Agnostizm

sonuçta soyut bir şeyin varlığından/yokluğundan bahsediyoruz. Nasıl kesin konuşabilir, kesin sonuçlara varabiliriz diye aklıma takılıyor ve agnostizme yakınlaşıyorum.
Ateistlerde bir kesinlik var: onu görmüyorum demek ki yok. Hatta ''Tanrı,eğer varsan hesabıma bilmemkaç dolar yatır'' demişti düşünür. Teistler görmesek de hissediyoruz diyorlar. Agnostikler de bunu bilmemize imkan yok diyor. Teistlere hiç yakın değilim.Tanrıyı kabul etsem de onların tanrısını kabul etmem=) Yazdıklarınız da mantıksız gelmiyor değil ama acaba...? diyorum...
 
doğru değil mi ama? :) nasıl bilebiliriz ki? insanlar gitmiş ya gidenden görmüş gibi eminler cennet ve cehennemin varlığından.bir kısım insansa tanrının olmadığından çok emin.böyle konularda yaşadığımız sürece hiçbir bilgimiz olamaz.agnostiklerin dışında kalan insanlar da bilmiyor,sadece hissettiklerini bildiklerini sanıyorlar.
 
birşeyi ya yeğlersin ya da karşısında durursun, ortası olmamalı diye düşünüyorum, aynı şekilde allah inancı da öyle, agnostik olduğunuzu söylersiniz, ama ateist gibi yaşarsınız, sakınacak, korkacak şeyleriniz yoktur, çünkü bilmediğiniz birşeyden korkamazsınız da, ama belki de ateist olmaktan korkarsınız, bilinmezlik zaten eninde sonunda sizi ateistliğe itecektir zaten, eminim. (siz dediğim agnostikler işte)
 
bence hiç kimse %100 atesit ya da teist olamaz,ateist olmaktan korkma meselesi aslında doğru,çünkü tanrıya inanmadığını yada tamamen inanmadığını iddia eden herkeste "ulan ya varsa da ölünce babayı alırsam" korkusu vardır bu inkar edilemez :)
 
neye inanıp inanmadığı hangi dine ya da kurama inandığına bağlı insanın. eğer kuran da ve hadislerde geçenlere inanıyorsak cennet ve cehennem %100 var ;) inanmayan da inanmaz... ancak bu agnostizm işin kolayına kaçmak gibi geliyo bana. ne şiş yansın ne kebap :D
 
öncelikle şunu kabul etmeliyiz din,kutsal kitap,peygamberler gibi kavramlar ''saçmalık zinciri''nden başka birşey değildir.kutsal kitap denilen şey çelişkiler bütünüdür.bizi seven,değer veren,iyliğin güzelliğin simgesi ''tanrı'' yapmamasını istediğimiz birşeyi yapınca bizi cehenneme yollayacağını ve orada yanıp acı çekeceğimizi söyler.bu konuya hiç girmek istemiyorum sadece bahsettiğim çelişkiye bir örnek verdim ve daha yüzlercesi... gayet açık değilmi?

teistler yüzyıllardır tanrının varlığını kanıtlamak için ''tanrı yaratmadıysa kim yarattı?'' sorusunu sormaktadırlar.bu kişilerin zihninde evrenin yaratılması dışında başka bir seçenek yoktur.bu da onların çocukluklarından beri yaratılma kavramına inandırılmış olmalarının getirdiği bir sonuçtur.bu düz mantığın aşılması için öncelikl ''yaratlma' kavramının unutulup ''oluşum'' kavramının benimsenmesi gerekr..

agnostisizm insanları sadece ömür boyu kuşkuya iter ve ''serbest zihin''i engeller.bu açıdan teizm ve deizmden hiçbir farkı kalmaz.

bu arada başlık agnostizm diye yazılmış ''agnostisizm'' diye biliyorum doğrusunu.ekleyeyim dedim=)
 
zaten insanların din kabul etmeyiş sebeplerinin en büyüklerinden biri de "zihni kısıtlama" dediğimiz olay, agnostisizm de zihni kısıtlayıp, insanın kendisini yetersiz ve küçük görmesine neden olan bi görüş biçimiymiş gibi geliyor bana.
 
