İnceleme Soldano Decatone Amfi Incelemesi

Yeniden merhabalar. Bu kez çok farklı bir amfiyi tanıtmaya çalışacağım. Amfi forumdan Osman Burak sayesinde bir süreliğine elime geçti. Bu sürede edindiğim izlenimleri paylaşmaya çalışacağım. Malum Soldano ülkemizde fazla bulunmayan bir marka. Dolayısı ile Decatone modeline de rastlamak zor. Aslında bu yazının yetersiz olabileceğine dair taşıdığım kaygıyı da burada dile getirmem gerek. Benim geleneğim, incelemesini yapacağım bir gitarı, amfiyi veya pedalı en az altı ay kullanıp tüm özelliklerini çözdükten sonra yazıya dökmek. İşin tersi de bu amfi; denediğim ilk “big bottle” tabir edilen 6L6 güç lambalı, ilk PCP devre kartlı ve high gain karakterli amfi. Yazıda da farklı marka ve modelde güç lambaları ile ilgili bilgi bu yüzden eksik kalmış durumda. Bu kadar kısa bir sürede gözlemleyip, deneyip yazmama rağmen, umarım birilerinin işine yarar.

Kullandığım kabin yine Ibanez IS412C. Nedense bugüne dek denediğim tüm amfilerle sorunsuz anlaşabilen bir kabin. Doğrusu çeşitli kafa amfileri deneyen birine tavsiye edebileceğim, gayet uyumlu ve ucuz bir kabin. Gitar olarak genelde Gibson Nighthawk’ı kullandım. Arada bir de Framus Strat ile çaldım. Değişmeyen diğer bir parametre ise amfinin güç katı lambaları oldu. Amfiyi genelde kısık seste kullanmak zorunda kaldım elbette. Ama şeytana hafiften uyup, arada bir sesini oturduğum yaşlılı çocuklu apartmanda elimden geldiği kadar da zorladım.

Amfi tam iri kafa. Ceriatone gibi ufak tefek değil. Klasik benzerlerinden bir farkı, üzerinde kullanıcılar tarafından “Global Master Volume” veya “Overall Master” olarak nitelenen ve neredeyse attenuator görevi gören bir ses kontrolü olması.

Amfi tam 100 watt. Yarım veya çeyrek güce düşürme gibi bir seçenek yok. Fakat onun yerini GMV denilen kontrol almış durumda. İki tane iri transformatöre, dört tane 6L6 güç lambasına sahip. Preamp katında ise beş tane lamba mevcut. Bu lambalardan birincisi clean kanalına, ikincisi crunch kanalına, üçüncüsü ise overdrive kanalına bağlı. Diğer iki lambadan biri Fx Loop katını sürmekte, diğeri ise phase inverter görevini üstlenmekte. Arka tarafında 4-8-16 ohm kabin seçeneği, Fx Loop giriş ve çıkışı, Fx Loop’ta kuru ve efektli sinyali ayarlayan bir potans ile kabin çıkışları ve footswitch girişi var.

Amfi bana preampta V1= JJ/Tesla ECC83, V2= Groove 12AX7-R Premium, V3= Çin 12AX7, V4= Groove 12AX7 – 7025 V5= Çin 12AX7 preamp lambaları ve Groove 6L6S güç lambaları ile geldi. Ben amfiyi hem elimdeki hem de amfide gelen preamp lambalarıyla, zaman zaman da ikisini birden karıştırarak kullandım.

Ön panelde soldan sağa clean, crunch ve overdrive kanallarının preamp volümleri mevcut. Her kanalın ayrı bright kontrolü var. Etkililer de. Herhangi bir kanalın tize meylettiğini düşünürseniz, o kanalda işleri değiştirebilirsiniz. Preamp kontrollerinin yanında bas, mid ve tizden oluşan ortak ekolayzer katı var. Ardından üç kanalın ayrı ayrı power katını kontrol eden volumleri (master volumler katı) geliyor. Son üç düğme presence, depth ve GMV denilen Master Volume. Bu arada, potansların derecelendirmeleri klasik 0 – 10 arasında değil, bir zamanlar sınırlı sayıda üretilen Marshall JCM’ler gibi 0 – 11 arasında.

Ekolayzer katı gayet hassas. Midleri ön plana çıkardığınızda rahatsızlık duymuyorsunuz. Özellikle crunch ve overdrive kanallarında o karanlık veya hafiften saldırgan soundların diyarlarına ışınlanıyorsunuz. Fakat midleri kısınca ortaya çıkan sound, özellikle de yüksek gain seviyelerinde bana zaman zaman biraz Nevermore’un ilk albümünü hatırlattı nedense. Bass tarafı hayli güçlü. Kabin seçimine de bağlı olarak kısmak zorunda kalabilirsiniz. Tizler rahatsız edici değil. Koyuca bir amfi olmakla beraber, presence ve depth desteği ile de sound çeşitli yönlere gidebiliyor, manipüle edilebiliyor.

