Ilk Sahne Deneyiminiz?

Üniversitenin ilk yılı. Yer antalya barlar sokağı. Bizi şirket yemeğine davet eden abimize beleş yemek için eşlik ediyoruz. Yanında gittiğimiz ilaç mümessili abi sahnede totoş şarkıcıya çaktırmadan "halilpazarlama süper gitar çalar " diye nor yolluyor. Bir an ışıklar benim üzerime hop sahneye davet ediliyorum. Gerdan kıran bünyeler karşısında stratovarius çalacak halim yok. can haliyle Haluk Levent giriyorum. İyi kötü kurtarıyoruz durumu. Kuyruk sokumumdan akan terle masaya oturuyorum. O sırada masada önceden kestiğim kızı başkasının götürdüğünü görüyorum. Sinirle "......keyim gitarı" deyip bütün gece bitmesin diye emiklediğim biraya devam ediyorum. Sahnedeki totoş abi " bunlar öğrenci bütün gece bitmez bunların birası" diye üzerimden espri yapıp prim sağlıyor. Sönen yıldız gibi içime çöküyorum. Karadelikte kayboluyor sanat kariyerim.
 
yillar once ilk kez lisede bahar senliginde cikmistim sahneye, bizden onceki grup sahnedeyken dizlerimin zingir zingir titredigini ve kacip gitmek istedigimi hatirliyorum.
 
Lisede şarkının sonundaki soloda davulun snare'de double tempoya geçtiği yerde ayağımı kick'e koyup yardırma fikri jakın çıkması sebebiyle içimde patlamıştı.

Askerliği müzisyen olarak yapmıştım. Gerçi %20 müzisyen, %80 garson diyebiliriz rütbeli gazinosunda. Acemilikte müzisyenler gelmişti. Alay, tümen vs gezip çalıyorlarmış sürekli. Onlardan heveslenmiştim ne güzel geziyorlar diye ama neredeyse Irak sınırına düştüm. Neyse, gitarist olarak türkülere falan eşlik etmeye çalışıyordum genel olarak. Bir cumartesi akşamı kurmay başkanının (kurmay albay) geldiği gün delilo delilo destane isteği geldi sanırım sivil birinden. Oradaki hastaneden de çok gelen oluyordu hafta sonları. Ben de eşlik etmeye çalışıyorum derken şarkının daha 1. dakikası dolmadan baktım ses kısıp kapattı klavyeci. Biz de durduk. Meğer kurmay başkanı durun demiş. Sonra bizi arkaya aldı, bize bir kaydı bir kaydı dillere destan. Meğer şarkı orjinde kürtçeymiş ve pkk çok çalar söylermiş.

Madem askerliğe girdik, bir anımı daha anlatayım. Bundan sonrası müzikle alakası yok. O yüzden okumak istemeyenlere uyarı vereyim. Bu olayın üstünden 1 hafta falan geçmiş. Tümen komutanı akşam yemek yiyecek misafirleri ile. Gazinoda ayrı bir odası vardı komutanın. Aşçı benim devrem. Komutanın tabakları da ayrı, özel. Ordövr tabakları hazırlanıyor ama bir tane tabak eksik. Devrem bana dedi şu tabaktan baksana komutanın odasına, bir tane eksik dedi. Ben de yanlış tabağı falan getiririm gel beraber bakalım dedim. Gittik odaya. Cem Yılmaz'ın dediği gibi bu kadar imkan olmayıp da bu kadar koyulan ortam nadir bulunur. Odaya girdik. Her cümlenin sonunda amk diye diye sohbet ediyoruz. Krokiyi aşağıya koyuyorum. Salon ile balkon arasında kaydırmalı camlar var ve hepsi açık ama perdeler kapalı. Yani ses duyuluyor ama görüş kapalı. İçerde biraz aradık ama bulamayınca ben de balkondaki dolaplara bakayım, zaman kazanırız AMK diye balkona doğru adımımı attım derken karşımda tümen komutanı (tuğgeneral) ve kurmay başkanı (kurmay albay) ile direkt göz göze geldim. Meğer bunlar önden gelmiş takılıyorlar. Halbuki bunlar gazinoya 100 metreden fazla yaklaşsa teyakkuz olurdu gazinoda. Niyeyse haberimiz yok bizim. Neyse işte orada içeri doğru sıçmak neymiş harbiden anladım. Verdim tekmili, durumu yani tabak almaya geldiğimizi izah edip aldım tabağı çıktım salona. Neyse ki tümen komutanı baba adamdı da bir şey olmadı. Kurmay başkanı en üst rütbeli olsa o ortamda başıma gelecekleri düşünemiyorum. Çıktık salona, arkadaşa olayı anlatıyorum. Balkonda bunlar var, yürü yürü diye. Seeekktiirr lan diyor. Ağzını zorla kapatıp çıkardım dışarı. Daha sonra üst devre olunca o odada ne alemler döndürdük o da ayrı mevzu. Hey gidi, ne günlerdi.
 