evet kesinlikle.yani sonuçta bu tarz inanç kuramları kısıtlamadır.bunun üzerinde tartışmak da gereksiz bence.tartışacak birileri varsa o da büyük ihtimalle şizofren ilahiyatçılardır
 
mer_ve demiş ki:
bence hiç kimse %100 atesit ya da teist olamaz,ateist olmaktan korkma meselesi aslında doğru,çünkü tanrıya inanmadığını yada tamamen inanmadığını iddia eden herkeste "ulan ya varsa da ölünce babayı alırsam" korkusu vardır bu inkar edilemez :)

çok saçma.

sen küçükken annenin uydurduğu bi canavara, büyüyüp onun olmadığını öğrenmene rağmen, ulan bayada yaramazlık yaotm bu gece, ya varsa şu canavar diye düşünüomusun. yoksa yoktur. böle düşünen bi adam ateist deildir zaten. sen ateist olmaktan korkuyosan bundan herkes korkuyodur diye bi genelleme yapamazsın. ki bi insan ateist olmaktan nasıl korkar anlamış deilim. sen inanıomusun inanmıomusun. inanmıosan neden korkuyosun ? korkuyosan olabilir diye düşünüyosun. e ozaman ateist deilsin. biraz daha araştırıp merak ve kuşkularını gider bence.
 
spdy demiş ki:
mer_ve demiş ki:
bence hiç kimse %100 atesit ya da teist olamaz,ateist olmaktan korkma meselesi aslında doğru,çünkü tanrıya inanmadığını yada tamamen inanmadığını iddia eden herkeste "ulan ya varsa da ölünce babayı alırsam" korkusu vardır bu inkar edilemez :)

çok saçma.

sen küçükken annenin uydurduğu bi canavara, büyüyüp onun olmadığını öğrenmene rağmen, ulan bayada yaramazlık yaotm bu gece, ya varsa şu canavar diye düşünüomusun. yoksa yoktur. böle düşünen bi adam ateist deildir zaten. sen ateist olmaktan korkuyosan bundan herkes korkuyodur diye bi genelleme yapamazsın. ki bi insan ateist olmaktan nasıl korkar anlamış deilim. sen inanıomusun inanmıomusun. inanmıosan neden korkuyosun ? korkuyosan olabilir diye düşünüyosun. e ozaman ateist deilsin. biraz daha araştırıp merak ve kuşkularını gider bence.

asıl bu saçma..

annenin sana cocukken uydurduğu canavarla tanrı kavramlarını birlikte kullanman biraz absürt olmuş..
Felsefe tanrı kavramına yıllarını ayırmıştır..Tanrıya inananların inanmak için o betimlediğin canavar tipinden cok daha akla uygun savları vardır..Felsefe tarihini inceleyip görebilirsin..O canavarla kim ne kadar aklını meşgul etmiştir cocuklardan başka..Oysa tanrı kavramı hala soru işaretleriyle kalmış biçimde dimdiktir önümüzde..



Bu korku çok yerinde bir korkudur..Çünkü insanoğlu bir tanrının varolabilecegi bilincini her zaman taşır.
En basitinden akla su soru gelir hep:
" Olusumun anayasası olan evrimin bir mimarı olmadığını kim hangi kanıta dayanarak iddia edebilir ki.."
 
bu korku kimine göre yerinde olabilir, ben böyle bir korku kimsede olamaz demedim, ""herkesde bu korku olur" genellemesine karşı çıktım. bende yok ? ne diyebilirsin buna, yalan söylediğimi mi savuncaksın buna karşılık ?

öcü kavramını tanrıyla bir göstermedim, basit bir örnek kullandım, benim bu örnekle anlatmak istediğimi çok rahat anlamana karşılık seni rahatsız etmesini anlamadım.

inanmayan birinin hiç bir korku barındırmadan bu fikrini sürdürebilceğini söyledim. buna karşı çıkıyosan ayrı. tam olarak neresinin saçma olduğunu bidaha belirtmeni isteyeceğim.
 
spdy demiş ki:
bu korku kimine göre yerinde olabilir, ben böyle bir korku kimsede olamaz demedim, ""herkesde bu korku olur" genellemesine karşı çıktım. bende yok ? ne diyebilirsin buna, yalan söylediğimi mi savuncaksın buna karşılık ?

