donNie darko

psikoloji temelli senaryolar gerçekten sinemada çok tutuyo.bunun sebebi de bence izleyiciye anlama payı bırakması ve ilk izleyişte tamamen filmin anlaşılıp tadına varılamamasıdır.donnie darko da bunu yapıyor gizemli bi hastalığı olan bi genci anlatıyor.gerçekten de şizofren hastaları böyleymiş.çok ilginç bi hastalık.beyin kendi kendine bazı karakterler,nesneler,varlıklar yaratıyo filmdeki gibi.bu oluşanları gerçekten ayıramayan hasta tırlatıyo,kayışı koparıyo.
 
film bence bayaa guzeldi,
Donnie: Niye o aptal tavsan kostümünü giyiorsun?
Frank: Sen niye o aptal insan kostümünü giyiorsun?
sahnesi koparmıstı...

Bu parallel evren teoresini ortaya atan aslında Einstein ama Stephan Hawking geliştirerek Donnie Darko'daki formata soktu ancak Hawking kısa bi sure sonra kendi teoremini curuttu yani parallel evren die bisey yokmus...
bu arada Cube 1 ve 2 de aynı konuyu daa derinden islio merak edenlere tawsiye ederm
 
en çok beğendiğim filmlerden biri..bir süre etkisinden çıkamamıştım ama ilk izlediğimde her şeyi tam olarak anlayabilmiştim dersem de yalan olur (kendi zekamdan kaynaklanıyor belki de.. :roll: ;) )
yaratığın komikliğinden bahsedeler için daha geniş çaplı düşünülmeli diyorum..
izledikçe yeni birşeyler çıkartılıp yeni anlamlar yüklenebilecek bir film bence..
 
Hayır öyle değil tam olarak. Frank paralel evrende ölen birisi. Öldüğünde üzerinde tavşan kostümü vardı hatta. Ve filmdeki History of Time Travel kitabına göre paralel evrende ölen birisi tanrı tarafından evreni kurtarmak için seçilmiş birine yardım edilmekle görevlendiriliyor. Yani Frank tanrı tarafından Donnie'ye yollanıyor.
 
Ne kadar zekice,ne kadar karmakarışık ve ne kadar yaratıcı olursa olsun,bir film eğer önünde sonunda kendini en aptal seyirciye bile anlatamıyorsa,filmin kendisi o seyirciden daha da aptaldır.Bir film,bittikten sonra seyircisine “eee!?” dedirtiyor ve hiçbir zaman “haaa!” dedirtemeyecek derecede kalıyorsa,o film bir saçmalıktır...Bu yüzden temel konusu üzerinde iki kişinin bile ortak bir fikir yürütemediği bütün filmler benim nazarımda beş para etmez...Bir filmin muhteşemliği,ondan hiçbir şey anlaşılmamasında değil;bütün “anlamın”, kafamızda heyecanlı,bulmaca çözer gibi geçen bir maceradan sonra tam bir aptal gibi kaldığımız bir anda zınk diye beynimize saplanmasındadır...İşte bu yüzden,”bütün bir film boyunca size onca ipucu verdik ama siz anlayamadınız,evet bruce willis ölüydü ve siz bunu fark edemediniz,sizi kandırmayı başardık,alın şimdi size neyi kaçırdığınızı gösterelim” diyerek yumruğu patlatan ALTINCI HİS muhteşemken,bir sürü anlamsız cümle içeren,ortaya belirsiz ve birbiriyle bağlantısız olaylar koyan ve sonunda ne olduğunu bir türlü kimseye anlatamayan MULLHOLAND DRIVE ve DONNIE DARKO gibi filmler zaman kaybından başka bir şey değildir...



Filmde ilgimi çeken iki yer oldu;birisi Evil Dead 'e yer verilmesi ve filmden bir iki sahnenin perdeden görülmesi ...Diğeri de şirinlerle ilgili muhabbet...

Saçma sapan ve başarısız bir filmdi bence...Çok da durağandı,açıkcası sıkıntıdan patladım...İlk kez bir sinema filminde uykuya yenik düşecektim...

