Egomuzla Ve Endüstri Ile Yüzleşebilir Miyiz?

Glenn'in yeni vidyosunu izledim.

Anafikir: Müzik endüstrisi de hayatın geri kalanı gibi meritokrasiyle işlemiyor.

Bu, egomuza yedirmesi zor bir durum ama ilerleyebilmek için yüzleşmek lazım.

edit: forum videoyu her zaman düzgün oynatmadığı için ayrıca link ekliyorum.

video linki: youtube.com/watch?v=kPVkNVbkIUQ

 
Son düzenleme:
Belli türler haricinde Müzik 1950'lerden sonra hiç bir zaman Meritocracy olmadı ki ? Beatles bile yetenekliydi ama enstrümanist yetenek abideleri denilebilinir mi onlarla ilgili ? Aslında güzel nokta bu. Eğer müzisyensen zaten başkalarının nasıl çaldığına değil tamamen kendi üretimine odaklanman lazım. Bugün o Vigier'iyle bütün shred parçalarını çalan kız belki U2'nun Edge'inden 10 kat daha yetenekli bir gitarist ama onun kariyerinin %1'ini bile yapamaz.
 
Glenn'in yeni vidyosunu izledim.

Anafikir: Müzik endüstrisi de hayatın geri kalanı gibi meritokrasiyle işlemiyor.

Bu, egomuza yedirmesi zor bir durum ama ilerleyebilmek için yüzleşmek lazım.



Seviyorum bu abiyi. Üşenmeyip Türkçe altyazı oluşturmayı düşündüm. Malum, lüthierlerden müzisyenlere, tasarımcılardan üreticilere kendi yurdundan çıkan/çıkmaya çalışan her cevhere bir kulp bulmayı adet edinmiş korkunç boş ve haset organizmalar yığınından ibaret yurdumuz. Belki bir gram faydası olurdu kıyaslamalarını yaparken neyin neden olduğunu/olmadığını kavrayabilmeleri adına. Sonra "bana ne" demek daha bir kolayıma geldi. Bu da böyle bir anım olsun.
 
Son düzenleme:
Bu çıkarımlar hatalı mantıklar üzerine kurulu.
Her tarz kendi değerini dayatıyor; yani her horoz kendi çöplüğünde ötüyor. Elbette Justin Bieber'in çekirdek kitlesine Guthrie Govan dinletemezsiniz; ama aslında tersi de geçerli.
Sorun iki noktada ortaya çıkıyor:
1) Tüm türleri-tarzları aşan, evrensel olarak geçerli estetik normlar olduğu varsayımı: Genellikle virtüöziteyi ön plana çıkaranlar bu beklentideler gibi geliyor bana.
Videodaki adam için sosyal medyadaki yorumu yapan şapşal bu gruba dahil.

2) Maddi başarı ve tanınırlığın tek ya da en önemli gösterge olduğu varsayımı:

Videodaki adamın yaptığı kıyaslama da bu ikinci gruba dahil. Tabii ki bu da yanlış. Söz konusu kör gitarist ile akustik gitar çalan manken-şarkıcının kıyaslaması tam bir saçmalık. Elma ile armut kıyaslanmaz; bu gibi şeyler de sadece youtube izlenme oranlarına filan indirgenemez.

Bu konuda en iyi yorumu John Mayer'dan dinlemiştim. "Milyonlarca plak satmak istiyorsanız, ödün vermeniz gerekir" diyor adam. Bu kadar basit. Ama hem "ben guitar nerd tayfasına hitap edecek şekilde çalayım, hem de millet beni Lady Gaga kadar çok dinlesin" demeye getirirseniz bu elbette saçmalık olur. Her tarzın dayattığı şeyler var. Asıl büyük sanatçılar, bu dayatmaları hiçe sayan ve kendi yolunu açan insanlardır. Bunlar meritokrasi olup olmamasını da umursamaz, çünkü başkaları tarafından onaylanmaya ihtiyaç duymazlar. Ama onların yarattığı tarzlar daha sonra başkalarına belli değerleri ve normları dayatmayı başarır.
 
Bence burda kilit nokta kişinin ve toplumun neyi başarı ve ödül olarak gördüğüdür. Siz youtube izlenme sayısını, çükibik guitars endorserliğini veya videonuza gelecek like sayısını başarı, kazandığınız parayıda ödül olarak görüyorsanız doğrudur meritokrasi işlemez. Fakat müzik çevreleri tarafından saygı görmeyi başarı olarak kabul ediyorsan, diğer müzisyenlerin fikirlerine verdiği önemi ödül olarak kabul ediyorsan bence iş orda biraz değişir.
 