Dosyalar

  • zxc - Kopya.jpg
    zxc - Kopya.jpg
    57.2 KB · Gösterim: 185
Lise 1'deyiz, okulda ilk kez bahar şenliği yapılacak. Şenliği de biz organize ettik, herkes tanıdığı lokal gruplara da ulaştı, 3 ya da 4 grupluk bir line-up belirlendi. Biz de en çömezler olarak açılışı yapacağız. O zamanlar müdür yardımcımız da herkesin çekindiği femme fatale bir karakter. konserden önce çalacağımız şarkıları teftiş etmek istedi. biz de bir kaçını çaldık, onayı aldık. sahne günü geldi, seti bitirdik ama son şarkıyı değiştirdik. o zamanlarda da Deli isimli bir punk grubu ve "ÖSYM g*tümü ye" diye bir şarkısı vardı. Biz de taze liseli ergenler olarak bunu dahil edip çalmaya başladık. bütün okul ÖYSM g*tümü yeeeee diye eşlik etmeye başladı. işin kötüsü milli eğitim müfettişi mi ne gelmiş bi de o gün :)) müdür yardımcısı da bizi susturamayıp, sahnenin şalterini kapattırmıştı. biz de yalnız davulla çalmaya ve söylemeye devam etmiştik :)) sahneden inince de arkada bir kaymıştı ama gene de bizi sevdiğinden mütevellit pek kıyamamıştı
 
95 yilinda ilk gitar hocamin beni cagirmasiyla bir acik hava dugunune gitmistik. Bir gitar bir klavye ve solist vardi. Bende yanlarinda oturuyorum. Bir sure sonra al gitari sen devam et dedi. Hocam dedim ben bu sarkilari bilmem.. Am den ritm at sadece demisti. 15 dk kadar caldim. Ama sadece la minor bastan sona:) ilk tecrubemdi keyifliydi.
Sonra 98 yada 99 yillariydi heavy metal yaparak kendi grubumlada ilk gercek anlamda sahne yaptim. Keyifli yillardi.
 
beni solo gitarist ilan ettikleri için sik gibi beklediydim şarkıların geri kalanında. sen solo gitaristsin ritm çalmıcan.

nefret ediyorum lead çalmaktan. üstüme yapıştı çıkartamıyorum.
 
Yıl 1995 Lise 2 yıl sonu şenlikleri;
4-5 parça çalmak üzere 4 grup çıktık, son grup tarzdan dolayı bizdik, ön gruplarda Bon jovi, 4 non blondes, The Cranberries, Cure, Greenday parçaları havalarda uçuşuyor, kız arkadaşlarımız ayılıyor bayılıyor falan.
Biz de bu duruma ayar olup kuliste kendi aramızda ufak bir pratikle girişte Bon jovi ''You give love a Bad Name'' başlangıcını biraz söyleyip çaldık.( buarada şaşırtıcı şekilde iyi çaldık) Millet mest, eğleniyor sonra parçanın bilindik rifi biterken, whammy bar, pick slide, davul gürültüsü veee.



Herkes dumur tabi.

Ardından;
Mandatory Suicide
The Anti Christ
Dead Skin mask,
Seasons In The Abyss.
 
