Nazım Hikmet

şiirlerini okudum....


sanatta sadece beş duyu organı kullanılarak anlaşılan şeyler yazan şairleri sevmiyorum... nazım hikmet beyde bu tanıma uygun yazıyor... daha derin olmalı şiir herkes anlamamalı... anlayanlar da farklı yorumlamalı...

nazım hikmet bir kalın kafalının da anlayabileceği şeyler yazmış...
 
Güzel şiirleri var, insanı gaza getiren falan şiirleri de var.Mavi Gözlü Dev iyidir mesela, Kuvayı Milliye falan onlar iyidir.

Lenin için yazdığı şiir gerçekten kötüdür.(siyasi açıdan değil, sırf yazmış olmak için yazmış bence onları; sanatsal olarak pek değeri yok bana göre)

Ama mükemmel bir şair de diyemem.Bence şiirleri çok yüzeysel.Tabi bu benim açımdan böyle, daha gündelik şiirlerden hoşlananların daha fazla hoşuna gidebilir.

Ben kendi adıma Attila İlhan, Cemal Süreya gibi şairleri daha iyi buluyorum.
 
vakit hızla ilerliyor…gece yarılarına yaklaşıyoruz
ayrılık masanın üstündeydi…
kahve bardağınla limonatamın arasında
onu oraya sen koydun…

ayrılık
bir taş kuyunun dibindeki suydu
bakıyorum eğilip
bir koca kişi gülümsüyor bir buluta belli belirsiz

sesleniyorum…
seni yitirmiş geri dönüyor sesimin yankıları...

ayrılık masanın üstündeydi cigara paketinde
gözlüklü garson getirdi onu ama sen ısmarladın…
kıvrılan bir dumandı gözlerinin içinde
ve hoşçakal demeye hazır olan avucunda…
ayrılık masanın üstünde dirseğini dayadığın yerdeydi…
.......
.......
 
SENİ DÜŞÜNMEK

Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.



ne kadar güzel söylemiş nazım :( bu şiir neler de hatırlatıyordur umarım içinizden birilerine...
 
Ran

Öptü;
Bunlar kainat gibi gerçek dudaklardır, dedi..
Saçlarından uçuşan ıtır değil,bahardır ,dedi..
İster gözlerimde seyret,ister gökyüzünde;
Körler görmesede yıldızlar vardır, dedi..
 
BİR AYRILIŞ HİKAYESİ
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya...
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
Ve ben artık
biliyorum:
Toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
Sen
yürümelisin,
beni bırakarak...
Kadın sustu.
SARILDILAR
Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...
AYRILDILAR...


N.Hikmet
 
Onu en iyi kendisi anlatır olsa gerek.

Ben bir insan,
ben bir Türk şairi Nâzım HİKMET
ben tepeden tırnağa insan
tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibaret...

Ben hem kendimden bahseden şiirler yazmak istiyorum,
hem bir tek insana, hem milyonlara seslenen şiirler.

Hem bir tek elmadan, hem süpürülen topraktan, hem
zindandan dönen insan ruhundan, hem kitlelerin
daha güzel günler için savaşından, hem bir tek
insanın sevda kederlerinden bahseden şiirler yazmak
istiyorum, hem ölüm korkusundan, hem ölümden korkmamaktan
bahseden şiirler yazmak istiyorum.

Nâzım HİKMET

Gerçek şair kendi aşkı, kendi mutluluğu ve acılarıyla uğraşmaz. Onun şiirlerinde halkının nabzı atmalıdır... Şair başarılı olmak için, yapıtlarında maddi yaşamı aydınlatmak zorundadır.
Gerçek yaşamdan kaçan ve onunla bağıntısız konuları işleyen kimse, saman gibi anlamsızca yanmaya yargılıdır.

Nâzım HİKMET
 
ustanın şiirlerinin belki de yüzeysel görünmesinin sebebi materyalist olmasıdır.ama bence en çekici kılan tarafı da bu.siyasal savaşımıyla bütünleşmiş bir simgedir nazım hikmet.yoluna baş koymuş, sevdalı...
nazım hikmet in bişileri yazmış olmak için yazmasına katılmıyorum.o, her şiirinde toplumsal bir kaygı gütmüştür, sanatını seçkin burjuvazi için değil, halk için yapmıştır.belki de "herkesin anlamamasının" sebebi budur.
nazım hikmet, bize şiirlerinin ötesinde, sanatın nasıl yapılacağını göstermiştir.bize sanatın ne olursa olsun düşüncelerimi ve duygularımızı anlatmak için bi araç olduğunu, bunun para için yapılamayacağını kanıtlamış, bu uğurda sürülmüştür...belki çok ii bir şair değildi, ama en iyi şaire bile, bir sanatçının nasıl olması gerektiğini gösterdiği düşüncesindeyim.bilmem katılıyor musunuz???
 
türkiyenin gelmiş geçmiş en iyi şairidir bana göre, vatandaşlıktan çıkarılması bence deniz gezmiş'lerin idamı, sivas katliamı gibi, alnımısa sürülmüş kara bi lekedir, ayrıca kendi sesinden okuduu şiirleri olan bi cd hediye etmişti arkadaşım, dinler dinler kendimden geçerim hala...
 
deathwish son cümlene katılıyorum tabi ki.Nitekim Attila İlhan'ın (ki şiirlerini çok severim) "Duvar" kitabının arkasında Nazım Hikmet'in Attila İlhan'ı öven sözleri yer almaktadır.
 
nazım

ben onun daha cok sıyası kısılıgıyle ılgılı bı kıtap okumustum...ve orda tkp nın savunucularından bırı oldugunu fakat rusya ve turkıye dekı bı kackısının onu cok fazla yıprattıgını,ajan dıye bıle ustune ıftıra attıklarını bılıyorum...Coook uzundu kıtap tabıı ama omrunu koydugu yerden buyuk bı kazık yedıgıde goz ardı edılemez...
 
