The Revolters

peyote.jpg
 
sizi peyotede dinledim, bundan sonra bütün konserlerinizi kaçırmamaya çalışıcam. Farklı müziğinizle yükseliceğinize eminim .
 
The Revolters Rockhayat.com röportajı

Rockhayat.Com olarak röportaj serilerini sürdürüyoruz. Sıradaki konuğumuz ise diğerlerinden farklı olarak profesyonel değil, amatör bir grup : The Revolters. Kurulalı 1.5 sene olmasına rağmen İstanbul'un en fazla tanınan ve sevilen amatör rock gruplarından olan The Revolters ile sizin için bir röportaj gerçekleştirdik.


—Selam Revolters. Nasıl gidiyor? Öncelikle grup üyeleri olarak kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?

İyiyiz teşekkürler, her şey gayet yolunda... Serhat Erman (vokal/gitar,22 yaşında), Berkan Tomay (synth/gitar,20 yaşında),İbrahim Kent (bass,23 yaşında),Murat Şahin(davul,26 yaşında)

—Grubun isminin hikâyesinden bahseder misiniz?

Bir an akla gelip söylenen ve ardından tartışmasız kabul edilen bir isim oldu. Fonetik olarak güçlü tam istediğimiz gibi bir şeydi. Memnunuz.

—Henüz 2006’da kurulmuş bir grupsunuz. Grubun 1.5 senelik kısa bir geçmişinden söz etmeniz mümkün mü? Nereden esti de hadi toplanıp “indie” yapalım dediniz?

Tabi bu kısa zaman periyoduna göre oldukça dolu bir geçmişimiz oldu yaşıtımız diğer gruplara göre. Normalde gruplar ilk senelerinde bar programlarına yoğunlaşıp cover yaparlar ülkemizde sonra öyle kalırlar ya da şanslıları albüm yapar. Biz bar grubu olmadık hiçbir zaman, cover sadece bir uyum süreciydi, 2 ay cover çaldık sadece sonra kendi bestelerimize yoğunlaştık ve 50’nin üstünde şarkı yazdık. 70 küsür konser verdik, şehir dışı konserlerimiz oldu hala oluyor, ülke çapında dağıtım yapan büyük dergilerde röportajlarımız, tanıtım yazılarımız, EP kritiklerimiz, konser haberlerimiz çıktı, hala çıkmaya devam ediyor; televizyon programlarında, radyo programlarında yer aldık, Radyo Eksen’de ilk single'ımız çalındı ve böyle geçen bir 1,5 senenin ardından Avrupa piyasasına daha ağırlık vermeyi düşünüyoruz ki gündemde bir İtalya turnesi var.

Bu arada indie bir müzik tarzı değil yapılsın, indie bir kavram daha çok. Müzik tarzı kesinlikle değil. Piyasada böyle bir yanlış kanı var, indie müzik yapılmaz; indie bir grupsundur o kadar.

Tarzımız post punk/shoegaze daha çok.

—Revolters olarak bu kadar kısa bir geçmişe sahipken İstanbul’un en kaliteli mekânlarından Peyote, Bronx, Studio Live vs. yerlerde konser verebilmenin ve sadık bir kitleye hitap edebilmenin sırlarını nasıl açıklayabilirsiniz?

Bu saydığınız mekânların başında Peyote geliyor. Hepsinden önemlisi bizim için sahne alırken en çok zevk aldığımız ve seyircisinin bizi anladığını bildiğimiz ve iletişime çok rahat geçtiğimiz mekân Peyote. Orda gerçekten harika bir dinleyici kitlesi var.

Bronx grubun ilk kurulduğu aylarda çıktığımız yerdi, Studio Live’da da sanırız bir kaç konser vermiştik, post punk konseptli partilerde yine geçen sene.

Güzel yerlerde konser verebilme, hızlı adımlarla ilerleme, sadık bir kitle. Her şeyin anahtarı iyi, samimi, kaliteli müzik. İyi olduğun şeyi yapıyorsan zaten başarılı olursun.