16-17 yaşımda lisedeyken bir hocamın vasıtasıyla derneğin düzenlediği ve en az 100-150 kişinin katıldığı bir programda türkü söylemiştim. Yıllar sonra o derneği fetöden kapatmışlar, inş başımız belaya girmez :d
 
Sene 2014, yer Ankara - Bilkent. Yaş 17.

Eric Clapton'dan I Shot the Sheriff ve Cocaine çalmak için sahneye çıktık. Lead bendim ve 4 kere penamı düşürdüm. O gün bugündür pena düşürmeden konser bitiremedim.
 
Sene 2018 civarı, lise 3'te eğitim alan bir öğrenciyim. Gitar çaldığımı bilen bir arkadaşım beni bir müzik etkinliğinde öğretmenler günü için sormadan beni yazdırmış. İlk başta olmaz vs. dedim geçtim, sonra nedense "Ammaaan, hayata 1 kez geliyoruz yahu" fikrinden esinlenerek kabul ettim ve sahnede akustik şarkılar söylemiştim. Sonra da mezun olana kadar okulun gitaristi oldum, hatta Salı günü uzun teneffüste ders arasında müzik çaldığım için bir proje diye haber sitesine koymuşlar haha. Güzel zamanlardı. Özlemiyor değilim.
 
2015'te bir barda ücretsiz sahne alacaktık lisedeki arkadaşlarla kurduğumuz grupla, grubun yaş ortalaması 17'ydi. Bende hiç bir şekilde sahne telaşı olmadı ama gruptaki herkesin ilk konseriydi (benim birkaç kere sahneye konuk olmuşluğumu saymazsak). Tabi o zaman amatör herkes, işin gırgırındayız. Benim mi teli kopmuştu daha üçüncü şarkıda, yanımda yedek tel de olmadığından ta bir arkadaşın evine gidip tel alıp gelmiştim, yaklaşık 45 dakika sürmüştü. Allahtan o zamanlar gelen izleyici kitlesinin büyük bir kısmı da işin gırgırındaydı, sorun olmadı fazla. İlk ve neredeyse tek kötü sahne anım olarak aklıma kazındı, belki de kendi kurduğum bir grupla olan ilk sahnemde yaşadığımdan da normalden abartı hissetmiş olabilirim. Bu arada harika başlıkmış, neden bu kadar geç keşfettim bilmiyorum.
 
Ben de yeni bir forumcu olarak yazayım anılarımı buraya, başlıktaki bütün yazılanları okudum kulağımda 90'lar ve 2000'ler rock playlist'i ile, elinize sağlık.

Benim ilk sahne aldığım etkinlik Boğaziçi'nde lisansdayken çaldığım Taşoda Festivali oldu. Genelde 2-3 gün süren, okul içinden grupların sırasıyla iki farklı sahnede çıkıp çaldığı bir festivaldi, şimdi de muhtemelen benzer bir formattadır. Tabii en tecrübeli ve eski gruplar akşam geç saatte çıkıyor, çömezler ise günün erken saatlerinde sahne siftahı yapıyor. Biz de yaklaşık 19 yaşın verdiği bir gazla, 2 aylık çiçeği burnumuzda grubumuzla öğlen 12 gibi sahneye çıktık. Hatta davulcumuz gececi bir tipti, sahneden bir saat önce uyanıp gelmişti. İki gitaristtik, ben genelde melodi ve soloları çalıyordum, diğer gitarist de elektro ve 12 telli akustik gitarıyla ritim partisyonlarını çalıyordu. Elbette arada hatalar ve aksaklıklar oldu, ama sağolsunlar bizi izlemeye gelen 15-20 kişi de konserin sonunda eğlendiğini söylemişti :) İlk konserlerin olaylı geçmesi bence iyidir, tecrübe olur. Sonrasında çok kez sahne aldım ama ilk konserlerin üşüme hissi, ellerin soğuk soğuk terlemesi ve konser öncesindeki her şeyi unutmuşluk duygusu anlatılmaz yaşanır.
 
Geri
Üst