öcü kavramını tanrıyla bir göstermedim, basit bir örnek kullandım, benim bu örnekle anlatmak istediğimi çok rahat anlamana karşılık seni rahatsız etmesini anlamadım.

inanmayan birinin hiç bir korku barındırmadan bu fikrini sürdürebilceğini söyledim. buna karşı çıkıyosan ayrı. tam olarak neresinin saçma olduğunu bidaha belirtmeni isteyeceğim.

Senin tanrı korkunla ilgili bir şey söylemedim yukarıda..

Ancak insanlık tarihinde hep varolan ve nice beyinler tarafından felsefi yada bilimsel platformlarda sorgulanmış ve neticeye varılamamış bir olguyu,ne zaman ve kim tarafından ne için üretildigi belli olan masal kahramanlarına benzetmek akıllıca mıdır?

Eleştirilen nokta budur işte yazında..

Şu ana kadar keşfedilmiş en eski insan topluluklarında bile ruh vs biçiminde inançların varlığı tespit edilmiştir.Sonrasında evrimini tanrı kavramına kadar götüren bu ilkel insan inanışlarının ne zaman başladığı hakkında sadece varsayımlar vardır.

Yani kimin ne zaman ve ne için ürettiği belli olan masal kahramanlarını tanrı kavramıyla bir tutarak bu inancı basite almayın,eleştirmeyin..gerçekten komik oluyorsunuz..Birde çok önemli bir benzetme yapmış gibi bunun ateşli savunucularını gördükçe(senden bahsetmiyorum) aptallıklarına sinirleniyor ve gülüyorum..

Yani burada hadi büyüdüm öğrendim olayı yok..
Etrafına bir bak
Kaç kişi o masal kahramanlarının varlığına inanıyor..kaç kişi ateist yada diğeri farketmez tanrıyı sorguluyor yada inanıyor..
Sen bile masal kahramanı dediğin tanrı olgusuyla ilgili bir yığın yazı yazdın şu foruma..
 
agnostisizm dünya üzrinde üretilmiş en mantıklı görüştür.

voltaire der ki: eğer tanrı var olmasaydı onu yaratmak zorunda kalırdık.

ya yaratmak zorunda kaldıysak? ya varsa? kim hangisini kanıtlayabilir?
 
cesareborgia demiş ki:
spdy demiş ki:
mer_ve demiş ki:
bence hiç kimse %100 atesit ya da teist olamaz,ateist olmaktan korkma meselesi aslında doğru,çünkü tanrıya inanmadığını yada tamamen inanmadığını iddia eden herkeste "ulan ya varsa da ölünce babayı alırsam" korkusu vardır bu inkar edilemez :)

çok saçma.

sen küçükken annenin uydurduğu bi canavara, büyüyüp onun olmadığını öğrenmene rağmen, ulan bayada yaramazlık yaotm bu gece, ya varsa şu canavar diye düşünüomusun. yoksa yoktur. böle düşünen bi adam ateist deildir zaten. sen ateist olmaktan korkuyosan bundan herkes korkuyodur diye bi genelleme yapamazsın. ki bi insan ateist olmaktan nasıl korkar anlamış deilim. sen inanıomusun inanmıomusun. inanmıosan neden korkuyosun ? korkuyosan olabilir diye düşünüyosun. e ozaman ateist deilsin. biraz daha araştırıp merak ve kuşkularını gider bence.

asıl bu saçma..

annenin sana cocukken uydurduğu canavarla tanrı kavramlarını birlikte kullanman biraz absürt olmuş..
Felsefe tanrı kavramına yıllarını ayırmıştır..Tanrıya inananların inanmak için o betimlediğin canavar tipinden cok daha akla uygun savları vardır..Felsefe tarihini inceleyip görebilirsin..O canavarla kim ne kadar aklını meşgul etmiştir cocuklardan başka..Oysa tanrı kavramı hala soru işaretleriyle kalmış biçimde dimdiktir önümüzde..



Bu korku çok yerinde bir korkudur..Çünkü insanoğlu bir tanrının varolabilecegi bilincini her zaman taşır.
En basitinden akla su soru gelir hep:
" Olusumun anayasası olan evrimin bir mimarı olmadığını kim hangi kanıta dayanarak iddia edebilir ki.."