Presence Ceriatone’daki gibi sounda parlaklık katmaktan çok tizleri desteklemekte. Fakat iyice açtıkça da tonda fizzylik denilen o vızıltılı sorununa sebep olmuyor. Aksine, koyuca olan karakterinden çıkıp, soundu daha açık hale getiriyor ve hafiften bir Marshall havası katıyor.

Depth ise temelde basları desteklemekte. Ama basları geriye çekip midleri daha öne aldıysanız soundu daha gövdeli, baslar önde midler daha geride ise biraz daha yoğun hale getiriyor.

Fx Loop tarafı, kuru ve efektli sinyallerin ayarlanabildiği bir potansa sahip. Biraz da kalitesine bağlı olarak tüm efekt pedallarından gayet güzel sonuç alabileceğiniz bir loop katı var.

Amfinin kanallarını yorumlamadan önce şunu söylemem gerek. Teoride V1 clean, V2 Crunch, V3 de overdrive kanalına bağlı. Lakin her ne kadar teoride bu katlar sadece birer kanalı idare ediyor gibi görünseler de şöyle bir durum var: V1’de lamba değiştirdiğinizde V2 ve V3’teki ton da bu değişimden etkileniyor. Aynı şekilde V2’de lamba değiştirdiğinizde V3’teki ton da etkileniyor. Yani aslında V1 clean kanalda kullanılırken beri yanda V2’nin bağlı olduğu crunch kanalını da destekliyor. Aynı şekilde V2 crunch kanalını kullanırken, V1’den de destek almakta ve V1 ile beraber de V3’e bağlı overdrive kanalını desteklemekte. Şayet, V1’e clean headroom artırmak için 12AT7 veya 12AU7 bağlarsanız, clean kanalda drive düşmekte. Ama crunch ve overdrive kanallarında da drive seviyesi düşüyor. Bu yüzden, üç kanal birbirinden ayrı gibi görünse de, bakılırsa birbirlerini desteklemekte ve birbirlerine bağlılar aslında.

Kısacası, bu amfi için, aşağıda okuyacaklarınızdan anlaşılacağı üzere “çok yönlü” deyimini kullanmak mümkün. Lakin bazı yurtdışı forumlarında yapılan “hoparlör kabin olaylarına karşı çok hassas. Doğru kabin ile eşleştirmelisiniz” yorumuna, “lamba değişimlerine çok hassas” yorumunu da eklemek şart. Bu yüzden, V1 ve V2’yi tutturmuşken, V3’e uygun lamba bulmak küçük de olsa sorun olabilir. Size uygun lamba seçeneğini bulana dek bayağı bir vakit geçirmeniz gerekebilir. Hatta zevk renk durumuna bağlı olarak, kanallar zincirleme olarak birbirlerinden etkilendikleri için çıldıracak hale dahi gelebilirsiniz. Ama çabalamaya değer diye düşünüyorum.

Bir de, phase inverter (V5) kısmına 12AU7 takınca amfide netliğin çoğaldığını gördüm. Bu yüzden V5’te 12AU7 kullanılmasını tavsiye ederim. Amfinin drive seviyesini de etkilemiyor gördüğüm kadarı ile.

Gelelim amfinin kanallarına:

CLEAN KANALI:

Ben bu kanalı en çok V1'de JJ/Tesla’nın ECC83S’i ile sevdim. Hem tok hem de çok fazla gain katmıyor. Kanalı da aşağı yukarı Blackface Fender havalarında tutuyor. Havalarında diyorum, bana %100 vintage veya reissue BF Fenderler seviyesinde, onlarla yarışabilecek bir kanal gibi gelmedi. Biraz modern kokuyor sanki. Fakat başka high gain amfilerde gördüğüm kadar da modern ve benim açımdan itici, onlar kadar kuru bulduğum bir kanal değil. Aşağı yukarı 7 -8 sularına dek kanal kırılmıyor. Sonuna dek getirdiğinizde, vintage tarzda, 70’ler havasında hafif kırık bir overdrive ton alabiliyorsunuz. Uygun bir gitarınız ve güvenilir bir tuşeniz varsa, rahatça vintage tonlarda gezinebilir, kanalın sesini açarak veya sesi gitardan kontrol edip, TS tabanlı bir overdrive ile destekleyerek hafif veya ortaca overdrive tonlar alabilirsiniz. Blues, eski rock, progressive rock, space rock gibi tarzları kotarabilirsiniz. Modern yapıda bir gitarla modern cleanler de almak mümkün olur sanırım.