—2007’de çıkan ilk EP albümünüz hakkında biraz bilgi verir misiniz?

5 şarkıdan oluşan, kayıt kalitesi pek memnun edici olmayan ilk kaydımızdı. Buna rağmen bizim yayılmamıza yardım eden bir kayıt oldu.

— EP albümün en dikkat çekici şarkısı ise şüphesiz Step By Step. Kişisel fikrime göre inanılmaz bir potansiyele sahip bir parça. Birkaç sağlam düzenlemeyle mükemmel bir besteye dönüşebilir. Sizin görüşleriniz nedir bu konuda?

İlk Ep’dede 2.Ep’dede olan bir şarkı. Farkı yeniden düzenlenip, profesyonel bir kayıtla tam bir single’a dönüşmesi. Zaten radyolarda çalan kayıtı da bu kayıt. En az Step by Step potansiyeline sahip çok daha güzel şarkılarımız var bence, Step ilk bestemiz olduğu için daha çok konserde yer verdik ve daha çok tanındı.

—Sanırım tüm besteleriniz İngilizce. Neden böyle bir tercihiniz var?

İngilizce, rock müziğin evrensel dili, bir gün Lou Reed Türkçe sözlü şarkı yazarsa bizde Türkçeye döneriz.

—Sahne performansınız çok övgü alıyor gerçekten de. Çok eğlendirdiğiniz söyleniyor.(şahsen izlemediğim için varsayım kullanıyorum yanlış anlaşılmasınJ ).Neye borçlusunuz sahnedeki enerjinizi?

Nasıl içimizden geliyorsa öle davranıyoruz sahnede, sonuçta müzik yapıyoruz.

—Albüm çalışmalarınız nasıl gidiyor? Bir röportajınızda albümünüzün Türkiye’de çıkmayacağına dair bir yazı okudum. Türk müzik piyasasından bu kadar çekinmenizi sağlayan şey nedir? Gerçekten kaliteli yapılacak olan bir işin bile bu piyasada tutunamayacağını düşünüyor musunuz?

2009 başında çıkar diye planlıyoruz. Daha erkende olabilir ama albüm işleri böyledir, 10 senedir çıkmayan albümler var. Biz de biraz fazla toleranslıyız zamana karşı. Türkiye’den çıkmama olasılığı fazla, büyük bir plak şirketini arkana almadan zaten rock albümü satılmayan bir ülkede bunu İngilizce yapmak pek akıl karı değil. Türk müzik piyasasından çekinmiyoruz, güzel bir piyasa haline gelebilir; çok yetenekli gruplar çok iyi müzikler var. Ama tanıtılan, pompalanan, dinleyicinin yöneldiği müzik bizce yanlış. Belli bir formüle oturtmuşlar götürmeye çalışıyorlar. Bizde bu formüle %100 tersiz. Uymaya çalışıp albüm çıkarmaya çalışan grupları gördükçe midemiz bulanıyor zaten yeterince.

Kalite göreceli bir kavram, İsmail YK dinleyen birinin bundan övündüğü bir ülkedeyiz.

—Herhangi bir yurt dışı projeniz mevcut mu şu anda?

Nisan ortasında bir İtalya turnesi ve yazın İngiltere turnesi projeler arasında. Yurtdışı festivaller içinde uğraşıyoruz her ne kadar albümlü grup olmadan imkânsıza yakın bir ihtimal olsa da.

—Grup olarak kimlerden etkileniyorsunuz, kimleri dinliyorsunuz?

The Killers grupça büyük hayranıyız. The Strokes, Babyshambles, Bloc Party, IAMX, Editors, Interpol vs...

—Sorularımız bu kadardı. Eklemek istediğiniz ekstra şeyler varsa alabiliriz. Teşekkürler…

Röportaj için çok teşekkürler...


Rockhayat.Com 2008 – Copyright ( İzin alınmadan veya kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır )
 
Geri
Üst