Luthier'e Giderken Gerilmek

Hmm..Benim hiç diş problemim olmadı.Ama sevinerek giden insanlar da var yani.
Neyse ikisine de gitmek stresli diyorsun..Aslında rahat olmanız lazım derdini anlat rahatça sonuçta bilmediğin bir konu.Sende biraz içine kapanıklık gibi bir durum yoksa bu karşıdaki kişiyle alakalıdır büyük ihtimal.
Ama kendin eksik hissetme sonuçta o adam o işi sürekli yapıyor neler neler duymuştur yani.Sen çok kötü de anlatsan o adam tecrübeli olduğu için zaten sen daha konuşmaya başlerken gitarın sorunun büyük ihtimal anlamış olacak bence.
 
İzmir'de Cenker Baydere'ye gittiğimde stresten mi heyecandan mıdır bilemem TÖRKRAK'da konuşmuştuk dedim. O an bittiğim andır :D
Fatih Yılmaz ile konuşurken de çok geriliyorum, yanlış bir şey söylemeyeyim, saygılı davranayım, gereksiz şeylerden bahsetmeyeyim, ya da biraz ortamı yumuşatayım espri yapayım derken iyice uçmak gitmek.
Aynı durumlar, saygı duyduğum hocalarımda, ya da saygı duyduğum müzisyenlerde de oluyor. Belirli bir samimiyeti kurana kadar baya stresli oluyorum. Dünyanın en güzel 5 kızı gelse yanıma, bir sorun olmaz. Ama işini titiz, güzel yapan; kendi alanı hakkında gerçekten bilgili ve tecrübeli insanlar karşısında saygıdan stres yapıyorum.
Mesela, daha üniversitede 1. sınıfken içi mühendis dolu bir arabaya binmiştim bir şekilde. Arduino muhabbeti açılmıştı, ben de internette izlediğim bir Air Drums projesinden bahsederken, "eir dürüm" demiştim. Hala hatırlarım :(
Bu arada merak edenler için;
 
Aslında kişi bazlı konuşmak istemiyorum. İş hangisi daha iyi hangisi müşteriye daha iyi davranıyora falan dönmesin diye. Mesela bugün gittim ve genel olarak gitara yapılacak bir kaç işlemden sonra tel yüksekliğinin düşürülmesini istemiştim. Ustayla oturduk teller 0,10 çıkmıştı genel ilk ayarlar, truss rud ayarlandı. Bana verdi bende daha düşürebilirmiyiz dedim tekrar ayarladı bana verdi bu sefer tellerde cızlama vardı. Sesi kısıp bakıyordum kıstasın omu diyerek tekrar aldı bende cızlama yapmadan olabilecek en yakın seviyeyi istiyorum dedim. Tekrar ayarlandı bu arada içeirsi kalabalık bir an önce halletme durumları var. Önümde bir kişi daha var oda telleri yükselttiriyor onunda kafası karışık biraz benim gibi son soru 10sn falan derken aslında istediğimiz şey aslında biraz da usta tavsiyesi. Bunca tecrübesi olan adamlar gelen gitarlarda yapılacak tüm ayarlarda olabilecek en yüksek performas aslında istediğimiz. Dağcılık malzemeleri aldığım bir yer vardır aynı zamanda üreticidir. Ne zaman gitsem şakayla fırçayla karışık dünya dolusu tavsiye ve bilgi ile geri dönerim. O öyle giyilmez içinde şu olucak sonra bu, nereye çıkıcan evereste mi diye diye anlatır. Aradığım bu aslında belkide bunu bulamayınca geriliyorum belkide. Potonsı kısarken bir anda düşme- açılma farkedince işin en başına dönüleceği anlaşılınca toplamadan pick guard'ı bakılmamasının sonucu benim gitarı o şekilde alıp gelmem olmamalı. Bu arada bunlrın tamamen yoğunluktan olduğunu düşünüyorum.
 
