Sitede Kedi Beslenmesi

Arkadaşlar ne yalan söyleyeyim, 2. sayfadan sonra tartışmaya döndüğünden kalanını okumadım.

Fakat bu konuda Yargıtay 18. Hukuk Dairesi' nin 11.09.2014 tarihli, 2014/6465 E., 2014/12547 K. sayılı bir ilamı var. Oldukça uzun ve ders gibi bir ilam. Kısaca; "yönetim planları gerek mahkeme kararları gerek yargıtay içtihatlarında genellikle esas olarak alınıyor olsa da, kat maliklerinin üzerinde müzakere edip kabul ettiği bir metin değil genellikle müteahhitin tek taraflı olarak düzenlediği bir metindir. Buna rağmen yönetim planı kat malikleri için hukuksal bağlayıcılığı olan ve "sözleşme" niteliğinde bir belgedir" diyor ve devam ediyor:

"-Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi,
-Anayasanın 90/son maddesi uyarınca kanun hükmünde olan Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi,
-5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu,
Hükümlerine göre hayvanın hak sahibi bir varlık olduğu,
Taraflarca sözleşmeler düzenlenir iken hayvanın kişilik haklarını ihlal eden düzenlemeler yapılamayacağı,
Sözleşme hükmünde bulunan Yönetim Planı'nın da benzer şekilde, hayvanın kişilik haklarına ve yasaya aykırı düzenlemeler içeremeyeceği,
Yönetim planında, hayvanın kişilik haklarına ve yasaya aykırı düzenlemeler bulunması halinde, bu düzenlemelerin Borçlar Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca mahkememizce res'en hükümsüz kabul edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

Evcil hayvanın çevreye hiçbir rahatsızlık vermemesine rağmen, sırf insanlar tarafından yapılan Yönetim Planı uyarınca evden uzaklaştırılması, onun kişilik haklarına aykırılık teşkil edecek niteliktedir. Yönetim planındaki evcil hayvan beslenemez şeklindeki ibarenin Borçlar Kanunu'Nun 27/1. maddesi uyarınca hükümsüz kabul edilebileceği ve yönetim planındaki ilgili ibarenin düzenlenmesi gerektiği, Sonuçta çevreye rahatsızlık verdiği ispat edilemeyen davaya konu köpeğin, evden uzaklaştırılması isteminin reddi gerekmiştir."


Evin evcil hayvanın yeri olduğu, yönetim planındaki yasağın hayvan haklarını ihlal ettiği ve bu yasağın kanun, KHK, ve uluslararası anlaşmalara aykırılığı nedeniyle hükümsüz kabul edilebileceğinden bahisle davayı reddetmiştir.

Biraz uzun ve karışık oldu ancak affola, konuya ilgisi olan ilamı okuyabilir ders kitabı niyetine.
 
2 tane kedim var. Adam uyuzluk yapmis. Yani daja cok sey soylerdimde neyse. Uzuldum senin adina. Malesef kurallar hicbir zaman hayvanlari dusunerek koyulmadi.
 
Şu saçma kanunlara malesef biat ediyoruz ama bu beğendiğimiz, kabul ettiğimiz anlamına gelmiyor değil mi ?

Ama görüyorum da en absürt maddelerin saçmalığı ben burdayım diye bas bas bağırıyorken bazıları sırf biat ettiği için kabul de ediyor.
Demokraside çoğunluğu kabul etmek vardır doğrudur. Fakat bu çoğunluğun doğru olduğu anlamına gelmiyor. Ve sistemin çarkı hatalı dönüyor.
Misal; komşuların toplanıp hayvan istememesi, Sözde ''demokrat''ların toplanıp idam istemesi, Romalı yahudilerin İsa Peygamberi çarmıha germesini istemesi... gibi gibi

Bunun içindir ki demokraside her şey kanun olabilir ama her konun doğru değildir. Kalkıpta forumda demokrasi demagojisi yapılıp, hayvan hakları saf dışı bırakılmasın. Sonuçta hayvan dediğiniz şey bir eşya değil akrabaya bırakılabilecek. Bir CANLIDIR!

Ayrıca anlamadığım bir olay daha var ki..;

Neden çoğunluğa kafa tutmak hele ki çoğunluk gayet haklı iken ve gayet vicdani bir durumdayken böylesine moda oldu ?

Çok mu nietzsche okudunuz da toplumun ahlak ve vicdan yapısını değiştirmeye çalışıyorsunuz? Ya da ben çok mu bilgiliyim entellektüelim havası vermek istiyorsunuz ?

Kaldı ki toplum ahlakı ve vicdani değerlerin yanlış olduğunu kabul edelim. Ee peki ya her insanın içinde olan iyi-kötü değerleri? Yarın yönetmelikte var diye komşunuzun hayvanını biçare bir şekilde sokağa atınca kendinizi nasıl hissedeceksiniz? Vicdanınız rahat olacak mı?

Muhafazar, Şeriatçı, Anarşist, Komünist, Fetöcü ve bilimum bişeycilerden değilim. Van Halenci belki..
 
Bana söylüyorsunuz sanırım. Öncelikle sözlerime şöyle başlayayım. Benim yazdıklarımı yazma amacım başta okudum bazı insanları, hayvanlardan daha aşağılık gören kişilerdir. Onlara sinirlenerek başladım. İkinci olarak ise bu konuda çok fazla bilgi kirliliği oluştu. Örnek dava veren arkadaşın başka bir yerden alıntıladığım yargısal uygulamalar başlıklı "Şu ana kadar genel kabul görmüş ve yerleşmiş yargısal uygulamalara göre;
Yönetim planında, bağımsız bölümlerde evcil hayvan bakılması yasaklanmış ise, yönetim planının bağlayıcılığı karşısında, evcil hayvanın çevreye rahatsızlık verip vermediğine bakılmaksızın, yönetim planına aykırı olarak bakılan evcil hayvanın bağımsız bölümden uzaklaştırılmasına karar verilmektedir.
Yönetim planı evcil hayvan bakılması konusunda bir düzenleme içermiyor ise bu durumda sorun 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’Nun 18. maddesinde düzenlenen kat maliklerinin ‘’birbirini rahatsız etmek’’ yükümlülüğü ve Türk Medeni Kanunu’nun 737. maddesinde düzenlenen taşınmaz malikinin ‘’Komşusuna zarar verecek davranışlardan kaçınma’’ yükümlülüğü kapsamında değerlendirilmiştir.
Bu durumda evcil hayvanın diğer diğer kat maliklerine ve cevreye,
-saldırgan davranarak kişisel güvenliği ve huzuru bozmak
-Havlayarak veya başka şekillerde gürültü yaparak gürültü kirliliği yaratmak,
- Dışkılamak, kıl dökmek vs. şekilde çevreyi kirletmek,
-Ve sair şekillerde çevreye rahatsızlık vermek.
Şeklinde rahatsızlık verip vermediği araştırılmakta, verilen rahatsızlık ‘’birbirini rahatsız etmemek’’ yükümlülüğünün ihlali boyutlarına ulaşmış ise evcil hayvanın evden uzaklaştırılmasına karar verilmektedir.
Yönetim planında açıkça yasaklanmış değil ise ve çevreye rahatsızlık vermiyor ise evden uzaklaştırma taleplerinin reddine karar verilmektedir." yazısına ters düşmesi bana şunu anlatıyor.

Anlaşılan o ki kanun koyucu, bu konu ile ilgili kesin bir kanun koymamış ve davayı hakim takdirine bırakmıştır.


Kendimi ifade etmek amacıyla, ben burada daha kim olduğum bile belli değilken neden sizlere şöyle böyle gözükme çabası içinde olayım? Bu kanunların konmasının sebebi kısaca yukarıda alıntıladığım maddelerde verilmiştir. Müstakil bir ev olmadıkça bunların olması çok doğal şeylerdir.
Neyse öyle ya da böyle sonuç olarak banane. Ben burada kimseyi ezmeye küçümsemeye falan çalışmadım. Tartışmanın amacı bir sonuca varmaktır ben bu şekilde başladım fakat kimse benimle bir sonuca bir ara yolda buluşmak istemiyor. Sen kötüsün! Her yorumunuz bana bunu söylüyor. Ben burada tanımadığı insanları aşağılayanlara karşı tepkimi göstermek ve bildiğim doğruları uyulması gereken kuralları sizinle paylaşmak istedim. Ayrıca bunun Hz. İsa'nın çarmıha gerilmesiyle bir alakası yok. Ben köpeğimi sahiplenmeden önce oradaki görevlinin talimatı üzerine bütün apartmandan imza topladım. Gene kendi kendime uzatıyorum.

Kime saygısızlık yaptıysam özür dilerim. Tepkimi koyduğum kişiler hariç. Bundan sonra konunun takibini de bırakıyorum. Beni dahil etmeden konuşursanız sevinirim.

Edit: İslamdan dem vurmayıda hiç anlamadım. Ben politikacı mıyım, ticaretçi miyim? Forumun başkanı mı olucam İslamı kullanarak haklı olmaya çalışıyım. Bildiklerimi yazdım.
 
Son düzenleme:
Müzikle uğraşıyoruz ve diğer insanları rahatsız etmemesine rağmen ( kedi beslemek gibi ) bazı yasakları savunuyoruz, öyle mi ?
Arkadaş, ben bunu hiç anlayamıyacağım ve anlamıyacağım da!

IMG_089020130721113509(1).jpg
 
@gretschci size "sen kötüsün" dediğim yok. Bu benim konu üzerine görüşüm çünkü şu an konu kedinin apartman sakinleriyle olan durumundan başka yerlere saptı ve siz dahil bir kaç arkadaş a ve b tarafından b tarafını seçtiniz. Fakat bu sizi kötü yapmaz. Eleştirilmeyecek biri de yapmaz. Ben eleştirdim ama kötüsün anlamında değil. Her eleştiri kötü niyetle yazılmadıysa yapıcı olma amaçlıdır. Kırıcı olma değil. Sözlerime darılmayın lütfen. Hz. İsa da demokrasinin tam olarak doğru olmadığıyla ilgili ortaya sunduğum herhangi bir kanıttan biriydi.

İyi geceler
 
Aslında başta yazmak istedim, sonra vazgeçtim. Kedi köpek sevmeyen,hassasiyet duymayan ya da nötr olan biri, bunu gelip bu kadar hassas adamın toplaştığı bir başlığa yazmasa daha güzel olur sanki. Tamam, herkes sevmesin, sıkıntı yok. Kimse de "yok illa sevsin" demiyor anladığım kadarıyla.

Ben hayvan beslemiyorum. Ben hayvanı değil bir canlıyı evlat olarak sokaktan evime alıp,yaşamıma dahil edip, onunla, ona göre yaşıyorum. Burada bir ayrım var. Beslemek çok yavan bir kavram. O yüzden karşı tarafa da basit aksettiriyor olayı. Benim kedim, benim evladım gibidir. Buna karşı çıkan arkadaşlarım da var, "yok abi al içine sok bak seveceksin" muhakkak demiyorum. Ama ortak vakit geçirdiğimiz bir yerde de bu "hayvan hakları ne saçma", "işte falanca ülkede yiyorlarmış" falan gibi saçma sohbetler etmiyorlar. Karşılıklı bir hassasiyet durumu var, kimse o çemberden diğerine atlamıyor. Bu da biraz "her konuda fikrimiz var"dan çok, "her konuda fikrimiz var ama, herkesin yaşam tarzına da saygımız var"a giriyor.

E şimdi burada mevzu kedi değil de, bir trafik kazası,bir kavga, bir olaydan dolayı yakını yaralanan ya da hayatını kaybeden bir arkadaşımızın mağduriyeti olsaydı ve kanun ona karşı dursaydı, "e birader kanun böyle diyor, baban öldüyse bir bardak soğuk su içeceksin,kemer taksaymış o da" mı diyeceğiz? Ne ara bu kadar vicdansız olduk? Her kanuna uyuyor muyuz? Bunun etiği yok mu? Ya da kendi başımıza geldiğinde ne diyeceğiz? "Ya ama işte, kandırıldım!" falan mı diyeceğiz? Ki kanunun ne demek olduğunu, yazıyorsa uygulanması gerektiğini bir kişinin daha hatırlatması gerektiğini sanmıyorum. Zira herkes biliyordur. Bir kez daha söylemek, biraz daha kaşır mevzuyu.

Sevilmemesine hiç bir itirazım yok. Nelerden nasibini almıştır,almamıştır o beni değil beraberinde yaşadığı insanları ilgilendirir. Ama gelip burada bir evlat, bir canlı hakkında ahkam kesiyorsanız, yanıtını sert bir şekilde almanız kadar tabii bir şey olamaz. Herkesin hassası,kutsalı farklı. Bunları yadırgamak asıl yadırganması gereken şey.

İki tarafı da kucaklar bir şeyler yazmaya çalıştım, kimseye gıcık değilim, kimseyi övmedim,yermedim, şurada bir avuç insan sosyalleşip gidiyoruz, böyle böyle öğreneceğiz birbirimize saygı duymayı.

Ha bir de, şaka olsun diye arkadaşının makatına kompresörle hava veren insanları garipsemiyorum ben. Ya da gidip "bence yanlış makattan vermemeniz lazım" falan demiyorum. Benim almadığım bir zevki buluyorlar muhakkak. (Havayı vermişim de randıman alamamışım gibi oldu gerçi) , (Vermedim)

Burada şu tarihi açıklamayı bir kez daha hatırlatmak isterim. -Herkesin hayatına kimse karışamaz.-
 
@blueorangeflames eline sağlık, konu ilk açıldığında benim de aklıma bu karar gelmişti. Vakit darlığından arayıp bulup buraya koyamadım.

İhtiyacınız olan karar budur, kapalı zümrelerde alınan kararlar, kanunlardan ve yargıdan üstün değildir.

Sayın @Mehmet_Perdeci , benim naçizane önerim hiç canınızı sıkmamak ve gerek yöneticinin, gerekse diğer site "sakinlerinin" tehditlerine aldırış etmeyin. Yukarıdaki kararı ve dosya numarasının olduğu çıktıları (Sitede bulunan kapalı balkon fotoğrafları, duvarlardan çıkan klimalar, varsa dışarıdan giden telefon/elektrik kabloları, evlere katılan ortak alanlar, havuzdaki durumlar vs. bunların fotoğraflarıyla birlikte) kendilerine "Buyrun, dilerseniz dava açın, site yönetmeliğine aykırı olan tüm kanıtları da sizin için topladım" diyerek elden verin. En kolay çözüm bu olacak gibi görünüyor. Sadece sakin olmak, sinirlenmemek lazım.

Genele de ricam lütfen bu konuya da din karıştırmayalım. Herkes kendi içinde ne yaşadığını bilir, buraya yazıldıkça deşilecek çok malzeme çıkıyor, (gereksiz) tartışma (gereksiz) yerlere çekilmesin lütfen.

Sevgiler&Saygılar.
 
Eskiden bulunduğum sitenin yönetmeliğine göre balık beslemek yasaktı.Bir yolu olmalı peşini bırakmayın gerekirse çıkışın malesef orman kurallarını uyuglamak gerekiyor ayılarla karşılaşınca ve gerçekten işe yarıyor.
@blueorangeflames eline sağlık, konu ilk açıldığında benim de aklıma bu karar gelmişti. Vakit darlığından arayıp bulup buraya koyamadım.

İhtiyacınız olan karar budur, kapalı zümrelerde alınan kararlar, kanunlardan ve yargıdan üstün değildir.

Sayın @Mehmet_Perdeci , benim naçizane önerim hiç canınızı sıkmamak ve gerek yöneticinin, gerekse diğer site "sakinlerinin" tehditlerine aldırış etmeyin. Yukarıdaki kararı ve dosya numarasının olduğu çıktıları (Sitede bulunan kapalı balkon fotoğrafları, duvarlardan çıkan klimalar, varsa dışarıdan giden telefon/elektrik kabloları, evlere katılan ortak alanlar, havuzdaki durumlar vs. bunların fotoğraflarıyla birlikte) kendilerine "Buyrun, dilerseniz dava açın, site yönetmeliğine aykırı olan tüm kanıtları da sizin için topladım" diyerek elden verin. En kolay çözüm bu olacak gibi görünüyor. Sadece sakin olmak, sinirlenmemek lazım.

Genele de ricam lütfen bu konuya da din karıştırmayalım. Herkes kendi içinde ne yaşadığını bilir, buraya yazıldıkça deşilecek çok malzeme çıkıyor, (gereksiz) tartışma (gereksiz) yerlere çekilmesin lütfen.

Sevgiler&Saygılar.

Katılıyorum azizim...
Ben kedilere bayılırım, köpekleri de çok severim... İnsanlar daha zor ama vazgeçilmezdirler benim için, onları da çok severim...
Kediyle büyüdüm, ve 3 yıl kadar önce çok sevdiğimiz kedimiz öldü, sanki aileden birini kaybetmiş kadar üzüldük...
2 adet de köpeğimiz vardı...
Tartışmanın ortak platformda yapılmasına ve bu minvalde kalmaya özen gösterilmesinin kafa karışıklığını ve yanlış anlamaları önleyeceğini düşünüyorum.
Şöyle ki :
- din,
- futbol takımları,
- siyasal parti ve görüşleri gibi sübjektif değerler tartışmayı -ilgisiz ve farklı değer yargılarını içerdiklerinden- zorlaştıracaklardır.
Bu arada, çok da gerekli olmayacak şekilde yaratılan ikilemlerin birbirimizi anlamayı zorlaştırdığını düşünüyorum...
Örnek olarak, hayvanı sevmeyen insanı sevmez ; önce insan, hayvan olmasa da olur..vb.
Genellemeler hatalı olabilirler mantıksal açıdan, ya da ait oldukları doğru / gerçekleri tam olarak ifade edemeyebilirler...
Kişi, alerjileri veya korkuları dolayısıyla hayvanlara tereddütlü yaklaşabilir ve sevmemeyi de seçebilir, saygı göstermek gerek...
Ancak, o kişinin de hayvanseverlere ve hayvanlarının yaşam hak ve ortamlarına karşı anlayışlı olması sosyal hayatın gereği değil mi?
Bu arada, hayvan sahibinin de @hackeiommi nin dediği gibi kendi sorumluluk ve görevlerini üstlenmesi gerekiyor tabii ki...
Önemli olanın, kendimize, karşımızdakine -hayvan veya insan olmak üzere- yaşam şartlarına saygı göstermek olduğunu düşünüyorum...
Tüm canlıların beraberce paylaştığı bir dünyada yaşıyoruz ve can kutsaldır.
Canların sahiplerine göre değer biçilmesi ne kadar insancıl veya evrensel olabilir, öyle değil mi?
Sevgiyle kalın kardeşlerim.:)
 
@Grundar ,şu arkadaşın - @hackeiommi - avatar resminden kendini ele verdiği üzere ibu sitede kedi beslediğini düşünüyorum, lütfen gerekli işlemleri başlatalım.

Hmmm, haklısın sevgili @antbalci ben de sayende dikkat ettim :eek:...Kendisini burada, bir açıklama bekliyoruz :coffee:...

Evet, az buz değil @hackeiommi de tam 3 tane var... Ve hepsi de çok güzeller üstelik...

Buyrun benim.

Şu sivri kulaklı, pufidik ve tüylü yaratıkları sevmek kadar normal bir şey olabilir mi?

İtirazı olanı apartmanın bodrumuna alayım.

IMG_0970.JPG
IMG_0973.JPG
IMG_0980.JPG
 
Geri
Üst