Son düzenleme:
Şov yapmak ile müzik yapmayı ayrı tutuyorum ben.Şovun bir parçası olarak müzik çalabilir kişi birşeyler besteleyebilir ancak amaç müzik olduğunda oturur bestelersin ve orada biter iş.Yada hazır besteleri çalarsın teknik geliştirirsin.Müzisyenin başka birşey yapmasına gerek yoktur.
Kitlere ulaşmak ve bu işten profesyonel olarak para kazanmak ise ticarettir.Elinizde mal(beste) yada hizmet(çalma becerisi) vardır ve bunları talebe göre paraya çevirebilirsiniz.500 liraya düğünde oynak birşeyler çalar yada uzun beyaz bacaklarınız vardır açtıkça kapılarda size açılır milyonların gönlünü fethedersiniz :)Yapılacak işi seçip buna odaklanabilmek çok önemli.
 
Gayet doğru noktalara değinmiş. İnsanlar, şekilcilikleri, bunun pazarlamaya yansıması, kısa dönemli "teen girl" grupları, hatta Sacred Reich tespiti.
 
iş hayatında da gerçekten dürüstler mi kazanıyor ?
Yıllardır çalışıyorum, bi kere bile dürüstlerin kazandığını görmedim, genelde yaptığı işi olduğundan çok daha büyük gösteren yalakalar kazanır.Burada dürüstlük pek aranan birşey değil, hele bizimki gibi memleketlerde daha ziyade kurnazlık değerli.
 
Mutlaka kurnazlar, dayı sahipleri, torpilliler veya cahil cesaretiyle hareket edenler bir çok durumda hak etmedikleri yerlere gelebiliyorlardır. Buna rağmen ben yukarıda @ervin 'in değindiği 'şov yapmak' meselesini anlamak gerektiğini düşünüyorum. Çünkü insanlar müzik, resim, kültür, yemek... bütün konularda öncelikle eğlence arıyorlar. Eğlenceli olmayan şey her ne olursa olsun hızla sıkılanlar onu terk ediyor. Herkesin aynı ilgi alanına sahip olmadığını kabullenmek gerek. Böyle de düşününce ben ilgi göstermeyenlere hak veriyorum.

Benim bunu kabullenmem gerçekten çok uzun bir zamanımı aldı. O yüzden Glenn'in vidyosunu izleyince paylaşmak istedim. Sunum da içerik kadar önemli olmalı bence. Genelde nerd'lerin beceremediği şey sunum diye düşünüyorum. Detay elbette ilginç ama herkes için değil.

Başka bir vidyosunda(aşağıdaki) Glenn pahalı ekipmanın lokal sahnelerde/canlı performanslarda çok da önemsenmediğinden, yine duyanların içinde çok az kişinin bu tarz ekipmanları takdir edebildiğinden ve genelde dinleyicinin eğlencesine baktığından bahsediyordu. Bunla da yüzleşmek gerek.

video linki: youtube.com/watch?v=aSiv45KEFGY
 
Mutlaka kurnazlar, dayı sahipleri, torpilliler veya cahil cesaretiyle hareket edenler bir çok durumda hak etmedikleri yerlere gelebiliyorlardır. Buna rağmen ben yukarıda @ervin 'in değindiği 'şov yapmak' meselesini anlamak gerektiğini düşünüyorum. Çünkü insanlar müzik, resim, kültür, yemek... bütün konularda öncelikle eğlence arıyorlar. Eğlenceli olmayan şey her ne olursa olsun hızla sıkılanlar onu terk ediyor. Herkesin aynı ilgi alanına sahip olmadığını kabullenmek gerek. Böyle de düşününce ben ilgi göstermeyenlere hak veriyorum.

Benim bunu kabullenmem gerçekten çok uzun bir zamanımı aldı. O yüzden Glenn'in vidyosunu izleyince paylaşmak istedim. Sunum da içerik kadar önemli olmalı bence. Genelde nerd'lerin beceremediği şey sunum diye düşünüyorum. Detay elbette ilginç ama herkes için değil.