CRUNCH KANALI:

Bu kanala, amfinin kullanıcıları genelde “Altın Kanal” diyorlar. Presence ile de oynayarak Amerikan tarz bluesdan Led Zeppelin sularına, hard rocktan çok aşırı gainli olmayan, o eski Satriani albümlerindeki shred sularına dek yüzebilirsiniz. Boost pedallarına açık, canlı, net bir kanal. V1’de JJ/Tesla ECC83 olması şartıyla Groove 12AX7-R Premium lamba ile Kingdom Come, XYZ tarzı hard rock, hard’n heavy ve bu havalarda shred tonlarına açık bir kanalken, JJ/Tesla ECC803S ile de daha midli, daha gainli, heavy sularına az daha yakınca, daha testere tonlar alabiliyorsunuz.

Bu kanaldan, modern Black Sabbath soundunun daha crunch halinin çıktığını görmek beni ayrı coşturdu doğrusu. Cross Purposes albümünü düşünün, oradaki gain seviyesini biraz indirin ama netlik kalsın. “Crunch” denmesine rağmen aslında basbayağı overdrive bir kanal bu. Sadece bu kanalı uygun pedallarla boost ederek aslında heavy seviyelerde de gezilebilir. Ama benim derdim amfiden doğrudan çıkan soundu sizlere anlatmak olduğu için bu bahse girmeyeceğim.

OVERDRIVE KANALI:

Bu kanal nedense pek fazla beğenilen bir kanal değil. Kullanıcıların belki yarısı hatta biraz daha fazlası üzerinde çok durmuyor, süs, göstermelik veya gereksiz bir kanal muamelesi yapıyorlar. Kimisi de ritim için değil, daha çok solo çalınabilecek bir kanal olduğu görüşünde. Beğenenleri ise özellikle Marshall Hot Rod’a yakın buluyor bu kanalı. Ben açıkçası amfiyi veya bu kanalını Marshall Hot Rodlar ile kıyaslayacak durumda değilim. Fakat kötümser düşünenlerle de aynı fikirde değilim. Bu kanalı Groove 12AX7-R Premium, 12AX7 – 7025, JJ/Tesla ECC803S ve ECC83S, Tung Sol gibi 12AX7 lambalarla denedim. İnsanı aldatabilecek tarafı, düşük seslerde basların fazlaca ön planda, tizlerin ve midlerin ise geride gibi görünmesi. Oysa sesi biraz zorlayınca tizler, midler rahatça algılanabiliyor. “Overdrive” denmesine rağmen çatır çatır high gain bir kanal bu. (Doğrusu, “Mike Soldano’nun overdrive anlayışı bu ise high gain anlayışı nedir acaba?” diye düşününce ürperiyor insan :))Yüksek çıkışlı veya aktif manyetiklerle bol gainli death metal, djent gibi seviyelere çıkabilirsiniz. Yedi telli, düşük akordlu gitarlara rahatça cevap vereceğinden kuşkum yok. Presence ayarını 5 – 5,5 civarından yukarı çıkarmazsanız midli, koyu, modern tonları rahatça alabilirsiniz. Presece’i yükselterek daha parlak daha açık tonları da almak mümkün. Ayrıca midleri düşürerek tonu farklı mecralara da çekebiliyorsunuz.

Bazı yorumlarda “Ritim atmaya müsait değil, sadece solo için kullanılabilir” dense de bu fikirde değilim. Bilhassa Tung Sol ile hem ritim hem de solo olarak çok hoşuma gitti bu kanal.

Görebildiğim daha doğrusu işitebildiğim kadarı ile amfinin temel yapısı Amerikan. Bu yüzden de sound olarak bir Amerikan amfisi olarak ele almayı uygun buluyorum. Ama depth ve presence ayarları ile her an İngiliz havasını da güzel bir şekilde taklit etme yeteneği ve potansiyeli var.

Tabii, iyi kötü pedal kabul etmeyen lambalı amfiye lambalı amfi demeyiz genelde. Bu amfi açısından da endişeniz olmasın. Bendeki TS9DX, Spina SD1 ve DS1, Analogman DS1, Catalinbread SCP ile booster olarak her kanalı gayet güzel anlaştı. Tek başına da yeterli bir amfi olsa da, bu tip pedallarla tüm kanalların gain seviyesini artırmak veya tonal açıdan manipüle etmek mümkün.

