Grup Ile Çalma

Öncelikle merhaba daha yeni duruma yazmıştım ama @barrios abimin tavsiyesi üzerine konu açıyorum.
Geçen hafta sonu okuldan bir baterist, bir ritim gitarist, bir de solist bulmam üzerine stüdyoya gittik. Normalde backing track üzerine fena çalmayan gitaristim, hatta eğer hafta başından antrenmanlı isem elim yağ gibi kayıyor bazenleri ama bu hafta sonu gelin görün rezalet bit prova geçti öncelikle gruba ayak uyduramadığımı düşünüyorum (Kabul edeyim ilk başta suçu kendimde aramamıştım ama baterist arkadaşın anlattıkları üzerine doğru buldum) mesela şarkının akor kısmını ritimciden bakarak çaldım ama normalde çok hoş emprovize yaparken (tabi kendimce) bu şarkıda hiç solo atamadım parmaklarım birbirine girdi hatta tellere bile vuramadım. Şimdi öncelikle olabilecek nedenler arasında
1. Normalde LP çalıyorken ilk defa bir SS aldım (rg350dx)
2. Herhangi bir grupla ilk çalışmamdı.
3. Tarzım blues ama Avenged7fold so far away çalmak zorunda kaldım.
4. @KoNt87 abimin dediği gibi davulcunun tuşesi çok sertti davulun sesi aşırı yüksekti
seçeneklerinden hangisi veya hangileri vardır, gidermek için ne yapmalı
 
Benden bahsedilmiş aklıma gelenleri yazayım,

Evde sorunsuz çalıyordum fakat stüdyoya gidince vurduğum notalardan emin değildim, stüdyo sonunda terden sırılsıklam çıkıyordum. Kendimi çok kasıyordum, yaptığım bendlerden ellerim ağrıyordu.
Sonradan farkettim, kendimi duyamamaktan gitara abanıyordum, normalde çalabildiğim şeyleri çalamıyordum. Sebebi; yüksek gain, duyulmayan bass gitar, çok yüksek tuşeli davulcu. Fakat hepsinden önce sorun bendeydi, yeterince temiz çalamıyordum evde. Stüdyoda lambalı amp'de (ve yüksek volumelerde) o evdeki temizliği yakalayamayınca sorun oluyordu. Evdeki yüksek gain tuşenin canına okur bunu baştan söyleyeyim, stüdyoda volume arttıkça hatalarınız da artacaktır. Evdeki kısık ses yüksek gain en büyük düşman aslında.

Gitar tonunuz cıvımaya başladıysa (stratlarda çok çabuk başlar bu) kısın gain'i, frekanslar davulla birbirine girer ayırt edemezsiniz.
Evde de yüksek gain yanlış çaldırır, doğru sandığınız etütler aslında yanlıştır fakat hissedemezsiniz; hum seslerini duymazsınız (susturmadığınız tellerin ötmesi hadisesi, volume arttıkça o frekanslar da yükselecektir). Tavsiyem çok kısık gain'de her türlü tuşeye karşı kendinizi geliştirmeniz. Sol el en önemlisi, ne kadar kuvvetli olursa o kadar iyi. En kötü ihtimalle alternate picking yerine economy hatta legato'ya geçebilirsiniz, sol el kuvvetli olduğu sürece penadan ayırt etmek o derece zorlaşır.
Youtubedaki çok hızlı gitaristlerin %85'i birebir alternate yapmaz (malmsteen, michael angelo batio'dan bahsetmiyorum). String skippingler yoğunlaştıkça, intervaller değiştikçe kontrol azalır (çalışarak artırılabilir).
Govan'ın herhangi bir jam'inde pena mı hybrid mi sorununu yaşıyorum, yavaşlatmama rağmen ayırt edilemeyebiliyor. Fakat istediği zaman istediği hızda alternate picking de yapabiliyor. Canlı performanslarda da duyulmaması gibi bir durum yok. Kendisinin röpörtajlarında açıkladığı olay ise gain kısmak(gain'i abartmamak), mid boost kullanmak (uzun süre koko boost kullandı, hala kullanıyor). Böylece gitar tonu ön planda tutuluyor.
Davulcu çok önemli malesef, jvm410 amfide, speakerlara eğilip kendimi duyamadığımı biliyorum. Kendinizi duyamıyorsanız, çalarken rahatsız hissediyorsanız direk kısın, cevap orada. Davulcu gerekirse çok basit çalsın. Monitör olmadan stüdyo ortamında kendinizi duyurmanın/duymanın en garanti yolu bu, tarz ne olursa olsun.
Gitar çalarken çok rahat olmalısınız, fiziksel ağrı, yorgunluk, terleme gibi sonuçlar bir şeyleri yanlış yaptığınızın habercisi. 3 saat program yaparsınız tabi terlersiniz, fakat 20-30dk' da "soğuk terler" döküyorsanız, sorun havalandırmada değil :)
 
