Ülkemizdeki Gitaristlerin Vokallerin Kariyer Yolları

Ülkemizdeki gitaristlerin vokallerin kariyer yolları derken, ne zaman şarkı soylemeye, gitar çalmaya, özellikle aldıkları eğitimlerini hep merak etmişimdir. Birkaç insanın araştırdım ama pek detay yok. En basitinden Kaan Tangöze, Teoman, Şebnem ferah, Metin Türkcan vs vs isimlerin aldıkları eğitimden albüm cıkarma yada başarıları yakalama yolunundaki attığı adımlar nedir, ne değildir.. Merak etmişimdir hep.
 
Ülkemizdeki gitarsitlerin ve vokallerin müziği bırakma yolunda attıkları adımlar konusunda birşeyler yazabilirim.
Eğitimi müzik olan ve ekonomik durumu gayet sıkıntılı olan müzisyen arkadaşlarım var. Eskiden belki şartlar daha müsaitti ama;
Sanata yatırım yapılmayan bir ülkede yaşadığımızı göz önüne alırsak, karnını doyurup müziğini finanse edebilecek eğitimi olanların, müzik eğitimi almış olanlardan bir adım önde olduğunu düşünüyorum.
 
Bazı istisnaları hariç tutarsak, ülkemizdeki vokalist-gitaristlerin kariyer yolları, iç pazara gazı verecek arabeskten bozma şarkılar üretmek üzerine kurulu. Pek çoğunun kariyerinin de, vizyonunun da özeti bu. O yüzden de kariyerleri gülünç ve en iyi ihtimal ile ikinci sınıf. Ne var ki, Teoman gibi sadece Türkiye gibi batı müziği kültürü zayıf ülkelerde kendini şarkıcı diye yutturabilecek adamlar açısından bu bir avantaj. Çünkü onun kadar çok detone olan bir şarkıcının zaten insanların çocukken korolarda çok sesli şarkı söylediği batı ülkelerinde kariyer yapması filan mümkün olmazdı.
Velhasıl, Türkiye'de rock şarkıcısının-gitaristinin kariyeri çoğu zaman piyasacılık ve müzikal anlamda yetersizlik üzerine kurulu. Şebnem Ferah gibi yetenekli olup vizyonu olmadığı için Türkiye içine tıkılıp kalanlar da var. Ama dünya çapında kariyeri olup da Türkiye'de pek tanınmayan (bkz: Cenk Eroglu) insanlar da var. Aslına bakılırsa Türkiye'de tanınmamak sanki daha iyi. Buranın standartları insanları aşağıya çekiyor çünkü.
 
Türkiye çok zor bir piyasadır.
Halkın hoşuna giden güzel eserler yapmalısınız.
Daha önemlisi Müzik TV ve radyolarında klipler oynaması için ödemeler yapmalısınız.
Çevreniz çok olmalı.
Bir söylentiye göre; Ferhat Göçer ilk çıktığı yıl, albümü en çok satan olması için kendisi albüm bastırmış ve hepsini satın aldırmıştır. Hatta yılın sonu olduğu için CD kapaklarını bile beklememiştir.
Bir çok sanatçının bu işte başarı olmak için dünyanın parasını yatırdığını duyuyorum.
Klipler 10.000-100.000 tl arasında çekiliyor. Eserler gene aynı paralara satın alınıyor.
Başarı garantisi yok.
En başarılı isimlerden Tarkan son albüm çıkardı İskender Paydaş ile "Hop De" adında bir klipleri de var.
Şarkıyı çalan radyo ve TV pek yok.
Tarkanın başarısız albümlerinden oldu.
Bu iş okulla olmuyor. Toplumun dikkatini çekecek işler yapmakla oluyor. Güzel eserler muhakkak yerini buluyor.
Klasikleşmiş, sıradan şarkılar ve soundların hiç şansı yok.
Okullar enstrumanist yetiştirir, sanatçı yetiştirmez.
 
