Kuazarlar:Evrenin en büyük enerji kaynakları

QUASAR
KUAZARLAR


Konumları çok iyi bilinen bazı radyo kaynaklarının gözlendikleri yerlerde optik galaksi bulunamamıştır. Bununla beraber, bazı hâllerde radyo kaynağı ile aynı konumda olan sönük, yıldızımsı nesnelerin fotoğrafı çekilmiştir. Böyle bir nesne ilk kez 1960 yılında 3C48 numaralı radyo kaynağının bulunduğu yerde keşfedilmiştir. Bu keşfi T. Matthevvs ve A.Sandage Amerikan Astronomi Derneği'nin 107 nci toplantısında aynı yıl açıklamışlardır Cambridge kataloguna göre 3C48 olarak bilinen bu ilk nesneden sonra, 1963 te 3C273 ve 1967 ye gelindiğinde 150'nin üzerinde benzer nesne gözlenmiştir. Bir yıldız gibi küçük göründüğünden bunlara "yıldızımsı nesne" (quasi- stellar object=quasar) adı verilmiştir.

Kuazarlar şimdiye kadar gözlenebilen en uzak cisimlerdir. Evrenin gözlenebilir en uç sınırlarmdadırlar. Hem optik hem de radyo bandında müthiş enerji yayarlar. Tipik bir kuazarın yaydığı enerji, Güneş'in enerjisinden 10 trilyon kez daha fazladır. Bu enerji patlama şeklinde yayılmaktadır. Böyle bir enerjiyi tek başına uzaya yayabilen bir cismin kütlesinin çok büyük olması gerekir ki bunun da Güneş'in bir milyar katı civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu nedenle kuazarların galaksi çekirdekleri olabileceği düşünülmektedir.

3C273 isimli radyo kaynağı araştırıldığında, kuazarın tayfı alınabilecek kadar parlak olduğu belirlenmiştir. Bu belirlemeden sonra kuazarların yüksek kırmızıya kayma gösterdikleri keşfi yapılmıştır. (Kırmızıya kayma, ışık yayan kaynağın gözlemciden göreceli olarak uzaklaşması sonucu söz konusu kaynaktan gelen fotonlarm daha düşük enerjilere veya daha düşük frekanslara olan kaymasıdır.) Eğer bu Ooppler kaymasından kaynaklanıyor ise 3C273 bizden ışık hızının % 16 sı bir hızla uzaklaşmaktadır. Benzer şekilde 3C48 kuazarının da bizden, ışık hızının %37 si kadar bir hızla uzaklaştığı bulunmuştur. Galaksilerde bu kadar yüksek uzaklaşma hızı gözlenmemektedir. Uzaklaşma hızlarından, bize olan uzaklıkları Hubble yasası yolu ile tayin edilebilmektedir.

1965 yılında yapılan radyo gözlemler. 3C273'ün radyo ışınımı akı yoğunluğunu, 3 yılda % 40 artırdığını göstermiştir. Bu gözlemler kuazarlarda zaman zaman radyo patlamaları olduğuna işarettir. 3C273, radyo yayını şiddetinde değişkenlik gösteren en aktif kuazarlar arasındadır. Bu tür değişken kuazarlar, optik bandta da değişkem. göstermektedir.

Radyo frekanslarındaki müthiş aktivite kuazarların çekirdeğinden periyodik olarak yüksek enerjili elektron bulutlarının atılması ile açıklanabilir. Bununla beraber elektron bulutlarının çekirdekten dışarıya atılmasını sağlayan mekanizmayı besleyen enerji kaynağının ne olduğu tam olarak bilinmemektedir. Kuazarlardaki bu büyük enerji gereksinmesinin, merkezdeki büyük kütleli kara deliklerin çekimi sonucu merkeze düşen maddenin ortaya çıkardığı çekim enerjisi ite karşılandığı düşünülmektedir.

Daha önce, 3C48 ve 3C273 ün yüksek kırmızıya kayma gösterdiklerinden söz edilmişti. Genel olarak kuazarlar, yüksek kırmızıya kayma göstermektedir. Birçok kuazarda kırmızıya kayma miktarının 2 ve daha yüksek olduğu bulundu. Burada kırmızıya kayma miktarı, ışık hızına yakın bir hızla hareket eden kaynaktan bize gelen ışığın dalga boyundaki farklılaşmanın, kaynaktan yayıldığı andaki dalga boyuna oranının ölçüsüdür. Bu da kuazarlarm bizden uzaklaşma hızlarının ışık hızının %80 yöresinde olduğunu gösterir.

Yüksek kırmızıya kayma veya hızlarla ilgili başka açıklamalar önerilmiş ise de, kuazarlarm bizden uzaklaşma hızları tüm uzak galaksilerin uzaklaşmalarına neden olan evrenin genişlemesinden kaynaklandığı yaygın kabul görmüştür. Bu demektir ki kuazarlar çok uzakta, evrenin en uç noktalarında bulunmalıdırlar. Bize gelen ışık zaman içinde yol katettiğinden, uzağa bakmak, veya uzağı, görmek demek, geçmişe bakmak veya geçmişi görmek demektir. Bu nedenle kuazarlar evrenin çok erken dönemine ait bilgileri bize göndermektedir. Bununla beraber bu evreyi incelemek için henüz yeterli veriye sahip değiliz.

