Gitar Çalındıkça Mı Tonları Oturur?

Fırtına biraz dindiyse konuıyu toparlayalım. Gitarın çaldıkça tonunun iyileştiğine dair hiç bir bilimsel kanıt yok. Fakat bunun doğru olduğu yönünde çok fazla söylenti-inanç var. Bu inanç kısmına hiç takılmıyorum ve ortada kanıt yok ise yok kabul ediyorum. Hele ki iyi ton algısı, sanatçının algısı gibi son derece sübjektif ise...
Yabancı forumlarda da bu konu epey tartışılmış.
En ilginç olanı bana göre New Scientist 'te açılan başlık. Burada yeni bir icad olarak, "çalındıkça iyileşen ton" yaratmanın alternatif bir yolu tartışılmış. Bir gitarın tonunun iyileşmesi için çok fazla çalınması gerektiği için efendim, gitar çalınmaktan kısa sürede eskiyebilirmiş. Bunun önüne geçmek için, çalınmış gitar elde etmek için enstrüman, tellerdeki aynı tınıyı rezonans yolu ile yaratacak bir çift hoparlör kabinin önüne yerleştiriliyormuş. Yani gitar günlerce gümbür gümbür kabinlerin önünde günlerce öylece duruyor. Ne kadar çok durursa ton o kadar demleniyor tabi (!) ( Merkür'ün Satürn ile dik açı yaptığı, Aslan'ın yükseleni Kova'ya girdiği bir dönemde bu işlem yapılırsa, ton daha çok hacim kazanır bence)
Yabancı memleket insanları da aynı bizim gibi bu tür büyülere inanmaya çok meyilli. O kadar insan içinden yalnızca bir kaç kişi çıkıp böyle bir konunun New Scientist gibi bir forumda tartışılıyor olmasından duyduğu utancı dile getirmiş.
Şimdi buna inanmanın ne zararı var? Yok. Ama bence rahatsız edici.

New Scientist Invention Blog: Ageing instruments with sound - New Scientist
 
@antbalci bunu gördünüz mü bilmiyorum ama Yamaha da bununla uğraşıyor. Milyon dolarlık şirket ucu sonu görünmeyen işlerle uğraşmaz diye düşünüyorum.

"O sadece marketing'tir" şeklinde bir açıklama gelir muhtemelen. :)

Paylaştığım videoda Robert Godin (Godin gitarlarının kurucusu ve sahibi) de gitarı çalınmadığı zaman müzik hoparlörlerinin yanına konmasını tavsiye ediyor. Bu şekilde gitarın pek maruz kalmadığı frekanslarda gelişebileceğini iddia ediyor. Muhtemelen o da sarhoştu. :)

Ciddiyete dönelim. Benim böyle bir şeyi duyduğumda yaklaşımım, aksini ispatlayamadığım sürece "bunun olabileceği" yönündedir. Gitar tonunun, çalınarak (veya hatta müzik dinletilerek) iyileşmediğine yönelik herhangi bir kanıt yoksa, bu konuda farklı düşünenlere karşı bu derece alaycı ve küçümseyici yaklaşılmasını çok şık bulmuyorum. Ve alaycılığı geçtim, bu başlık altında sadece farklı fikri savunuyor diye insanlara hakaret edildiğini bile gördük.

İnsanların kendilerinden farklı düşünenlere gerçekten hiç saygısı kalmamış. Yazık.

İyi eğlenceler sizlere.
 
Tabi marketing işini pas geçmemek gerek. Yeni ürün sattırma geyiklerinden biri de olabilir/olmaya da bilir. Ortaya koydukları veriler de var.
 
Son düzenleme:
Yapmayın sayın @Rat_Dog , sayın @aiyiadam , link verilen sayfada enstrümanın çalınarak akustik karakterinin iyileştiğine dair tek bir cümle bile yok. Bilakis şu söylenmiş: "Of these numerous approaches, we came to the conclusion that the safest and most efficient technique for improving sound quality was by precisely controlling temperature, humidity, and atmospheric pressure."
Meali:

De ki: "Ey iman edenler, bu sayısız yaklaşım içerisinde, ses kalitesinin artırılmasının en güvenli ve en etkili tekniğinin, ısı, nem ve atmosfer basıncını hassas biçimde kontrol eilmesi olduğu sonucuna vardık"
 
Şöyle bir cümle de geçiyor ilgili bağlantıda: "...In other words, wood has strong characteristics, responding well when an instrument is played, extending the low range, and rapidly decaying the high range. Emphasizing the qualities displayed by matured wood resulted in the development of A.R.E."

Gerçi bu bağlantıdan anlaşıldığı üzere, ağacın yıllanması, tonun oturması, çok kurumuş ağaç vs. konularının bas - mid frekanslarının artması ve tizlerin düşmesi ile ilgisi var. Yani daha iyi yada daha kötü diyemeyiz. Şu frekanslar artmıştır, şunlar azalmıştır deriz bence.
 