Çocukken anne büyüdüğünde de lider denen herifler aynısını yapıyorlar. Mesela Türkiye'de çok rahat savaş yaratılabilir. Nasıl mı insanların korkularını dürterek. Amerika bunu bir çok ülkeye yapıyor ilginç taraf ise bizim satılık medyamız direk bize yapıyor Amerikaya gerek yok. Din, ırkçılık, milliyetçilik vs inanılmaz derecede kullanılıyor. Ve hepsinin altında korku var.
 
Korkunun altında da cehalet..


metalcafe sen eğitim seviyesi düşük olan bir toplumdan bahsediyorsun..Yani cahil insanları yalanlar söyleyerek kandırabilir ve bir noktaya kanalize edebilirsin.
Ama tanrı kavramı bunlardan çok farklıdır.
Hegel den tutunda en eski Yunan filozoflarına kadar, felsefe tarihinin en babaları dahi tanrının varlığı yokluğu polemiğine girmiş ve tartışmıştır..

Orada gösterdiğim tepki aslında tanrı kavramının küçümsenmesiydi..
Bence küçümsenmemeli..
 
revolte demiş ki:
Aynı şeyleri tekrar tekrar yazmak mı gerek.. Agnostzm bir inanç değil, bilimsel düşüncedir. Tanrının var olduğu yada olmadığının ispatlanmadan kabul edilemeyeceğini söyler..

Doğru bir açıklama, tam da bu yüzden ateistler ve agnostikler arasında bir "hoşlanmamazlık" vardır. Ateistler agnostiklerin çok "tatlı su ateisti" olduklarını savunurlarken, agnostikler de ateistleri çok agresif davranmakla suçlarlar. Bu konuda Darwin - ki kendisi agnostiktir - ve Edward Aveling arasında geçen hoş bir tartışma vardır.

Hikayeye göre, ki gerçektir, Darwin Aveling ile karşılaştığında kendisine "kendini neden ateist olarak tanımladığını" sorar; Aveling ise agnostikleri "saygı gören ateist" olarak yorumlarken, ateistler için ise "agresif agnostik" yorumu yapar. Darwin muhtemelen Aveling ve diğer "militan ateistlerin" neden bu kadar agresif davrandıklarını anlayamadan göçmüştür ancak, Richard Dawkins'in de dediği gibi, "let's all stop being so damned respectful".

Dawkins'in agnostik/ateist tartışması üzerine görüşünü de küçük bir alıntı ile vereyim, ki benim de katıldığım budur:

"... the list of things which we strictly have to be agnostic about doesn't stop at tooth fairies and teapots (Saturn'de çaydanlık olduğu fikrine gönderme yapıyor burada). It's infinite. If you want to believe one particular one of them, unicorns or tooth fairies or teapots or Yahweh, the onus (sorumluluk) is on you to say why. The onus is not on the rest of us to say why not. We, who are atheists, are also a-fairiests and a-teapotists."

Benim fikrimce de agnostizm biraz kolaya kaçma inancı. Ne kanıtlayabiliyorum, ne aksini iddia edebiliyorum; o yüzden hiç karışmayayımcıların sığınağı. Öte yandan "yaradılışçılar" ve "ateistler" inandıkları doğruyu kanıtlama uğruna çaba gösteriyorlar. Taraf olmaları daha makbule geçer bu yüzden.

Son mesajları okumamıştım, şöyle bir göz gezdirince spdy'e hak verdiğimi gördüm. Cesar ise tipik bir agnostik tavrı sergilemiş, bu konuda düşüncelerimi de belirttim zaten. Dediğim gibi, biraz cesur olunmalı. İnanın ateistler için Tanrı korkusu diye bir şey söz konusu bile olamaz.
 