Bu bahsettiğiniz gerginliğin ne olduğunu anladım sanırım. Gitara yeni başladığım liseli ergen yıllarımda ne gitar çalmasını becerebiliyorum ne de iyi bir gitarım var. Teorik, pratik bilgi eksiğim de çok olduğundan adam urağşmak istemiyor haliyle. Onlar da haklı bi yerde. Hergün yüzlerce ergenin ya da ergen olmasa da bu işten hiç anlamayan kişilerin vasatın altında ne yaparsan yap adam olmayacak gitarlarıyla uğraşıyolar. Siz de luthier olsanız, sizin de tüm gününüz bunlarla uğraşmakla geçse sarkastik, bol laf sokmalı, müşteriye yukarıdan bakarak konuşmalı bir karakter geliştirirsiniz. Bu durumun farkında olanlar bu luthierlerle muhtaç kaldıklarında gerilebiliyolar. En azından benim açımdan öyleydi. Bu gerginliğin benim açımdan son bulması şöyle oldu: kıytırık şeyler için luthierlere muhtaç kalmamaya başladım, kendi işimi kendim görmeyi vs. Bu noktaya gelince artık kıytırık bi sebeple gidiyo olsanız dahi bu durum sizi germemeye başlıyo. Örneğin "teli kendim de değiştiririm ama bunla uğraşmaya vaktim yok veririm bi luthiere halletsin ne uğraşacam iki saat..." seviyesine geldiğinizde o luthier size laf sokamıyor, adama iş verip parasını ödüyorsunuz alan memnun, satan memnun kalıyor gerginlik de olmuyor böylece.

Bütün bu yazdıklarım varsayım üzerine tabi ki. Sizin gitar bilginiz, tecrübeniz konusunda bi fikrim yok. Sadece benim başıma gelen gerginliğin sebebini anlattım. Sizinkisinin nedeni çok farklı olabilir de.
 
Şimdi düşündüm de luthiere gidince beni gerebilecek şey gitarımın zarar görmesi ihtimali olur:).Sonuçta ben evde çalan biriyim ve düzenli temizlerim toz olmaz üstünde çizik vuruk çok dikkat ederim.Şimdi adam alacak benim gitarı vuracak çizecek sinir olurdum..Böyle bi şey olmaması için ekstradan uyarmak gerekiyor mu ?Yoksa zaten hepsinin dikkat ettiği birşey mi?
 
Bu konu açılınca aklıma geldi. Geçenlerde suhr , vigier fabrikalarının videolarını izledim. Misal böyle bir gitar sahibi adam nasıl gitarı burada ustaya götürüyor merak ediyorum. Adamlar öyle ince hesaplamalar öyle güzel aletler kullanıyor ki. Örneğin perdelerin çakılması hesaplamaları milimetrik işçiliklerle teknikle yapılıyor.
 
Aslında kişi bazlı konuşmak istemiyorum. İş hangisi daha iyi hangisi müşteriye daha iyi davranıyora falan dönmesin diye. Mesela bugün gittim ve genel olarak gitara yapılacak bir kaç işlemden sonra tel yüksekliğinin düşürülmesini istemiştim. Ustayla oturduk teller 0,10 çıkmıştı genel ilk ayarlar, truss rud ayarlandı. Bana verdi bende daha düşürebilirmiyiz dedim tekrar ayarladı bana verdi bu sefer tellerde cızlama vardı. Sesi kısıp bakıyordum kıstasın omu diyerek tekrar aldı bende cızlama yapmadan olabilecek en yakın seviyeyi istiyorum dedim. Tekrar ayarlandı bu arada içeirsi kalabalık bir an önce halletme durumları var. Önümde bir kişi daha var oda telleri yükselttiriyor onunda kafası karışık biraz benim gibi son soru 10sn falan derken aslında istediğimiz şey aslında biraz da usta tavsiyesi. Bunca tecrübesi olan adamlar gelen gitarlarda yapılacak tüm ayarlarda olabilecek en yüksek performas aslında istediğimiz. Dağcılık malzemeleri aldığım bir yer vardır aynı zamanda üreticidir. Ne zaman gitsem şakayla fırçayla karışık dünya dolusu tavsiye ve bilgi ile geri dönerim. O öyle giyilmez içinde şu olucak sonra bu, nereye çıkıcan evereste mi diye diye anlatır. Aradığım bu aslında belkide bunu bulamayınca geriliyorum belkide. Potonsı kısarken bir anda düşme- açılma farkedince işin en başına dönüleceği anlaşılınca toplamadan pick guard'ı bakılmamasının sonucu benim gitarı o şekilde alıp gelmem olmamalı. Bu arada bunlrın tamamen yoğunluktan olduğunu düşünüyorum.