Bitsin artık şu ruh hastası tiplerin yaşadığı "acaip" şeyler olayı...Bitsin artık "herşey sonda bağlanacak" oyunu...Çünkü ne bağlanana kadar seyirliksin,
ne de bağlandıktan sonra şaşırtıcı...
 
iyi ama paralel evrende ölen birisinin özel olması gibi bi durum olmamalıdır bence çünkü ben bu evrende ölürsem dier evrendekinin parallelinde ölmüş olucam o zaman tanrı da beni oraya yollayabilir, göreceleli bi kawram olduu için evren üslüğü die bsi olamaz bence ya da ben anlamadım
 
erkandalf: gariptir ki mullholand çıkmazını da çok beğenmiştim :)

ve filmin herkese kendini eşit ölçüde anlatmasını bekleyemezsin bana soracak olursan..ayrıca şu dünyadaki çoğu şeyin olduğu gibi filmlerin de göreceli olduğunu söylemek yanlış olmaz herhalde? çünkü herkesin algısının aynı yönde olması gibi zorunluluk öne sürülemez bence..
karmaşık olup bir izlemede anlaşılmayan filmleri ilk izlediğimde birşeyleri kaçırıyorum+anlamıyorum hissine kapılıp 2. kez izlediğimde ve gözden kaçırılan yeni bir şeyler keşfettiğimde ben çok mutlu oluyorum açıkçası ve bu özellik benim için filmi daha tapılası hale geliyor..repliklerindeki inceliğin,o söyleniş anındaki 5 saniye içinde anlaşılamaması, sonra üzerine düşünülmemesi gerektiğini göstermez hm? illa bir katilin varlığı ve en sonunda onun kim olduğu gibi öğeler de gerekmez benim için..ya da kesin net bir sonuç içermesi de gerekmez bruce willisin ölü olması gibi..ewet şaşırtma öğesi önemli bir şey ama ucu açık kalan şeyler ya da herkes tarafından sonu başka bir şekilde bitirilebilecek olan filmler de çekici gelmiyor mu size de?
sonu başından belli olan veya kitabı önceden okunduğu için sonu bilinen filmler hiç izlenmemeli mi..?(yüzükleri boşuna mı izledik yani o zaman :) ) konunun işlenişi de önemli..karman çorman olsa da..
belki de ben toz konduramıyorum ne biliim.. :)
tabii bu son yazdıklarımın senin sölediklerinle doğrudan bağlantısı yok ama..
 
Altıncı His gibi sonundaki şaşırtıcı numara dışında hiç bir özelliği olmayan boktan filmlerdense insanın kafasını yoran filmleri tercih ederim. Zaten M. Night Shyamalan denen herifin bütün filmleri aynı tornadan çıkmış gibi sonlarındaki sözde ilginç bence gereksiz süprizlerden ibaret. Gerisi boş ve anlamsız.

Donnie Darko'ya gelecek olursam, ben bu filmi beğenmedim. Fakat içerik olarak sonu süprizli zottirik filmlerden çok daha doluydu. Yazar çocukluğundaki klişeleri senaryoya dağıtmış. Sonunda bir şey olması gerekmiyor zaten. Önemli olan olay kurgusunu eksiksiz bir şekilde kavramak değil. Mulholland Drive, Lost Highway gibi filmler her noktası çözülemeyen fakat herkesin kendince yorumlayabileceği filmlerdir. Zeka gerektirdiği için herkesin anlamaması normal. Bu film biraz daha farklıydı, açıkçası ben hatırlamıyorum bile çünkü sıkılmıştım ağır tempodan dolayı. Tekrar izlemeyi düşünüyorum. Zaten böyle filmlerin farkı da tekrar tekrar izlenebilmesidir. Sonunu bilsen de bilmesen de her saniyesi izlensin diye yapılmıştır.
 
donnie darkoyu davıd lynch sinemasıyla neden kıyaslama ihtiyacı duyuluyor anlamış değilim..ben darkoyu beğenmemiştim..ice in dediği gibi bi daha izlersem belki bişeyler bulabilirim..daıd lynch dünyasına benzetilmesi sanırım darko filminin kapağında yazıdan dolayı.. bi eleştirmen onun üstüne birşeyler yazmış davıd lynch dünyasına benzetmiş fln..yazıyı tam hatılamıyorum ama böyle bişeyler vardı galiba..neden mulholland drive filmine bok atılıyor anlamış değilim..ice nıght ın filmlerinin sonunu gereksiz sürprizler demişsin.son filmi olan köy filminin sonu bence çok gerçekçi ve çok anlamlı.. diğer filmleri için ise zaten o filmleri beğenmemiştim
 
Şimdi benim yazımın bütününü değil,bir iki cümleyi ele alıp yorum yapmanıza şaşırdım...Bir:ben bir filmin iyi olmasını sonunun iyi olması şartına bağlamadım öncelikle.Altıncı his filmini sadece bir örnek olarak verdim ki bu da,bütün olay örgüsünün bir yerde çok iyi bağlanmasını anlatmaya yönelikti....Ancak donnie darko kendini hiç bir yere bağlayamadığı gibi,ben bu filmi internettten yorum okumadan veya yönetmenin ağzından bir şeyler dinlemeden anlayan,filmi sinemadan çıktığında kapmış olan kimseyi görmedim...Bu noktada ice adlı arkadaşın "Zeka gerektirdiği için herkesin anlamaması normal" şeklindeki yorumunu ukalalık ve de saygısızlık olarak değerlendiriyorum.

