Albüm Yapmak Ve Sonrası Üzerine...

Burada lisan elbette çok önemli ama notalarda müziğin lisanı olduğuna göre kabul görmesi için bence bu nota lisanının da dünya normlarında olması lazım.
 
Haklısınız malesef ki çoğu zaman iki lisanı da Türkiye'den dışarı çıkaramıyoruz. Birara yabancı arkadaşlara sorduğumda Tarkan diyorlardı bilindik, şimdi onu da bilen yok. Müziklerın tınısı şimdi akılda kalabiliyor biraz, sözleri de her yerde çaldığından zorla insanlara ezberlettiriliyor, ama yakın zamanda hiçbir parçayı dinleyip, işte bu dinlenir diyemedim. Bazen işyerinde de ne saçma şarkı diye çıkışlar yapabiliyorum ama bir işe yaramıyor. Sırf müziği idare eder diye bir çok parça deli gibi dinleniyor. Ülkenin gittiği nokta belli. Kimse bu nasıl müzik diye çıkışmıyor, alıyor, kabul ediyor, konserler de sonuç verince, kalite bir türlü yükselmiyor. Eurovision'a bile katılamıyoruz artık.
 
işim gereği kariyer, tercih danışmanlığı konularıyla çok karşılaşıyorum bu başlık çok ilgimi çekti :)

karamsarlık yapımda yoktur ama ülkede gördüğüm gözlemlediğim müzikten gelir olanaklarından aklıma gelenler:

oyun (pc, telefon oyunu da olur, tiyatro müziği de olur) , reklam, cingıl müziği (pro ama popüler olmayanların tercihi, zor girilen bir çevre ama yeni fikirlere ve tarzlara her zaman açık)
stüdyo işletmeciliği :)
ders vermek (çok sağlam çalan, altyapı sahibi ama ünsüz ya da yarı ünlü, belirli bir kısmın tanıdığı müzisyenler)
enstrüman ekipman alet edavat alıp satanlar (ikinci el al satçılar, küçük e-ticaret siteleri, yurtdışından getirip satanlar)
mekan konser party organizasyonu yapmak, mezuniyeti var doğumgünü var helovini kostümlüsü var trendleri takip etmek gerek :)
youtuberlar (ekipman demoları, tutoriallardan gelir elde edenler...Türkiye'de yok denecek kadar az...bağımsız tek bildiğim forumda da aktif mesacı yamahacı abimiz Sinan Güngörer, e-satış sitelerine bağlı yapanları saymıyorum)
producerlık ve mix mastering hizmetleri-->parçaları dinleyiciye hazırlamak dışında ttnet müzik, itunes, spotify vb platformlara yüklemek suretiyle gelir elde etmek...

başka aklıma gelirse editler editler yazarım :)
 
Hocam çok güzel şeyler yazmışsın aslında evet bu işten para kazanabilir insanlar elbette. Ama sadece müzisyenlik yaparak yani icra ederek varolmak istiyorlarsa işleri çok zor bana göre.
 
Hocam çok güzel şeyler yazmışsın aslında evet bu işten para kazanabilir insanlar elbette. Ama sadece müzisyenlik yaparak yani icra ederek varolmak istiyorlarsa işleri çok zor bana göre.

Listelenen olanakların çoğunun proje bazı olduğunu belirtmek gerek, ve bunların gene çoğunda şirketlerden pay alma çabası yine gerekli...yani bir işi yapınca devamının geleceği mechul. Bir veya birkaç değilde düzenli gelir hedefinde (kıyasla) müzisyenlik aslında daha mantıklı olabiliyor.
 
