Roland / Boss Bazı Aletler Hakkında Kısa Yorumlarım (me/gt/re/gs/gr/dr Serileri Içerir)

roland cube 30: (ilk çıkan seri)kötü ses almak imkansız.
roland cube 80xl: iyi bir aletti. davulla beraber falanda çalarken bozmuyordu. iyiyidi valla.
roland gs 6: iyi bir kabin simülatörü ya da bir amfinin send return'unde süper sonuçlar alınıyor. kabin simülasyonu yok.
roland gr 50: gitar synth, roland d20/50'nin seslerini içeriyor. 13pin sistemi (gk2/3) tracking kabul edilebilir
roland gr33: gitar synth, arpeggiator'u falan var. JV serisi synth sesleri. zaman geçirmeniz gerekiyor.
roland gr20: gitar synth, pek sevememiştim açıkçası.
roland re1000: eski bir alet. efsane delay, ve delay'i lfo ile modülasyon şansınız var. tape echo vari sesler.
roland re 201: Space echo. En iyisi.

boss me8b: eski nesil (çok eski) analog drive, dijital efekt. pedal soundu mevcut. sağlam cihaz, süper deneysel işler yapılabiliyor.
boss se50 - se70: gördüğünüz yerde alın. presetler çok başarılı. direkt seksenler soundu mevcut. drivelar analog, modelleme yok.
boss sx700: stüdyo ayarında efektler. reverbler çok iyi.
boss gt-8 synth gibi düşünüldüğünde çok çok iyi bir alet. Programlama becerisi ve iyi monitör sistem gerektirir. (boss gt8 brillance manual diye google'da aratın. halen çok iş yapabilecek bir cihaz)
boss gt-10: güzeldi ama ışıkları yüzünden kör olmak istemediğim için kısa süre içinde sattım.

pedallar
boss ds1
: her erkeğin mutlaka sahiip olması gereken pedal. sevmeseniz bile dursun mutlaka işe yaradığı bir durum oluyor.
boss ch1: bildiğimiz chorus.
boss ce5: biraz daha alengirli alıştığımız chorus. alınır.
boss mz1: digital metalizer. bulursanız alınd ds1 üstüne chorus ve doubling delay. amfiye girince direkt 80'ler. nadir parçadır. bulursanız acımayın alın.
boss fw-3: tercih edilebilir. q değeri ayarlanabiliyor. ebat olarak crybaby'den büyük. ses olarak o civarlarda diyelim.
boss syb-3: bass synthesizer pedalı. ciddi ciddi tb303 ya da moog gibi seslere ulaşabiliyorsunuz. üzerinde filtre de var
boss ps-3: (pitch shifter/delay) gitarınızla synth pad gibi sesler yapabiliyor. Kesinlikle çok karakterli bir alet.
boss re20: çok fazla tape echo gibi yapıyor sanki. Sürekli bişeyler oluyor. Eh işte.
boss dd3: eskilerine bakın iyidir.
boss dd20: çok yönlü güzel bir delay. iş yapar ve yaptırır.
boss rc30: iyi bir looper. insanı geliştiriyor.
boss rc3: rc30'un garip efektler olmayanı bence bunu alıp bir de fs6 almak çok daha iyi bir hareket. içindeki davul ritmlerini sevmiyorum. kullanımı rahat.


kayıt cihazları
boss br900cd
: efektler ve editing işleri başarılıydı ama ses karakteri bana her zaman biraz soğuk gelmişti.
boss br800: ses karakteri daha sıcak ve efektler daha güncel kullanılabilecek şekilde presetlenmişti. iş yapar. (ses kartı olarak çalışabiliyor)
boss br80: iki pille çalışıp stereo kayıt yapabiliyor. efektler ve ses kalitesi gayet iyi. (ses kartı olarak çalışabiliyor)

drum machine
boss dr 5:
kapsamlı ve çok ciddi programlanabilir hızlı bir alet. ilk müzik enstürmanım.
boss dr202
: favori davul makinem. filtreleri başarılı. Preset ritmler tam dönemin ruhuna uygun.
boss dr 770: orta karar. zaman istiyor.
boss dr880: programlanabilirlik üst seviyede fakat save etmek gibi işler fazla vakit alıyor ve ses kalitesi beni hiçbir zaman çok mutlu edemedi.

roland r8: bir dönemin kült cihazlarından fakat ben pek verim alamadım.
roland mc505: en iyi groovebox denilebilir. Sesler biraz demode fakat programlama ile iyi sesler yapılabiliyor ya da sequencer olarak kullanılabilir. iyidir.
roland g2: kaoss pad'in atası. fakat kullanmayı beceremedim. Uğraşamadım. Anlayamadım.

synth
roland mks50:
alpha juno'nun modülü 6 polifoni, en başarılı synthlerden biri.
roland jv2080: Roland'ın en iyi rack synth modüllerinden birisi. Romplerların içinde en iyisi. Bulursanız düşünmeden alın. Sırf pad sesleri için bile alınır.
roland sc55 mk1 ve mk2 : sound canvas. microsoft windows midi dosyalarını halen bu cihazın ses bankasıyla çalıyor. Çok acayip cihaz.
roland fantom g6: iyi bir başlangıç fakat bence sönük bir ses karakteri ve pek iyi diyemeyeceğim presetler. Pek ısınamadığım bir cihaz olmuştu.
roland xp80: Gerçek bir enstürman. Sesleri çok güzel, jv serisinin e pianoları vs çok güzeldir. Temizini bulursanız alın.
roland d20: Keyifli aletti seviyordum, beyin yetmezliği yaşadığım bir anımda sattım. Keşke dursaydı.
boss ds330: süper temiz ve punch bir sesi var. Anlaşılmaz derecede iyi konvertörler. Roland keşke 2000lerde de bu cihazın konvertörlerini kullansaydı. Bulursanız mutlaka alın.

mikser:
boss mx10: line seviyesi mikser. tizleri biraz kapatıyor diye sinir olup sattım. şu anda iyi etmediğimi düşünüyorum. dijital synthlerin ve prosesörlerin çiğliğini alıyordu.

davul:
roland hd-3
: Elektriğin icadından sonra bence en önemli buluş. Evde davullu falan çalabiliyoruz. Pedal bişeye vurmadığı için alt kata ses gitmiyor. Şiddetle öneririm.