1) Oturarak çalma ve ayakta çalma arasında da çok fark var. Bunu bir deneyin. Evde oturarak çalıyorsanız, ayakta çalmak zor olabilir.

2) Ortam sıcaklığı ve nem dengesi çok önemli. Evde sıcak sıcak çalarken, stüdyo ortamı 3-4 derece daha soğuk olsa bile eller etkileniyor. Bu da önemli bir nokta.

Nemden dolayı da, ben de @KoNt87 gibi grupla ilk zamanlar çalarken, ellerim daha çok terliyordu. Elim tabi takılmaya başlıyordu ve çalamıyordum. Sonra alıştıkça bu geçti. Bu arada bazı stüdyolarda biz 2 saat çalışırdık, nota kağıtları hamur (abartmıyorum) kıvamına gelirdi nemden.

Bunun dışında bir noktaya değinmeden geçemeyeceğim. Başlığı açarken "normalde açmayacaktım ama aç dediler" şeklinde bir savunma ile açmışsın. Açıkçası senin bunu yazman, belki de bizlerin tepkisinden dolayı. Diğer arkadaşları bilemiyorum ama, bu tarz bir başlığa ben dönüp de "ne gerek vardı" demem. Aksine, bu başlıklar daha önce konuşulmamış, konuşulsa bile kişiden kişiye değişen bireysel sorular.

Özet olarak, forumda daha önce konuşulmuş konuları, 20. baskı olarak başlık halinde açan, mesaj sayısını hızlıca artırma düşüncesine ek olarak; olmayan bilgiyi kanıtlama çabasına girilen başlıklarla, senin açtığın bu gibi başlıkları kimsenin bir tutmayacağı düşüncesindeyim.


Edit: 1-2 düşük cümle düzeltildi. Hala da kalmış olabilir.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #5
1) Oturarak çalma ve ayakta çalma arasında da çok fark var. Bunu bir deneyin. Evde oturarak çalıyorsanız, ayakta çalmak zor olabilir.
Abi ayakta çalma konusunda fazla bir sıkıntım yok canım sıkıldığında bir tane konser açıp yataktan yatağa zıplaya zıplaya :) çalıyorum hani otururken ki gibi olmuyor ama ortalama bir şekilde devam ediyorum

Başlığı açarken "normalde açmayacaktım ama aç dediler" şeklinde bir savunma ile açmışsın. Açıkçası senin bunu yazman, belki de bizlerin tepkisinden dolayı. Diğer arkadaşları bilemiyorum ama, bu tarz bir başlığa ben dönüp de "ne gerek vardı" demem. Aksine, bu başlıklar daha önce konuşulmamış, konuşulsa bile kişiden kişiye değişen bireysel sorular.
bu hususta kesinlikle sizin tavrınızdan kaçınma şeklinde değilde kendimin biraz gereksiz gördüğünden yazmışım(yazdım değil yazmışım insan dönüp bir daha bakınca niye yazmışım acaba diyor çünkü)
 
bence grup ile etkin çalmanın tek yöntemi var o da sürekli doğaçlama yapmaktır. belirli bir besteyi çalmaktan ziyade free emprovize çalışmak en faydalı olan. ama beni kim takar
 