Lise yıllarımda; süper gitarcı olacak mıyım? gibi müzik konuları baskın gelince okumak, ders çalışmak ağır geliyordu. Hatta bir keresinde okulun bodrum katından bir odayı müzik çalışmaları için düzenlerken günlerce derslere girmemiş, devamsızlık yapmıştım. Sonucunda eve kağıt gönderdiler ailemde durumu farkedince bu işi yandan yap, önce bir mesleğin olsun, bu okul bitecek! demeye başladılar. Hatta babam bu iş düzelene kadar gitar mitar yok demişti. :) Şimdilerde ailemin bu yaptığının ne denli doğru bir şey olduğunu daha iyi anlıyorum.

Diğer yandan bu işten gerçekten kazananlar ve severek yapanlarda var. Bunların bu kıvama nasıl geldiklerini hayli merak ediyorum. Kısmet diyebiliriz ya da şans. Çevre ve ortam gibi önemli etkenlerde var tabi.

Bu arada Nejat Yavaşoğulları halen aktif mimarlık yapıyor mu?
 
Lise yıllarımda; süper gitarcı olacak mıyım? gibi müzik konuları baskın gelince okumak, ders çalışmak ağır geliyordu. Hatta bir keresinde okulun bodrum katından bir odayı müzik çalışmaları için düzenlerken günlerce derslere girmemiş, devamsızlık yapmıştım. Sonucunda eve kağıt gönderdiler ailemde durumu farkedince bu işi yandan yap, önce bir mesleğin olsun, bu okul bitecek! demeye başladılar. Hatta babam bu iş düzelene kadar gitar mitar yok demişti. :) Şimdilerde ailemin bu yaptığının ne denli doğru bir şey olduğunu daha iyi anlıyorum.

Diğer yandan bu işten gerçekten kazananlar ve severek yapanlarda var. Bunların bu kıvama nasıl geldiklerini hayli merak ediyorum. Kısmet diyebiliriz ya da şans. Çevre ve ortam gibi önemli etkenlerde var tabi.

Bu arada Nejat Yavaşoğulları halen aktif mimarlık yapıyor mu?

Bu başlığı ilk açtığınızda da yanıt vermiştim. Şimdi yazdığınız bazı şeyleri de içim "cız ederek" okudum. Bence kendinize büyük haksızlık ediyorsunuz ve meseleye bakış açınız size çok zarar veriyor. Düşüncelerimi bir kaç maddede özetlemeye çalışayım:

1) Ailenizin sizi disipline etmek için sizinle ilgilenmiş olması çok güzel. Ama sizin yapmış olduğunuz da çok güzel aslında. Bu sayede başkalarının sadece ders çalıştığı günlere siz apayrı bir heyecan katmış oldunuz. Eğer ŞU ANDA o günü heyecanınızı tekrar yakalayabilirseniz her şey çok farklı olur.

2) Kısmet, çevre, şans, ortam... Bunların hiç biri sizin kontrolünüzde değil. Siz sadece kendi kavrayışınızı kontrol edebilirsiniz. Ama buna bir türlü odaklanamıyorsunuz. Çünkü şu anda kötümsersiniz. Kendi yeteneğinizin ve başarmış olduklarınızın kıymetini bilmiyorsunuz. Çünkü bunların kıymetini sadece başkalarının size verdiği değere veya gösterdiği ilgiye odaklamış durumdasınız. Oysa iki albüm dolusu şarkı yazıp icra edebilmek ve bunları kaydedip başkalarına sunma cesaretini bulmuş olmak çok az insanın yapabileceği bir iş. Ben bir albüm dolusu şarkı yazdım, ama bilgisayarımın harddiskinde yatıyor bunlar. Neden ? Ben sizin kadar cesur olamadım da ondan.

3)"Hayalleri gerçekleştirme" eğitimi başlı başına bir SEKTÖR bugün. Bu konuda eğitim vererek milyarder olan insanlar var. Başarılı olan, hayallerini gerçekleştirme işini SEZGİSEL olarak yapabiliyor, başkaları da dışarıdan bakıp "kısmet, şans, ortam vs..." diye bunu izah etmeye çalışıyor. Oysa başarılı olmayı öğrenmek mümkün. Birinci kural da elinizdekinin kıymetini bilmek ve yeteneğinize her zaman saygı göstermek.

