Gitar Çalındıkça Mı Tonları Oturur?

50-100 senelik sen kac tane gitar caldin?
Belki ust duzey klasik gitarlar icinde yuzen bir adamin edebilecegi ama etmemesi icap eden bir soz bu, senin degil. Turkiye'de bile boyle kimse oldugunu sanmiyorum.

Bu tonlari alamazsiniz gibi bir kesin yargiyla geldigine gore A-B testinde gozun kapali bu eski gitarlari ne bileyim ust duzey yenice bir Manuel Contreras'tan veya Jose Ramirez'den falan ayirt edebilirim diyebilmen lazim. Ben de diyorum ki bu mumkun degil. Hadi isini kolaylastirayim sadece kulak vesilesi ile bunun ayirt edildigi tek bir kontrollu test goster.

Deney yapmanin ve istatistiksel olarak "anlamli" cikarimda bulunmanin bir adabi var. Kesin cikarimda bulunmanin bir yolu ise yok, olsa dediklerin kanun olurdu. Kendinden eminsen isin kolay cunku rakibin rastgele secme durumlari olacak. Emin degilsen youtube videolarindan fazlasina ihtiyacin var.

Simdi söyle bir durum var eski kaliteli bir klasik gitarin yeni bir klasik gitardan farki rahatlikla ayirt edilebilir eger edilemiyorsa o kiside bir sorun vardır.20yillik conde hermanosla yeni yapilmis bir conde nin tonlari birbirinden cok farkli ikiside negra olmasina ragmen.Ispanyada boyle konussaniz cok gulerler hic arastirma yaptiniz mi bilmiyorum ama ispanyada cogunlukla eski gitarlar alinir yeni yapilmis gitarlar pek dikkat cekmez.

Iyi gunler...
 
Gerilmeden.:) İnsanlar aynı şekilde düşünmek zorunda değil. Aşağılayıcı ifadeler kullanılmadığı sürece bence sıkıntı yok.

Sizi bilmem, ama bence kullanılan ağacın akustiğinin / rezonansının elektro gitarda da önemi var.

Bu arada Yamaha'nın da A.R.E (Acoustic Resonance Enhancement) adını verdiği yeni ağacın resonansını geliştirici bir prosesi varmış. Ağacın moleküler yapısının enstrüman yıllar boyunca çalındıkça (veya ARE uygulandığında) nasıl değiştiğini/olgunlaştığını küçük bir video ile de göstermeye çalışmışlar. İlginç buldum.

Acoustic Resonance Enhancement (A.R.E.) - Yamaha - Global
 
Son düzenleme:
Simdi söyle bir durum var eski kaliteli bir klasik gitarin yeni bir klasik gitardan farki rahatlikla ayirt edilebilir eger edilemiyorsa o kiside bir sorun vardır.20yillik conde hermanosla yeni yapilmis bir conde nin tonlari birbirinden cok farkli ikiside negra olmasina ragmen.Ispanyada boyle konussaniz cok gulerler hic arastirma yaptiniz mi bilmiyorum ama ispanyada cogunlukla eski gitarlar alinir yeni yapilmis gitarlar pek dikkat cekmez.

Iyi gunler...
Ama başlıkta eski gitardan veya eski ağaçtan imal edilen gitardan söz edilmiyor. Soru "Çaldıkça" tonun iyileşip iyileşmemesi .
İspanya'da veya başka bir yerde eski gitarın para etmesi, iyi kabul edilmesi,çoğunlukla sebebin sonucu değil sonucun sebebidir.
Bkz. Darwin: Güçlü türün ayakta kalması, dandik gitarların çöpe gitmesi
 
Gerilmeden.:) İnsanlar aynı şekilde düşünmek zorunda değil. Aşağılayıcı ifadeler kullanılmadığı sürece bence sıkıntı yok.

Sizi bilmem, ama bence kullanılan ağacın akustiğinin / rezonansının elektro gitarda da önemi var.

Bu arada Yamaha'nın da A.R.E (Acoustic Resonance Enhancement) adını verdiği yeni ağacın resonansını geliştirici bir prosesi varmış. Ağacın moleküler yapısının enstrüman yıllar boyunca çalındıkça (veya ARE uygulandığında) nasıl değiştiğini/olgunlaştığını küçük bir video ile de göstermeye çalışmışlar. İlginç buldum.

