Türkiye'de Müzisyenler Nasıl Para Kazanıyor ?

Merhabalar herkese bu durumu cidden merak ediyorum. Türkiye'de ki müzisyenler nasıl para kazanıyorlar ? ne kadar kazanıyorlar ? Sözüm popçulara değil mesela o sese çıkıyorlar bölüm başı ortalama 80 bin alıyorlar. Sözüm rock gruplarına Türkiye'de albüm satın alma oranı fazla olmadığını hepimiz biliyoruz ya youtubedan mp3 e çeviriyorlar yada spotifyden dinliyorlar(küçük bir kısım).

İngilizce rock yapan gruplar youtubeda 5-6 milyon izlensede klipleri Amerika'da , İngiltere'de evleri var istediği zaman istediği ülkede istediği gibi para saçalabiliyorlar. Fakat büyük etkinliklere çıkıyorlar mesela lollaplozza veya glastonbury. Ama Türkiye'de de festivalleri biliyoruz yani ordanda fazla para almıyorlardır. Nsaıl kazanıyorlar bunun hakkında bilgisi olan biri beni aydınlatabilir mi ? Yada müzisyenlik yapıp üstüne parasıyla yatırımmı yapıyor ?

Teşekkürler.
 
Konserler, Türkiye'de müzisyenlerin en buyuk gelir kaynağı. Onun dışında birçok ünlü müzisyen studyo sahibi, prodüktörlük yapıyor veya grup koçluğu gibi işlerle uğraşıyor. Bir de enstrüman dersleri var. Başka da birşey yok albüm satışı vs. gibi. Konserlerde de, lisans hayatımda okulumuzun şenlik komite yönetimindeydim. Grupların devlet ve vakıf üniversitelere verdikleri fiyatları da biliyorum. O yüzden sadece konserlerle bile iyi para kazanıyorlar. En azından Türkiye şartlarında iyi para.
Ve pop şarkıcıları, rock gruplardan cok cok cok fazla kazaniyor. 2012de Sebnem Ferah, Demet Akalin'in 3te1i kadar ucret istiyordu şenlik için. Sonuc, vakif universitesi oldugu için, ve ogrenci profili büyük cogunlukla concon olduğu icin, Demet Akalın geldi.
 
Son düzenleme:
işin başlagıcında olanlar için barlarda gruplara 300-500 tl arası bir ödeme yapılıyor.
bu kategoride grupların üniversite festivalerinde veya zeytinli rock festivalinde ne aldığını bilen var mi?
 
kazanılamıyor. Bahsedildiği gibi enstruman dersi ve konser yoksa masraf yaptığınla kalıyorsun. Ankara Kızılayda barlarda 3-4 saat çalmana karşılık çok komik rakamlar veriyorlar. Bir kaç bilinen grup hariç yeni oluşumlar malesef bu yüzden de dağılıyor. Stüdyo parası ve tel parasını çıktığım zaman zararlı çıkıyordum çalarken mesela. Türkçe rock işlerde geneli böyle.
Rock müzik revaçtayken tutturan gruplar yine para kazanıyor, fakat bu günlerde piyasaya girip kendini kabul ettirmek gerçekten zor.
 
Rock ve indie gibi ticari hedefi ön planda olmayan tarzın müzisyenleri kesinlikle para kazanamıyor. Yapanlar tamamen sevdikleri için yapıyor. Konser filan da geçici bir para kazandırıyor onlara. Genelde geçim kaynakları başka mesleklerden oluyor.
 
Rock ve indie gibi ticari hedefi ön planda olmayan tarzın müzisyenleri kesinlikle para kazanamıyor. Yapanlar tamamen sevdikleri için yapıyor. Konser filan da geçici bir para kazandırıyor onlara. Genelde geçim kaynakları başka mesleklerden oluyor.
Bence ticari hedef on plana çıkınca ruh duygu ölüyor. İstediğini yapmayıp piyasa şeyler yapmaya çalışıyor sanatçılar , bu da hoş olmuyor.
 