Bunları Türkiye bilmiyor, çünkü biz birey ruhu gelişmiş bir toplum değiliz henüz. O yüzden siz kendinizi muhtemelen yalnız hissediyor ve yapmış olduğunuz tercihten pişmanlık duyuyorsunuz. Kişisel gelişim ile ciddi şekilde ilgilenmeye başlarsanız bunların ne kadar yaygın hatalar olduğunu fark edeceksiniz. Bu şekilde devam ederseniz çökkünlük yaşar, müziğe küser ve üretemez hale gelirsiniz. Bu pek çok insanın başına geliyor.

İngilizce kaynak da, internette online eğitim programı da çok, ama ben size bir tane Türkçe kaynak önereyim:
Sanatçının Yolu - Julia Cameron | 12,24TL - D&R : Kitap
Bu kitabı okuyun ve egzersizleri yapmayı deneyin derim. Olumsuzlukla başetme konusunda başka kaynaklar da var.

Kendim kişisel gelişim ile ilgilendikçe cehaletimin farkına varıyorum. Müzisyenler sadece enstrümanlarını çalışarak ve takdir edilmeyi hayal ederek bir yere gelebileceklerini sanıyorlar. Oysa gitar çalışmak ne kadar önemliyse, zihninizi ve düşünce modellerinizi geliştirmek de o denli önemli. Sizi sabote eden, kötümserliğe iten, yıldıran düşüncelere kulak vermemeyi öğrenmezseniz, istediğiniz kadar iyi müzisyen olun, bir şey fark etmez. Aynı şekilde, başkalarından onay almayı da bırakmanız lazım. Şarkılarınız ile ilgili yapılan bazı yorumlara üzülmüştünüz mesela. Bu şekilde tepki vermeyi de bırakmalısınız, bunlara enerji harcarsanız tükenirsiniz. Başarılı insanlara bakın, eleştirilere ODAKLANMADIKLARINI görürsünüz.
 
Lise yıllarımda; süper gitarcı olacak mıyım? gibi müzik konuları baskın gelince okumak, ders çalışmak ağır geliyordu. Hatta bir keresinde okulun bodrum katından bir odayı müzik çalışmaları için düzenlerken günlerce derslere girmemiş, devamsızlık yapmıştım. Sonucunda eve kağıt gönderdiler ailemde durumu farkedince bu işi yandan yap, önce bir mesleğin olsun, bu okul bitecek! demeye başladılar. Hatta babam bu iş düzelene kadar gitar mitar yok demişti. :) Şimdilerde ailemin bu yaptığının ne denli doğru bir şey olduğunu daha iyi anlıyorum.

Diğer yandan bu işten gerçekten kazananlar ve severek yapanlarda var. Bunların bu kıvama nasıl geldiklerini hayli merak ediyorum. Kısmet diyebiliriz ya da şans. Çevre ve ortam gibi önemli etkenlerde var tabi.

Bu arada Nejat Yavaşoğulları halen aktif mimarlık yapıyor mu?
Bildiğim kadarı ile yapıyor ve dediği gibi yapmak da zorunda çünkü Bulutsuzluk artık çok da eskisi gibi aktif değil. Herkes kendi işine gücüne bakıyor mecburen. Ülke şartları kötüleşiyor, sektörün boku çıkmış zaten. Siz o başaranları iyi bir araştırın, o zaman görürsünüz ki muhakkak bağlantılar sayesinde bir yerlere gelebilmişlerdir. Hiçbiryerden gelip olan adam yok dünyanın hiçbir yerinde. İş olarak baktığınızda diğer işlerden farkı yok buradada müdürler var, menajerler var var oğlu var kısacası kapitalist düzenin tüm kuralları burada da geçerli onun için millet ayıla bayıla alet edevatları güncelleyip duruyor yoksa tonundan sesinden falan değil emin olun buna zaten bir yerden sonra sponsor işi giriyor devreye. Kendinizi suçlamayın boşuna ağzınızla kuş tutsanız da yukarıda dendiği gibi kişisel gelişim kassanızda bu kapitalist iş çevresinde bağlantınız yoksa işiniz de çok zor şöyle bir örnekle bitiricem: Yavuz Çetin' in oğlu Yavuzcan rahmetlinin yayınlanmamış eserlerini bir kasetle yayınlatmak istemiş. Gittiği her yerde bu albüm olmaz çok solo var demişler. Günümüzde yayınlanan albümlerin bana göre çöp kadar değeri yok ama her yerde onlar var. Bu örnek Türkiye' nin özetidir benim için. Belki size de bir fikir verir. Saygılar.
 