Arkadaşların tüm söylediklerine katılmakla birlikte Türkiye'de emeğe saygı duyulmadığı için müzik yapmanın çok sıkıntılı olduğu düşüncesindeyim.
- İnsanlar albüm almak yerine mp3 indiriyor. Burada sanatçı sömürülüyor, aynı şekilde albüm almak isteyen insanların da elindeki para zorunlu ihtiyaçlarına ancak yetiyor. Bu nedenle bu yolda yürümek isteyen insanlar albüm satışlarına bel bağlamayacak başka bir gelir kaynağına sahip olmalı.
- Sound elde edebilmek adına alınacak enstrümanların fiyatı dolar ve euro sayesinde ayyuka çıkmış durumda. Amerika'da üretilen gitar Türkiye'de avrupa birliğinin para birimi ile satılıyor. Buyrun cenaze namazına. Gerçi dolar olarak satılsa da alması kolay değil.
- Türkiye'de ulaşılabilir bir sanatçı iseniz toplumda "çalgıcı, gariban" sıfatları ile anılıyorsunuz. Bu işin en ayar olduğum kısmı da budur...Ulaşılamaz ve burnu dik olduğunda da bu sebepten ukalalık ve şımarıklık ile suçlanıyorsun. Ortası yok.
- Diğer bir sebep Rock müziğin bu coğrafya içinde çok kısıtlı bir biçimde kabul görmesi. @barrios 'un da dediği gibi arabesk havadan kopulmadan; acı-üzüntü-dert-kahır-bela ekseninde müzik yapılması gerekiyor ki toplumun büyük bölümü kabullenip dinlesin...Mutlu bir halk olmadığımız için sanatçı olarak içimizdeki coşkuyu müziğe yansıttığımızda toplum ile iletişim kuramıyoruz.(Gitar ile Hakan Taşıyan çalmamı isteyen adam gördüm ben, olaydan o kadar uzaktalar gerisini siz düşünün.)
- Konserlerde eğlenme biçimine bile artık müdahale edildiği için son 3 yılda memleketin tadı tuzu iyice kaçtı. Artık Sütaş sponsorluğunda ilahifest tadında organizasyonlar yapılıyor. Efes Blues bitti, Tuborg GoldFest bitti, sonisphere bitti, rock'n coke bitti daha fazla sayıp muhabbeti hepten karamsarlaştırmayayım.:happy:

Eksileri saydıktan sonra artılara geçelim ve "bu işten nasıl ekmek yenilebilir" kısmına bakalım:
- Öncelikle asi, yırtıcı rockcı genç olmak başlangıçta bir dezavantaj. Başarılı kişilere bakarsak(başarıdan kasıt para kazanmak) Hayko, Şebnem, Kıraç, Emre Aydın vs. çıkış yaptıklarında ürettikleri albümler oldukça yumuşak, kimisi türkü coveri içeriyor, genelde akustik gitar sound'unda ve tamamen pop vokali düzeyinde albümlerdir.
- Sadece gitar ve vokal kabiliyetiniz değil, söz yazımı ve bestekarlığınız da önemli. Dikkat ederseniz Emre Aydın'ın şarkılarında hep bir terk edilme, dert, tasa, yeter artık kafası vardır. Şebnem'de aşkıma layık değilsin, sensizde güçlüyüm veya sana çok aşığım bırak kadının olayım tarzı cümleler vardır. İlginç bir şekilde şebnemin ilk albümü başarılı olmak için Türkiye koşullarında riskli bir albümdü ama dönemi itibariyle henüz rock müzik yaşamaya devam ettiği için tutuldu. Hayko'yu ele alalım: adam zaten ilk albümünü özellikle tutunmak için türk sanat müziği ve pop kafasında yaptığını itiraf etmiştir. Bugün yine yaptığı albümlerinde brutal vokalinin yanı sıra makamlı ezgiler üreterek toplumla bağını korumaya çalışıyor. Başka bir örnek ise Kıraç. Şu anda belki çok aktif değil ama vaktiyle piyasayı oldukça işgal etmiştir. Önce akustik gitarlı üretimler yaptı, sonrasında türkü cover, yavaştan elektro gitar'a geçti. Baktı ki piyasa gittikçe düşüyor işin içine yaylıları kattı ve sonuç olarak para kazanabilmek için dizi müzikleri yapmaya başladı.
- Rock müzik kültürü neticesinde para-pul, yat-kat, seks-nerde akşam orda sabah, kop-kop kavramlarından uzak bir müzik türü. Ancak bu ülkede paran var ise adam yerine konulduğun için Rock yapıyorsan bile "Ben aslında çok zenginim, zevk için bu müziği yapıyorum" kıvamında bir imajın olmalı. Örneğin Emre Aydın bir röportajında "Ben para için müzik yapmıyorum" demiştir ancak bu işten onun kadar para kazananını görmedik eğri oturup doğru konuşalımo_O Ogün Sanlısoy'u Türkiye'de rock ekseninde kalmaya devam edebilmiş nispeten kendini daha az bozmuş bir sanatçıdır. Onu inceleyecek olursak başta Ferdi Tayfur cover'i ile kendini kabul ettirdi. Daha sonra rock ekseninde şarkılar yaptı ama distortion'dan uzak durmaya çalıştı ve şarkılarını bestelerken Riff kullanmadı. Müziğini sade tuttu. Sıklıkla arabesk melodileri işin içine kattı.
- Bu yukarıda verdiğim örnekler dışında bence gerçekten kaliteli işler yapıp para kazananlarda var.Türkiye'de vaktiyle kaliteli müzik yapmış ancak şu an piyasada zar zor iş yapan gruplardan "Kargo, Pentagram, Athena" onların dahi arada bir arabesk'e kaymışlığı ya da eski ve toplumca kabul görmüş şarkılardan cover yapmışlığı (yıldızların altında, uzun ince bir yoldayım, beyoğlu) vardır.
- Başka bir nokta ise klip yapmak. Belki yaş ortalaması bakımından büyük insanlar arasında pek klip izleme olayları olmuyor ama kesinlikle lise ve üniversite çağındaki genç insanlar kliplere oldukça ilgi duyuyor. @srv975 'in dediği gibi klip çekiminin maliyetleri de ortada. Bir de onu müzik kanallarına kabul ettirmek ve yayınlatmak için para harcamak gerekiyor.
- Adınızın gündemde kalması için bir skandalınız olmalı. Yada ufak tefek aşk kaçamakları yapmalısınız ki Türk insanı ünlülerin özel hayatını izlemeye bayılır. Belki arada bir hapse girip çıkmak iyi bir fikir olabilir. Zira memlekette hapse girip çıktıktan sonra hiç olmayacak yerlere (ünlü, siyasi, tıbbi...Anlayan anladı) gelen insanlar bulunuyor.
- Hepsinden öte böyle bir hayatı kaldırabilecek bir "fıtrat" gerekiyor.
- Gitar, Armoni, Şan eğitimine gelince ayda 200 TL'ye kurs alarak da hallolabilecek detaylar bunlar...
Başından sonuna kadar okuyan varsa beri gelsin alnından öpcem :dead:
 
Türkiye'nin halini bu açıdan değerlendirmek için çok kolay bir yol var aslında. Türkiye'nin yetenek/şarkı yarışmalarına bakın. ROCK söylediğini iddia edenleri bir dinleyin. Sonra da Amerikan eşdeğerlerine ve oradaki şarkıcılara bakın.
Dünyanın her yerinde piyasacı ve kalitesiz müzisyen var. Ama bizde iki şey göze çarpıyor:
1) Genel standart olarak seviyemiz çok düşük.
2) Piyasa iş yapmayı reddeden örneğimiz çok az. Piyasacı ÇOK FAZLA, diğer örneklerden ise neredeyse HİÇ YOK.

Bu anlamda özellikle rock-metal piyasasından ciddi şikayetim var. Türkiye'de ya extreme metal tarzları, ya da cıvık arabesk rock/metal tarzları var. Bunlar da olsun, güzel. Ama rock bu kadar mıdır ? Örneğin, Türkiye'de Nirvana'nın muadili çok vardır, ama niye Deep Purple veya Rainbow'un muadili yoktur ya da çok azdır ? Niye Türkiye bir Royal Hunt çıkaramaz mesela ? Sıkıya mı gelemiyoruz acaba ?