Alıntı







...........................................................................................................................................................................................................


Garip bir konu bu ve ilgimi çektiğimden ekledim. Ama yeterli veri olmadığı için yeterli bilgi de yok maalesef. Ancak bazı kuramcılar onların Akdelik olduğunu düşünüyor. Yani Kara deliklerin karşıtları. Bunun nedeni de evrendeki bazı noktaların bu şekilde paralel evrenlere bağlandığının düşünülmesi.

Bilindiği gibi bazı galaksi merkezlerinde devasa kara delik ler bulunuyor. Bunlar sonsuz kütle çekimi ve yoğunluk dolayısı ile muazzam enerji patlamaları halinde yıldızları yutuyorlar. Kuramcılar bu noktaların belki de bir çeşit geçiş tüneli olduğunu düşünüyor. Bununla ilgili ilginç de bir ayrıntı mevcut.

Albert Einstein kara deliklerin kuramsal olarak ilk farkına vardığında, matematiksel bir model olarak uzay-zaman grafiğini çizmek için bir takım hesaplar yapmak amacı ile Nathan Rozen ile birlikte bir çalışma başlattı. Kuramsal olarak ispatlanmış bu ilginç çalışma da çöken bir kara deliğin giderek artan alan eğriliği modelleniyordu. Fakat bir noktadan sonra eğriliğin matematiksel olarak açılmaya başlandığı gözlendi. Yani uzay-zaman bir noktadan sonra aynı ilkeler geçerli olduğu halde öncekinin tersi bir görüntüye doğru ilerliyordu. (Bununla ilgili benzer kanıtlar için bknz: Kaos kuramı) Buna Einstein-Rozen köprüsü ya da bilinen adı ile Kurt Deliği denilir.

Kara deliğin olay ufkundan geçmeyi başaran bir araç teoriye göre Einstein-Rozen köprüsünden geçerek paralel evrene ya da bulunduğu evrendeki uzak bir noktadan dışarı savrulmaktadır. Eğer paralel yani negatif evrene geçer ise orada kütle çekimi yerine kütle itimi söz konusu olduğundan Negatif evrende kara delikler yerine sonsuz itim gücüne sahip ışık saçan Ak Delikler mevcuttur.

(Bizimkinin aksine antimadde nin daha fazla olduğu evren. Bizde bir çok parçacık birbirini yok edip foton saldıktan sonra artı olarak madde kalmış ve bu pozitif ağırlıklı madde evrenini yaratmıştır ancak bunun tam tersi de mümkündür o zaman anti madde evreni yani negatif evren oluşacak fizik kuralları ve uzay-zaman tam ters işleyecektir. Pozitif evrende de anti parçacıklar mevcuttur ancak hemen karşıtlarınca yok edilip ışığa dönüştürülürler. Parçacık deneylerinde bunları elde etmek mümkündür.)

Ancak bu noktada eğer bizim evrenden diğer evrene giriş yeri bir kara Delik ise diğer paralel evrenlerden bizim evrene geçiş yerleri neresidir? Bu konuda ortada sürü ile model ve teori dolaşmakta fakat somut veri kısırlığı polemikten başka bir işe yaramamasına da yol açmaktadır benim fikrimce. Ancak bazı kuramcılar bu noktada güneş sistemimiz kadar küçük bir bölgeyi kapladıkları halde,binlerce galaksinin toplam enerjisinden fazla enerji yayan Kuazar lara dikkat çekmektedir. Öyle ki o kadar küçük oldukları halde 10 milyar ışık yılı gibi mesafelerden gözlenebilecek ışık üretebilirler. Belki de bunlar kurt deliklerinin çıkış kapısı olabilirler denilerek kimi kuramcılar tarafından Ak delik olarak da adlandırılırlar. Ancak buna inanmak için henüz çok erkendir.

Yine de ben işin içinde Einstein varsa kesin bir acaip başka şey çıkar diye düşünmekteyim.

(Öyle ki big-bang teorisi ihtiyaçları karşılayamayıp gözlemler sürekli teorinin geniş ölçekte tam tersini ispatlamasından beri, önceden rahatsız olunarak ve Einstein ın kendisinin de rahatsız edilip vazgeçmesine yol açılan Genel görelilik kuramının kütleçekimi barındırmayan alan denklemlerine geri dönmenin yolları aranmaktadır.
Ancak Einstein hayalkırıklığına uğradığından kuramı tam anlatamadığı için kimse de bugün anladığını söyleyememektedir. Fakat eski çöken modellere de henüz alternatif bulunamadığından, hala Big-Bang gibi modası geçmiş teoriler ısrarla bazı çevrelerce kullanılmaktadır)

Böyle garip bir şeyler işte daha iyi bir makale bulursam eklerim gene.

psychedelic







 
Geri
Üst