Rock türü için konuşursam, kalbime sordum sevme dedi, dalağıma sordum kal dedi, anüsüme danıştım seni seviyorum dedi tipinde bayık slow rock ile yada pembe mezar buldum, çürük çilek kokuyordu ama meğersem pembe tezekmiş falan diye yalak cıvık parçalar ile bir süre gündeme gelip hayatını devam ettirecek kadar kazanılabilir.
 
Ben şunu biliyorum ülkemizde müzik zevki yüksek insanlar sayesinde ünlenmiş feride hilal akın var kuzenim onun gitaristi konserlere felan gidiyorlar ama ilçede düğün yapan kuzenim daha çok kazanıyor
 
Yukarıda yazılan bilgilerin birçoğu doğru fakat eksik. Birçok şehirde küçük ve orta büyüklükte sahnelere çıktım, çıkıyorum. Birçok farklı ekibi takip ettim, ediyorum. Ayda 5 haneli kazanmaya yaklaştığım zamanlar da oldu asgari ücret civarında kazandığım da. Öyle popçu arkasında felan da çalmadım ama piyasa müziği dediğimiz şarkılardan oluşan repertuarın arasına kendi sevdiğim şarkılardan serpiştirdim kimi zaman.

Bu ülkede şöyle bir sorun var. Sahneye çıkan adam başarısız olduğunda ya mekan sahibini ya da müşterilerin niteliksizliğine yıkar suçu. Çoğu zaman da haklılık payı vardır. Yalnız şunu her zaman atlar. "Sahne" ne kadar müzik içeriyorsa en az o kadar da görsellik ister. Giydiğin kıyafetten, sahnedeki enstrüman çalarkenki tavırlarına kadar herşeyi çalışıp prova etmiyorsan, sahne platformundan aşağı indiğinde seyircilerin arasında müzisyen olduğun fark edilmiyorsa, maalesef büyük ihtimalle başarısız olacaksındır. Öyle iyi müzisyenler izliyorum ki bazen, müthiş çalıyorlar. Sahneye çıkıyorlar, ellerindeki enstrümana kitleniyorlar ve 3 saat boyunca seyirci ile neredeyse tek bir göz temasları dahi yok. Vokaller frontman olayını kotaramıyor vs.

Bir de bir müzik türünü diğerine ezdiren insanları artık anlamaya çalışmıyorum bile.
Müziğin; sanatın diğer neredeyse bütün dallarında olduğu gibi bir "yaklaşım" meselesi olduğunu kavrayamamış insan başarısız olmaya mahkum benim gözümde. Demet Akalının müziği kötüdür diyen insan açıp Demet Akalın dinlememiştir. Ama Demet Akalın müziği hakikaten kötüdür :D Ben açıp uzun uzun dinledim ve bu kanıya vardığım için bunu kendi subjektif yorumum olarak buraya yazabiliyorum. Bunun haricinde bu ülkede popçuların arkasında ya da pop müzih bla bla diye giden cümlelere, Sezen Aksu der susarım. Müzik bir yaklaşım meselesidir arkadaşlar, bir şarkıya siz nasıl yaklaşırsanız ortaya da o ürün çıkar. Pop, türkü, rock şu bu diye ayırmayın, kendi müziğinizi yapın.
 
Hocam bilmiyorum beni kastettiniz mi ama eğer öyle bir şey varsa düğün yapan kuzenimin aylık 5 hanenin altına indiğini pek görmedim :)

Yok hocam yok, yukarıdaki mesajların aslında hiçbirisini direkt olarak kastetmedim. Hatta yukarıda yazan mesajların birçoğu ile benzer fikirlerdeyim, bu konuyu kendi yakın arkadaşlarımla da oturup uzun uzun tartışırız halen. Sadece bu ülkede sahne müziğini "iş" olarak yapacak insanların dikkat etmesi gerektiğini düşündüğüm hususlara kabaca değinmeye çalıştım.

Bunun haricinde düğün işindeki para hiçbirşeyde yok hocam :D Bizim burada düğün orkestralarından hisse satılan bir sistem var mesela. Anlatsam aklınız durur :D Adamlar her yaz ya evlerini ya da arabalarını yükseltiyorlar. O derece :)
 
Türkiye'de müzikten para kazanan müzisyenlerin %99'u icra dışı işlerden -çoğu zaman da antin kuntin işlerden- para kazanır (MFÖ, Barış Manço, Athena, vs). İcradan para kazanmak istiyorsanız çok iyi düşünmeli ve iyi bir strateji geliştirmelisiniz.

İyi stratejiden kastım müzik işinizi size para kazandıracak şekilde tasarlamalısınız. "Abi ben çalarım gerisine de karışmam, gelsin paralar" maalesef bizim memlekette tutmaz.

İyi stratejiye yakın bir örnek forumumuza arada bir uğrayan Madcap abileri ablaları olabilir. Kılık kıyafet iyi, repertuar mümkün olduğunca geniş kitleye ulaşmak üzere oluşturulmuş, bütünlük imajı var. Hedef sadece Türkiye pazarı da olmamalı. Para neredeyse oraya gitmek lazım. Etrafımızda bir sürü ülke var. Al bi minibüs, turne yap mesela.

Mutlaka iyi bir menajeriniz olsun, ama piyasa tipi değil, çalışacak menajer. Gidecek mekanlarla anlaşacak, para işlerini kovalayacak ...

Dünya genelinde artık müzikten esas para kazanılacak yer performanstır. Bence olması gereken de budur. Eskiden bir paket sigara parasına John Mayall konserine falan giderdik ama CD'ler dünya paraydı. Şimdi CD 6 dolar ama performans fiyatları uçtu. O da iner ve bir denge sağlanır diye düşünüyorum.

Neyse, sonuçta müzikten para kazanmak iyi tasarım ister. Frank Zappa'yı (ve aynı bağlamda Pink Floyd/Roger Waters'ı) çok iyi incelemenizi, hatta hakkında yazılmış tüm kitapları okumanızı tavsiye ederim, ufkunuz açılacaktır.
 
Kendimden yola çıkarak bir kaç kişisel yorum yapmak isterim.

20-25 yaş arası müzikten kazanılan para başlarda yetiyor. Haftada 2-3 gün sahne ve 7-8 öğrenci ile çok rahat geçinebiliyorsunuz. Gençlik ve geçim masraflarının daha az olması da kazandığınız paranın tadını çıkartmanıza ve bu büyüye kapılmanıza sebep olabilir. Ama yaş ilerledikçe "ne yapıyorum ben?" sorusunu kendisine soran bir çok müzisyen arkadaşım (ben dahil) kendini garantiye almak adına beyaz yaka diye tabir ettiğimiz bir işe girdi. Kişisel egzersizlerimi eskisi kadar sık ve planlı yapamasam da halen müziğe çok zaman ayırıyorum. En önemlisi sadece istediğim projelerde çalıyorum. Önceden para kazanma kaygısından dolayı çalmaktan hiç keyif almadığım Düğün, Türkçe Pop, Anadolu Rock vs işlerine de gitmek zorunda kalıyordum. Şimdi ise sabit maaşlı çalışıyor olmak insana maddi bir güven veriyor. Şu an ne müzikten koptum ne de önceden yaşadığım maddi sıkıntıları yaşıyorum. Kısaca aldığım karardan dolayı mutlu olduğumu söyleyebilirim.

Malum, ülkede ilk vazgeçilen konserler ve sahne sanatları olduğu için kimse sizin eve ekmek götürmek zorunda olduğunuzu umursamıyor. Ek olarak bar müzisyenleri için sahne ücretleri en iyi ihtimalle 400-500 TL (çoğunlukla 250 - 300 TL) civarı oluyor. İstisnalar mevcut olmakla birlikte ünlü birilerine çalmıyorsanız bunun üzerine çıkmanız pek kolay olmayabilir. Bu tutardan kendi sağlık sigortanızı, bireysel emeklilik ve diğer giderlerinizi çıkarttığınızda elinize kalan para tek başınıza sizi idare edebilir ama evlilik, çocuk sahibi olma vs durumlarında kesinlikle sizi zor sokar. Ev, araba almak ise tatlı bir hayal olarak kalır.

Müzikten hayatını kazanmak isteyen arkadaşların kendi alanında gerçekten çok iyi ve fark yaratacak seviyede olmaları gerekir diye düşünüyorum. Örnek vermek gerekirse Cenk Erdoğan, Özgür Abbak, Samet Kılıç ilk aklıma gelen çok başarılı gitaristler. Veya davul için konuşmak gerekirse Cengiz Tural, Neco Engin, Doğaç Titiz, Akın Bağcıoğlu, Can Tüzün yine ilk aklıma gelenler. Bu insanlar müzik üzerine çok düşünüp çok çok çok çalışmış ve halen çalışmaya devam eden, kendini bu işe adamış insanlar. Bir yerden sonra kendi enstrümanlarında fark yaratan, kendilerine has stillere sahip oluyorlar ve sponsorluk vs. gibi yan gelirler sağlayabiliyorlar. Albüm kayıtları ve büyük projelerde çalarak maddi kaygıları aşabiliyorlar.

Özetlemek gerekirse gelecek planınızı iyi yapın. 45 yaşına gelip sarhoşlara müzik yapmak zorunda kalırsanız çok mutlu olacağınızı düşünmüyorum. Gündüz başka bir işte çalışma fikri de başta asi müzisyen ruhuna aykırı duruyor. Ama korkmayın dünyanın sonu değil :) Hatta istediğiniz zaman "bu projede çalmıyorum/sizinle çalmak istemiyorum" deme lüksünüz var ki inanın insanlar size bu öz güveninizden dolayı normalde olacağından daha çok saygı duyuyorlar :) Tecrübeyle sabit. Beyaz yaka çalışan ama canavar gibi çalan müzisyen arkadaşlarım var. Hiçbiri de "çok mutsuzum" demiyor. Aksine "ister çalarım ister çalmam, kafam rahat" diye takılıyorlar. Benim kendimden yola çıkarak kişisel yorumlamam bu kadardır :)

Sevgiler
 
10 yıl kadar önce bir arkadaşım piyasada bir albümü bulunan, Roxy birincisi, klibi Kral TV de dönen bir grubun ikinci albümlerinin kaydı esnasında beni ekibe dahil olmaya çağırdı. Yeni bir şirkette işe başlayalı 2 ay olmamıştı. Ona "yeni bir işe başladım, 5 yıllık kazancımı garanti eder mi?" diye sordum. Konserlerden belediye işlerinden, menejerlerden, organizasyonlardan bahsetti. Düşüneyim dedim ve kafam karışık bir şekilde reddettim.
O grup kayıtları bitirdi, Studio Live da bahsettiğim 2. albümün tanıtım lansmanını yaptı . Sadece 14 biletli izleyici gelmişti.
 
Popüler kültürün köpeği değilseniz para kazanamazsınız bazı şeylerde bu bazı şeylerden biri de alt kültür ürünleridir, heleki düşük profilli bir ülkedeyseniz , her şeyden biraz tüketilen bir coğrafyadaysanız bu tarz şeylerden para kazanmayı unutabilirsiniz. Kaldıki bu olan aslında başlı başına bir iş değil, eğer ki bir yerden gelirin varsa ve bunun üzerine zevk için çalıyorsan durum daha farklı, yaptığın işi daha güzel yapabiliyorsun.
 
Geri
Üst