Nâzım Hikmet şiirleri ile Türk şiirinde devrim yapmıştır. Siyasi hayatı açısından güvendiği dağlara kar yağmış bir kişi olduğunu düşünüyorum. Malum Nazım ın dayanak aldığı Marx Asya Tipi Üretim Tarzı(A.T.Ü.T) düşüncesi ile batının doğuyu sömürmesine ön ayak olacak düşünce yapısını hazırlamıştır. S.S.C.B. de bir çok ödül almıştır. Kurtuluş Savaşı döneminde yaptığı şeylerle ilgili hakkında yazılan kitaplardan toplanmış şöyle bir yazı okumuş ve arşivlemiştim zamanında. => http://www.geocities.com/serhanrulez/belgeler/nazim.txt En sevdiğim şiiri Kuvayi Milliye Destanı` nın şu bölümüdür;

"dörtnala gelip uzak asya'dan
akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim.

bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.

kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim...

yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim..."
 
beyefendi demiş ki:
şiirlerini okudum....


sanatta sadece beş duyu organı kullanılarak anlaşılan şeyler yazan şairleri sevmiyorum... nazım hikmet beyde bu tanıma uygun yazıyor... daha derin olmalı şiir herkes anlamamalı... anlayanlar da farklı yorumlamalı...

nazım hikmet bir kalın kafalının da anlayabileceği şeyler yazmış...

şiir zaten anlaşılmalı adam seviyorum demiş ille de seviyorum. ama anlayana ve şiiri sevene şiir dediğin duygudur zaten somutla soyutun birleşmesidir. kimse anlamazsa halk şairi olamazsın zaten adam burjuva'ya yazmamış halka yazmış çünük o da halk ve sürgün edilmiş vatan haini ilan edilmiş vatan hainleri tarafından
 
firty

necip fazıl için halk adamı olma konusunda ki yorumlarını bi alayım sonra soğukkanlı bir teşhis yapıp yapmadığın kanısına varayım...


sence necip fazıl kısaküreğin şiirleri halk tarafından benimsenmiş mi?

vereceğin cevaba göre seninle tartışacağım...ayrıca vatan hainliği konusuna girmeden.
 
Aşağıdaki şiir 1951 de yazılmış. Yani partiyle sorunlar yaşadıktan yıllar sonra yazılmış. Nazım'ın TKP'yle olan sorunları sadece ve sadece TKP lileri ilgilendirir. Çünkü Nazım hiçbir zaman TKP'yi şikayet etmemiştir. Partiden uzaklaştırıldığında bile ''muhalif TKP'' yi kurmuştur.

Türkiye Komünist Partisi.
T.K.P'em benim,
seni düşünüyorum.
Sen dünümüz, bugünümüz, yarınımızsın,
en büyük ustalığımız,
en ince hünerimizsin.
sen aklımız, yüreğimiz ve yumruğumuzsun.
Dünyada bir anılır şanlı soyun var:
sen küçük kardeşisin V.K.P.(B)nin.
Sen bana bugün
mübarek alnındaki yara yerinle
ve işçi bileklerinde zincir izleriyle göründün,
yürüyorsun dimdik, pırıl pırıl.
Ömrümde yalnız seninle
ve senin safında olmakla övündüm.
 
beyefendi demiş ki:
firty

necip fazıl için halk adamı olma konusunda ki yorumlarını bi alayım sonra soğukkanlı bir teşhis yapıp yapmadığın kanısına varayım...


sence necip fazıl kısaküreğin şiirleri halk tarafından benimsenmiş mi?

vereceğin cevaba göre seninle tartışacağım...ayrıca vatan hainliği konusuna girmeden.

necip fazılın bir yobaz olduğunu burada bir arkadaşta belirtmiş yani önce tarafından olduğun adamın hayat görüşünü benimsiyorsun sonra yazıyorsun

nazım hikmet "ezilen halk" tarafından benimsenmiş necip "yobaz"
sen zaten o taraftaysan nazım'la işin ne önce git kendi yobaz alemine

vatan hainliği konusuna girmezsen nazım'ın yaşadıklarını anlayamazsın
dünya'yı tanıyamazsın
zaten sizin gibi oraya girme burayı karıştırmacıların yüzünden bu ülke buraya geldi

nazım vatan haini ilan eden Adnan menderes değil midir?
peki bu aynı adam amerikanın isteği doğrultusunda KÖY ENSTİTÜ'lerini kapatarak anadolunun gelişmesini önlememiş midir
hangi vatan hainliğinden bahsediyoruz
önce düşüncelerini biçimlendir tarihi öğren sonra bana cevap yaz
iyi günler :!:
 
Geri
Üst