Murat Akça

Sizinki gibi işlerde melodik minör ve benzeri (Napoliten minörü, Macar Minörü) gibi daha sıradışı diziler ve modları çok ciddi çeşitlilik katar. Tipik minör-Frigya tınılarından sıyrılmak, müziği çok daha "unpredictable" hale getirir.
Whole tone veya diminished gibi tümüyle simetrik olan ve hızla monoton hale gelebilen dizilerin aksine, melodik minör ve benzeri dizilerin kalbinde "yarı simetrik" diyebileceğimiz bir nitelik var; artık beşli (augmented) tınısının kararsız hali, nispeten daha melodik şeylerle birleşiyor. O yüzden Lydian b7 veya Lydian augmented gibi modlar ve diğerleri, sizin parçalardaki o "tekinsiz" hissiyata çok katkıda bulunabilir. Majör dizinin dayattığı çözülüşlere hapsolduğu zaman bu tür müzikler bir yerden sonra monotonlaşıyor illa ki.
Gerçekten çok teşekkür ederim, sadece okurken bile teknik anlamda ne kadar eksik olduğumu görebiliyorum. Bunları ne şekilde oturup öğrenebilirim, nereye kadar kendi başıma gelişim gösterebilirim bir bakacağım.
 
Gerçekten çok teşekkür ederim, sadece okurken bile teknik anlamda ne kadar eksik olduğumu görebiliyorum. Bunları ne şekilde oturup öğrenebilirim, nereye kadar kendi başıma gelişim gösterebilirim bir bakacağım.
Faydalı bulduğum bir yaklaşım, bu tip malzemeleri direk şarkı yazmak için kullanmak. Rahmetli Holdsworth'un bir kitabında bu yaklaşım vardı. Dizinin klavyede haritasını çıkarıp, konvansiyonel OLMAYAN (üçlü-beşli gibi değil...) akor yapıları üretiyor. Kulağına (ya da gözüne ?) hoş gelen biçimde notaları seçerek farklı akor yapıları oluşturuyor. Bugün yazılımlar sayesinde zaten herhangi bir egzotik diziyi klavyede rahatlıkla görüntüleyebiliyoruz. İşi teorik olarak "öğrenmek" yerine, bu gibi dizilerden seçilen bir kaç sıradışı akor yapısını kullanarak şarkı yazmayı denemek son derece ilham verici olabilir.
 
En son miks ve album konusunda bir takım çekinceler zorluklar paylasmistin ona binaen.

Gayet güzel tane tane, ben kendi götümü toparlayamıyorum bir de öneri mi vercem. Ahaha

Abi rica ederim, beğendiysen ne mutlu bana.

Mix konusunda bir arpa boyu yol alabileceğimi sanmamakla birlikte (zamanım yok, kafam hiç almıyor ve gerçekten çok başka bir beceriymiş bu) albüm fikri de beni çok yoran bir şeye dönüşmüş zaman içinde, böyle daha rahat ettim. Tekil olarak parçaları geniş geniş nadasa bırakabiliyorum, bu sayede bazen "son hali bu olsun" dediğim şeklinin üzerine ufak da olsa bir şeyler katabiliyorum. Nasıl olsa bir zaman baskısı, bir yere bir şeyler yetiştirme zorunluluğu yok, iyiymiş böyle. Tek sıkıntı eldeki materyalden sıkılmaya başlıyorum bu şekilde, yeni bir şeyler türetme hevesim kayboluyor. Grup vb. zorlayıcı bir faktör/oluşum da olmayınca kendi kendimi motive etmek gerçekten kasıyor.
 
Geri
Üst