Selamlar forum ahalisi,
Malum epeydir buralara bir katkım olmuyor, yakın zamanda da iş değişimi sebebiyle hepten vakit bulamaz olacağım gibi görünüyor. Bari merak edeni, hakkında fikir sahibi olmak isteyeni olursa diye düzgün bir inceleme yazayım da birilerine faydam olsun istedim. Bu inceleme konusunda oldukça objektif davranacağım. Afiyet şimdiden.
Gelelim inceleme bölümüne;
Öncelikle görünümle başlamak istiyorum. Epey bir zaman beyaz rengine tutulu kalmış olsam da trans black burst daha ağır bastı zamanla. Aylarca bekleyip nihayet İzmir/Çankaya Dore'de geçen hafta bir numunesini ziyaret ettikten sonra anladım ki niyetim kötü. Derin bir yeşil ve gri cümbüşü var flame maple üzerinde. Koyu bir ortamda evet, siyahım diyor belki ama esas büyüsü aydınlıkta çıkıyor ortaya. Çalarken durup seyre dalıyorum, zaman akıyor. Belki ben olsam bütününde satin değil de en azından gövdede gloss cila tercih edebilirdim. Çok takılmıyorum bu detaya.
Çalım rahatlığını elimdeki diğer iki C-7 ile kıyaslarsam bu şu anda en konforlusu sanırım, özellikle sap profili gerçekten çok başarılı ki buna döneceğim. Alışılmış C-7 yapısına göre yaklaşık yarım santim kadar daha ince bir gövdesi var. Görece hafif sayılır, yine de olmasını arzu ettiğimden daha ağır geldi. Boynuzlar klasik C-7 tasarımının aksine epey sivrilmiş, daha agresif görünmesini sağlamış gitarın. Gövdedeki arch top kesim ise kenarlara doğru fazla keskin geliyor, bunu çok sevdim diyemeyeceğim.
Sağda solda bahsedildiği gibi sap profili tam olarak Ibanez vari diyemem, ama gerçekten oldukça ince ve yayvan. Bana genel olarak Ibanez saplar fazla keskin kenarlı ve geniş geliyor. Ellerim de kürek gibi ama yine de rahat edemiyorum çoğu Ibanez'de. Diğer C-7 lerle birlikte bir sıralama yapmam gerekirse; en etli Hellraiser, hemen arkasından Blackjack ATX ve en rahat olarak da bu diyebilirim. Şahsen dolgun C ve D profilli sapları da seviyorum. Bu bakımdan sapın inceliği benim ilk tercih sebebim değildi. Yine de evet, içlerinde en rahatı bu merak edenler için. Hatta hadi abartayım, bugüne kadar elimden geçen 7 tellilerin hemen hiçbiri ergonomi konusunda bununla aşık atamaz.
Alıştığım ve kullandığım Schecter headstock'ları hep 3x4 idi. Akortlarken özellikle re ve sol tellerini habire karıştırıp delirirken bu gitarda gayet rahat ettim. Reversed tasarım on numara görünüyor. Gövde ve sap boyu devam eden bir beyaz binding bir de siyah binding var. Açıkçası sedef yada abalon olmasını ben de istemezdim bu renkte. Offset dotlar da gayet yakışıyor bütününe.
Ton ve donanım mevzularına gelelim;
Nazgûl/Sentient setten beklentilerim doğrultusunda çoğunlukla memnun kaldım. Burada Keith abimizin şahsi duyum tercihleri epey bir ağır basmış, herkese gelmeyebilir. Ağırlıklı clean/crunch tonlarda çalan biri için misal doğru tercih olmayacaktır bu set, özellikle nazgûl epey çığırıyor. Frekans dinamikleri genel olarak blackout set’i anımsatıyor bana. Daha vahşi, yırtıcı bir versiyonu gibi bu set.
EMTY'ye daha yakın diyenler mevcut, kurcalamadığım bir manyetik olması sebebiyle fikrim yok. Genel kanaatim; agresif, görece kırçıllı ve epey yüksek çıkışlı. Bir SH-6 kadar leş değilse de distrtion namına bunların da hiç şakası yok. Yanlış ayarlarla en sevdiğiniz ampliden/pedaldan soğutacak kapasite gayet mevcut.
