her hafta yaşayabilmek
İki tarafın öğretilerini(iş ve müzik) birbirini besleyecek şekilde kullanmak
Ek gelir

Olumsuz yanlar:
İki tarafa olacak konsantrasyonda azalma (Süper gitarist olamama veya süper bir çalışan olamama ihtimali)
Yorgunluk (kafaya takıyorsanız)
Bazen ufak bir şey yapacak olup (en basiti berber bile olabilir) iş artı programlardan provalardan vakit bulamama
Salt müzisyenlik yapanların bir kısmının dışlayıcı davranabilmesi (onlar da haklı para yabancıya gitmesin :) )

Ve net söyleyeyim öldüreceğiz deseler bu imkanım varken ülkemizde sadece müzikle geçinmeye çalışmam. 1 yıl kadar denedim. Bir süre süper gitti sonra bir anda birkaç iş gidince aç kaldım. Böyle bir kaygan zemin sektör yok.

Kıssadan hisse: Seviyorsan olur.
 
Para, kabiliyet ve şans varsa biraz müzikten az ya da çok bir şekilde kazanılıyor. Ama işte bar müzisyenliği-stüdyo müzisyenliği-albüm sanatçılığı. Hepsinin kendine göre maddi riskleri var. Devlet memuriyeti tartışması o anlamda enteresandır. İnsanların çoluğu çocuğu olduktan sonra "sosyal güvenlik" denen olay öyle bir cazip geliyor ki, birçok şeyden vazgeçiyorsun. Nereden biliyorum, ben de 94'ten beri içinde olduğum canlı müzik olayını 3 yıl önce bırakmak zorunda kaldım. Neden mi, şikayet ettiler. Kariyerden geçtik, başka endişeler falan.

Ha bak benim bir de büyük biraderim var, profesyonel müzisyendir. O da işi gücünü bıraktı, full-time müzisyen oldu, Türkiye'nin en ünlü rock gruplarında çaldı, şimdi hala rock'n roll. Ama işte evli değil çocuk yok, sadece müzik.
 
Ya yazmayayım diyorum da dayanamadım bu DUMAN müzikçileri ne zaman biticek aga ilk başta dedik iyi piyasada müzik konuşulsun vs ama artık adamlar Dream Theater ile Duman kıyasına girmeye başlamış mağazalardaki muhabbetler evleere şenlik yani bu işi bilen anlayan adam yapsın. Memlekette herkes müzisyen, sinemacı, yazar ve her bok olmuş bu ne ya :D
 
Ya yazmayayım diyorum da dayanamadım bu DUMAN müzikçileri ne zaman biticek aga ilk başta dedik iyi piyasada müzik konuşulsun vs ama artık adamlar Dream Theater ile Duman kıyasına girmeye başlamış mağazalardaki muhabbetler evleere şenlik yani bu işi bilen anlayan adam yapsın. Memlekette herkes müzisyen, sinemacı, yazar ve her bok olmuş bu ne ya :D
Bu söylediklerin müzisyen ile değil müzik dinleyen kitledeki talep ile ilgili. Dinleyici kalitesi gelişirse müzisyen de gelişir.
 
Ankara' da son durum: Eğer torpiliniz yoksa ne olursanız olsun hiçbir barda ücret talep etmeseniz dahi sahne alamıyorsunuz. Son 3 aydır maddi manevi uğraş verdiğimiz işlerle bu gerçekle yüzleştik. Bakkal işletir gibi mekan işleten müzikten anlamayanlar yüzündenmiş bu son durumlar iyice anladım. Adamın sunduğunu en iyi diye dinleyenlerin de suçu yok. Çünkü gerçekten iyi olana şans veren yok. Sadece kendimiz için yazmıyorum bunları biliyorum ki bir çok arkadaşımız abimiz kardeşimiz bu durumu yaşıyor. Ben de en sonunda onlara hak verdim insan başına gelince daha iyi anlıyor.
 
''Ve kazanan'' adlı yarışma programında arkada her telden yardıran Meteboy'lu Metin Türkcan'ı gördükten sonra ben daha ne diyeyim. Azcık duruşunuz olsun artık diyesi geliyor insanın. Türkiye' de müzisyenler hep mutfakta ve hak ettiği değeri asla göremiyor, görmesi de bu gidişle pek mümkün değil gibi. Hatırlayın tüm orkestrası olan programlarda ; sunucu konuklar falan hep müzisyenlerin utangaç tavırlarının üstüne giderler ,utandırılar, kızdırırlar onları ve yanakları kızarır falan bilirsiniz. Olay budur bence. Medya maymunları şarkıcıyım müzisyenim diyenler götrürken malı gerçek müzisyenler de yokluk içinde devam ederler hayatlarına....
 
Geri
Üst