Zamanda Yolculuk Mümkün mü?

Peki bu hızı yapınca dünyada kalacağımızı kim söylüyor?Saatte 300bin km hız demek imkansız bişey.Hadi diyelim ki japonlar çok çalıştı yine biyolunu buldu :D 300bin km hıza ulaştık.Peki bu hızla giden dünya atmosferi içersinde yanmadan durabilecek?Hadi durdu diyelim bu hızla giden bişeyin uçmaması mümkün değil.Bu en nihayetinde uçacak.300bin km hız,bu hızla uzaya kadar gider sanırım bu hızı yapan alet.O zaman ne anladım ki ben zamanda yolculuktan.Yolculuk bi bitiyo bir bakmışız ki uzay boşluğundayız.Zamanda yolculuk bence gayet olanaksız olanaklı olsa bile anlamsız,kazançsız.Dünyada bu hıza dayanabilecek bişey olduğuna inanmıyorum,Japonların böyle bi yolculuk aracı icad edebilmesini de beklemiyorum :D
 
zamanda yolculuk

Şöyle düşünelim.Geleceğe gitmek nedir?Daha yaşanmamış bir zamana gitmek demektir.Yaşanmamış bir zamana gitmek kadar saçma birşey olabilir mi :D
 
zamanda yolculuk

Şimdi akıllı bir arkadaşım diyecek ki.Tamam,gelecek yaşanmadı ama geçmiş yaşandı.Gerçekten öyle bir icat bulunduğunu düşünelim.Ve geçmişe gitti.Eğer geçmişe gitseydi geçmişte bir zamanda yolculuk makinesiyle oraya öncedende gitmiş bulunması gerekti.Ama böyle birşeyin imkansızlığını hala hazırda böyle birşey göremediğimiz için saçma görüyorum.Belki anlaşılması güç bir paragraf oldu ama iyice bir düşünün!!!
 
zamanda yolculuk mümkün değil.. fikren bu mümkün ama gerçekte tabiki böyle bişey olamaz. insan ancak hayalinde ve ruyalarında, zaman yolculuğunu yapar.. saygılar
 
zamanda yolculuk mümkünatı olan bir şey değil. mantıksız bir kere. sağlanması imkansız olanaklarla geçmişi görmek 'belki' mümkün olabilir ama. şöyle ki:

yıldızlar bizden çok çok ışık yılı uzaktalar, biliyorsunuz. biz gökyüzüne baktığımızda, kim bilir kaç yıl önce patlamış yıldızları görüyoruz, ışık bize anca ulaşıyor çünkü (ışığın güneşten dünyaya 8 dakikada geldiğini hatırlatayım. güneş bize en yakın yıldız. öbürleri çok çok çok daha uzak). eğer
hiper süper multi hızlı bir uzay aracı yapılırsa (ışık ızından çok çok çok çok daha hızlı olmalı bu), ben o ışığını gördüğüm yıldızlardan birinin oraya gidersem, oradan hiper süper multi mega güçlü teleskopumlan dünyaya bakarsam, belki dinazorları falan görebilirim. yani yolculuk bile değil bu, sadece geçmişi görüyorsun. çok acayip ama yine de, değil mi?
bu bile imkansız aslında. ışık hızını aşacaksın da , milyonlarca kilometre ötesini net gösteren teleskopun olacak da, peh :p
 
imkansız olduğunu düşünmüyorum. yeni yüzyılda farklı malzemeler alaşımlar çok önemli oluyor. malzeme dayanımı gitgide gelişmekte ve o bahsettiğimiz ışık hızını geçmeye, güneşe belli bi miktar daha yaklaşabileceğimiz malzemeler ortaya çıkıyor. malzeme teknolojisi bu yönde çok önemli.
 
Basit düşünelim.Şu anda 1000 ışık yılı uzakta olan gök cisminin ışıkları dünyaya geldiğinde biz o gök cisminin 1000 yıl önceki halini görüyoruz değilmi.yalnışım varsa düzeltsin arkadaşlar.

o zaman bizim şu teknolojiyi geliştirmemeiz lazım.1000 ışık yılı ötedeki gök cismine ışınlanarak vardığımızı varsayalım.oraya vardığımızda bize dünyadan 1000 yıl öceki görüntüler gelecektir.yani 1008 yılına ait görüntüler.bu demek oluyorki bizim öce bu gök cisimlerine anında gidebilecek araçlar üretmemiz gerekiyor.