7. telde notasyon boğulmuyor, düşük akortlarda da durum aynı. Push/pull hadisesi Hellraiser'da bu kadar eğlenceli sonuçlar vermiyordu/vermiyormuş, epey şaşırdım. EMG 707TW ile kıyaslandığında Nazgûl berraklık ve Mid cevabında acımasızca tokatlıyor. Haricinde ise dip gürültüsü evet, makul bir oranda mevcut.
İlk hipshot eşikli gitarım bu oldu. Açıkçası TOM tarzı eşiklerden sonra büyük rahatlıkmış. Epey alçak, ayarlaması da nispeten kolay. Nispeten dedim, çünkü uyumlu alyan kolay kolay bulunmuyor. Ibanez gibi standart bir boyda değil, çok daha ince. Switch selector sağlam hissettiriyor fakat Pot daha başarılı olabilirdi. Satış fiyatı $1000 olan bir alet için bu kadar dandik bir pot olmamış. Sıklıkla hışırdıyor, ses düzeyinde olur olmadık ani atlamalara sebep oluyor. Sıfır bir gitarda epey can sıkıcı. Haliyle ilk iş o uçacak.
Büyük ayıpladığım bir diğer husus da bağlantı işçiliği. Buraya fotoğrafını çekip koysam küfredecek adamlar biliyorum, yapmıyorum. Hadi yalıtımı bilmem neyi geçtim, bari bağırsak toplar gibi toplanmış olmasaymış kablolar. Dip gürültüsü için en ciddi sebeplerden biri de bu olabilir. Kablo yolları da hayvan gibi açılmamalıydı. Böyle yamru yumru bir delik açmak eminim ki düzgün bir tane açmaktan daha zordur. Bunlar hep ilerisi için elden geçirtmeyi düşündüğüm hadiseler. Siyah renk metal aksam olarak bir gitarda görmeyi isteyeceğim son renklerden biriyken buna gerçekten çok yakıştığını düşünüyorum. Schecter'ın kendi kilitli burgu sistemini diğerlerinden de bildiğimden içim rahattı. Aynen yine gayet başarılı bir şekilde işini yapıyor hepsi.
Yıllar içinde sahip olduğum/gördüğüm/denediğim Schecter'lar içinde şimdiye kadar finish ve fret işçiliği en başarılı olan örneklerden biri bu oldu. Hoş, bu konularda Schecter'ı burada da yeri geldi büyük büyük savundum halen de görüşlerimin arkasındayım. Adamlar işçilik konusunda bence optimal bir başarı tutturmuş durumda. Stainless steel fret de ilk defa kullanıyorum. Baya etliymiş yapı olarak. Başta pozisyon geçişlerinde parmak uçlarımda oluşan habire bir şeylere çarpıyormuşum duygusunu epey yadırgadım, şuanda ise hiç takılmıyorum.
Fret kenarları düzgünce işlem görmüş. Keskinlik yada batma sıfır. Hellraiser ve KM-7 bu konuda oldukça başarılıyken Blackjack ATX biraz törpülensin istiyor ki alırken de bu durumu fark etmiştim, o anda Dore şubelerinde başka tek bir satin siyah örneği olmadığından ve gitara kavuşmak için beklemiş olduğum 4 ayın da etkisiyle fazla umursamamıştım. Büyük bir mevzu değilse de tabi ki hoş bir durum da değil. KM-7 bu bakımdan fabrikayı başarıyla terk etmiş diyebilirim.
Toparlayalım;
Fabrikasyon üretim yapan markalar arasında schecter muhtemelen km-7 tasarımı ile boyut atlayacak. Çok yenilikçi ve mantıklı bir gitar çıkmış nihayetinde ortaya. Fakat özellikle elektronik donanım kalitesi ve ilintili olarak ağaç işçiliği (kavitedeki abuk oyuklar) bakımından hoşnut olmadığım şeyler mevcut. Umarım ilerleyen dönemde bunları da aşarlar.
o zaman,
Nudes;
Malum epeydir buralara bir katkım olmuyor, yakın zamanda da iş değişimi sebebiyle hepten vakit bulamaz olacağım gibi görünüyor. Bari merak edeni, hakkında fikir sahibi olmak isteyeni olursa diye düzgün bir inceleme yazayım da birilerine faydam olsun istedim. Bu inceleme konusunda oldukça objektif davranacağım. Afiyet şimdiden.