Ben de biraz ekleme yapayım. Durum şuna dönüşüyor. Evde deli gibi çalıyorum ama studyoya girince olmuyor. Bunun birkaç nedeni var. Hatta simdi geldim studyodan berbatti benimki de anlatayım. Sergen arkadaşımızın dediği gibi aslında evde yüksek sesle çalmadığımızdan studyoda ki tuşe birden ön plana çıkıyor. Tele uyguladığınız basınç farkı hemen fark ediliyor ve birden insan "ne oluyor yahu herkes bana bakıyor aman yanlış çalıyorum pantalon mu indi aşşağıya bi yerim mi gözüktü" felan derken el ayak birbirine giriyor kontrol kayboluyor. Bir diğeri backing trackle (burada backing trackde tum enstrumanların çaldığını varsayıyorum) çalışıyor olmanız şarkıyı ilk öğrenmek için iyi fakat malesef yeterli değil. Çünkü backing track de adamlar sizin için trafigi oluşturuyor siz fark etmeden aslında trafiği özümseyemiyorsunuz. Backing trackten sonra şarkının midi dosyasını indirin. Sadece bass ve davulu açın. Bir de öyle deneyin. Resmen boşluğa düşmüş gibi olacaksınız. Ama öğrenince omurilikten çalma diye tabir ettiğimiz şekle gelecektir çalmanız. İster davulcunuz ister bassciniz kötü çalsın fark etmez. Sizde metronom ve trafik yer etmiştir artık.
Kendi gitarınızı götürmeye gayret ediniz. Ben de eskiden aman ne taşıyacam diyordum ama olmuyor. Studyodaki rezil klavyeli gitarlarla başkasının evinde banyoya girmiş gibi oluyorsunuz. Artık taşıyorum valla. Zaten niye aldık bunları. Çalmak için. Götürün çalın havanızı ativerin miss gibi.
Bu gece benim studyomun rezil geçmesinin sebepleri ise odamız değişti haliyle amfi de değişti tonu ve volumu tam istediğim gibi ayarlayamadım, ikinci gitarın tonu benden de beterdi sesi beynimi yedi, davul zaten kafasına gore çalıyor ama allahtan omurilikte şarkılar durduğu için orada bir sorun yok gibi gibi durumlar. Moral bozmaya çok da gerek yok.
Tek başına studyoya gidip yuksek sesle midi backing trackle de çalışmak çok faydalı olacaktır. Yakınlarda bir studyo varsa gruptan gayrı hafta da bir gun de oraya gidebilirseniz çok iyi bir antreman olur. Ses yukselince dünyalar değişiyor unutmayın. Fiyat tek başına olunca yarı yarıya oluyor cogu studyoda en azından bizim burdaki oyle yapıyor saolsun ;)
 
stüdyo şarkıları öğrenmek için gidilen bir yer değil, şarkıları birlikte çalmak, trafik oturtmak için gidilen bir yerdir. Ritmciye bakarak çaldım dediğiniz için bu yönde bir eksiğiniz olmuş olabileceğinizi düşündüm.
Normalde üç şarkı çalacaktık ilkini işte şu lanet şarkı seçtik. Zaten şarkıda riff hiç yok. Sadece hiç hoşlanmadığım phyrigian dan gidilmiş (sanırım) bir solo var. Bende evde kendime diğer iki şarkıyı çalıyorum zaten, bunun akorlarına bakayım orda da emre aydıncılar gibi telefondan açar akorlarını çalarım(zaten benziyor şarkı herhalde ulan bir de kız düşürmek için gitar çalanlara da şarkı yapalım demişler), bir de her zaman yaptığım gibi doğaçlama bir solo girerim dedim. Ama nedense ritim de bilmeyen bir kişi için belli olmayacak ama benim için işkence içeren vuruş bozuklukları yaşadım (yine çalışmamamı savunacaksınız ama dedim ya şarkı klasik gitardan başla kolay olur örgütünün şarkıs). Solo da da solonun iskeletine bağlı kalacak şekilde emprovize düşündüm ama yanlış notaları felan tınlattım. Yani bilmiyorum gitarı ne zaman elime alsam özellikle duymadığım bir backing track açar solo atardım ama bu sefer yapamayınca koydu
 