Agnostikler tanrıya inanmak için bilimsel verilerin tanrının varlığı doğrultusundaki olumlu işaretini bekliyor gibi..yada " tanrı kesinlikle yoktur" demek için olumsuz verileri..Tanrının varlığı veya yokluğu ikileminin çözümünü bilimin somut verilerine dayandırıyor..
Oysa bilim,agnostiklerle ve onun tanrı ikilemiyle ilgilenmiyor ve tanrı hakkında en küçük bir bilgide vermiyor.. Bilim aslında insanoğlunun doğayı anlama,onu yönetme ve ona hakim olma amacını güdüyor ve bu doğrultuda hamleler yapıyor.Yani tanrı bilimin umrunda değil..
Agnostiklerin bilimden bu yöndeki beklentileri;iplik fabrikasından elmayla ilgili üretim bilgileri beklemeye benziyor.
Bunun yanında bilimin ortaya koyduklarını kişinin öznel yorumlaması onun inancını oluşturuyor.Bu öznel yorum bilimsel verilerin kullanılmasını gerektirse bile ayakları yerden kesilerek bilimsellikten çıkıyor..Artık ona bilimsel denmiyor..İnanç deniyor..Örneğin evrim teorisini ortaya koyan bilim, aslında tanrıdan bahsetmiyor..Ancak insanlar evrim dizgelerindeki hareketliliği mükemmel olarak yorumlayıp,bunun ancak bir tanrı icadı olabileceği konusunda öznel bir yorum yapabileceği gibi,tam tersine tanrının yokluğu sonucunada öznel olarak varabiliyor.İşte bunlar inanç..

Agnostisizm bilimden boşu boşuna olumlu yada olumsuz tanrı kanıtı beklemesin..
 
Agnostikler sandığınız kadar rahatsız, ikilemde kişiler değillerdir. Veya "tanrının olup olmadığını bilim açıklasın da rahatlayalım" mantalitesinde de değildir birçoğu. Çoğu dinlere inanmaz, tanrı konusunda bilinemezcidirler. Tanrı veya tanrılar veya spiritüel kuvvetler. Ayrıca "agnostikler en iyisi karışmayayım" mantalitesinde, ve açıklama bulmaya çabalama konusunda pasiflerse neden Darwin örneği verildi, orasını anlayamadım. :)

Ek olarak, evet ben de o kadar "respectful" değilim açıkçası, ateist olmamama rağmen. Zaten sadece bu konuda değil, diğer birçok konuda da "sevmiyorsan da saygı duy" bakış açısı çok zarar veriyor herşeye. Hadi "aptal dindar" elbette iyi bir tavır değil, ama "inandığın şey çok salakça" demek öyle değil. Batı aştı bunu çoktan. Millet de "aptalca bir şeye inanıyorsun" ve "sen bir aptalsın" ayırımını yapabilmeli, ve ilk davranışa "saygı duymalı"dır.

Ayrıca cesareborgia hiç de tipik bir agnostik davranışı sergilememiş. Düzgün bir hayat yaşayan bir agnostiğin tanrı korkusu olmaz. Ki büyük oranı dinlere inanmadığı için, bu kişiler o tür cezalandırmalara güler geçer. [yani burada bahsetmek istediğim, dindarlar birşeyleri (namaz kılmak vs gibi)"yapmadıkları için" de korkarlar, ama agnostiklerin çoğu hiçbir şekilde korkmaz, çok vicdansız bir hayat yaşayan bir agnostik (veya tecavüz, cinayet gibi çok kötü şeyler yapan bir agnostik) ise vicdan muhasebesini, spiritüel güçlerin olabileceği ihtimaliyle birleştirerek korkabilir ancak belki.]

JohnnyThunder demiş ki:
Benim fikrimce de agnostizm biraz kolaya kaçma inancı. Ne kanıtlayabiliyorum, ne aksini iddia edebiliyorum; o yüzden hiç karışmayayımcıların sığınağı. Öte yandan "yaradılışçılar" ve "ateistler" inandıkları doğruyu kanıtlama uğruna çaba gösteriyorlar. Taraf olmaları daha makbule geçer bu yüzden.

Hiç katılmıyorum. Ama öncelikle şöyle olsa iyi olurdu: herkes rengini belli edebilse. inanan ve inanmayan (agnostikler din konusunda inançsızdır çoğunlukla, inançsız derken, doğrudan reddederler) herkes rengini belli etse, hem bütün gün içki içip, sonra sen müslüman değil miydin deyince "sana ne günahı benim" diyen "arada kalmış tipler" hakettikleri cevapları alabilseler vs. Ben de isterim bunları. Ben inanacaktım ve o cennet vaadini içselleştirecektim, yemin ediyorum hiçbi şeyi eksik yapmamak için kendimi müthiş "kasardım". Vaade bakın yahu, yani hayal gücüm de zengindir. Öyle bir "dinci" olup çıkardım ki aklınız şaşar :D Güzel bir laf vardır, "kitabına uydurma, kitaba uy".