Barrios: Mesajın beni çok duygulandırdı. İlk paragrafına şunu ekleyeyim: Lisedeki o çalışmayı yaptığım için hatta ve hatta bir dünya malzemeyi tek başıma taşıdığım için (badana fırça malzemeleri) ve daha sonrasında o ortamdan nedensiz dışlandığım için, o gruptan laubali birinin yok halimle gitar askıma el koyduğu için, lakap takıp dinlediğim müzikle alay ettikleri için, bağlama gibi gitar çalıyorsun dedikleri için, git falancanın onda biri kadar gitar çal ondan sonra gel dedikleri için, vs... (bu maddeleri daha uzatabilirim) üzüntü yerine mutluluk duyuyorum. O zamanlarda durum elbette daha koyucu oluyordu ama geçti. Onlar olmasa belkide albüme gidemezdim. Hatta çevrede halen dalga geçen arkadaşlar var, canları sağolsun.

Yaptığımın ve elimdekinin farkındayım. Küsmek yok çalışmaya ve üretmeye devam fakat; öyle bir zamana zuhur etmişiz ki... Paran kadar gitar alıp, paran kadar müzik yapıp, paran kadar değer bulabiliyorsun! Bu sözüm öylesine bir söz değil. Yakın tanıdıklarıma işin a'sıyla b'siyle dıdı'sıyla bıdı'sıyla anlatmışlığım vardır. Sınırları zorlamak ne haddime. Umarım bir gün her şeyi tüm özgürlüğümle anlatabilirim. Bir kitap toparlayabilirim örneğin...

Asıl koyucu olan, kimsenin albüm yaptığını tınlamıyor olması. Grup kuramıyorum çünkü ilk muhabbet para oluyor. Albüm çıkarmış bir arkadaşı buluyorum halden anlar diyorum o da işi paraya getiriyor, gel sana yeni bir klip çekelim diyor. Lansman yapacak bir ortam, mekân bulamıyorum gene ilk konu para oluyor. Albüm yapmış olman kimseyi ilgilendirmiyor, işletmeciye kazandırman önemli. Kazandırmak için albümü kimse tanımıyor ya 'Ankara'nın Bağları'nı çalman gerekiyor. Duruşunu bozman gerekiyor. Bozmazsan işsiz kalacağın empoze ediliyor. Kendi albümünü hiç maddi desteksiz kendin yapmış olman yetmiyor, grubu ve konseri organize etmekte sana kalıyor. Konser için bilet bastırıp, satmakta cabası. Menajer bulma sorunsalı var birde.

Nihilist: Senin cevabın içinde teşekkür ederim.
 
Albümün verdiği gazla ben bu yolda yürürüm, kazanırım diyerek işinizden ayrıldığınızı, ikinci albüm kayıtlarınızda da sadece master işlemi kaldığınızı yazmışınız. Öncelikle adınızı ilk defa bu forumda duydum. Merak ettim Youtube' dan "Sokaklar" ve "Aklımda Sen" adlı parçalarınızı dinledim ve altındaki yorumları da okudum. Üç-beş olumlu yorum vardı sadece... İnsanların cesaretli olması ve başkaları tarafından cesaretlendirilmesi (gaza getirilmesi)konusunda hiç bir lafım yok. Ancak, cesaretle tedbirli olmanın karşılaştırıldığını, hatta bu forumda çok sık eleştirildiğini görmekteyim. Hatta bu forumda, üstat olarak nitelendirilecek kişilerin genç arkadaşlar tarafından acımasızca eleştirildiğine şahit olmaktayım. Aslında cesaret ve tedbirli olmanın bir arada olabileceğini ve ikisinin de bir arada olduğunda başarıya giden yolda daha emin ve güvenle gidileceğini düşünmekteyim.
Uçaktan atlamanın bir cesaret işi olduğunu hepimiz iyi biliriz. Kimisi cesaret eder atlar.. Ancak, o paraşütle atlayan adam bile bilir ki bir yedek paraşütü daha olduğunu...
İnsanların eleştirilere kulak asmaması konusuna gelecek olursak. Burada iki noktaya bakmak gerektiğini düşünüyorum. Birincisi eleştirileri kimlerin yaptığı, ikincisi ise yapılan işi kimlerin beğendiği. Bu soruyu kendinize sorup, verdiğiniz cevaplar sizi rahatsız etmiyorsa başka da bir söze gerek kalmıyor.
 
Rica ederim hocam ne demek, sadece içimdekileri döktüm ben bunca zamandır dikiş tutturamamış birisi olarak :D O yüzden mesela bir daha grup işiyle uğraşacak enerjim kaldı mı bilmiyorum bu aralar etrafımdakiler de gittikçe tuhaflaşmaya başladılar falan neyse çok da umurumda değil kimse açıkcası artık bu ülkede ne olumlu ne olumsuz laflara kulak asmamayı öğreniyorum yavaş yavaş ve bu işin gönül işi değil başka bir şey olduğunu da forumlar sayesinde kavrıyorum.Paramız kadarız artık evet o yüzden umurumda değil gerçekten bir çok şey.
 
Geçimini sağlayacak kaynağı olmayıp müzikten hayatını kazanan birine ben henüz raslamadım.. Gördüğüm tüm istikrarlı müzisyenler ya tatlı bir mirasın sahibi ya da bir şekilde desteği var.. İlkel bir genelleme gibi oldu ama "dünya yıkılsa gitarımı bırakmam"diyen bir müzik aşığı gitarist olarak hayat ve geçim zorluklarıyla mücadelem sonucunda artık müzikten zevk alamaz oldum. 30 yaşımdayım 10 yıllık zorlu meslek hayatımdan sonra şu an elime gitar aldığımda yalnızlık ve umutsuzluk hisleri beliriyor. eski tutkularımdan eser kalmadı.. Bazı rahat arkadaşlar bu durumlara çok tatlı psikolojik açıklamalar getirmeyi başarabiliyor ama ekmek mücadelesi vermeyen birinin bu hususta sözüne itibar etmem.. Velhasıl kelam duygularınızı çok iyi anlıyorum
 
Son düzenleme:
Geçimini sağlayacak kaynağı olmayıp müzikten hayatını kazanan birine ben henüz raslamadım.. Gördüğüm tüm istikrarlı müzisyenler ya tatlı bir mirasın sahibi ya da bir şekilde desteği var.. İlkel bir genelleme gibi oldu ama "dünya yıkılsa gitarımı bırakmam"diyen bir müzik aşığı gitarist olarak hayat ve geçim zorluklarıyla mücadelem sonucunda artık müzikten zevk alamaz oldum. 30 yaşımdayım 10 yıllık zorlu meslek hayatımdan sonra şu an elime gitar aldığımda yalnızlık ve umutsuzluk hisleri beliriyor. eski tutkularımdan eser kalmadı.. Bazı rahat arkadaşlar bu durumlara çok tatlı psikolojik açıklamalar getirmeyi başarabiliyor ama ekmek mücadelesi vermeyen birinin bu hususta sözüne itibar etmem.. Velhasıl kelam duygularınızı çok iyi anlıyorum
Aynen katılıyorum dediklerinize. Zaten baktığımızda genelde "rahat" arkadaşların hakim olduğu bir müzik piyasası var ve rahat olmayanlara da yer yok.
 