Acoustic Resonance Enhancement (A.R.E.) - Yamaha - Global

Üstte benzerini açıklamaya çalışmıştım. Isıl işlemle tanelerde yönelme yapıyorlar. Bu her türlü dalga hareketini kolaylaştırır. Teoride ağaç yarı amorf yarı kristalin bir malzeme, muhtemelen bir taraftan ısı vererek tek bir yöne doğru uzayan ve yönelmeye sahip taneler elde ediyorlar. Metal-alaşım ve polimerlerin son işlemesinde sıklıkla kullanılan bir teknik. Tabii pratikte elektro gitara ne kattığını deneyerek görmek gerek.
 
Son düzenleme:
Gerilmeden.:) İnsanlar aynı şekilde düşünmek zorunda değil. Aşağılayıcı ifadeler kullanılmadığı sürece bence sıkıntı yok.

Sizi bilmem, ama bence kullanılan ağacın akustiğinin / rezonansının elektro gitarda da önemi var.

Bu arada Yamaha'nın da A.R.E (Acoustic Resonance Enhancement) adını verdiği yeni ağacın resonansını geliştirici bir prosesi varmış. Ağacın moleküler yapısının enstrüman yıllar boyunca çalındıkça (veya ARE uygulandığında) nasıl değiştiğini/olgunlaştığını küçük bir video ile de göstermeye çalışmışlar. İlginç buldum.

Acoustic Resonance Enhancement (A.R.E.) - Yamaha - Global

Ben de bu ekoldenim açıkcası. Hatta yıllar yılı çalınmış hardcase'de yatmamış bir gibson lp ile şimdikini karşılaştırınca bariz ton farkı duyuluyor. Sadece amerikan değil eski japon gitarlarında da buna benzer durumlar var. Tabi bunun bir çok farklı birleşeni mevcut. Misal, 30 yıl önceki gitar ağaç seçimi, işçiliği gerçekten de şimdiki gitardan iyi olduğu için üstündür ya da ağacın daha resonant tarafı denk gelmiştir vs. Yani hiç göz ardı edilmeyecek senaryolar da mevcut. Aslında yine de değişkenler olsa da "çok çalınmamış/çalınmamış" 30 yıl önceki hardcase'inde yatan bir gibson lp /fender strat/japon strat herneyse ile şimdiki aynı model aynı üretimi karşılaştırıp üstüne bir de gayet "çalınmış" 30 yıllık gitarı getirip yine yeni ve aynı model/özelliğe sahip gitarla denemek gerek. Lakin hiçbir gitar 100% birbirinin benzeri olamayacağı için yine de bu işte çok fazla değişken var. Bunları da göz ardı etmemek gerek.
 
Ayni seriden uretim gitarlarin tonu da ayni degil. Bkz: Fender Standart seriler. Manyetikler, burgular, vs her sey ayni ama ton farkli. Herkesin gitari ayni seriden baska gitarlari hep pataklayan cinsten ya. Kimse de demesin ki eski gitarin tonu daha iyidir. Opt, kib, bye, ciao, vs :)
 
Simdi söyle bir durum var eski kaliteli bir klasik gitarin yeni bir klasik gitardan farki rahatlikla ayirt edilebilir eger edilemiyorsa o kiside bir sorun vardır.20yillik conde hermanosla yeni yapilmis bir conde nin tonlari birbirinden cok farkli ikiside negra olmasina ragmen.Ispanyada boyle konussaniz cok gulerler hic arastirma yaptiniz mi bilmiyorum ama ispanyada cogunlukla eski gitarlar alinir yeni yapilmis gitarlar pek dikkat cekmez.

Iyi gunler...

1- Bu iş sen birisine "50-100 senelik gitar çaldınız mi hiç?" diye soru yöneltince başladı. Bunu sorabilmen için senin bu soruya pozitif yanıt verebilmen dahası ismini zikretmekten bıkmadığın gitarlarla epeyce vakit geçirmiş olman lazım. Sen kaç tane çaldın? diye sordum yanıt veremedin. Dükkanda elime aldım vs. gibi komik anektodlardan fazlasını bekliyorum tabi. Kendini fetva verir pozisyona koyman için ciddi bir tecrüben olması ve tabi bunun ispatı lazım. Olmadığını aşikar ya yine de sorayım: Var mı yok mu?

2- Burada asıl mesele söylediğin şeyin ciddiyetinin farkında olmaman. Eğer istisnasız olarak aynı modelin 20 senelik fark ile üretilmiş versiyonlarını hem de gözün kapalı ayırt edebiliyorsan, ben sana ortaklık teklif ediyorum. Senin bu yetini bilgisayara öğretebilirim dahası bunu bir dergide basabiliriz ve araştırma fonları için proje yazabiliriz. Cevap yetiştirmeden önce ne dediğimi anlamaya çalış en önemli yer burası. Senin nasıl ayırt edebildiğini bilmene de gerek yok. Modeli kurunca sana nasıl ayırt ettiğini de söyleyebilirim. Asıl değerli şey de bu olur. Herkesin malumu ki bu küçük çaplı bir devrim olur. Ama bunun yanıtı da belli. Yahu tek bir araştırma göster ki A-B testlerinde böyle kesinlikle neyin ne olduğu çıplak kulakla söylenebilmiş olsun.

3- Örneğin Stradivarius kemanların sahte-gerçek olduğu ile ilgili ayırt etme yöntemi dendrokronoloji. Akustik olarak bunu güzelce ayıran bir şey yok çünkü. Her enstruman başına 500 pound. Sen rahatlıkla yapabiliyorsan bunda çok ekmek var. http://www.nature.com/nature/journal/v513/n7519/full/513486a.html. Bu konuşma defalarca geçti uzun zamandır senin iddialarına benzer şeylerle ilgili kanıt arıyorum ama bulamadım.
 
1- Bu iş sen birisine "50-100 senelik gitar çaldınız mi hiç?" diye soru yöneltince başladı. Bunu sorabilmen için senin bu soruya pozitif yanıt verebilmen dahası ismini zikretmekten bıkmadığın gitarlarla epeyce vakit geçirmiş olman lazım. Sen kaç tane çaldın? diye sordum yanıt veremedin. Dükkanda elime aldım vs. gibi komik anektodlardan fazlasını bekliyorum tabi. Kendini fetva verir pozisyona koyman için ciddi bir tecrüben olması ve tabi bunun ispatı lazım. Olmadığını aşikar ya yine de sorayım: Var mı yok mu?

2- Burada asıl mesele söylediğin şeyin ciddiyetinin farkında olmaman. Eğer istisnasız olarak aynı modelin 20 senelik fark ile üretilmiş versiyonlarını hem de gözün kapalı ayırt edebiliyorsan, ben sana ortaklık teklif ediyorum. Senin bu yetini bilgisayara öğretebilirim dahası bunu bir dergide basabiliriz ve araştırma fonları için proje yazabiliriz. Cevap yetiştirmeden önce ne dediğimi anlamaya çalış en önemli yer burası. Senin nasıl ayırt edebildiğini bilmene de gerek yok. Modeli kurunca sana nasıl ayırt ettiğini de söyleyebilirim. Asıl değerli şey de bu olur. Herkesin malumu ki bu küçük çaplı bir devrim olur. Ama bunun yanıtı da belli. Yahu tek bir araştırma göster ki A-B testlerinde böyle kesinlikle neyin ne olduğu çıplak kulakla söylenebilmiş olsun.

3- Örneğin Stradivarius kemanların sahte-gerçek olduğu ile ilgili ayırt etme yöntemi dendrokronoloji. Akustik olarak bunu güzelce ayıran bir şey yok çünkü. Her enstruman başına 500 pound. Sen rahatlıkla yapabiliyorsan bunda çok ekmek var. http://www.nature.com/nature/journal/v513/n7519/full/513486a.html. Bu konuşma defalarca geçti uzun zamandır senin iddialarına benzer şeylerle ilgili kanıt arıyorum ama bulamadım.

üslubunuza dikkat edin burası sanal bir platform,saygı çercevesinde tarşılır,anlaşılır.

Öncelikle birçok gitar denedim emin olabilirsiniz bunu kimseye ispatlamak zorunda değilim,uzun yıllardır klasik müzikle uğraşıyorum.Bu iş hissiyat meselesi klasik gitarist olmadıgınız için anlamayacagınızı temin edebilirim,ne kadar ugrassanızda anlamazsınız.Bu bir yeti değil ayrıca her klasik gitariste sorabilirsiniz yıllanan gitar daha iyi sesler verir çünkü ağaç artık çalına çalına titreşimlerle birlikte yayına oturur.Bunu bir elektro gitaristin anlamasını bekleyemeyiz tabi ki de (!)

Daha fazla uzatmak istemiyorum size bunun bilimsel bir açıklamasını yapamam çünkü müzisyenim,bilim insanı değilim ama bu iş hissiyat meselesi oldugu için herkes anlayamaz.

Kanıt aramanıza gerek yok, bulabileceginizi zannetmiyorum zaten bu kafayla giderseniz ;)
 
Başkasının bir soru ile açtıgı bir başlık altında bu kadar tartışma kişisel mesele vs. çok yanlıs ,saygısızlık

Öncelikle GİTAR ÇALINDIKÇA TONU GÜZELLEŞİR! çünkü;
1. ağacın kurumasını radyoaktif bir maddenin yarıömrüne benzetebilirsiniz çok çok uzun zamanlar boyunca kuruması devam eder ( zaman konusunda ki açıklama )
2. olarak çalınma kısmıyla ilgili açıklama yapmak gerekirse ağacı kurumaya tek başına bırakırsanız başına bir çok şey gelebilir parazitler - çatlamalar - renk değişimleri - çürümeler , çalma kısmı burda devreye girer çalınan gitar bakılan gitardır yani cilasıyla bakımıyla ağaç korunur uzun yıllar kuruyabilmesi için ve diğer micro etkilerde pişmesi için

herhangibi bir kerestecide bulabileceginiz bir maun ağacının m3'nü 3000 liraya alabiliyorken 400yıldır dışetkilerden korunmuş bir ağaç (maun-dişbudak vs..) 10 binlerce dolar edebilir
Bir çok markanın private stockları yıllanmış ağaçlar üzerine kuruludur

hatta bir amerikan markasının iddasına göre (yaş ölçümleri yapılmış) strat tazı gitarlarında sadece 35bin yıllık bataklıkların altında kalmış devasa sekoyaları kullanıyorlar ton konusunda çok büyük iddalar vs. Çalmadım elime almadım bir yorum yapamam interntten dinlediğiniz hiçbir ton için zaten bir yorum yapabilmeniz mümkün degildir malesef

çalınmayan bir gitarda ilk etkilerden biri klavyede meydana gelicektir çatlamalar ve dokusunun kaybolması gibi , bunun nedeni yağsızlık yani bakımsızlık olucaktır , o yüzden klavyeyi yağlarız o yüzden çaldıkça elimizin yağıyla kendiliğinden korunmuş olur

Tabi ki bu etkiler kücük etkilerdir anlıyabilirsiniz anlıyamazsınız bu çok ayrı bir konu , akustik enstrümanlarda etki daha çok iken elektro gitarlar içinde geçerlidir , kuruma etkisi ton üzerindeki en çok etkiyen unsurdur tabi ki bunun yanında daha farklı micro etkilerde olucaktır
 
benim de bir alhambra 3c gitarım vardı,sıfır almıştım.İlk yıl hevesle çaldım fena değildi sonra bir ara verdim 5 sene geçti elime aldım almadım vs.. telleri paslandı o arada daha sonra bir heves geldi tekrar klasik gitara yeni tel takımı aldım daddario orta kalite birşey bir çalayım dedim baslar inanılmaz kuvvetlenmişti çok şaşırdım bana mı öyle gelmişti acaba ama gerçekten çok gürleşmişti gitar hem de yattığı yerde,ilginçti.sonra sattım gitarı tabi orası ayrı bir hikaye. :D
 
benim de bir alhambra 3c gitarım vardı,sıfır almıştım.İlk yıl hevesle çaldım fena değildi sonra bir ara verdim 5 sene geçti elime aldım almadım vs.. telleri paslandı o arada daha sonra bir heves geldi tekrar klasik gitara yeni tel takımı aldım daddario orta kalite birşey bir çalayım dedim baslar inanılmaz kuvvetlenmişti çok şaşırdım bana mı öyle gelmişti acaba ama gerçekten çok gürleşmişti gitar hem de yattığı yerde,ilginçti.sonra sattım gitarı tabi orası ayrı bir hikaye. :D


Bence bu olayı anlatıp üstüne şu ara satıyorum deseydiniz efsane olurdu :)
 
Hadi @Flamenco yu anladık, sonuç olarak hepimiz bu toprakların adamlarıyız, bilgimiz olmadan fikir sahibi olmaya alışığız, tenis maçı izleriz "Ulen, öyle mi falso verilir" deriz, bilgi istendiği zaman da "bilgi yok ama emek var emek" demeye bayılırız...Ama @Morphoguitar , anladığım kadarı ile gitar yapımı ile uğraşıyorsunuz, uzun kurumalar, ıslak gitarlar vb., ve altın vuruş olarak da "kuruma etkisi ton üzerindeki en çok etkiyen unsurdur" hayret doğrusu...

Sizlere oturaklı gitarlar, oturaklı tonlar diliyorum...

Sevgiler ve saygılar...
 
2. olarak çalınma kısmıyla ilgili açıklama yapmak gerekirse ağacı kurumaya tek başına bırakırsanız başına bir çok şey gelebilir parazitler - çatlamalar - renk değişimleri - çürümeler , çalma kısmı burda devreye girer çalınan gitar bakılan gitardır yani cilasıyla bakımıyla ağaç korunur uzun yıllar kuruyabilmesi için ve diğer micro etkilerde pişmesi için
Peki çalınmadan kutusunda duran bir gitar mı daha çok parazit- çatlama-renk değişimi ve çürümelere maruz kalır yoksa, çalındığında mı ? Yani ,insan elininin derisindeki, ter, yağ, zilyon türlü parazit, insanın sakarlığı, tellerin perdeyi aşındırması, tüm bunlar doğal olarak gitarın bakımlı kalmasını mı sağlıyor şimdi?
 
Dediğim gibi kutuda duran bir gitarda ilk bozulma klavyeden başlar , ağacın ihiyac duydugu bakım klavye için yağ oluyor çalınmayıp elimizdeki yaga yada kullandıgımız limon yagı gibi vs. bakım ürünlerine maruz kalmadıgı için ve üzerinde diğer bölgelerde oldugunu gibi cila olmadıgı için zamanla çatlayacatır
 
Ben kendi deneyimimden yıllanmış ispanyol el yapımı klasik gitarların modeli düşük olsa bile 2. el olarak es geçilmemesi,denenmesi taraftarıyım.Cidden şaşırtıcı sonuçlar çıkabilir ki benden alan çocuk alhambra 3c nin sesine çok şaşırmıştı.
 
Başkasının bir soru ile açtıgı bir başlık altında bu kadar tartışma kişisel mesele vs. çok yanlıs ,saygısızlık

Öncelikle GİTAR ÇALINDIKÇA TONU GÜZELLEŞİR! çünkü;
1. ağacın kurumasını radyoaktif bir maddenin yarıömrüne benzetebilirsiniz çok çok uzun zamanlar boyunca kuruması devam eder ( zaman konusunda ki açıklama )
2. olarak çalınma kısmıyla ilgili açıklama yapmak gerekirse ağacı kurumaya tek başına bırakırsanız başına bir çok şey gelebilir parazitler - çatlamalar - renk değişimleri - çürümeler , çalma kısmı burda devreye girer çalınan gitar bakılan gitardır yani cilasıyla bakımıyla ağaç korunur uzun yıllar kuruyabilmesi için ve diğer micro etkilerde pişmesi için

herhangibi bir kerestecide bulabileceginiz bir maun ağacının m3'nü 3000 liraya alabiliyorken 400yıldır dışetkilerden korunmuş bir ağaç (maun-dişbudak vs..) 10 binlerce dolar edebilir
Bir çok markanın private stockları yıllanmış ağaçlar üzerine kuruludur

hatta bir amerikan markasının iddasına göre (yaş ölçümleri yapılmış) strat tazı gitarlarında sadece 35bin yıllık bataklıkların altında kalmış devasa sekoyaları kullanıyorlar ton konusunda çok büyük iddalar vs. Çalmadım elime almadım bir yorum yapamam interntten dinlediğiniz hiçbir ton için zaten bir yorum yapabilmeniz mümkün degildir malesef

çalınmayan bir gitarda ilk etkilerden biri klavyede meydana gelicektir çatlamalar ve dokusunun kaybolması gibi , bunun nedeni yağsızlık yani bakımsızlık olucaktır , o yüzden klavyeyi yağlarız o yüzden çaldıkça elimizin yağıyla kendiliğinden korunmuş olur

Tabi ki bu etkiler kücük etkilerdir anlıyabilirsiniz anlıyamazsınız bu çok ayrı bir konu , akustik enstrümanlarda etki daha çok iken elektro gitarlar içinde geçerlidir , kuruma etkisi ton üzerindeki en çok etkiyen unsurdur tabi ki bunun yanında daha farklı micro etkilerde olucaktır
Agacin kurumasini radyoaktif bozunmaya benzetemezsiniz radyoaktif bozunma sadece zamana bagli bir proses daha dogrusu bu onkabulle anlasilmasi gayet mumkun, kuruma ise sayet olursa difuzyon kontrollu olacak, hem zamana hem lokasyona bağlı. İkisi apayrı şeyler. Bir yerde azalan konsantrasyon sinir degerler degisirse yukselebilir, örneğin bir tarafta nem artarsa az olan tarafa geçiş olur halbuki bozunmus madde geriye gelmez, sürekli bozunur. Keske dediginiz gibi olsa hayat ne kolay olurdu...
 
Son düzenleme:
Geri
Üst