"Acoustic Resonance Enhancement (A.R.E.) is a revolutionary wood reforming technology . Within a short period of time, new wood matured with this technology produces a tonal richness like that of well-used vintage instruments. A.R.E technology uses specialized equipment that precisely controls temperature, humidity, and atmospheric pressure to transform new wood to have the rich tone of instruments that have been played for many years."

to transform new wood to have the rich tone of instruments that have been played for many years.

Yıllar yılı çalındıkça tonu zenginleşen gitarların ağacına benzemesi için elimizdeki yeni ağacı, ısı nem ve atmosfe basıncını kullanarak dönüştürdük diyor burada da.

Yani, çalınmış gitarların ses kalitesine/zengin tonuna ulaşmak ve elimizdeki yeni ağacın ses kalitesini bu seviye çıkartmak için en güvenli ve en etkili tekniğin ısı,nem ve atmosfer basıncını hassas biçimde kontrol edilmesi olduğu sonucuna vardık diyor.

Özetle, çalınmış gitarların ses kalitesini-frekans yönünden artı değeri olması/ses zenginliğini kabul etmiş oluyor buradaki yazı. Ben mi ters anladım ?
 
Son düzenleme:
Şöyle bir cümle de geçiyor ilgili bağlantıda: "...In other words, wood has strong characteristics, responding well when an instrument is played, extending the low range, and rapidly decaying the high range. Emphasizing the qualities displayed by matured wood resulted in the development of A.R.E."

Gerçi bu bağlantıdan anlaşıldığı üzere, ağacın yıllanması, tonun oturması, çok kurumuş ağaç vs. konularının bas - mid frekanslarının artması ve tizlerin düşmesi ile ilgisi var. Yani daha iyi yada daha kötü diyemeyiz. Şu frekanslar artmıştır, şunlar azalmıştır deriz bence.

Aynen, iyi kötü tam manasını vermiyor, işte onun için "zenginleşme" tabirini kullanmış.
 
Daha önce de birçok kere olduğu gibi, siteden uzaklaştırılmadan önce, 2 çift lafım olacak sana,
  1. "Önce haddini bileceksin, sana mı kaldı, millete hakaret etmek"...
  2. Bu formuna kimler geldi, kimler geçti...Yine İzmirli (lütfen yanlış anlamayın) bir Luthier arkadaş vardı, scalloped yapacağım diye gitar klavyesini oymuş da oymuştu...Sen ve senin gibilerin (ki çok daha tatsız benzetmeler de kullanabilirdim ancak tenezzül etmiyorum), tek anladığı, "Ooo adam gitar yapıyorsa, iyidir" mantığı, benim gibi mühendislik geçmişi olan kişileri doyurmuyor...Ben insanları unvanları ile değil, yaptıkları işle, bilgileriyle, özetle veri ile değerlendiririm...Bu kapsamda Luthier bir arkadaşımın "kuruma etkisi ton üzerindeki en çok etkiyen unsurdur" demeyi kabul edemem...O arkadaşım gelir "sen yanlış anlamışsın, ben şöyle demek istemiştim" yada "evet haklısın, yanlış olmuş" der, o ayrı, bunun adı erdemdir...Bu arkadaşlarla dalga geçmek ve aşağılamak gibi bir niyetim de hiç ama hiç yok, kaşınmamaları kaydıyla...
Elbette senin kafa yapındaki bir adam bunu anlayamaz, ama bu sana hakaret etme hakkın vermez...Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul az...

Sevgiler ve saygılar...

tekrar merhaba herkezden özür dileyerek

1. şimdi dostum öncelikle sorum agacın kurumasıyla ilgili ne gibi bir bilgin var ve dediklerimle ne gibi bir alıp veremedigin oldugunu açıklarsan daha verimli olabiliriz

2. burası bir forum sana kimse böyle konuşma hakkını veremez istemiyorsan okursun bir bilgin varsa paylaşırsın bu uslupla birilerini boş boş eleştirmezsin saygısızlık yapmazsın kimseye

PRS'in daha bir kaç yıl öncesinde Santana için yaptıgı 200yıllık gülağacı saplı 2 gitarı çalındıgında sahne arkasından, gitarları getirene verecegi ödülün miktarını görmüşmüydün ?
 
Zenginleşmeyi kötü manada kullanacaklarını sanmıyorum :) çok çakal bu Yamaha. Koymuş tahtaları özel odaya, basları-midleri arttırmış, sonra zenginleşti diyor. Adam belki çok tiz sesli bi gitar istiyor. O zaman bu adama göre fakirleşti enstrüman. Neyse 1964 yapımı Eko gitarımı çalayım da, kulağım biraz zengin ton duysun. Hey yavrum be, ses bak...
 
tekrar merhaba herkezden özür dileyerek

1. şimdi dostum öncelikle sorum agacın kurumasıyla ilgili ne gibi bir bilgin var ve dediklerimle ne gibi bir alıp veremedigin oldugunu açıklarsan daha verimli olabiliriz

2. burası bir forum sana kimse böyle konuşma hakkını veremez istemiyorsan okursun bir bilgin varsa paylaşırsın bu uslupla birilerini boş boş eleştirmezsin saygısızlık yapmazsın kimseye

PRS'in daha bir kaç yıl öncesinde Santana için yaptıgı 200yıllık gülağacı saplı 2 gitarı çalındıgında sahne arkasından, gitarları getirene verecegi ödülün miktarını görmüşmüydün ?
Sevgili @Morphoguitar

Postumda size ilişkin tek eleştirim "gitar tonuna en önemli etkinin ağacın kurumasıdır" ifadeniz...Ağacın kuruması tona etki eder/etmez demedim...