Bu gerçekleşse bile geleceğe gidemeyeceğiz.Geçmişi izleyeceğiz.Olabilirmi acep.
 
Geleceğe de geçmişe de gitmek hem fikir olarak hem de uygulama olarak imkansızdır,mantıksızdır...
Işık hızına çıkıp da sıçramak isteyenleri düşünelim.. Şimdi ışık hızına çıkmak için ivmelenmek gerekir. G etkisi diyor fizikçiler.. Bu etkiyi zaten bir anda yersek patlıyoruz..
İkincisi uzay sıçraması.. O zaman da uzay - zamanı bükmek gerekir. Bunun için muazzam kütle elde etmemiz lazım.. Bu kütle ile uzay-zamanı büküp istediğimiz noktada durarak sıçrama yapmış oluruz.. Ama bu kütleyi nerden nasıl elde edeceğiz.. Şimdi bakın bir yıldız bile kendi çevre uzayını bükerek anca bir güneş sistemi yaratabiliyor. Yani gezegenleri çevresinde daire çizmeye zorluyor.. Sen öyle bi kütle üreteceksin ki uzayı çarşaf gibi bükeceksin..

Bunlar zamanda yolculuk yapma konusunda ışık hızını aşma ve uzayı bükme düşünceleri ile ilgili fikirler.. Mantıksız olduğu bariz belli... En azından elimizde sıradışı maddeler ve yeterli kütleyi yaratacak madde yok.. Artı bizler etten canlılarız.. Bırakın ışık hızını formula pilotlarının yaptığı işe 100 kişiden 5 i katlanamaz... O G etkisini yiyen başlar kusmaya... Ki biz bir anda ışık hızına sıçrayacağız.. Hadi yavaş yavaş ivmeleniyoruz diyelim.. O ivmelenmenin ışık hızı süratine ulaşana kadar devam etmesi yüzyılları alır...
Bakın Einstein, tanrı zar atmaz derken determinizmi (nedenselliği) açıklar... Eğer zamanda geriye gitseydik, paradokslar oluştururduk... Kendimizi geçmişteki kendimizin yanına yollar biraz sohbet eder, sonra bir daha geleceğe yollar, hemen ardından bir daha geçmişte kendimizle sohbet ettiğimiz ana yollardık, bu sefer 3 adet kendimizle muhabbet etmeye başlardık...
Ayrıca bakınız: postacı paradoksu..

Yani zamanda sıçramak saçmalamaktır. Ama uzayda sıçramak konusunda şüphelerim var.. Uzay-zaman boyutunu bozmadan, uzayda belli bir noktaya sıçranabilir.. Tabi bunun için önce madde ve antimadde fiziğinde çözülmesi gerekli çok soru var... (Mesela bazı parçaçıkların zamanda geri hareketle hareket ettiği düşünülüyor, tabi kanıtlanmış değil, ancak bu parçacıkları torunlarımızın torunları belki kullanabilecek seviyeye erişir)
Herkese iyi sabahlar...
 
Bana kalırsa bu ışık hızı konusuna fazla takılıyoruz. Çünkü lisedeyken aldığım fizik derslerinden de hatırlıyorum ki ışığın hızı değişebilir.Işık her yoğunlukta farklı hareket eder. Kabul edilen bir diğer olay ise ışık hızına ulaşan nesnenin enerjiye dönüşeceğidir.(nasıl oluyorsa artık) Bu durumda bunun tersininde mümkün olarak yavaşlattığımız ışığında maddeye dönüşmesi gerekir bence. Biz şimdi olağanüstü bi ışık kaynağına sahip olsak ve bunu çok çok yoğun ancak olabildiğince saydam bir maddeden geçirirsek, bu maddenin kütlesi artar mı veya yine bu ortamdaki ışığı hızını durma noktasına kadar yavaşlatıp bu ışığın hızını geçersek ne olur? Teoride bu hala ışıktır ama biz bunu geçtik?
Zaman boyut mudur konusuna gelirsek. Evet zaman bir boyuttur ama soyut bir boyuttur. Materyalist arkadaşlardan özür diliyorum ancak evrende herşeyi görüp, hissedemeyiz.
Son olarak bazı arkadaşlar kütle biraz daha bilgili olan arkadaşlar uzay-zamanı bükmek gibi şeylerden bahsetmiş, rica ediyorum birde anti-madde ile ilgili bir araştırma yapın, birçok kişinin sorularının cevaplarını bulacağına inanıyorum.
Not: Sayın moderatör, bu yazıyı yazarken mantık olarak size ters gelen her yazıyı içeriğine bakmadan silme gibi bir alışkanlığınızın olduğunu farkettim maalesef. Sizden ricam buranın bir ağa önderliğinde toplanıp köy konularını konuşan ve sonuçta yine ağanın dediği olan köy kahvelerinden farkı olduğunu idrak etmeniz. Buradaki her kullanıcı bu yazıları yazmak için bir emek harcıyor ve eğer gelen bir cevabı görüp bundan bir pay çıkartamadan yazı silinirse bunun boşbir a4 kağıda yazıp dosyaya koymaktan hiçbir farkı kalmaz. Yazılarımda bazı eksik kısımlar olabilir, ancak bunlar büyük ihtimalle kastî olarak yapılmış ve diğer kullanıcıların araştırma yaparak burada benim aktarabileceğimden çok daha geniş bilgiye ulaşmasını istediğimdendir. Bu notu okuduktan sonra silebilirsiniz ancak lütfen mesajın sağ üstünde çıkan sil butonuna basmadan önce bir daha düşününüz. Teşekkür ederim.
Not: Yazımdan bazı arkadaşlar alaycı bir ifade çıkartabilir, şimdiden yazayım, hiç kimseyi küçük görme gibi bir niyetim yoktur, lütfen yanlış anlaşılmasın. Hiçbir kısımda, hiçbir kullanıcıyı kastedmedim, sadece genel olarak 3 sayfadan aklımda kalanlar üzerine bir şeyler yazdım.
 
Hımmm... Işık hızı olayı zor, çünkü ışık hızına ulaştığımızda enerji olup dağılıyoruz zaten böyle bir sorun var; ışınlanma? bi ihtimal mümkün, zerreyi ışınladılar ama maddeyi ışınladıklarında tekrar toparlayamıyorlar diye biliyorum. Zaman yolculuğu konusunda; zamanın ve boyutun ne olduğu üzerinde yoğunlaşmak lazım sanırım. Zaman eğer bir çizgiyse, zaman yolculuğu ancak zamanı bükmekle mümkün olabilir sanırım ama henüz uzayı bükmekle ilgili araştırmalar yapılıyor sanırım, zamanı bükmekle ilgili bir çalışma va rmı bilemiyorum ama bu uzay bükme olayı pek mantıksız gelse de bazen de tek yol gibi geliyor..
 
İşte benim bildiğim kadarıyla ışık hızına ulaştığımızda enerji olup dağılacağımız hikayesi sadece bir varsayım. Herhangi bir dayanağı varmı bilmiyorum ancak, şuana kadar ışık hızına çıkartılan birşey olmadığı için bunun kanıtlanmış bişey olduğunu sanmıyorum.
 
einstein abimiz demişti sanırım. öyle bir şeyler hatırlıyorum, ışık hızına ulaşan maddenin maddeyle alakası yoktur gibilerinden.
 
Işığın hızı hakkında haberler:
http://www.wired.com/science/discoveries/magazine/15-11/st_alphageek
http://www.ntvmsnbc.com/news/373879.asp (tam olarak ışık hızı aşılmamış anladığım kadarıyla)
Einstein abimiz aslında ışık hızına ulaşan şey enerjiye dönüşür değil madde kütlesi olduğu için ışık hızına ulaşamaz demiş. Bugünde ilginç olarak Big Bang sırasında bazı maddelerin ışık hızını geçtiği söyleniyor, ki doğruysa Einstein abimizin bugüne kadar söylediği herşey yalan demektir. Bu bir çelişki değil midir?
 
Bakın arkadaşlar, antimadde henüz literatürdeki bilgilere dayanarak konuşursak yapılamadı... Ama pozitron mevcut ve sanırım saklanması ile ilgili birkaç teori mevcut biri sıvı hidrojen içinde saklama, diğeri aşırı elektromanyetik alanda tutarak sabitlemek...
Şimdi ışık hızına çıkılmadığı için ne olaağı bilinemez diye bir yorum var..
Bazı maddeler radyoaktiftir.. Yani ışımaya aşırı yatkındır. Bazı maddelerin ise ışıması için daha çok enerji ile onları bozmak gerekir. Yani şunu düşünün paraşütsüz uçaktan aşağıya atlıyoruz.. Ağzımız burnumuz elmacık kemiklerimize yapışıyor.. Şimdi bu anda hızmız atıyorum 500 km / sn (ki olmaz çok bu çok)... Siz 300 000 km / sn den bahsediyorsunuz.. Yani bunun ivmelenmesini nsaıl çözeceğiz.. Hadi çözdük bu hızda bir canlı var olabilir mi?
Şimdi ben ışık hızında seyahat edip, sonra yavaşlayıp yeniden maddeleşme fikrinde şüpheliyim.. Ama ışınlanma ile ilgili de birçok bakış açısı var.
Mesela ışınlanma öle sizin anladığınız anlamda önce enerji olup sora tüm parçalarımızın yeniden toplanması gibi düşünülmüyor kimi teori mi diyeyim bilemedim bakış açılarında... Arada yeterli madde var diyelim.. Bizim X adlı cismimizin , A konumundan yarattığımız etkinin yeterli bir süreç başlatarak aradaki maddelerin dönüşümü ile B konumunda aynı X cismini yaratabilmesi de bir ışınlanma bakış açısı...
Ama biz zamanda geriye veya ileriye gitmekten bahsediyoruz...
Şimdi anti parçacık olayına geri dönelim... Bir pozitron ile bir elektron çarpıştığında yapılan deneylerde foton saçtığı ve bir elektronun yoluna devam ettiği bulunmuş.. Bu alıntıdır... Yani nedensellik değişmemiş... Elektron aynı yoluna devam etmiş... Yani daha anti madde yapamadık ya da yaptılar gizliyorlar...
Şimdi nedenselliğe geri dönelim... Alıntıdır:

t1 tarihinde yaşanan A olayı, zamanda yolculuk keşfedildiğinde geçmişe müdahale edilerek değiştirilseydi, ve olay A şeklinden B şekline çevrilmiş olsaydı, bu bir C olayı ile yapılıyor olurdu. Yani C: A olayının B olayına çevrilmesi.
C olayı yani çevrilme olayı gerçekleştiği zaman,
ilk önce olan A olayı artık hiç olmamış olurdu.
Bu durumda B olayına çevrilecek A olayı mevcut olmazdı.
Bu durumda C olayı gerçekleştirilememiş olurdu.Olay paradoksa bağlanırdı.

Yani bakın B olayına çevirmek için aslında A olayının olması gerekli... Yoksa C olayını yapma amacımız ortadan kalkıyor...

Alıntı 2:
Geleceğe seyahat için ise en temel problemimiz zannımca yine enerjinin korunumu nedeniyle karşılaşacağımız problemler olacaktır. Şöyleki; ışık hızına çıktığımızı varsaysak dahi, bir "yere/zamana" gitmek istiyor isek o "yerde/zamanda" durabilmeliyiz. Oysa ne uzay ne dünya boş, her yerde en basitinden sürtünme denilen bir problem var, yolculuk esnasında tüm kütleniz enerji haline geleceği için, durduğunuz esnada herhangi bir uzvunuzu kaybetmemek için bu süreçte enerjinin korunması lazım, bu vakumlu bir yerde mi olur bilemiyorum...