Sıkılıp gerilmenin sebebi aslında sensin.

Ekrem Özkarpat bir seferinde bana bu telleri yapıştırma hadisesini biz çıkarttık, hiç de iyi yapmadık dedi. Kişi acemiyken teller yapışsın, klavye otoban olsun istiyor; tamamen rahatlık için. Sonra cızlama başlayınca kaldırıyor, tesviye fret değişimi ıvır zıvır pok püsür teller artık sıfır ayarda cızlamadan oturunca bu sefer de düşük aksiyonda ton gelmediğini farkediyor. Ekrem ustanın bu sürecin sebebi biziz demişliği var.

Sen de aklındakinin ne olduğunu tam olarak bilmediğin için karşıdaki adamı yönlendiremiyor olmak geriyor. Ama gerilecek birşey yok iyi bir ustaya abi güzelce ayarla başımı ağrıtmasın desen yine pişman olmayacağın bir ayarla sana teslim eder.

Başka noktada bakacak olursan da telleri yükseltmek, kalınlığını arttırmak, tansiyonu zorlamak çoğu zaman kontrolü arttırmak için eğitici de oluyor, 10/11 derken bir süre 12 telle çaldım, tekrar 10'a döndüğümde büyük gelişme olduğunu farkettim.
 
Ekrem usta neden öyle yapmış acaba?

Ben söyleyeyim. Telleri indirebildiğiniz en alt noktada o gitardan alınabilecek en iyi entonasyon sonucuna varırsınız fakat tondan kaybedersiniz. Peki neden böyle yapıyorlarmış? Söyleyeyim bir gitarın dengesini bulabilmek zaman ve emek ister. Öyle yarım saatlik iş değildir.

Fakat iş akışınız planlı değilse, usta gitarı size bedava(!) yaptığı için araya aldığı ünlü (!) isimlerin gitarlarından size zaman kalmadığı için sizin gitarınız iki hafta atölyede bekledikten sonra ya siz geldiğinizde ya da siz gelmeden yarım saat önce alelacele ayarlanır(!) Ayarda bahsettiğim gibi teli indirebildiğin kadar indir, cızlamadığı yerde dur şeklinde yapılır.

Sizin 500 dolarlık ibanezinizle mi uğraşacaklardı bir de?

Biz kimiz ki? Ne anlarız gitardan? Hem bu büyük ustalar bize iyilik olsun diye bu işleri bedavadan yapıyorlar.

Buraya kadarı tecrübeydi. Her gitarist luthier sıkıntısını tadacaktır. Oradan kaçış yok. Ben ne desem boş.

Ama.....

Türk işi olmasın. Eleştirip kaçmak yok. Bir de yol gösterelim.

Gitmeden önce şu türde cetvel edinip gitarınızı değerlendirebilirsiniz.
Sahip olduğunuz gitarın fabrika ayar değerleri internette mevcut. Karşılaştırın ve ne durumda olduğunuzu kabaca anlayın.