Eleştiriler önemli, ancak yapıcı olanlar. Birinin yaptığınız işi beğenmemesi kendinizi iyi hissetmek için onu görmezden gelmenizi haklı çıkarmaz. Bir şeyler yaptığımda yazdığımda, müzik konusunda bilgisi olan herkesten bir yorum bekliyorum. Ama yapıcı yorumlar tabiki de, çok hoşuma giden bir melodi yazdım diyelim. Biri gelir melodinin içindeki yüksek atlayışlardan uzak dur, o maj7 ile vermek istediğin hissi tritonla da verebilirsin, böyle olursa takip etmesi kolay olur der. Biri gelir, double track yapabilirsin, hatta ikinci track harmonigini çalarsa hoş olabilir der. Biri gelir efektleri şöyle şöyle ayarlayabilirsin atmosfere daha uyar der. Biri de gelir, müziği bırak sen en iyisi, bu ne böyle zaa der. Şimdi burada sondaki eleştiri dikkate alınmamalı gibi gözükse de, eğer müzik bilgisi ve tecrübesinin yüksek olduğuna inandığınız biriyse bu son kişi de oldukça yardımcı olabilir. Soracaksın, neyi beğenmedin, ne seni rahatsız etti. Hangi dakikalar, hangi saniyeler sıkıcı, itici, kötü geldi. Ve neden geldi? İnsanlar paylaşımı beğenilmek için sanıyor, bana kalırsa hatalarımızı yüzümüze vuracak insanlara ihtiyacımız var. Klibini izledim ve dinledim, açıkçası televizyonda görsem kanal değiştiririm. Çünkü sıkıcı. Ortaya ilgi çekici bir şey katmıyor. Hem sözler olarak, hem progresyon olarak, hem melodi olarak. Belki bir barda sahnede çalınabilecek şeyler olabilir, ama çoğu insanın bir albümü oturup dinlemek istemesi için bundan daha fazlası gerekli. Belki bu albümü yaparken, yapmadan önce insanlardan daha fazla geri bildirim alsanız bunları aşacak çözümler sunardınız. Ama tabi bazen şöyle yorumlar da geliyor, bunları dikkate almamaniz gerekir. Yoksa lisede gitarist arkadaşlarımdan gitara başlamak için gitar tavsiyesi istediğimde sende gitarist tipi yok demişti adamlar :D neyse, alttaki mesaj eski sevgilim tarafından bugün atılmış mesaj;

Bak iyi bir insan olabilirsin, öylesin gerçekten. Kendini mutlu etmeyi başarıyor olabilirsin. İyi bir mühendis olabilirsin. Sen engin, iyi bir eş bir koca bile olabilirsin. Ama iyi bir müzisyen asla olamayacaksın. Çünkü müzik ruh işi duygu işi his işi. Senin uzak olduğun ne varsa hepsi müzikte.
 
Casablanca: Senin yapmış olduğun profesyonel bir çalışma varsa dinlemek, izlemek isterim. Zaten vuran vurmuş, kıran kırmış vurgular kırgılar halen devam ediyor.
 
Casablanca: Senin yapmış olduğun profesyonel bir çalışma varsa dinlemek, izlemek isterim. Zaten vuran vurmuş, kıran kırmış vurgular kırgılar halen devam ediyor.
Yapmış olduğum profesyonel bir çalışma yok :) Tabi profesyonellikten kasıt bu işten para kazanmaksa, var. Ama gerçekten övündüğüm, kendi istediğim standartlara ulaşan bir çalışmam yok. Ama her gün biraz daha bir şeyler öğreniyoruz bakalım.
 
Geri
Üst