Ben sorunun dolaylı olarak şarkıdan kaynaklandığını düşünüyorum. Lise dönemimde bu şarkıyı çalmıştık o zamanki grubumla. Ritim gitarını çalıp söylüyordum. Şarkının belli bir bütünü var aslında. Ritim gitarın bastığı akorlara bakarak değilde, solo gitarda belli yerlerde belli akor yürüyüşleri istiyor. Eğer birlikte çaldığın kişiler belli bir seviyede değilse, onların kulağına garip gelip genel bir "olmuyor, yanlış tınlıyor" algısı yaratabilir. Aynı algı sen doğaçlama soloya girdiğinde de olabilir. Birlikte çaldığın kişinin kulağına şarkıdaki gibi tınlamadığı için biri bir vuruş kaçırabilir, bu yanlış vuruş senin solonun tadını kaçırabilir vs vs.. Şahsi tavsiyem, üyeler belli bir seviyede değilse, grupla sinerji yakalayana kadar şarkılara tamamen sabit kalınmasıdır. Zamanla bakışarak anlaşabildiğin döneme geldiğinde zaten istediğin kadar serbest kalacaksın. Birçok grup bu sinerjiyi tutturamadığı için dağılıyor.
Not: Ben ritim gitar çalıyor olsam ve solo gitaristim stüdyoda benden bakıp çalıyor olsa muhtemelen bir sonraki çalışma olmazdı. :)
 
Aslında evde de çalamıyor olma ihtimaliniz var, belli bir seviyeye gelmeden Backing track ya da bir şarkıya eşlik ederek çalışmak en büyük hatadır. Çünkü çalabildiğinizi sanarsınız, tuşenizi duymanıza ve hatalarınızı görebilmenize engel olur, Trafik takip etme zahmetiniz de olmayınca stüdyoda işler karışır.
  • Asım Can abi nin ilk dersine giriş cümlesi şuydu; "Gitar, otururken sol dize konur. Diğer türlü ayağa kalktığınızda çalamazsınız," Çooook haklıydı ! :(
  • Şarkıyı sadece metronomla çalışın.
  • Çalışmanızı yine metronomla baştan sona kaydedin ve dinleyin. Trafik kaçıyor mu? tuşeniz zamanlamalarınız ne alamde ? vb.. Çalarken farkedemeyeceğiniz daha bir çok hatayı bu şekilde anlayabilirsiniz.
  • Çoğu davulcu aynı şarkıyı farklı çalarlar. En kilit noktaya abuk subuk bir atakla girer aklınızı alır. :) Ritminizi davuldan almayın; ayağınızla tempo yapın. Bu aynı zamanda sizin vurgularınızı da geliştirir.
  • Trafiğini yazın ve yanınızda bulundurun. Kendinizden eminseniz bile grup içindeki tembel diğer eleman ya da elemanlar bunu hep sabote ederler allak bullak olur; İntro -Verse1 Bridge-verse2, solo-2xVerse1- outro .... gibi
  • Stüdyoda amfiyi arkanıza almayın. Mutlaka karşısına geçin.
 
Son düzenleme:
Pratiğe ilişkin pek çok önemli şey söylenmiş. Ben de işin biraz tavır ve zihniyet tarafı ile ilgili bir kaç uyarıda bulunayım:

Bu yaşlarda tarz diye bir şeyden bahsetmek zordur. "Tarzım blues ama.. " cümlesi bu anlamda pek iyi sinyaller vermiyor, çünkü bu bahane üretmek için kullanılabilir:) Blues gibi türler söz konusu olunca bu ihtimal daha da artıyor, çünkü blues kolay sanılan ve bu nedenle gitaristlerin çabuk yanaştığı bir tür. Kendinizi daha objektif değerlendirmek için bu tip bahanelerden uzak durun. Söz konusu bir blues parçası olsa çatır çatır çalabilecek miydiniz ? Hadi "Still Got the Blues" çalalım o zaman ?

Eğer gerçekten sevmediğiniz bir parça ise çalmayın. "İlle de çal" diye tutturan grup arkadaşlarınız varsa niye çalmak istemediğinizi açıklayın. Anlamak istemiyorlarsa o grup ile vakit kaybetmeyin. Ama bunu kendi hatalarınızı gizlemek için kaçış yöntemi olarak kullanmayın. Eğer gerçekten nefret ettiğiniz bir parça değilse, bu durumda onu da çalışarak bir şeyler öğrenebilirsiniz.

Gitarınızı provaya götürün. Gitar götürmemek de bir başka tembellik sorunu olduğunu düşündürüyor. Kaç senedir kaç grupla prova aldım bilmiyorum, hayatımda stüdyodaki gitarı çaldığım prova sayısı çok çok azdır ve bunların çoğu da henüz elektrogitarımın olmadığı dönemde Tünel'deki stüdyolara gittiğimiz zamanlara denk gelir.

