Turkrock Başkanlığa Ne Diyor? ( Anket )

Turkrock başkanlığa ne diyor?

  • Evet

    Oylar: 22 5.6%
  • Hayır

    Oylar: 357 91.1%
  • Fikrim yok

    Oylar: 13 3.3%

  • Toplam oy veren
    392
Valla ısrarcı olursan senin hatırına EVET oyu veririm. 51 yaşındayım, çocuğum yok, ikinci pasaportum var ... anlatabiliyorum umarım.

Israrcı olmam sizi ikna etmek adına olurdu. Ama benim hatırıma evet oyunu kabul edemem. Benim düşünceme ters düşecek olsa dahi hür iradenizi, aklınıza yatanı değerli bulurum. İkna edemediysem de benim yöntemim ya da düşüncem kusurludur. Çünkü sizin eğitiminize ve birikiminize şuana kadar yaptığınız konuşmalardan dolayı güveniyorum. "Evet" kısmını baskıyla vurguluyorum çünkü karşıt fikirlerin çatışmasını istiyorum. İçindeki enerjiyi açığa çıkaralım, temel parçacıklarına inelim.

Katkınız için teşekkür ederim. Sıkıntı bence aydınlarda değil, toplumda. Toplum bir anda aydınlanmayacak elbette. Sanatçısını bilim insanını kucaklayacak. O kıvama gelmeleri lazım. Biz hala inanç meselesi ile Hypatia'larımızı taşlayıp öldürüyoruz.
Evet ya da hayır desem bu hayatın hep vicdan azabını çekeceğim. Bekir Coşkun'un bugün yayımlanan yazısı ağlattı. Psikolojim o derece yere girdi. Sorunuzun özüne dönecek olursak sanırım evet desem vicdanım rahat olur. Sokaktan yine sinirlerimi kaldırmadan odama dönebildim. Ama işte o "sanırım" ın yarattığı şüphe belki de beni "evet"ten geri çevirecek.

@barrios "başka çaremiz yok". Evet insanlar bu acınası düşünceyle koyun gibi uçuruma sürüklendi. Bıyığına sesine şiir okuyuşuna yalanlarına kanıp gittiler. Ama ben karşı taraftan çözüm istiyorum. Hala çözüm yok. Benim çözümüm ise toplumu tetikleyecek sınırlara doğru zorlamak. X partisi geldi dolandırdı, rüşvet yedi, kandırdı. Y partisi geldi aynısını yaptı. Şu andakiler harbi bu pisliğin hakkını verdi. Çaresizliğinizden çare çıkmadığını bildiğinize göre, çare önerebilir misiniz?
Elbette bunlar bizi kurtarmayacak ama önerilerinizi, düşüncelerinizi duymak istiyorum. Belki bana karşı bir "hayır" işlemiş olursunuz. "Sen de kimsin kardeşim bas git" düşüncesine de saygı duyarım. Gerçekten ben neyim ki...

@xenrunner Milletvekili eğitiminden bahsetti. İlginç bir nokta. Zehir gibi zeki, donanımlı insanlarla çalışıyorum. Milletvekili olan bazı kişilerde bu sınıfa girer eminim. Ancak yalan söylüyorlar, "cheap shot" numaralar yapıyorlar. Kendi çıkarları için sistemin kurallarını yıkıyorlar ve yaptıkları hatanın bedelini ödemiyorlar. 25+ yaşı bu kadar ciddi karakter sorununa karşı nasıl eğitiriz? Bunu nasıl sınarız? Bu eğitime ailede başlatsak? Ama aile kusurluysa bu kısır döngüden nasıl çıkarız? Çocuklar acaba aile büyüklerinin hatalarında ders çıkardığı zaman mı? Dogmalarını yıkabilirler mi?

Çoğunuzu belki de sıktım. Tartışmaya vaktini ayıranlara teşekkür ederim.
 
Israrcı olmam sizi ikna etmek adına olurdu. Ama benim hatırıma evet oyunu kabul edemem. Benim düşünceme ters düşecek olsa dahi hür iradenizi, aklınıza yatanı değerli bulurum. İkna edemediysem de benim yöntemim ya da düşüncem kusurludur. Çünkü sizin eğitiminize ve birikiminize şuana kadar yaptığınız konuşmalardan dolayı güveniyorum. "Evet" kısmını baskıyla vurguluyorum çünkü karşıt fikirlerin çatışmasını istiyorum. İçindeki enerjiyi açığa çıkaralım, temel parçacıklarına inelim.

Katkınız için teşekkür ederim. Sıkıntı bence aydınlarda değil, toplumda. Toplum bir anda aydınlanmayacak elbette. Sanatçısını bilim insanını kucaklayacak. O kıvama gelmeleri lazım. Biz hala inanç meselesi ile Hypatia'larımızı taşlayıp öldürüyoruz.
Evet ya da hayır desem bu hayatın hep vicdan azabını çekeceğim. Bekir Coşkun'un bugün yayımlanan yazısı ağlattı. Psikolojim o derece yere girdi. Sorunuzun özüne dönecek olursak sanırım evet desem vicdanım rahat olur. Sokaktan yine sinirlerimi kaldırmadan odama dönebildim. Ama işte o "sanırım" ın yarattığı şüphe belki de beni "evet"ten geri çevirecek.

@barrios "başka çaremiz yok". Evet insanlar bu acınası düşünceyle koyun gibi uçuruma sürüklendi. Bıyığına sesine şiir okuyuşuna yalanlarına kanıp gittiler. Ama ben karşı taraftan çözüm istiyorum. Hala çözüm yok. Benim çözümüm ise toplumu tetikleyecek sınırlara doğru zorlamak. X partisi geldi dolandırdı, rüşvet yedi, kandırdı. Y partisi geldi aynısını yaptı. Şu andakiler harbi bu pisliğin hakkını verdi. Çaresizliğinizden çare çıkmadığını bildiğinize göre, çare önerebilir misiniz?
Elbette bunlar bizi kurtarmayacak ama önerilerinizi, düşüncelerinizi duymak istiyorum. Belki bana karşı bir "hayır" işlemiş olursunuz. "Sen de kimsin kardeşim bas git" düşüncesine de saygı duyarım. Gerçekten ben neyim ki...

@xenrunner Milletvekili eğitiminden bahsetti. İlginç bir nokta. Zehir gibi zeki, donanımlı insanlarla çalışıyorum. Milletvekili olan bazı kişilerde bu sınıfa girer eminim. Ancak yalan söylüyorlar, "cheap shot" numaralar yapıyorlar. Kendi çıkarları için sistemin kurallarını yıkıyorlar ve yaptıkları hatanın bedelini ödemiyorlar. 25+ yaşı bu kadar ciddi karakter sorununa karşı nasıl eğitiriz? Bunu nasıl sınarız? Bu eğitime ailede başlatsak? Ama aile kusurluysa bu kısır döngüden nasıl çıkarız? Çocuklar acaba aile büyüklerinin hatalarında ders çıkardığı zaman mı? Dogmalarını yıkabilirler mi?

Çoğunuzu belki de sıktım. Tartışmaya vaktini ayıranlara teşekkür ederim.

Şu an mesaide olduğum için yazamayacağım ama akşam uzun bir cevap yazmak istiyorum buna hocam :)
 
Ekonomimiz ve adalet sistemimiz mükemmel olsa başkanlık çokta kötü bir sistem değil ancak bu bir başkanlık sistemi bile değil ordan burdan yamayarak Yeni bir şey oluşturulmuş yani ankete 4. Bir seçenek eklenmeli
-akp nin başkanlığına evet
-başkanlığa evet
-Hayır ve fikrim Yok şeklinde
bu sisteme hayır ancak mantıklı bir anayasa düzenlenebilirse elbette evet denebilir.
 
Israrcı olmam sizi ikna etmek adına olurdu. Ama benim hatırıma evet oyunu kabul edemem. Benim düşünceme ters düşecek olsa dahi hür iradenizi, aklınıza yatanı değerli bulurum. İkna edemediysem de benim yöntemim ya da düşüncem kusurludur. Çünkü sizin eğitiminize ve birikiminize şuana kadar yaptığınız konuşmalardan dolayı güveniyorum. "Evet" kısmını baskıyla vurguluyorum çünkü karşıt fikirlerin çatışmasını istiyorum. İçindeki enerjiyi açığa çıkaralım, temel parçacıklarına inelim.

Katkınız için teşekkür ederim. Sıkıntı bence aydınlarda değil, toplumda. Toplum bir anda aydınlanmayacak elbette. Sanatçısını bilim insanını kucaklayacak. O kıvama gelmeleri lazım. Biz hala inanç meselesi ile Hypatia'larımızı taşlayıp öldürüyoruz.
Evet ya da hayır desem bu hayatın hep vicdan azabını çekeceğim. Bekir Coşkun'un bugün yayımlanan yazısı ağlattı. Psikolojim o derece yere girdi. Sorunuzun özüne dönecek olursak sanırım evet desem vicdanım rahat olur. Sokaktan yine sinirlerimi kaldırmadan odama dönebildim. Ama işte o "sanırım" ın yarattığı şüphe belki de beni "evet"ten geri çevirecek.

@barrios "başka çaremiz yok". Evet insanlar bu acınası düşünceyle koyun gibi uçuruma sürüklendi. Bıyığına sesine şiir okuyuşuna yalanlarına kanıp gittiler. Ama ben karşı taraftan çözüm istiyorum. Hala çözüm yok. Benim çözümüm ise toplumu tetikleyecek sınırlara doğru zorlamak. X partisi geldi dolandırdı, rüşvet yedi, kandırdı. Y partisi geldi aynısını yaptı. Şu andakiler harbi bu pisliğin hakkını verdi. Çaresizliğinizden çare çıkmadığını bildiğinize göre, çare önerebilir misiniz?
Elbette bunlar bizi kurtarmayacak ama önerilerinizi, düşüncelerinizi duymak istiyorum. Belki bana karşı bir "hayır" işlemiş olursunuz. "Sen de kimsin kardeşim bas git" düşüncesine de saygı duyarım. Gerçekten ben neyim ki...

@xenrunner Milletvekili eğitiminden bahsetti. İlginç bir nokta. Zehir gibi zeki, donanımlı insanlarla çalışıyorum. Milletvekili olan bazı kişilerde bu sınıfa girer eminim. Ancak yalan söylüyorlar, "cheap shot" numaralar yapıyorlar. Kendi çıkarları için sistemin kurallarını yıkıyorlar ve yaptıkları hatanın bedelini ödemiyorlar. 25+ yaşı bu kadar ciddi karakter sorununa karşı nasıl eğitiriz? Bunu nasıl sınarız? Bu eğitime ailede başlatsak? Ama aile kusurluysa bu kısır döngüden nasıl çıkarız? Çocuklar acaba aile büyüklerinin hatalarında ders çıkardığı zaman mı? Dogmalarını yıkabilirler mi?

Çoğunuzu belki de sıktım. Tartışmaya vaktini ayıranlara teşekkür ederim.
Ben fikrinizden ve yazınızdan şu çıkarımı yaptım. Bu halkın baş kaldırması için halkın iyice ağzına etsinler. Gerekirse bunun için evet bile veririm. Maksat halk ayağa kalksın. Fakat burası ortadoğu... Burası Türkiye. Bu halkı s****seler ayağa kalkmaz tepki çıkarmaz artık. Aklıma o meşhur fıkra geldi.

Zamanın birinde, vezirler padişaha gidip "Hünkarım, maliye açık verdi. Yeni vergiler gerek." demişler.

Padişah da "İyi öyleyse, her köprünün başına birer adam koyun ve köprüden geçenlerden 1 Lira alsın." demiş.

Bir zaman sonra padişah, vezirlerine sormuş: "Halkımdan bir şikâyet var mı?"

Vezirler ise "Halk halinden çok memnun." demişler.

Padişah da "O zaman köprülerin sonlarına da birer adam koyun, köprü çıkışlarında da herkesten 1 Lira alsın." demiş.

Bir süre sonra vezirlerine yine sormuş: "Halkımdan bir şikâyet var mı?"

Vezirler yine aynı yanıtı verince padişah öfkelenmiş ve "Ulan!" demiş... "O zaman köprülerin ortasına d bir adam koyun, köprüden gelip geçen herkesi becersin!" demiş.

Aradan bir zaman geçmiş, "Halkımdan bir şikâyet var mı?" diye yine sormuş vezirlerine.

Vezirler yine aynı cevabı verip halktan hiçbir şikâyet gelmediğini söyleyince padişah "Bu ne biçim halk! Hiçbir şeye tepki göstermiyor!" demiş ve vezirlerini de alıp halkın karşısına çıkmış.

Halka seslenerek "Ey kullarım! Bir şikâyetiniz var mı?" diye sormuş.

Kimseden ses çıkmayında daha da gürleyerek sorusunu tekrar etmiş.

Bunun üzerine arkalardan kısık bir ses duyulmuş: "Şey... Padişahım, benim bir maruzatıum var."

Padişah, vatandaşa bakarak konuşmasını buyurmuş.

Adam konuşmaya başlamış: "Akşam vakitleri köprüde çok sıra oluyor. Evimize geç kalıyoruz. Rica etsek, köprünün ortasına bir adam daha yerleştirebilir misiniz?"
 
O değil de vakti zamanında yetmez ama evete evet diyenler, şimdi geceleri rahat uyuyabiliyor mu onu harbi çok merak ediyom

En son 2 yıl önce biriyle muhabbet edebilmiştim, hala kararının arkasında olduğunu "söylüyordu" fakat haklı sebeplere dayandıramıyordu. Aslında ne halt ettiğini bal gibi farketmişti, görebilmiştim bunu. Şu an AKP seçmeninin pişmanlık emareleri gösteren kısmı ile yetmez ama evetçiler aynı konumda. Ülkeyi sürükledikleri bok çukurunu sonunda gözleriyle gördüler fakat payları büyük ve ciddi olduğundan dolayı yüzleşmekten kaçmak için hala kararlarının arkasındaymış gibi davranıyorlar. NSDAP iktidardayken "Benim dayım SS subayı olm" diyip Nürnberg mahkemelerinden sonra "Benim dayım naziler tarafından öldürüldü :'(" diye dönenlerden farkları olmayacak ilerde, yazın bi' kenara.
 
O değil de vakti zamanında yetmez ama evete evet diyenler, şimdi geceleri rahat uyuyabiliyor mu onu harbi çok merak ediyom
Avukat olan yakınım bile yetmez ama evetçiydi. Hala aklım almıyor. Nasıl böyle bir şey yapabildi diye. İlişkiler o tartışmalardan sonra bir süre kopmuştu. İş işten geçti ama kendisine sormak isterdim hislerini ancak sinir hastalığına yakalandı. Vicdanlı bir insandır belki de verdiği kararların sonuçları ağır geldi kendisine. : /
 
Avukat olan yakınım bile yetmez ama evetçiydi. Hala aklım almıyor. Nasıl böyle bir şey yapabildi diye. İlişkiler o tartışmalardan sonra bir süre kopmuştu. İş işten geçti ama kendisine sormak isterdim hislerini ancak sinir hastalığına yakalandı. Vicdanlı bir insandır belki de verdiği kararların sonuçları ağır geldi kendisine. : /
Seçimden önce Beyoğlu Do Rock'taydım. Sahne alan gruptan biri, daha fazla deşifre etmeyeyim, evetçi olduğunu soylemişti. O zamanlar benim de aklım almamıştı. Şimdi normal karrşılıyorum böyle durumları.
 
Şu andaki hiçbir siyasi partiyi kendime yakın hissetmiyorum ve bana göre siyaset tamamen ranta dayalı bir sistem. Dünya geneline baktığımızda dahi bu düzen her zaman bir ezileni barındırıyor. Kendini insan hakları gurusu ilan eden AB ülkelerinin çok değil yarım yüzyıl önce Afrika' da orta doğuda yaptıklarını İngilizlerin kurduğu sömürge imparatorluğunu ve ABD' nin kızılderilere kendi kıtasında özellikle son yirmi yirmi beş yıldada ortadoğuda yaptığı katliamları unutmak mümkün değil. Dünyanın küçük bir kısmı rahat yaşaması için dünyada bir sürü insan aç kalıyor, ölüyor, katlediliyor. Bu düzen böyle kim kurmuş bu düzeni insanoğlu bunu nasıl kabul etmiş inanılır gibi değil. Fakat bu gün ezilen de eline fırsat geçtiğinde bu sefer o da ezmeye dayalı düzeni devam ettiriyor. Dünyanın hali bu durumdayken kim nasıl yönetmiş aslında önemsiz. Bu gün şimdiki siyasal oluşum yönetir halk ezilir, yarın diğer siyasi oluşum yönetir yine halk ezilir değişen bir şey olmaz. Aslında bu düzenin komple değişmesi lazım ama herhalde biz görmeyiz. Bu sebeple yönetim biçimi bana önemsiz geliyor. Halk mutlu ise krallıkta güzel sistemdir, halk mutsuz ise en muhteşem demokraside kötü bir sistemdir.
 
Amerika da ki başkanlık bugün bizim sistemimizden daha demokratik. Başkanlığa evet. Ama gelecek sistem başkanlık değil :D Ona hayır diyorum o yüzden. Bence çok eksiği var.
Genede referanduma saygı duymak düşer. Demokrasi bunu gerektirir :)
 
Kufur iceren bolum kaldirilmistir...

bir de hayır demişler illüminatinin oyunları üstümüzde tutmuyorsa şuan suriye gibi değilsek bunun tek bir sebebi var allahın yer yüzündeki kılıcı ortadoğunun koruyucusu dünyanın en büyük lideri halifemiz çeyrek asırın tek alimi recep tayyip Erdoğan'dır bu adam sayesinde yurtdışında türkiyeyi biliyorlar siz hala bu adam başkan olsun mu olmasın mı diye tartışıyorsunuz. Avrupaya gittim türkiyeyi kimse bilmiyor diyen gericiler kendilerini kandırsın
Öncelikle küfür içeren bölüm kaşdırılmıştır yazan bölümde, yabancılara hitap şeklimiz ga..r ve onun biyolojik olarak neslini devam ettirmesini sağlayan seminal sıvı ve sperm karışımı sıvıya verilen adın kombinesi olan deyim (Artık her neyse sonradan okuyanlar yanlış anlamasın diye yazdım.) bulunmaktadır. Arkadaşlarım ve abilerim çok önemli bir toplumsal sorunumuza dikkat çekmek için yazdığım bu yanıt (ne alaka diye soranlarınız olabilir ama kimse kusura bakmasın türkiyenin yaklaşık yüzde altmışlık belkide daha fazla bir kesiminin gözünde biz ya ga..ruz, ya ga..r özentisiyiz, bazen şeytana tapanlardanız, bazen şeytan işiyle uğraşanlardanız, bazen kedi kesenlerdeniz, zaten çoğu zaman boş insanız. Haliyle bunun iki nedeni var biri müzikle uğraşmamız diğeri ise düşüncelerimiz) yönetim tarafından sakıncalı bulundu. İlk başta sadece yönetimin yanlış anladığını düşünsemde sonradan ciddiye alanlar olabileceği aklıma geldi. Eğer böyle bir durum söz konusu ise lütfen özrümü maruz görünüz. Zaten bugüne kadar gördüğüm en seçkin forumda şahit olduğum hakaret olayı çok az ve hakaret edenlerde genelde foruma yeni üye olan ve üyelikleri fazla sürmeyen insanlar
 
Bu arada bir Aziz Yıldırım örneğidir herkesin duvarında ve dilinde... Fenerbahçeli değilim baştan söyleyeyim. Fakat bu verilen örnekten(TFF, MHK ve PFDK'ya aynı anda başkan olunması) daha da kapsayıcı bu başkanlık sistemi.

Başkanlığın gelmesi ile birlikte Aziz Yıldırım, BJK, Trabzon, Bursa ve diğer tüm takımların başkanı oluyor ve bu takımlrı kapattırıyor(iki partili sistem). GS ise FB ile birlikte iki takımdan birisi oluyor fakat liderlik FB'de. . İsterse bu arada GS'yi de kapatabiliyor ve hiçbir şey diyemiyorsunuz yasal olarak(atama ve fesih). FB'nin şampiyon olup olmaması gibi bir durum söz konusu değil çünkü Aziz Yıldırım hem FB hem GS üstü bir insan haline gelmiş oluyor.

Not: Beşiktaşlıyım, lig şampiyonluk sayısına göre sıraladım.

Not 2: Durmadan bir Atatürk örneği ve kıyaslama mevcut. Atatürk'ün ve arkadaşlarının kurucu olduğunu unutuyorlar ya da biliyorlar ama işlerine gelmiyor olabilir(naiflik rockz). İnsan biraz utanır da açıp dönemin okur yazarlık oranlarına bir bakar. Bir yandan devrimler gerçekleştiriliyor, halkın eğitim seviyesi yukarı çekilmeye çalışılıyor. Adam nasıl çoklu demokrasiye geçsin? Keyfinden mi yaptı sanılıyor nedir?

Cehalet özgürlük falan değildir peşinen söyleyeyim de...
 
Geri
Üst