Başka bir vidyosunda(aşağıdaki) Glenn pahalı ekipmanın lokal sahnelerde/canlı performanslarda çok da önemsenmediğinden, yine duyanların içinde çok az kişinin bu tarz ekipmanları takdir edebildiğinden ve genelde dinleyicinin eğlencesine baktığından bahsediyordu. Bunla da yüzleşmek gerek.

video linki: youtube.com/watch?v=aSiv45KEFGY


Bu videoyu izlemiştim. Acı gerçeklere dokunan başka güzel tespitleri, gözlemleri var burada da. Ama beri yanda da bir müjde aslında. "Düzgün çal, istersen ucuz ekipmanla çal, sahne ve seyirci yine senindir". Gayet olumlu bir tespit aslında.
 
Aslında çok konuşulmuş bir konu. Öte yandan da hakkında hala söylenecek çok şey olan bir konu. Nereden başlayacağımı bilemediğim için cevap yazmamıştım önce ama bu konuda bir şeyler söylemeden de olmuyor.

Birincisi, profesyonel kelimesinin anlamı. Profesyonel, bir işi para için yapan demek. Profesyonel müzisyenseniz, müzik yapmaktaki amacınız para demektir. Kötü bir şey mi ? Asla değil. Şu noktayı kabul etmek gerekiyor. Profesyonelsek, biz bir "ürünüz". Ben profesyonel bir İngilizce öğretmeniyim. Ben, çalıştığım okulun sattığı bir ürünüm. Dananın kuyruğu asıl burada kopuyor. Her şey yine dönüp dolaşıp kapitalizme geliyor. Bir çok ürün için geçerli olan, ürünün içeriğinden, kalitesinden çok, ambalajı, görsel çekiciliği, reklamı, albenisi falan oluyor. Videodaki kız da ürününü pazarlamak için, 'paketlerini' vahşice kullanmaktan çekinmiyor (İyi ürün ise ya reklam yapmayı onuruna yediremiyor ya da gerekli ambalaja sahip değil).
"Vahşice mi !"
Evet, vahşice. Neden ? Bir çok kişi, libidosuyla düşünüp "ulan taş gibi hatun, bu ne çalsa dinlerim" gibisinden tepkiler verirken ben nedense bu kızın müziğini pazarlamak için memelerini bu kadar zorlama bir şekilde sergilemesini (vaktalı sütyenle öne çıkartılmış ya da elbisesinde vakta var ) diğer bütün gitaristlerin hakkına tecavüz ve saygısızlık olarak görüyor ve bu kızdan etkilenmek yerine tiksiniyorum.
Kapitalizmin insanlığa yutturduğu en büyük yalana gelelim. Çünkü sonu direk konu başlığına denk geliyor. "İnsanoğluna en uygun sistem kapitalizmdir" Haydi salalım kendimiz bayıra, kim daha vahşi olursa. Nasılsa fittest will survive. Nasılsa insan bir hayvandır ve evrimimiz için bu süreçten geçmeliyiz. Yalan ki ne yalan. İnsan hayvandır ama dil kullanmaya ve yerleşik düzene geçip tarıma ve çevresine hükmetmeye başlamasıyla artık sosyal bir hayvan olmuştur. Yani, insanda hayvanda olmayan, sosyalleşme sonucu edinilen "duygular" vardır. Aşk vardır sevgi, öfke , nefret, acıma ve merak, keşfetme istegi ...

Bu noktada toparlayayım. İçinde bulunduğumuz sistemde parası olanın düdüğü çalar. Parası olan bir üniversiteye gider ve iyi kötü bir şekilde eğitimi alır ve kalifiye işi bu insanlar yürütür. Bahsi geçen kalifiye işi yürütecek asıl meziyetlere sahip olan bir çok kişi gerekli maddi koşullara sahip olmadığı ve ücretsiz iyi eğitim yok denecek kadar az olduğu için bu işi onlar yerine parasını basıp üniversiteye gidenler (diplomasını yani paketini alanlar) yürütür ve uzun vadede herhangi bir işi yürütenlerin kalitesi düşer, ürünlerin kalitesi düşer, insanlığın ve toplumun da.
Videodaki kız da (bu kız ana akım medyanın pompaladığı tüm idolleri çok iyi simgeliyor), bu sistemde dinin imanın para olduğunu ve paraya giden en kısa yolun cinsellik olduğunu çok iyi bildiği için, müzikal yetersizliğini (ürünün içeriğini) örtmek için, bir ton makyajı ve memelerini (ürünün paketini) fütursuzca kullanmaktan bir an bile çekinmiyor.