"Performans kaygısı" olarak isimlendirilen bir durum var. Pek çok kişiyi etkiler, sizi de etkilemiş. Çalarken sürekli kendinize odaklanıp kaygılanmanıza yol açar, her zaman yaptığınız işler bu sefer zorlaşır... Elbette başka insanlar ile çalmak daha zordur ve evde çalmaya benzemez. Provaya ödevinizi yapmış olarak gelin, mümkünse her seferinde aynı veya soundunu bildiğiniz stüdyoya gidin ve ilk defa çalacağınız bir parçada kendinizden çok şey beklemeyin.

Son olarak biraz da pratik: Üzerine solo çaldığınız herşeyin armonik yapısını öğrenin. "Ben solo çalıyorum, ritmlere çalışmadım" olmaz. Yine bir tembellik var orada:)
 
1) Kendi gitarınızı götürün. Stüdyoda bulduğunuz gitarın tel yüksekliği, sap profili, çalımınıza etki edebilir.
2) Parçaya hep beraber dalmadan önce her enstruman için, gerekirse ayrı ayrı ses yüksekliklerinizi kontrol edin (gain,treble,bass dahil). Bazen kendinizi duyamadığınız için de kötü çalabilirsiniz.
3) Evde de ayakta çalışın, gerekirse kondüsyon için kas geliştirme yapın :) Önce mutlaka ısının.
4) Evde eğer processore-preampliye yada başka bir cihaza ton yazıyorsanız, evdeki amplinizin clean kanalın özellikleri hep flat olsun. (Bass, treble, mid : saat 12 yönünde). Cihazınızı stüdyoya götürdüğünüzde büyük süprizlerle karşılaşıp zaman kaybetmezsiniz.
5) Parça çalışırken ben şu yöntemi izliyorum, en rahat çalabildiğim versiyona çalışıyorum(örnek olarak aynı parça ritm kısmında drop d olarak sadece bare powerchord basılarak çalınabiliyorsa tercih ederim). Guitar pro veya kanalları kapatılmış backing track üzerinde çalışıyorum. Çok zorlayıcı birşeyse metronom ile yavaştan hızlıya doğru çalışıyorum.
6) Davul ve bas çok önemli, ritm kaçıyorsa zaten yapabileceğiniz birşey yok :) Vokaliniz ekstra olarak gitar çalabiliyorsa yada 2. bir gitaristiniz olursa birbirlerinizin hatalarını kısa süre için de olsa kapayabilirsiniz.
7) Çaldığınız stüdyodaki yalıtım, içerideki vokali duyduğunuz monitorlerin pozisyonu ve gücü, davulun yerleşimi , amplilerin karakterleri çok önemli, bunlar size uymuyorsa ve sorun bundan kaynaklı ise stüdyonuzu değiştirin. Davulun her kick vuruşu kulağınızda veya karnınızda patlıyorsa, alternatif rock türevlerini 4x12 full tüplü high gainli rectifier amplilerde çalmaya çalışıyorsanız ve vokali duyamıyorsanız sorunun bir kısmı da gittiğiniz stüdyodadır.

aklıma gelenler bunlar.
 
Pratiğe ilişkin pek çok önemli şey söylenmiş. Ben de işin biraz tavır ve zihniyet tarafı ile ilgili bir kaç uyarıda bulunayım:

Bu yaşlarda tarz diye bir şeyden bahsetmek zordur. "Tarzım blues ama.. " cümlesi bu anlamda pek iyi sinyaller vermiyor, çünkü bu bahane üretmek için kullanılabilir:) Blues gibi türler söz konusu olunca bu ihtimal daha da artıyor, çünkü blues kolay sanılan ve bu nedenle gitaristlerin çabuk yanaştığı bir tür. Kendinizi daha objektif değerlendirmek için bu tip bahanelerden uzak durun. Söz konusu bir blues parçası olsa çatır çatır çalabilecek miydiniz ? Hadi "Still Got the Blues" çalalım o zaman ?

Eğer gerçekten sevmediğiniz bir parça ise çalmayın. "İlle de çal" diye tutturan grup arkadaşlarınız varsa niye çalmak istemediğinizi açıklayın. Anlamak istemiyorlarsa o grup ile vakit kaybetmeyin. Ama bunu kendi hatalarınızı gizlemek için kaçış yöntemi olarak kullanmayın. Eğer gerçekten nefret ettiğiniz bir parça değilse, bu durumda onu da çalışarak bir şeyler öğrenebilirsiniz.