İki:Donnie darko'yu david lynch sinemasıyla da kıyaslamış değilim....Söylediğim şey çok basitti;ortaya birbiriyle bağlantı kurulması güç olaylar ve sözler atıp "anlaşılmaz" film kisvesine bürünen ve herkesin açık ve tutarsız yorumlarına maruz kalan filmlerden örnekler vermek istedim ve aklıma o an Mullholand drive geldi....Yine burada şaşırdığım diğer bir nokta da "neden mulholland drive filmine bok atılıyor anlamış değilim" sözü oldu...Sanki bir kişiye ya da ne bileyim bir siyasi partiye çamur atmışım gibi reaksiyon verilmesi tuhaf...Bu bir "film"...Bir sanat eserini herkesin beğenmesi gerekmediği gibi,isteyen de onun hakkında istediği yorumu yapabilir.

Kaldı ki sizler de yapıyorsunuz...Mesela ice,son derece "zekice" yorumlarla "sonu süprizli zottirik" filmler diye bir sınıflama yapıyor veya altıncı hissi boktan olarak değerlendiriyor.Evet böyle yorumlar yapılabilir.Ben kalkıp bu tip yorumlara karşı filmleri savunacak değilim ki...Bana ne kardeşim beğenen beğenir,beğenmeyen beğenmez.

Ama şu önemlidir....Bir filmden neyin beklenmeyeceğini söyleyen kişi,(mesela ice ne demiş:" Önemli olan olay kurgusunu eksiksiz bir şekilde kavramak değil.","Sonunda bir şey olması gerekmiyor zaten"),bunu söyleyerek aslında hiç bir şey söylemiş olmuyor...Bu da neden bu tarz filmleri savunduğunu çok iyi açıklıyor zaten...Bir filmde ne olması gerek?Bir filmden ne beklersiniz?Bu soruya cevap verilirse daha sağlıklı eleştiriler çıkar sanırım...
 
Ben Donnie Darko'yu beğenmediğimi ve sıkıcı bulduğumu belirttim zaten. Sonu süprizli zottirik filmlerden kastım da sadece Altıncı His değil son dönemde moda olan filmlerin hepsiydi. Shyamalan'ın tüm filmlerini buna örnek gösterebilirim. Bunun dışında ilk aklıma gelenler The Others ve Identity. Biraz daha kalburüstü kalanları da var elbet.

Fakat Mulholland Drive işin içine girdiği için tepki verdim. Bir filmde ne olması gerektiği konusundaki düşüncemi diğer başlıklarda belirttim. Tek tek her başlıkta yazmam gerektiğini düşünmediğimden tekrarlamadım. Madem merak ediyorsun tekrar anlatayım. Oyunculuk, çekim, kurgu, sürükleyicilik, içerik gibi bir çok özellik var. Sinema çok yönlü bir sanat dalı. Bir film bir şeyler anlatmalı, hiç bir iş boşa yapılmamalı. Boşa yapılan film sanat sayılmaz zaten, seyirlik olur ancak. İşte burda Altıncı His'sin seyirlik, Donnie Darko'nun sanat eseri olduğu ayrımını belirtmek istiyorum. Her sanat eserini beğenmek zorunda değil insanlar (benim Donnie Darko'yu beğenmemem gibi) ama elmayla armutu da aynı kefeye koymamak lazım.

Mulholland Drive konusuna gelecek olursak, David Lynch'in kendine özgü bir tarzı var. Kısa filmlerinden beri bu tarzda işler yapıyor. Filmde anlaman gerekenin olay örgüsü olduğunu zannedenler hiç bir bok anlamadan sinemadan çıkabilir. Fakat filmin anlattığı onca şeyden hiç nasibini almamış insanlar zaten sanat filmi izlemesin. İçi boş gişe filmleri izlesinler, onları anlarlar ancak.