Precision Straightedges | stewmac.com

String Action Gauge | stewmac.com

Evinizde bir adet havya bulundurun.
Alyan anahtarı /set olarak satılıyor edinin. Varsa gitarınızın direkt uyumlu setini alın.
Düzgün tornavida setiniz olsun.
Düzgün bir pensetiniz olsun.
Zımpara kağıdınız olsun.

Gitar o kadarda nazik değildir. Büyük bir talihsizlik olmadığı sürece ya da çok saçma birşey denemediğiniz sürece kolay kolay bişey olmaz, olsa da parça değişir aynen devam edersiniz.


Benim gözümde anlamayan adama masraf açan gitar tamircisinin, turisti fazladan dolaştıran taksiciden hiçbir farkı yok.
 
Ufak bir düzeltme yapıyım ihale Ekrem ustaya kalmış :) Ekrem usta değil gittiğim yer suçsuz yere kimsenin günahını almıyım.
Birde sorun bende olarak "panic atak" sendromları sergilediğim sonucu çıktı ufak bir ekleme yapıyım gerilmenin sebebi bende kalmasın.
Aslında sorun Action'ı gayet iyi olan bir gitarı değil sırf renginden dolayı diğerini seçmemden kaynaklı. Benim aldığım o güzelim rengin sapında biraz problem vardı. Şimdi diğerinin tel yüksekliği de aklımda kaldığı için o yükekliğe ulaşma çabasında idim. En azından fabrika ayarlarını yakalayalım diye.
Cetveller süper fikirmiş çok teşekkürler anlaşıldı bu iş kendi söküğünü dikmeden olmayacak. Daha çok soru sorup rahatsız etmeme izin verirseniz sevinirim.
 
@Shonage kendinizi Ekrem ustayı savunmak zorunda hissetmeyin çünkü benim bahsettiklerim tamamen kendi gördüklerimin sonucu. Düzensiz ve biz fanilerin işlerini pek önemsemiyor. Neyse siz tabii ki istediğiniz herşeyi forum üzerinden sorabilirsiniz, bu forumda iyi sorular asla cevapsız kalmaz.
 
Bu konu açılınca aklıma geldi. Geçenlerde suhr , vigier fabrikalarının videolarını izledim. Misal böyle bir gitar sahibi adam nasıl gitarı burada ustaya götürüyor merak ediyorum. Adamlar öyle ince hesaplamalar öyle güzel aletler kullanıyor ki. Örneğin perdelerin çakılması hesaplamaları milimetrik işçiliklerle teknikle yapılıyor.
Götürmeye kıyamazsınız, işlemi yaptığı anlar gözünüzün önüne geliyor, ya tornavida düşerse üstüne, ya çizilirse diye düşünüyorsunuz :D
Kendim yapıyorum bende, luthierler tam olarak istediğimi ayarlayamıyor çünkü tam olarak aktaramıyorum, ya bendlerden kaybediyorum ya tel yüksekliğinden, orta noktayı en iyi kişinin kendisi bilir aslında. Kaldı ki güvenmemek değil ustaya ama 5-6 defa tel değişitirip rahat ettiğiniz aralığı tutturana kadar ayarladığınızda, sap ayarı+entonasyon ustaya gitmesine gerek kalmadan halloluyor.

Fret değişim işi luthierlerde çok sancılı, plek makinası ile işlem gören gitarlara mümkün değil aynı hassaslıkta işlem yapmaları. Normal fretlerde ise gitarı satarken sorun çıkarır fretlerin değişmiş olması (başka bir yönü), millet olarak orjinalliği bozulmamış ürüne takıntılı olduğumuzdan, fret değişimi gitarın satılmamasına yol açabilir, verimliliği daha yüksek ve daha masraflı çelik çaktırmış olsanız bile. O yüzden küçük ayar işlerini öğrenin, çalmasanız bile gitarın tellerini 1-1.5 ayda değiştirin derim, luthier ücretiyle 2-3 paket tel alınabiliyor:p
 
Geri
Üst