Aynı şekilde, neden ben sadece rock albümü basacağım diyen plak şirketi, ben sadece rock çalarım diyen gitarist yoktur acaba ?
İşin ilginç tarafı, bu haysiyetsizlik özellikle müzik gibi bazı alanlara has gözüküyor. Mesela, yayıncılıkta da acaip piyasacılık var, ama bir çizgisi olan pek çok yer de var. Örneğin, Metis veya Ayrıntı Yayınları "50 Shades of Gray" gibi şeyleri asla basmaz. Üstelik de kitapta korsan gırla gittiği halde ve kitabın zaten çok az okunduğu bir ülke olmamıza rağmen.
Bununla yüzleşelim: Türkiye'nin rock müzik piyasasında inanılmaz bir ikiyüzlülük ve haysiyetsizlik var.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #8
Valla arkadaşlar hepinizin yazısını baştan aşagı okudum.Hepinize teşekkürler. Özellikler @patlakkulak durumu gayet iyi özetlemişsin. Yaklaşık 8 yıldır elektro gitar ile uğraşıyorum. Ne kursa gittim ne de oturdum adam akıllı kastım çalıştım. Çeşitli gruplarım oldu vs bi türlü dükiş tutturamadım. Şimdi gitar vokal bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Baktıgım zaman popüler "rockcı"lar sanki istediği müziği yapıyormuş gibi geliyor ama işin içine girip bakınca tutunmak için taviz bile veriyorlar. İnsan az çok özeniyor. Yazdığım şarkıları insanlar tek bir agızdan söylesin. Öyle egolu biri degılım ama bu güzel bir şey. Gerçek rock felsefesine göre yaşamalar türkiyede biraz zor. Minibüse atlayıp turne yapmak için bile ciddi para gerekıyor amatörler için çünkü benzini alacak parayı buldun minibus, minibusu buldun benzin parası.. bunlar bile sorunken sanatcıye değer falan bunlar sonrakı seviyeler. Gecen duman konserine gittim, her ne kadar poser yaftası yapıstırılsa da bence güzel soundu ve sözleri olan bir grup(özellikle son albüm) her nyse.. Gittim eğlendık falan.. sahnedeyken baktım şöyle bir hafiften bu işin içinde olan biri olarak. Kaan bi treaking botları ustunde kirli sarı kot gibi bir sey onun üstünde bisiklet yaka tişört .. ama tüm konser salonu konserin başından sonuna kadar tüm sarkıları tek bir ağızdan söylüyor. Şimdi gelelim asıl mevzuya.. sanki 2 yol varmış gibi bizim ülkede. ya kendi müzğini yapacaksın bir barda cıkacaksın yada taviz verip daha fazla kitleye hitap edeceksin.. şahsen bu karaktersizlıkmidir bilmiyorum ama ben şarkılarımın benden cıkan bir seyın bir barda soylemek yerine herkes tarafından tanınıp bilinmek ve konser verip sarkılarımın soylenmesi taraftarıyım. Belli sınırlar içinde tabiki.. mesela 25 yasındayım 95 den beri kargoyu dinlerdim.. şimdi koray candemir solo albumü ne kadar indie rock gibi bir sey olsa da bence dinlenilebilir güzel. Trivium en sevdiğim yabancı gruplardan.. bakınca ters şeyler ama cezbediyor işte beni. Şu an bakınca ümitsizliğe kapılıyor insan.. "ulan ne eğitim almışşsın bu yaşına kadar ne de oturup azmedip çalışmışsın.." deyip "sen istersen pop albüm çıkar bu düşük müzikalite ile bir halt olmaz " diyor insan kendi adıma konusmak gerekirse. Bu kadar çok yazacagıma 3lü dizilerden biraz çalışsaydım daha yararlı olurdu. Biraz dagıttım kusura bakmayın.
 
Pprofesyonel müzik hayatın dışında biri olarak global baktığımda en kolayı arz-talep ile açıklamak gibi geliyor. Rock müziğin evrimine bakarsanız, özellikle elektrik gitarın ortaya çıkmasıyla birlikte Amerika-İngiltere eksenindeki gelişiminin müziğe etkisi büyüktür ancak bu ülkelerde bu müzik türü kültürün bir parçası olarak geniş kitlelerle kabul edilmiştir. Bizde ise bu gelişimin olduğu dönemlerde ki özellikle 50'li ve 60'lı yıllara bakarsak yozlaşmanın ve kültür çöküşünün de temellerinin atıldığı yıllardır. Nitekim takip eden 70'lerde ve 80'lerde arabesk vs derken geniş kitlelerin rock müziği hakkıyla dinlemediğini görürüz. Bu yüzden rock müzik git gide niş bir tür olarak ülkemizde tutunmaya çalışıyor, dinleyici sayısı az, belki daha da azalıyor. Sonuçta kitle belli, buradan gelecek parasal kazanç belli, pastayı paylaştırın bakalım. Bu yüzden en baba rock'çıların bile diğer pastalarda gözü olabilir :)
 
Yazılanlara imza atmakla beraber benimde görüğüm bazı şeyler var gerçi yazınca çok eleştiriliyoruz da şimdi yukarıda Rock bu kadar mı denmiş evet bu kadar değil çok sağlam gruplar vardı hala da var ama malesef iş kendini sergilemeye gelince eskisi gibi deli adamlar yok, hadi bir konser yapalım şu şu tarzlar olsun falan zaten grup enfslasyonu var ve hepsi de aynı bokun laciverti bana göre. Kişilikli müzisyen ve müzik yok bana göre. Her an rüzgara hazırız ama bunun nedeni tamemen ekonomi ve politika. Ülkedeki muhafazakarlaşma artık tüm hücrelerine işledi toplumun. Bunun sonucu internetin ceplere girmesi, aldatmanın meşrulaşması falan diye sosyolojiye de girerim ben. Bunlar birbirne bağlı şeyler. Ve acı, aşk gibi arabesk kültürün beslendiği damarları buldu DUMAN denen grup. Seveni çoktur, tapanı da boldur. Ama bu işlerin tüm sorumlusu bu grup bana göre :)
 
Türkiye'de Arabesk-Rock satıyor. Bu gerçek ama Duman'dan önce Orhan Gencebay'ın KANKİSİ Erkin Koray başlatmıştır ve sevdirmiştir. Küçüklüğümüzden beri elinde beyaz Gibson ile rockçı imajı yaratılmış ve bize arabeski, rock diye yutturmuştur.
Enstrumanlar ve ritimler her ne kadar rock olsa da içeriği ve teması arabesk olan şarkılar ünleniyor,
Türkülerimizin bazılarına bakıyorsun, sazlar ve diğer enstrümanlar ile bestelere bakıyorsun daha rock ruhu taşıyor.
Ne zaman ki içimizdeki isyanı, gitar dile getirecek, o zaman ölümsüz eserler ortaya çıkacak...
 
Güzel demek ki mevzu açıklığa kavuştu. Evet eski dönemden onlar var tabi aslında işin olayı şurda o kadar emek/zaman/para harcayıp karşılığını alamayan insanların yaşadığı hayal kırıklığını onaracak bir formül yok. O yüzden de Rock diye ortada dolanan arabeskler, metal diye ortada dolanan da extreme denen türler oluyor. Arası yok oldu resmen, çeşitlilik sıfır. Dünya, global, entegre falan deniyor ya işte saf teknoloji ithal etmekle olmuyor o iş. Kültürü sanatı da o seviyelere getirmek lazım ama bunun için eğitim gibi bir dayatma var artık. Eğitim resmen tek tipleştirici dayatıcı olarak görülüyor. Zaten modernlik karşıtı bir çoğunluk varken e o insanların çocukları da onlara benziyor haliyle. İş bulup evlenmekten öteye ve emekli olmaktan ileriye görüş olmayınca hayat şartları da kolaya, banala itiyor bence. Ama kişiliksiz bir durum var yani müzisyen dediğin her boku çalar diyen kafalardan sıyrılmak zor gibi. Mesela şuraya bakınız Browse bands by country - Turkey - Encyclopaedia Metallum: The Metal Archives bir çok aktif grup var ama nerde bunların bir araya geldiği festivaller, konserler? İlla stadyum olmaması lazım bence. Ama birbirinden bu kadar kopuk olan bir piyasa malesef ilerleyemez.
 
Son düzenleme:
Carrier-Klima-LOGO.jpg


Ama bir kariyerleri olabilir.
 
Hakkaten ya DUMAN denen grupta adamlar akordu bozuk milyarlık aletlerle detone saçma sapan sözleri olan şeylerle işi götürüyor etinden sütünden, adam ömrünü veriyor açlıktan sürünüyor feci ironik.
 
Ürettiklerine bakıyorum cidden bir elin beş parmağını geçmez kayda değer olanlar. Enstrumanlara gelelim sadece bu forumdaki en tırt arkdaşın yanına zor yaklaşırlar. Ayrıca zaten bolluk içinde de değiller isim var sadece
 
Geri
Üst