Peki bunun sınırı nerede. Hiç mi eğlenmeyeceğiz. Hep caz mı dinleyeceğiz. İşte bu da işin ikinci noktası.
Müzik (ya da resim ya da tiyatro ya da yazın ...) sanat olmak zorunda değildir. Tamamen eğlenceye yönelik yapılabilir. Hiç bir sakıncası yok. Ancak, eğlence amacıyla yapanların yerlerini bilmeleri gerekir. Sorun burada sanırım. Bu haddini bilememe de. Ya da bunun sınırının neresi olduğunun muallak olması.
Bu kız seksapeliyle kör shredder'ın hakkına tecavüz ediyorsa, Jon Bon Jovi'de saçlarını dağıtarak ve gözlerini kızlara süzerek şarkı söylerken örneğin Larry Coryell'in hakkına tecavüz etmiş olmuyor mu ! ( Bu arada Larry bu 17 Şubatt'ta vefat etmiş ). Bon Jovi misali gruplar en azından imaj olarak çekici bir vokalist kullanıp normalde dış görünüşüyle bu sistemde barınamayacak bir çok müzisyeni piyasaya kazandırmış oluyor. Bir nevi bilinçli yapılmış güçler birliği. Bizler, en azından bu forumdakilerin bir kısmı, bunun sınırını iyi biliyoruz ancak her şey paket, her şey imaj olsun diye yola çıkılınca avama entelektüel olarak gelişmelerine imkan sağlayacak hiç bir açık kapı bırakılmamış olunuyor. Avam çoğunluğu oluşturduğu için toplumun dokusunu onlar belirliyor. Bugünkü Türkiye bunu en güzel örneği. Avam sürekli, maddi ve entelektüel olarak sağılmaya mahkum kalıyor. Sonuçta hem onların hem de gerçek yeteneklerin hakkı yenmiş oluyor.
Sanırım bu. Olay çok dallı budaklı. En az ve öz bu kadar toparlayabildim.
 
Son düzenleme:
Artık kendisinden çok da hazzetmesem de, "motivatör" Tom Hess'in çok iyi bir tespiti var. "Müzik 3 nedenle yapılır" diyor.
1)Eğlendirmek için (to entertain)
2)Etkilemek için (to impress)
3)İfade etmek için (to express)

Bunlar çeşitli şekillerde kombine de edilebilir bence. Ama biri genellikle diğerlerinden ağır basıyor.

Bu üçü de farklı kitlelere hitap ediyor; bunları dengeli biçimde birleştirmek ise bence ticari ve müzikal başarıyı birlikte getirebilir.
"Piyasacı" tabir ettiğimiz müzisyenler sadece 1 numaralı unsuru kullanıyor.
Virtüöziteyi ön planda tutanlar çoğu zaman sadece 2 numaralı unsura odaklanıyor.
Bazı "baba" gruplar örneğin (Iron Maiden), 1 ve 2'yi çok iyi birleştiriyor ve çaktırmadan işin içine 3 numarayı da çok iyi yediriyorlar. Goy goy gözüken parçalarda bile sözlerde inanılmaz bir felsefi derinlik olabiliyor.

Bazı özel müzisyenler ve gruplar ise ana unsur olarak 3 numaraya odaklanıyor. İlk aklıma gelen örnek Pink Floyd.

Çok büyük müzisyenler (mesela Jimi Hendrix) bunların tümünü birden içerebiliyorlar.

Bu kategorilerden sadece birine odaklanan müzisyenler (özellikle de 2 numara), diğer kategorilere gösterilen ilgiyi görmeyebilir doğal olarak. O zaman da hayal kırıklığı kaçınılmaz olur.
 
Ben müziğimi kendimi ifade etmek için yapıyorum öbür türlüsü bana en kibar tabiri ile yavşaklık olarak geliyor.Profesyonel miyim? Hem evet hem hayır.Bu işten para kazanmıyorum, asıl amacım bu değil ama hayatımda en iyi yaptığım şey gitarla kendimi ifade etmek.Tdk ya göre 2 tanımı var profesyonelin.Bana göre hayatını idame etmek için müzik yapanlara profesyonel müzisyen denmesi hatalı bir tanım çünkü işin içinde sadece müzisyenler ve enstrumanları yok.Showbiz var kısaca ve bu müzisyenler de showbizin pazarlaması içinde geçinen veya geçinemeyen pazarlamacılar. Ne kadar pazarlayabildiğin önemli burada ne kadar profesyonel olduğun değil. Popüler müzik versus diğer müzikler de bu açıkça görülüyor zaten. Tanımlamalara göre Justin Bieber da profesyonel, Aşık Veysel de...Ama bilemiyorum bu işte bir yanlışlık var gibi :)
 
Geri
Üst