Ama sanki gitar yapılırken kurumamış ağaç kullanılıyor gibi bir anlam çıkıyor ki, buna da itiraz ederim...

Sevgiler ve saygılar...
 
Başkasının bir soru ile açtıgı bir başlık altında bu kadar tartışma kişisel mesele vs. çok yanlıs ,saygısızlık

Öncelikle GİTAR ÇALINDIKÇA TONU GÜZELLEŞİR! çünkü;
1. ağacın kurumasını radyoaktif bir maddenin yarıömrüne benzetebilirsiniz çok çok uzun zamanlar boyunca kuruması devam eder ( zaman konusunda ki açıklama )
2. olarak çalınma kısmıyla ilgili açıklama yapmak gerekirse ağacı kurumaya tek başına bırakırsanız başına bir çok şey gelebilir parazitler - çatlamalar - renk değişimleri - çürümeler , çalma kısmı burda devreye girer çalınan gitar bakılan gitardır yani cilasıyla bakımıyla ağaç korunur uzun yıllar kuruyabilmesi için ve diğer micro etkilerde pişmesi için

herhangibi bir kerestecide bulabileceginiz bir maun ağacının m3'nü 3000 liraya alabiliyorken 400yıldır dışetkilerden korunmuş bir ağaç (maun-dişbudak vs..) 10 binlerce dolar edebilir
Bir çok markanın private stockları yıllanmış ağaçlar üzerine kuruludur

hatta bir amerikan markasının iddasına göre (yaş ölçümleri yapılmış) strat tazı gitarlarında sadece 35bin yıllık bataklıkların altında kalmış devasa sekoyaları kullanıyorlar ton konusunda çok büyük iddalar vs. Çalmadım elime almadım bir yorum yapamam interntten dinlediğiniz hiçbir ton için zaten bir yorum yapabilmeniz mümkün degildir malesef

çalınmayan bir gitarda ilk etkilerden biri klavyede meydana gelicektir çatlamalar ve dokusunun kaybolması gibi , bunun nedeni yağsızlık yani bakımsızlık olucaktır , o yüzden klavyeyi yağlarız o yüzden çaldıkça elimizin yağıyla kendiliğinden korunmuş olur

Tabi ki bu etkiler kücük etkilerdir anlıyabilirsiniz anlıyamazsınız bu çok ayrı bir konu , akustik enstrümanlarda etki daha çok iken elektro gitarlar içinde geçerlidir , kuruma etkisi ton üzerindeki en çok etkiyen unsurdur tabi ki bunun yanında daha farklı micro etkilerde olucaktır
Hala ağaç kurur diyen varmış, bu yazıdan tek çıkarımım bu oldu :D bence gitarlarinizi düzenli olarak güney anadolu bölgesinin kurak kısımlarına tatile gönderin, geldiğinde kurumuş ve bir miktar bronzlasmis olacağını göreceksiniz :D
 
Bu arada çok kuru olması da iyi bir şey değil. Gitar esnekliğini kaybedecektir. En ufak bir darbede kırılacaktır. Kuru olmasından çok ağacın kesim yönü ve tane yapısı etkili, çünkü ortada bir dalga iletimi var. Nem ise sadece belirlenen oranda olmalı. Yani zaten her ağaç standart olarak kurutulur.
 
İşin dalgasındayız ama zerre kadar çalmadığınız bir gitarı kurutmazsanız, aşırı nemli tutmazsanız, ani sıcaklık değişimlerine maruz bırakmazsanız tondaki değişikliği kulağınız ile anlayabileceğinizi sanmıyorum.
 
Kurutma kısmı çok uzun bir hikaye aslında bir çok farklı yol var sadece bir kaçı enstrüman yapımı için gerekli kalitede ahşap sonucu veriyor , saglamlık konusu daha çok ağacın yapısıyla alakalı , ağac ne kadar nemli ise okadar titreşimler absorbe olucaktır

kurutma olayının ana mantıgı ağacın kendi öz suyunu kaybetmesidir , enstrüman yapımı için kullanılan bir ahşabın dogal kuruma ile yaklaşık 5ay ile 1 yıl arasında değişen bir zamanı vardır , eger iyi bir enstrüman isteniyorsa yaklaşık 15-20 yıllardan bahsetmeliyiz , tabi ki her enstrüman yapımcısının peşinde oldugu 50 ve üstü yıllardır kurumakta olan ağaçlardır

ağacın kurumasını bozunmaya benzetmemin nedenide bu zaman konusudur özsu miktarı azaldıkça ortamdaki nem ile eşitlenen yogunluktan dolayı özsu - su değişimi oranı azalacaktır yani kurudukça daha uzun sürelerde çok daha az özsu kaybı yaşanmaya başlar
 
Geri
Üst