Bunlar sahip olup, zaman içinde uzun süreli kullanmış olduğum/kullandığım cihazlar hakkında görüşlerim. Cube amfiler dışında ortak görüşüm hepsine zaman ayırmak gerekiyor. Presetlerle biraz çalmak ve incelemek iyidir. Sonuçta çok ciddi adamlara programlatıyorlar. Orada mutlaka bir tecrübe ve öğrenilecek şeyler oluyor. Zaman ve emek verdiğinizde herşeyden kabul edilebilir bir ton çıkacaktır.

sizlerde roland boss cihazlar hakkında bu şekilde görüşlerinizi eklerseniz güzel bir dizin olabilir. Daha sonra yamaha korg vs içinde bir benzerini yaparız. Özellikle daha yeni cihazlar hakkındaki yorumlarınız süper olur. Tek ricam bir mağazada 15 20 dakika denemenin sonucunu değil, en azından 2 3 ay aktif kullandığınız bir cihazın yorumunu eklemeniz.
 
Son düzenleme:
Kutay Bey, güzel bir başlık doğrusu. Ben de kendi çapımda küçük bir katkı yapmak istiyorum.

Roland Pro-E :
Roland 'ın 80'lerin sonunda çıkardığı bir " intelligent arrenger" cihaz.
Bana bu cihazı 1990 senesinde Rıza Silahlıpoda satın aldırtmıştı. Kendisi bu cihazı sahnede, tabir-i caizse full kapasitede kullanırdı. Zaten biraz eskiyi bilenler , kendisinin bu konuda ne kadar yetenekli olduğunu muhakkak hatırlarlar. ( Maalesef bu tarz müzisyenler artık kalmadı.)
Ben bu cihazı yıllarca kullandım ve hala muhafaza etmeğe devam ediyorum. Onu elden çıkartmaya gönlüm kesinlikle elvermiyor. Zaten yavaş yavaş artık " vintage " sınıfına da girmeğe başladı.
Pro-E , 3 oktavlık enteresan bir cihaz. Özellikle eğer "piano bar müzisyeni" iseniz inanılmaz kullanışlı bir cihaz. Sanırım geliştirilme amacı da bu zaten. Üzerindeki sesler , Roland'ın meşhur D serisi ( D-20, D-50) klavyelerinden alınan seslerden oluşuyor.
Sahip olduğu ritimlerin bir bölümüne , bugünün modern arrenger keyboard'larının büyük bölümünde rastlamanız mümkün değil. Ayrıca ekstra "style card" opsiyonunu kullanabilmeniz için , üzerinde bir adet "external slot" bulunmakta.
Yani sonuç olarak, 80'ler ve 90'lar müziğini yapanlar için güzel bir alet.

Roland SonicCell
: Roland'ın geliştirdiği yeni jenerasyon ses modülü. Sound Canvas'ın geliştirilmiş hali. Ben bu aleti 2012 senesinde satın aldım. Cihaz son derecede küçük, hafif ( 1,2 kg.) ve dolayısıyla mobil bir cihaz. Fantom ses işlemcisine sahip , 128 polyfonilik bir alet. Üzerinde 1200 civarında ses mevcut ve ilaveten , 2 adet SRX board slot'u bulunmakta .
Ayrıca üzerinde bir de ses kartı var. Bu şekilde usb bağlantısı ile, direkt olarak bilgisayarınızdaki daw'a bağlanıp kayıt yapabiliyorsunuz. Hatta üzerindeki Hi/Z girişini kullanarak gerektiğinde elektro gitar kayıtlarınızı bile gerçekleştirebiliyorsunuz. Bilgisayara bağlandığınız anda , ara yüz olarak bilgisayar ekranını kullanabiliyor ve tüm işlemlerinizi bu ekrandan yapabiliyorsunuz.
Bu da kullanışlı ve güzel bir cihaz.
 
Ben de tek Roland'ımı yazayım bari (Kutay'ın payı büyük bu alımda)

V-Synth: Roland'ın çıkardığı az sayıda yenilikçi cihazlarından biri, eğer üstünde uğraşacaksınız sizi ödüllendiren bir cihaz. Esnek bir ses mimarisi var ama preset gezeceksiniz pek yararı olmaz. Arayüzü hem potanslarla hem dokunmatik ekranla destekleniyor. Esnekliğine göre kullanımı kolay. İlk synth olarak önermem, ama hali hazırda bir iki synthiniz varsa muhteşem bir destekleyici.

VC-1: (V-Synth için Roland D-50 Kartı): Bunu takıp cihazı açtığınızda alet D-50'ye dönüşüyor, daha fazla özellik mevcut ve V'nin arayüzü, programlamayı D-50'den çok daha iyi hale getiriyor. D-50 seviyorsanız ve V'niz varsa tavsiye ederim.
 
Geri
Üst