Gitarınızı provaya götürün. Gitar götürmemek de bir başka tembellik sorunu olduğunu düşündürüyor. Kaç senedir kaç grupla prova aldım bilmiyorum, hayatımda stüdyodaki gitarı çaldığım prova sayısı çok çok azdır ve bunların çoğu da henüz elektrogitarımın olmadığı dönemde Tünel'deki stüdyolara gittiğimiz zamanlara denk gelir.

"Performans kaygısı" olarak isimlendirilen bir durum var. Pek çok kişiyi etkiler, sizi de etkilemiş. Çalarken sürekli kendinize odaklanıp kaygılanmanıza yol açar, her zaman yaptığınız işler bu sefer zorlaşır... Elbette başka insanlar ile çalmak daha zordur ve evde çalmaya benzemez. Provaya ödevinizi yapmış olarak gelin, mümkünse her seferinde aynı veya soundunu bildiğiniz stüdyoya gidin ve ilk defa çalacağınız bir parçada kendinizden çok şey beklemeyin.

Son olarak biraz da pratik: Üzerine solo çaldığınız herşeyin armonik yapısını öğrenin. "Ben solo çalıyorum, ritmlere çalışmadım" olmaz. Yine bir tembellik var orada:)
Abi tarzım blues kelimesini bb kingim anlamında söylemedim. Bu güne kadar hep blues ve hard rock dinleyip çaldım o anlamda yoksa hani daha tam oturmuş bir şey yok Ayrıca blues çalmaktan kastım duyguyu verdim yeter değil gerektiği yerlerde fast runlar bazı lickler de var (hala doğaçlama temiz bir fast run yapabilmiş değilim).
 
Bir de herkes gitar konusunu söylemiş kesinlikle gitara yıkmak hata olur ama gerçekten de etkisi var o konuda gayet haklısınız. Tembellik konusuna gelince doğru söylüyorsunuz şarkı son gün belirlende bende pek bakmadım (tabi hiç bakmadım anlamına gelmez).
 
Abi tarzım blues kelimesini bb kingim anlamında söylemedim. Bu güne kadar hep blues ve hard rock dinleyip çaldım o anlamda yoksa hani daha tam oturmuş bir şey yok Ayrıca blues çalmaktan kastım duyguyu verdim yeter değil gerektiği yerlerde fast runlar bazı lickler de var (hala doğaçlama temiz bir fast run yapabilmiş değilim).
Seviyenizin üzerinde şeyler varsa bunları repertuara almak için acele etmeyin. Biraz daha basitinden başlayın ve doğaçlama solo çalmaya müsait şeyleri de işin içine katın. Avenged Sevenfold parçaları bu açılardan kötü tercih.
 
müzikte pek çok tür var. rock müzik de pek çok türden oluşuyor. bu yüzden ikisi de bambaşka türler olmasına rağmen blues'la death metal'in bile akrabalığı var. Fakat enstrümanda hakimiyet kurmanın en kolay yolu tek bir türe odaklanmaktır. blues seviyorsan blues çal, heavy metal seviyorsan heavy metal çal. bu iki türü aynı başarıyla icra edebilecek müzisyen sayısı herhalde yok denecek kadar azdır. o yüzden birini seç ve o türü çalan insanlarla bir arada olabileceğin bir grupta çal. böylelikle o türde grup olarak çok daha rahat uzmanlaşabilirsiniz.

backing track üzerine çalışmak zevklidir. hatta bazen iyi odaklandığında kendini mükemmel hissettiğin anlar bile olur. O yüzden pek çok genç müzisyen doğaçlamaya meraklıdır. Fakat canlı çalarken bu doğaçlamalar genelde felakete dönüşür. Burada benim tavsiyem aynı şarkıları, aynı soloları, aynı lickleri günlerce, aylarca, yıllarca çalışmaktır. Aynı şeyi çok fazla tekrar etmek öğrenmenin en kolay yoludur. Bu şekilde yaparsan öğrendiklerin sağlam bir temele oturur ve sonrasında doğaçlamayı çok daha iyi yapabilirsin. Temeli sağlam kurmadan çok fazla doğaçlamaya girme.

Bir de olabildiğince geniş, ferah ve ekipmanı tarzınıza uygun stüdyolarda çalışın.
 
Geri
Üst