Gelelim inceleme bölümüne;
Öncelikle görünümle başlamak istiyorum. Epey bir zaman beyaz rengine tutulu kalmış olsam da trans black burst daha ağır bastı zamanla. Aylarca bekleyip nihayet İzmir/Çankaya Dore'de geçen hafta bir numunesini ziyaret ettikten sonra anladım ki niyetim kötü. Derin bir yeşil ve gri cümbüşü var flame maple üzerinde. Koyu bir ortamda evet, siyahım diyor belki ama esas büyüsü aydınlıkta çıkıyor ortaya. Çalarken durup seyre dalıyorum, zaman akıyor. Belki ben olsam bütününde satin değil de en azından gövdede gloss cila tercih edebilirdim. Çok takılmıyorum bu detaya.
Çalım rahatlığını elimdeki diğer iki C-7 ile kıyaslarsam bu şu anda en konforlusu sanırım, özellikle sap profili gerçekten çok başarılı ki buna döneceğim. Alışılmış C-7 yapısına göre yaklaşık yarım santim kadar daha ince bir gövdesi var. Görece hafif sayılır, yine de olmasını arzu ettiğimden daha ağır geldi. Boynuzlar klasik C-7 tasarımının aksine epey sivrilmiş, daha agresif görünmesini sağlamış gitarın. Gövdedeki arch top kesim ise kenarlara doğru fazla keskin geliyor, bunu çok sevdim diyemeyeceğim.
Sağda solda bahsedildiği gibi sap profili tam olarak Ibanez vari diyemem, ama gerçekten oldukça ince ve yayvan. Bana genel olarak Ibanez saplar fazla keskin kenarlı ve geniş geliyor. Ellerim de kürek gibi ama yine de rahat edemiyorum çoğu Ibanez'de. Diğer C-7 lerle birlikte bir sıralama yapmam gerekirse; en etli Hellraiser, hemen arkasından Blackjack ATX ve en rahat olarak da bu diyebilirim. Şahsen dolgun C ve D profilli sapları da seviyorum. Bu bakımdan sapın inceliği benim ilk tercih sebebim değildi. Yine de evet, içlerinde en rahatı bu merak edenler için. Hatta hadi abartayım, bugüne kadar elimden geçen 7 tellilerin hemen hiçbiri ergonomi konusunda bununla aşık atamaz.
Alıştığım ve kullandığım Schecter headstock'ları hep 3x4 idi. Akortlarken özellikle re ve sol tellerini habire karıştırıp delirirken bu gitarda gayet rahat ettim. Reversed tasarım on numara görünüyor. Gövde ve sap boyu devam eden bir beyaz binding bir de siyah binding var. Açıkçası sedef yada abalon olmasını ben de istemezdim bu renkte. Offset dotlar da gayet yakışıyor bütününe.
Ton ve donanım mevzularına gelelim;
Nazgûl/Sentient setten beklentilerim doğrultusunda çoğunlukla memnun kaldım. Burada Keith abimizin şahsi duyum tercihleri epey bir ağır basmış, herkese gelmeyebilir. Ağırlıklı clean/crunch tonlarda çalan biri için misal doğru tercih olmayacaktır bu set, özellikle nazgûl epey çığırıyor. Frekans dinamikleri genel olarak blackout set’i anımsatıyor bana. Daha vahşi, yırtıcı bir versiyonu gibi bu set.
EMTY'ye daha yakın diyenler mevcut, kurcalamadığım bir manyetik olması sebebiyle fikrim yok. Genel kanaatim; agresif, görece kırçıllı ve epey yüksek çıkışlı. Bir SH-6 kadar leş değilse de distrtion namına bunların da hiç şakası yok. Yanlış ayarlarla en sevdiğiniz ampliden/pedaldan soğutacak kapasite gayet mevcut.