Gelelim yaptıığım alıntıya. İnançlı olmak çok daha kolaya kaçmaktır. Çünkü "güdümlüsün" zaten bebeklikten beri. Özgür irade yok ki. Ki bir yaştan sonra şüphelerin de tamamen elimine edildiyse, değme keyfine ;) HYadi kolaya kaçmıyorlar diyelim, inandıklarını kanıtlama uğruna çaba sarfediyorlar. Kanıtlayabildiler mi, veya yanına yaklaşabildiler mi şu ana kadar? Boşa kürek çekmek, veya malum hayvan gözlükleriyle bakarak inandıklarını kanıtlamaya çalışarak hayatını sürdürmek mi daha iyi, yoksa "kanıtlanamadı" veya "henüz kanıtlanamıyor" deyip pasif kalmak mı. Diğer bir deyişle boşa su akıtmak, suyu faydalı kullanmak (bilim) ve su harcamamak olgularını derecelendirmen gerekirse, en sona musluğu kapalı tutmayı mı koyacaksın? Bence agnostiklerin bir bölümü suyu kapalı tutarlarken, bir bölümü de akıtıyor ama ilerde işe yarar diye kaplarda saklıyorlardır. İşe yaramazsa da bayatlar ve atılır. Yeniden doldurulur, ve bu biçimde sürekli boşa akıtmaktan milyon kat az israf olur ve belki bir gün işe yarar şeklinde bu işlem sürekli tekrarlanır. Ya da Darwin hangisini yapmıştır bunlardan? Her agnostik pasifize bir halde midir, veya herkes aktif bir rol oynasa dünya kakafonik bir yer olmaz mıydı? :) "Passive resistance" kavramı da toplumu ve hayatı şekillendiren olgulardan biridir. Kaldı ki, çoğu aktif rol oynayanlardan daha etkin de olabilmektedir. Aktif-pasif muhabbetinde aklıma şöyle bir örnek geldi, mesela bir baba babasından sürekli dayak yemiş ve belli ki oğlunu da dövecek. İçten içe biliyor bunu, tedavi olmayı da reddediyor cahil mesela, o çocuğu doğurtması mı daha iyidir, doğurtmaması mı? Her aktif rol oynayan, gerçekten de "hastalıksız" bir fikri savunuyor mu?

Bize ortaokulda müsamereler yaptırırlardı. İrademiz dışında bir konuyu savunurduk. Örneğin "köy yaşamı şehir yaşamından daha güzeldir" i karşıt görüşe karşı savunurduk. Ki kendimiz tersini düşünsek de, düşünmesek de. İnançlılar da bir nevi böyle değil mi? Küçük yaşlardan itibaren beyinlerine allah korkusu, cennet vaadi yerleştirilmese, diğer seçimi yapmaları en azından %50 olmaz mıydı? Ama iki taraflı bakabilmek, "neutral" olmak daha zor ve sofistike bir durumdur kanımca.
Yani "güdümlü" bir olayı neticeye erdirmek daha kolaydır bence. Tek bir doğruya (kendimize göre) inanmak, ve o doğruyu savunmak daha kolaydır bana kalırsa. Tabi bir de gönülden inanırsan, kolaylık derecesi katlanarak artar. Gözlükle bakıyorsun yahu, daha iyi görürsün tabi ki, ama o gözlük seni tek bir şekilde görmeye itebilir tabi, o da var. :D
 
Yazım aslında revoltenin agnostisizm tanımına bir eleştiriydi.Johnny in revolte alıntısında agnostisizmin bilimden bekledikleri olduğu sonucu çıkıyor..


Edwin_Odesseiron demiş ki

Kanıtlayabildiler mi, veya yanına yaklaşabildiler mi şu ana kadar? Boşa kürek çekmek, veya malum hayvan gözlükleriyle bakarak inandıklarını kanıtlamaya çalışarak hayatını sürdürmek mi daha iyi, yoksa "kanıtlanamadı" veya "henüz kanıtlanamıyor" deyip pasif kalmak mı.

Tanrının varlığının yada yokluğunun kanıtlanması işlemini kim ve neyle yapıyor? Hangi kanıt bir agnostik için yeterli olacaktır?Kimin yaptığı kanıt?

Eğer bilim dersen revoltenin tanımına dönersin :)
 
Geri
Üst