Giriş kısımlarında belirttiğim üzere, amfiyi genelde ana gitar olarak kullandığım Nighthawk ile çaldım. Fakat Framus ile de sırıtmadı. Sadece superstrat bir gitarla deneyemedim. Ama sound yelpazesi itibarı ile onlarla da iyi anlaşacağından şüphem yok. Hatta sanırım yedi telli gitarlarla bile rahatça çalınabilir

Sonuç olarak; amfiye tarz olarak ille de şu veya bu amfisi demek hata olur sanırım. Zira sadece kanalların preamp gaini bile oynayarak çok yere çekmek mümkün. En zahmete girmeden, ayarlara dokunmadan, yorulmadan yüzebileceği sular hard’n heavy civarları. Ha, tembel değilseniz, pedalla, gitar potansıyla, footswitch ile uğraşacak enerjiniz varsa, hatta arada eq, depth ve presence ile oynamak zahmet gelmezse o zaman çok yöne çekebileceğiniz bir amfiye sahipsiniz demektir. Tuşeniz de sağlamsa, elinizdeki gitarın da tarzı uyduktan sonra blues, country, rock, hard rock, thrash hatta abartısız djente, death metale kadar gidebilecek bir amfiye sahipsiniz demektir. Transformatörlerinin de maşallahı var, birinin başına düşerse çok ciddi iş açar.

PCB olsa da ton ve işçilik kalitesi açısından gözümde PTP amfilerden pek farkı yok. Kaldı ki şahsen günümüzde bilgisayarlarda dahi kullanılan PCB teknolojisine eskisine oranla çok daha fazla güvenme taraftarıyım. Zira bu amfi de tuşeye hassas. Tarza bağlı olarak, tel dövme açısından zayıfsanız, tuşeniz oturmamışsa, sakın sesini fazla açmayın. Yoksa bu amfi rezil edebilir adamı.


deca_zps7e69e645.jpg


soldano_decatone-008_zpsc177a088.jpg
 
Bu kesinlikle rezil otesi bir kayit olmus Aris arkadas her kimse selam olsun. Bu amfiden bu kayittaki tonu cikartmak icin cok ugrasmak lazim, hele ki o canim crunch kanalinda. Kulaklik amfisi ile kayit alsan bu kadar testere bir ses cikmaz.

testereden kasıt düşük MID ise her daim bütün MID'leri neredeyse sonuna kadar kısmayı seven birisiyim o yüzden bence çok güzel ton.
 
testereden kasıt düşük MID ise her daim bütün MID'leri neredeyse sonuna kadar kısmayı seven birisiyim o yüzden bence çok güzel ton.
Yok canim bu kayitta bir terslik var, MID scooped oldugundan degil, artikulasyon yok cizir cizir catlayan bir ton var burada, yoksa MID`leri kismaniza neden karsi olayim ama bu onun getirisi bir seyden fazlasi. Bu isler zevk ve renk derdim ama onu da asan bir sey var burada. Ozellikle sasirdim cunku pek kabin de secmeyen bir amfi ve cok yonlu. Burada youtube`deki yorumlara katilmam lazim tam anlamiyla anemik bir ton hacim yok bir defa. Mid ile birlikte baslari da kissam tamamen, belki boyle olur ama yine de becerebilir miyim bilemiyorum...Benzeri bir ton etrafinda dolassa bir dakika durmam elimden cikartirdim o kadar yani.
 
Yok canim bu kayitta bir terslik var, MID scooped oldugundan degil, artikulasyon yok cizir cizir catlayan bir ton var burada, yoksa MID`leri kismaniza neden karsi olayim ama bu onun getirisi bir seyden fazlasi. Bu isler zevk ve renk derdim ama onu da asan bir sey var burada. Ozellikle sasirdim cunku pek kabin de secmeyen bir amfi ve cok yonlu. Burada youtube`deki yorumlara katilmam lazim tam anlamiyla anemik bir ton hacim yok bir defa. Mid ile birlikte baslari da kissam tamamen, belki boyle olur ama yine de becerebilir miyim bilemiyorum...Benzeri bir ton etrafinda dolassa bir dakika durmam elimden cikartirdim o kadar yani.

Ben söyleyeyim tersliği abi. Adam reamping denilen bir mevzuya girip, aldığı kaydı tekrardan kabin simülasyonundan geçirmiş. Direk V30'lu ton değil bu. Hangi simülasyonu kullandı ise bu sonucu almış. Yoksa Deca'dan hayatta böyle kuru, cansız, cız bız köfte gibi bir ton gelmez.
 
Ben söyleyeyim tersliği abi. Adam reamping denilen bir mevzuya girip, aldığı kaydı tekrardan kabin simülasyonundan geçirmiş. Direk V30'lu ton değil bu. Hangi simülasyonu kullandı ise bu sonucu almış. Yoksa Deca'dan hayatta böyle kuru, cansız, cız bız köfte gibi bir ton gelmez.
Reamping hadisesinin çıplak gitar sinyaline uygulanması gerekmez mi ? Yani amfiden geçmiş sinyali bir daha amfiden mi geçirmiş arkadaş ? Bu durumda sinyal helak olomuştur zaten:)
 
Geri
Üst