Alıntı 3:

şöyle bir durum da var yalnız, ışık ışık diyoruz ama ne tür bir ışık..eğer görünen ışık olursanız, karşınıza çıkan engellerin (uzayda iken) içinden geçemeyip, kırınıma uğrar uzaya saçılırsınız, ancak ve ancak yeterli frekansta bir elektromanyetik dalga olmanız lazım ki (cep telefonlarındaki gibi mesela) masif kütlelerin içerisinden geçebilesiniz, lakin böyle bir durumda da, içinden geçtiğiniz yapının (meteor, gezegen, vb.) içerisinde demir vb. metal elemenler varsa, bu malzemelerin yüzeyinde düşük de olsa akım indükleyeceğiniz için enerjinizin bir kısmını bu kütlelerde bırakacaksınız ve yine yolculuk sonunda bir uzvunuzun kaybolduğunu göreceksiniz belki de :)

Alıntı 4:

eğer madde parçacık değil de dalga ise ışık hızıyla zamanda geri gitme mümkün olabilir. klasik bir deyim vardır "insan aynada geçmişini görür" diye. gözlerimizin görebildiği sını ışık hızının çok çok altındadır ve biz bu gözlerle ışık hızında yoculuk yaparsak kendimizi geçmişte görebiliriz fakat geçmişte değilizdir iki parçaya bölünmüş ama hızlı olan parçamızı yaşarız . Karışık anlattım biraz, kelimeleri kullanma becerim fazla iyi değildir iyisimi bir örnek vereyim. mesela ben şu an pc başında otururken (bu arada yaşadığım zamanın en küçük birimi ışık hızı) ışık hızının birkaç katı hızla hareket ettim ve birkaç adım attım arkama dönüp baktığımda kendimi oturur halde gördüm (çünkü gözlerim ışık hızını göremiyor ama dalgalarım yada parçacıklarım ışık hızından daha hızlı hareket etti) bu durumda kendi geçmişimde yaşıyorum fakat iki kişiliğe sahibim oturan ben; biraz önce yaptıklarım ve birazdan kalkıp yürüyecek olan ben. ayaktaki ben gidip oturan ben e dokunabilirmi diye düşünecek olursak bu durumda kuantumun madde dalgadır teorisi gerçek olur çünkü asla dokunamaz. aynaya baktığımda kendimi görürüm gibi birşey:D

Yani örnekler hem paradoksları hemde bazı sorunları anlatıyor mesela kütlemizin bir kısmını kaybetme gibi...

Şimdi nedenselliğin reddedilemeyeceği açıktır..Aksi takdirde birşeyi değiştirmek için yaptığımız olayın gerekçesini de ortadan kaldırarak sonuçta ulaşacağımız amacı da anlamsızlaştırıyoruz.. Postacı paradoksu da buna benzer birşeydi...

Çok muazzam enerji ile uzayı bükeriz belki ama ben hala uzay zaman durumunu bozarak bunun olacağını düşünmüyorum...
 
allbyrock demiş ki:
Basit düşünelim.Şu anda 1000 ışık yılı uzakta olan gök cisminin ışıkları dünyaya geldiğinde biz o gök cisminin 1000 yıl önceki halini görüyoruz değilmi.yalnışım varsa düzeltsin arkadaşlar.

o zaman bizim şu teknolojiyi geliştirmemeiz lazım.1000 ışık yılı ötedeki gök cismine ışınlanarak vardığımızı varsayalım.oraya vardığımızda bize dünyadan 1000 yıl öceki görüntüler gelecektir.yani 1008 yılına ait görüntüler.bu demek oluyorki bizim öce bu gök cisimlerine anında gidebilecek araçlar üretmemiz gerekiyor.

Bu gerçekleşse bile geleceğe gidemeyeceğiz.Geçmişi izleyeceğiz.Olabilirmi acep.

bu olabilir işte;
yani, ışıktan daha hızlı bir alet yapıp evrenin bir köşesinden dünyanın 100 sene önceki hali yakalanabilir
lakin diğer manada mümkün değil...
 
Geri
Üst