7. telde notasyon boğulmuyor, düşük akortlarda da durum aynı. Push/pull hadisesi Hellraiser'da bu kadar eğlenceli sonuçlar vermiyordu/vermiyormuş, epey şaşırdım. EMG 707TW ile kıyaslandığında Nazgûl berraklık ve Mid cevabında acımasızca tokatlıyor. Haricinde ise dip gürültüsü evet, makul bir oranda mevcut.
İlk hipshot eşikli gitarım bu oldu. Açıkçası TOM tarzı eşiklerden sonra büyük rahatlıkmış. Epey alçak, ayarlaması da nispeten kolay. Nispeten dedim, çünkü uyumlu alyan kolay kolay bulunmuyor. Ibanez gibi standart bir boyda değil, çok daha ince. Switch selector sağlam hissettiriyor fakat Pot daha başarılı olabilirdi. Satış fiyatı $1000 olan bir alet için bu kadar dandik bir pot olmamış. Sıklıkla hışırdıyor, ses düzeyinde olur olmadık ani atlamalara sebep oluyor. Sıfır bir gitarda epey can sıkıcı. Haliyle ilk iş o uçacak.
Büyük ayıpladığım bir diğer husus da bağlantı işçiliği. Buraya fotoğrafını çekip koysam küfredecek adamlar biliyorum, yapmıyorum. Hadi yalıtımı bilmem neyi geçtim, bari bağırsak toplar gibi toplanmış olmasaymış kablolar. Dip gürültüsü için en ciddi sebeplerden biri de bu olabilir. Kablo yolları da hayvan gibi açılmamalıydı. Böyle yamru yumru bir delik açmak eminim ki düzgün bir tane açmaktan daha zordur. Bunlar hep ilerisi için elden geçirtmeyi düşündüğüm hadiseler. Siyah renk metal aksam olarak bir gitarda görmeyi isteyeceğim son renklerden biriyken buna gerçekten çok yakıştığını düşünüyorum. Schecter'ın kendi kilitli burgu sistemini diğerlerinden de bildiğimden içim rahattı. Aynen yine gayet başarılı bir şekilde işini yapıyor hepsi.
Yıllar içinde sahip olduğum/gördüğüm/denediğim Schecter'lar içinde şimdiye kadar finish ve fret işçiliği en başarılı olan örneklerden biri bu oldu. Hoş, bu konularda Schecter'ı burada da yeri geldi büyük büyük savundum halen de görüşlerimin arkasındayım. Adamlar işçilik konusunda bence optimal bir başarı tutturmuş durumda. Stainless steel fret de ilk defa kullanıyorum. Baya etliymiş yapı olarak. Başta pozisyon geçişlerinde parmak uçlarımda oluşan habire bir şeylere çarpıyormuşum duygusunu epey yadırgadım, şuanda ise hiç takılmıyorum.
Fret kenarları düzgünce işlem görmüş. Keskinlik yada batma sıfır. Hellraiser ve KM-7 bu konuda oldukça başarılıyken Blackjack ATX biraz törpülensin istiyor ki alırken de bu durumu fark etmiştim, o anda Dore şubelerinde başka tek bir satin siyah örneği olmadığından ve gitara kavuşmak için beklemiş olduğum 4 ayın da etkisiyle fazla umursamamıştım. Büyük bir mevzu değilse de tabi ki hoş bir durum da değil. KM-7 bu bakımdan fabrikayı başarıyla terk etmiş diyebilirim.
Toparlayalım;
Fabrikasyon üretim yapan markalar arasında schecter muhtemelen km-7 tasarımı ile boyut atlayacak. Çok yenilikçi ve mantıklı bir gitar çıkmış nihayetinde ortaya. Fakat özellikle elektronik donanım kalitesi ve ilintili olarak ağaç işçiliği (kavitedeki abuk oyuklar) bakımından hoşnut olmadığım şeyler mevcut. Umarım ilerleyen dönemde bunları da aşarlar.
o zaman,
Nudes;
Son düzenleme: