Burak Tülbentçi Müziği - Yeni Mixler

Sevgili Burak.

Blue Collar Man adlı eserini dinledim.

Önce, en içten dileklerimle seni kutluyor ve tebrik ediyorum. Gerek beste gerek kayıt şahane, en önemlisi profesyonel olmuş. Nerede o ilk dinlediğim kayıdın, nerede şimdiki kayıtların? Çok ama çok büyük fark var.

Bence parçanın akılda kalması, bir beste için birinci kuraldır. İyi beste akılda kalır, kötü beste kalmaz. Hangi müzik türü olursa olsun, kural budur.

Örneğin, U2' nun Beatiful Day' in nakarat bölümü nasıl daha ilk dinleyişte aklımda kaldıysa, senin parçanın da nakarat bölümü anında zihnime çakıldı.

Besten canlı, neşeli, sanki güneş dolu. Resmen parlıyor kristal gibi.

Besteye, trafiğe, bridge' lere tek bir eleştirim yok. Matematik olarak mükemmel olmuş. Nakış gibi işlemişsin parçayı. Hele, gitarların stereo uygulamalarına hayran kaldım. Bir sağdan bir soldan, ama bir bütünlük içinde erimiş sanki stereo kaydın. Parçanın 3.09 dakika olması ise çok akılcı. Halkı sıkmaya hiç gerek yok.

Ayrıca, parçan gerçekten sitende yazdığın gibi çok ama çok catchy...:)

Kayda gelince:

Genellikle, kayıt mukayasesi için her zaman ki yöntemimi kullandım:

Winamp' e önce Blue Collar Man' i, sonra sırasıyla CCR- Have You Ever Seen The Rain ve Little Texas - What Might Have Been adlı parçaları koydum.

Dinlemeye başladım. CCR sınıfta kaldı. Blue Collar Man' in yanında CCR çok sönük kaldı. Birdenbire volüm sanki % 30 azaldı.

Ama, Little Texas - What Might Have Been ve Blue Collar Man, benim basit Desktop hoparlörlerde bile, aynı seviyede peak yaptı.

Çok merak ettim. Bir de Cool Edit' te inceledim Blue Collar Man' i.
Little Texas - What Might Have Been ve senin parçanın peak seviyeleri, neredeyse aynı frekans boylarında.

[ Hasta oldum, audio kayıtlarında kullandığın effectler için hangi yazılımı kullanıyorsun? Benim donanım yakında hazır. Eğer sır değilse, senden, vokal parametreleri hakkında ve daha bir çok konuda bazı taleplerim olabilir, şimdiden haberin olsun...:) ]

Bir hata bulmak için çok uğraştım, ama, bulamadım...:)

Olay bitmiştir.

Tekrar kutluyor, sonsuz başarılar dinliyorum.

Sevgiler, saygılar.
 
"What Might Have Been" en sevdigim parcalardan biridir. Hala tuylerim diken diken olur dinledigimde, benim icin ozel bir yeri var o parcanin, ilk esim Andrea ile olan gunlerim aklima geliyor. Ve ara sira hala sorarim kendime "what might have been " diye.
Senin icin blue collar man'in Sonar console view screenshotlari buraya koyacagim :)
Her turlu detayi goreceksin :)
Sonitus FX bundle'i kullaniyorum Sonar 3ile geliyor Reverbler Lexicon Panthenon gene sonar 3 ile geliyor. 24/44.1 kayit ediyorum Rode NT1 mikrofon ile. en son sfhada digitalfishphones endorphin plugin'i ile compress ediyorum :)
Bu arada simdiki (nihayet upload ettim) where can i go senin istedigin gibi timing'i toparladik :)
 
davulzade demiş ki:
Sevgili Kazma
daha önce boşvermek lazım diye bir parçayı mahcem abi koymuştu.Fakat arkalara düştü.Bulmak zor.Yanlız Cenk eroğlu nun demo merkezinde 8.sayfada 2 tane parça var biri grubumun parçası "Aşk bizi ısırıyorken" diğeri ise benim ilk elektronik denemem "hippie killer"

Sevgili Mustafa.

Önce, Türk rock müziğine yeni bir ruh ve soluk getirdiğiniz için, seni ve arkadaşlarını kutluyorum.

O sayfadaki eleştirileri okudum. O eleştirilerin ancak % 1’ ine katılıyorum.

Sizleri, ona, şuna ve buna benzetmişler. Bence çok yanlış. Etkilenme olabilir, ki, bu tabiatın kanunudur. Ama, şahsen ben, müziğinizi kimseye benzetemedim.

Beatles bile Elvis’ ten, ondan, bundan etkilendiğini itiraf ediyor.

İlk parçalarına bakıldığı zaman, özellikle Please Please Me’ de, Beatles’ ı şu veya bu gruba benzetmekle itham edebilirdiniz. Ama, derinlemesine bir inceleme, Beatles’ ın zamanın müziğinden etkilendiğini ama kimseye benzemediğini anında ortaya koyar. Dikkatini çekerim sevgili Mustafa, yaptığım bu analizi çok yerde bulamazsın, değerimi bil yaniii...:)

100 sene evvel sadece klasik gitar vardı. Bugün ise elektro gitarlar var. Tüm gruplar elektro gitar kullanıyorlar. Bu açıdan olaya yaklaşırsak, tüm grupların soundu birbirine benzer sonucu çıkmaktadır. Bu da, Türkiye’ de bizlere ezbere öğretilen klasik mantığın sonuçlarından birisidir.

Sizin kendinize özgü bir tarzınız var. Değişik bir soundunuz var. Hele hele nakarat bölümünü, resmen Türk ezgileriyle harmanlamışsınız.

Trafik, icra ve renkler harika.

Ağaca bakarsan ormanı göremezsin derler, çok doğrudur. Olaya bir bütün olarak yaklaşırım her zaman. Öyle yaklaşınca da, müziğinizde bütünlük var güzellik var. Tek tek ağaç yaklaşımında ise, bir iki ufak hata olabilir. Ama, bence hiç önemli değil. Çünkü, tek tek ağaçlara bakacak olursak, Mozart’ da bile hata bulabiliriz.

Hemen buradan vokal ile ilgili eleştirilere gelmek istiyorum. Vokaliste yapılan eleştiriler, ağaca bakıp ormanı göremenin bir sonucudur. Resmen döktürüyorum yaw…:)

Vokalist kim bilmiyorum. Bence, sesi sıra dışı. Yumuşak ve ipekimsi. Bizim, sözde rockçu geçinen bir çok rock vokalistinin yaptığı gibi, anırarak ve bağırarak şarkı söylemiyor. Kedi gibi miyavlamıyor. Adam gibi icra ediyor parçayı. İki yer dışında tüm sözleri tane tane anladım.. .

Enstrümantal parçayı eleştirmek bence çok saçma. Harika olmuş. Aranje, kompozisyon, enstrümanları seçme ve kullanma beceresi mükemmel. Bu parçanın tamamen sana ait olduğunu gördüm. Demek ki gurubun beyni sensin. Aman, çevrene çok dikkat et. Bilhassa gurup arkadaşlarına! Çünkü taş uzaktan gelmez, yakından gelir. Hele, Türkiye’ mizde bu allahın emridir! Grup arkadaşların en ufak bir başarıyı kendilerine mal edip, “gruptan ayrılırım haa” tehdidine başlarlar…Başıma geldi, ondan söylüyorum…:) Sakın taviz verme!

Gelelim ufak tefek hatalara.

Vokalde, bazı yerlerde, 1/8 kadar hafif detone durumlarına ve ses titremelerine rastladım. Ama, bu çok kolay halledilebilir. Bunu, kimsenin göremediğine şaşırdım şahsen. Bu durumun heyecandan ve tecrübesizlikten kaynaklandığını tahmin ediyorum.

İlk stüdyo kaydımızda, 10 saat süren bir çalışmadan sonra, 5 parçanın vokallerini bitirmiştik. 4 kişi idi gurup. Zevkten 4 köşe evlerimize gittik. Ertesi günü, bizim prodüktörden öyle bir fırça yedik ki, anlatamam. Adam haklıydı. Çünkü, 2 parçada, sokaktaki eşşeğin bile anlayacağı bir şekilde çok kötü detone olmuştuk. Demek ki yorgunluk ve heyecan insanı bir noktada dumura uğratıyor…:).

Bir de, unutmuşum kelimesinden sonra ki kelime ve sarhoş kelimelerini anlamakta zorlandım. Ama, hepsi bu kadar.

Vokalist şöyle söylesin, böyle söylesin triplerine girmek ya da akıl vermek, benim boyumu ve haddimi aşar. Çünkü, sizler zaten doğruyu bulmuşsunuz. Daha da doğrusunu bulmak ve yaratmak sizin ellerinizde.

Sonsuz başarı dileklerimle.

Saygılar, sevgiler.

Not:
Sevgili Mustafa. Bence en büyük kazancın, böyle güzel eserlere rağmen alçakgönüllü kalabilmen. Başarı kesin, hiç endişelenme.
 
playmaker demiş ki:
"What Might Have Been" en sevdigim parcalardan biridir. Hala tuylerim diken diken olur dinledigimde, benim icin ozel bir yeri var o parcanin, ilk esim Andrea ile olan gunlerim aklima geliyor. Ve ara sira hala sorarim kendime "what might have been " diye.

Sevgili Burak.

Bilmeden, sana bazı anılarını hatırlattığım için şahsen üzüldüm. Bir de, anladığım kadarıyla, o dönemden kalan bazı sorulara hâla cevap bulabilmiş değilsin.


Ama, seni gerçek bir sanatçı yapan da bu duygusallığın. Demek ki, bir açıdan, güzel bestelerinin kaynağı senin bu hassas kişiliğin.

Senin icin blue collar man'in Sonar console view screenshotlari buraya koyacagim :)
Her turlu detayi goreceksin :)

Çok naziksin. Beni şımartıyorsun. Yakında başına belâ oluyorum. Sonar 3' ün siparişini verdim...Umarım, sorularım yüzünden beni kovmazsın..:)

Bu arada simdiki (nihayet upload ettim) where can i go senin istedigin gibi timing'i toparladik :)

Rica ederim. Sen muhakkak bilinç altında olayın farkında idin. Ama, bir yanda lokanta bir yanda müzik, olayı pek fazla irdelemedin sanıyorum.

Yine de, beni onore ettiğin çok teşekkür ediyorum sana. Şu anda "where can i go"' yu indiriyorum. Çok merak ediyorum bende. İzlenimlerimi yazarım.

Tüm güzelliklere ve başarılara kavuşman dileklerimle,

Sevgiler, saygılar.

Not:
Şu anda "where can i go" ' yu indirdim ve dinledim. Ve, halâ dinliyorum. Bu arada da bu satırları yazıyorum.

Yanılmıyorsam, başka değişiklikler de yapmışsın.

Tek kelime ile muhteşem olmuş.

Senden bir ricam var. Ne olur, bir Türkçe beste yap sevgili Burak. İnan, esas para burada, Türkiye' de. Çünkü, her taraf bakir. Millet, durmadan yeni bir şeyler bekliyor. Yeteneklerini değerlendir derim ben. Napolyon ne demiş? Para Para Para...:)

Kendine iyi bak...
 
Sevgili Kazma:
Eleştirilerin beni çok heyecanlandırdı.Bu kadar güzel bir yazıya cevap verebilmek benim için çok zor.Ciddiye alıp o kadar güzel şeyler yazmışsın ki.. :D
Ve alçakgönüllülüğün karşılığını da en sonunda aldım.(bu konuda Burak Abi yi örnek alıyorum)
Yanlız grubun beyni ben değilim aslında.(gitarist arkadaşım da bu forumu geziyor da :LOL: )
Ama genelde şu ana kadarki parçalarda gitarist ve ben çok etkin olmuştuk.Şimdi yeni ve iyi bir basscı bulduk hem de bu forum sayesinde

Ayriyeten radiohead ve u2 gibi zevklere sahip olan bir kişiden bu sözleri duymak beni 2.kez sevindirdi.
Umarım teknik açıdan da beni başarılı bulmuşsundur.Çünki benim hayalim I.T.U miam a girip orada iyi işler yapabilmek.

Saygılarımla Tekrar teşekkürler

Sevgili Burak abi senin müziğinle ilgili sayfanda benim şarkımdan konuşulmasından rahatsız olmayacağını düşündüm.umarım sana ayıp olmamıştır.
Sevgiler
 
playmaker demiş ki:
Rica ederim Mustafa, ben de zevkle takip ediyorum yazilanlari :)

Sevgili Burak.

Bu sayfada Sevgili Mustafa' ya cevap verdiğim için, senden özür diliyorum. Bu sayfada benden böyle bir eleştiri istendiği için, hoş görüne sığınarak, cevap yazdım.

Zaten Mustafa' da senden özür dileme nezaketini göstermiş. Ben de özür dilemiş oldum. Her halde beni de affedersin ...:)

Sevgiler, saygılar.

Not: O sayfada cevap verseydim, her halde çok fırça yerdim...:)
 
davulzade demiş ki:
Umarım teknik açıdan da beni başarılı bulmuşsundur.

Sevgili Mustafa,

Dikkat edersen, teknik açıdan eleştiride bulunmadım. Adını veremeyeceğim bir arkadaşımın da, bu konuda ki fikirleri bana öncü oldu. Onun sayesinde olaya daha net yaklaşmaya başladım.

Özellikle, enstrümantal parçanda, Reason kullandığını zaten ilgili mesajında yazmışsın. Birinci parçada da, davulların loop olduğunu yazmışsın.

Şahsen, Reason ve benzerleri programlardan çıkan seslerin doğal olmadığına inanıyorum. Sesler uzaydan gelmiş gibi...En kötüsü de herkes aynı teknolojiyi kullanmaya başladı. Türkiye' de neredeyse bütün parçalar Reason, ya da VST pluginleri ile dolup taşıyor.

Ama, ne oldu?

Hep aynı mekanik sound millete gına getirmeye başladı. Ve, satışlar düşmeye başladı!

Reason öyle matah bir şey ya da natürel sesler ihtiva etse idi idi, MTV Unplugged' a çıkan guruplar, akustik çalmazlardı. Nirvana bile unplugged çaldı. Muhakkak izlemişsindir...

Bir örnek vermek isterim:

Diyelim ki Burak Tülbentçi canlı bir konsere çıkacak. Burak ne yapar?

Şunu yapar:

Orkestra elemanlarına partisyonları verir. İşlem tamam. Hemen performansa başlarlar.

Peki senin gurup (elektrolit) ne yapar?

Reason' da bulduğun o sesleri sahnede bildiğimiz enstrümanlarla icra etmene imkan yok! Kraftwerk bile 4 adet klavye ile çıkıyordu sahneye...Ve, sesler doğaldı.

Yoksa, sahneye 4 adet Reason yazılımı ihtiva eden PC ile mi çıkacaksınız?

Bence, enstrümantal parça, senin bestecilik, kompozisyon ve aranjörlük yeteneklerini göstermen açısından, ve, pratik yapma açısından, faydalı olabilir.

Ama, bir açıdan da, seni körletir. Doğal seslerden uzaklaşırsın. Ve, sonunda robocop technorock bir müzisyen olursun.

Şunu itiraf etmek istiyorum. Yeteneklerin müthiş.

Amaaaaa...

Teknik açıdan, Burak Tülbentçi' nin müziğinde bulduğum o doğal güzelliği ve o saf lezzeti senin müziğinde bulamadım.

Umarım kızmamışsındır...:)

Sevgiler, saygılar.
 
Sevgili Kazma
Kızmak mı? :D
Ne kızması bilakis çok memnun oldum onurlandım.Çünki eleştiriler bana yararlı oldu.Dediklerini dikkate alacağım.Zaten ben de akustik kayıda meraklıyım.Yalnız ben söylemeyi unutmuşum aşk bizi ısıtıyorken adlı parçayı bizim gitarist yapmıştı.Ben pek karışmadım çüni zaten o parçayı bitirmişti.Bazen parçaları beraber yapıyoruz.Bazen de ayrı ayrı kendi başımıza yapıyoruz.
Sevgiler
 
Burak abi nasılsın?parçanı eskisehirdeki ses sistemimdede dinledim birde ben başlarda yağptıgım yorumu album olacak şekilde degerlendiirmiştim fakat sen demo için yaptığını yazmışsın..bu durumda söyliyeceklerim komple değişiyor..Yani bu bir demo kaydı ise mükemmel olmuş, çünkü album kalitesinde neredeyse çok küçük bir nokta kalmış fakat demo için çok çok iyi yani kendi bestelerime baktıgımda farkettim ki yaklaşamam bile sana :) belki seskatrtmı mikrofonum filan olsaydı monitör vs.daha iyi sonuç elde edebilirdim bilemiyorum ama yinede çok çok tebrik ederim baştaki yorumumu dikkate alma böyle oldugunu bilmiyordum ayrıca sonra mailleşmek istiyorum seninl e vaktin olursa?Annem suan amerikada ve benide çağırıyor fakat nasıl yaşarım ne yaparım yarım ingilizcemle daha okulumu bile bitirmedim orada okuyabilirmiyim nasıl yaşarım bir türk abim olarak ayrdımcı olabilirsen sevinirm sonra mailden..Görüşmek üzere..
 
Ben de her yere maydonoz olan biri olarak :LOL: Bu konuyla ciddi ciddi ilgileniyorum.Aslında bu konuda bir sayfa açıp konuşsanız biz de yararlansak çok güzel olur.
 
Zeos tesekkurler. Mustafa burasi muzik teknolojisi sayfasi oldugu icin mumkun mertebe harici seyleri yazmak istemiyorum. Sorularinizi bana OM olarak atabilirsiniz, elimden geldigince yardimci olmaya calisirim :)
 
Fotograf New Mexico'da çölde giderken günesin batisi, batiya giderken :) Gecen yaz cross country seyahat yaptik, 12,000 km yol yaptim :) Çöller, vadiler, sahiller bir sürü resim çektik. Bu resim araba kullanirken ön camdan disariya dogru çekildi :)
 
Tesekkurler:)
Albumun arka yuzundeki fotoda California'daki kizilagaclardan birinin kovugunda duruyorum. Agaclarin buyuklugu hurriyet heykeli kadar :) Kizilagac ormaninda agacalarin ortalama yaslari 2000-3000 yil. Ortalarindan araba ile gecilebiliyor. Iki cesidi Sekoyalar ve kizilagac (uzunboylu sekoyalar) var. Agaclarin tohumu domates cekirdegi kadar ama sonra boylari 120-130 metre olabiliyor!!
 
arkacd.jpg


frontcd.jpg


Resimleri upload ettim nihayet :D
 
kazma demiş ki:
benayevsen demiş ki:
cenk eroğlu nun başılğı ve burası çok iyi ya! Sanki gizli saklı çikolata yiyormuş gibi oluyorum :)

Polemiğe girmemek için hiç yazmadım bugüne kadar C.Eroğlu hakkında.

C.Eroğlu adını ilk olarak bu forumda duydum ben.

Türkiye' de hangi parçası dillere marş olmuş C.Eroğlu' nun? Ben bilmiyorum.

Müziği yakından takip eden birisi olarak, ben bilmiyorum. Ama, dittiri bocktan Ciguli' yi biliyorum...

Tarkan' ı biliyorum.

M.Sandal' ı biliyorum. "onun arabası var" adlı parçası, resmen hit oldu. Değil Türkiye' de, Batı' da bile birçok yabancı şarkıcı okudu bu parçayı.

Benim sevdiğim guruplar, radio head, U2, Genesis ve benzeri guruplardır.

Ama, Ciguli ve benzerleri Türkiye' nin gerçekleridirler.

Ciguli, zamanında 100 lerce kere TV' lere çıktı. Ama, Cenk çıkamadı.

Kasedi veya CD' si çok satan her zaman haklıdır.

Ciguli sayesinde, arkadaşlarım Galip Kayıhan ve Gökay Özkan 1.200.000 $ kazandılar.

Cenk' in hangi parçası bu parayı kazandı?

Gerçek budur.

Parçan iyi ise, neden satmıyor arkadaş? Satmıyor, çünkü: " Cenk, kendisine ait fildişi kulesinde yaşıyor."

Diyeceksiniz ki, ben ticari müzik yapmam!! Başarıya ulaşmak için, Beatles, Sting ve birçok grup önce ticari parça yaptı ama!!!

Oh be rahatladım....:D

Not: Doğru bildiğimi söylerim. Yalakalık yapmam. Şimdi biliyorum ki, çok kişi bu mesaja bozulacak. Galileo' ya da bozulmuşlardı. Ama, sonunda haklı çıktı...:twisted:
SEVGİLİ KAZMA LÜTFEN BAZI İNSANLARIN ADINDAN BAHSEDERKEN ONLARIN İŞYERİNİ BİR KORKAK GİBİ KAPATIP İŞÇİLERİNİ DE ACİZ DURUMDA VE BEŞ PARASIZ BIRAKTIÐINDAN DA BAHSET EÐER BİLMİYORSAN SOR,SORMAYA ÇEKİNİYORSAN DİNLE,KİMDEN Mİ BAHSEDİYORUM GÖKAY ÖZKANDAN TABİ,BU ZAT ZAMANINDA DOST MÜZİK GİBİ FİRMANIN SAHİBLERİNDEN BİRİYDİ BU FİRMAYI KENDİ EMELLERİ UÐRUNA YİYİP BİTİRDİ VE CİGULİNİN ZAMANINDA HARCANMASININ DA TEK SEBEBİ ARKADŞIM DEDİÐİN BU ADAMDIR,SEN BUNLARDAN BAHSET KAZMA...............İŞÇİLERİNİ BEŞ PARASIZ BIRAKIP SEKRETERİNDEN MUHASEBESİNDEN SATICALARINA KADAR NASIL İNSANLARI DOLANDIRDIÐINDAN BAHSET EMİİİ.........
SAYGILAR OLSUN BE......
 
Geri
Üst