Fight Club'ı izleyip "arkadaşlarla dövüş kulübü kurduk", "brad pitt çok yakışıklıydı yaaa" diye yorum yapanlar o filmi anladıklarını sanıyorlar da ne oluyor? Onu da geçtim "sistem karşıtı bir filmdi" sonucunu çıkaranlar bile ne kadar anlamış acaba merak ediyorum. Hatta ben bile o kadar üzerinde düşünmeme rağmen içeriğindeki mesajların ne kadarını alabildim? Yani filmi anlamak olay örgüsünü anlamak değildirden kastım bu. Herkes anladı Brad Pitt ile Edward Norton'un aynı kişi olduğunu ama anlaşılması gereken o muydu filmde acaba? Mulholland Drive'da da olay örgüsünü biraz uğraştan sonra anladım. Hatta forum başlığına girersen açıklamamı da bulabilirsin. Fakat asıl anlaman gerekenlere dikkat etseydin ilk izleyişte bile çok şey anlardın eminim ki. "Aaa Bruce Willis ölüymüş" "Aaa Brad Pitt aslında yokmuş" "Aaa Nicole Kidman hayaletmiş" "Aaaa Russel Crowe şizofrenmiş" "Aaaa Tom Cruise dondurulmuş da rüya görüyomuş". Bunlar tamam güzel de bu kadar mı yani bir film?
 
Ben bu filmi beğenmedim.Filmden sonra arkadaşlarla bazı ayrıntıları tartışıp çözüme kavuşturmamıza rağmen hiçte ilginç gelmemişti nedense.Sanırım filmin anlatımından dolayı.Film inanılmaz yavaş ve sıkıcıydı.Film,resmen izlerken kalbimi avuçları arasına aldı ve sıkmaya başladı, ben de ''yeter be bitsin bu aptal film'' diye içimden gizli gizli gözyaşı döktüm.Şu anda filmi unuttum.Yani şaheser olan bir film bukadar kolay unutulur mu?Mesela Solaris filmi de yavaş bir filmdi ancak çok doyurucu olmasıyla birlikte izleyeli baya bir zaman olmasına rağmen hala unutmadım.Solaris ile bunu mu kıyaslıyorsun diye çıkışmayın,sadece bu açıdan ilişki kurarak anlatmak istediğimi daha iyi anlatmaya çalıştım.Bence Donnie Darko bir fiyasko.Bunlar benim düşüncelerim tabii ki.Beğenenlere ne mutlu,defalarca izleyebileceğiniz bir filminiz daha var :D
 
Yazının içinde film isimleri olmasaydı,bu yazının altına imzamı atardım...Hatta bu haliyle bile çok doğru söylediğin şeyler var...Örneğin:

"filmin anlattığı onca şeyden hiç nasibini almamış insanlar zaten sanat filmi izlemesin. İçi boş gişe filmleri izlesinler, onları anlarlar ancak."

Bu cümledeki "sanat filmi" tamlamasının pek bir anlam ifade etmemesini bir kenara koyarsam(çünkü "sanat resmi,sanat müziği" gibi bişey olmayacağı gibi,sanat filmi diye de bir tamlamanın biraz zorlama olduğunu düşünüyorum,"sinemayı" sanat kabul eden birisi olarak...) söylediklerin doğrudur...

Bunun dışında son paragrafında da doğru şeyler söylüyorsun...Ancak bazı noktaları belirtmem lazım...

"aaa Bruce ölü müymüş,aaaaaa brad pitt yok muymuş" şeklinde filmleri tanımladığımı da nerden çıkardın?Kuşkusuz bir film bunlar demek değil...Ayrıca yine,meselenin bir filmin salt "olay örgüsünü" çakmak olduğunu da söylemiyorum...Bu sadece filmde bulunması gereken özelliklerden birisi...Ama çok önemlidir...Zira "abi bu mallar filmden bir bok anlamıyor ya,halbuki öyle çok şey anlatıyor ki..." diye yakınmak yerine,o muhteşem mesajları izleyenlere önünde sonunda "anlatabilmek" yeteneğini haiz bir yönetmen olmanın çok daha takdire şayan olduğunu düşünüyorum...

"Ya ben bir mesaj verdim ama,mesajımı veya anlatmak istediklerimi sadece kendini çok zeki belleyen bir takım entel danteller anladı" diye düşünen bir yönetmen olmak istemezdim açıkcası...Bir insan neden sanat yapıtı üretir?...Ürettiği sanat yapıtının değeri,onun zor anlaşılmasıyla doğru orantılı mıdır?...Bu tip soruların cevapları,sinema kavramını sağlıklı değerlendirmek için de anahtar...Ancak kuşkusuz bu,işin sadece bir yönünü oluşturur...

Donnie darko gibi bir film yapmanın çok zor olduğunu mu düşünüyorsunuz?...Yazarın/yönetmenin çocukluğundaki klişeleri filme koyması müthiş bir şey midir?Ben de onlarca olan klişelerimi bir filme çorba gibi yayabilir,elime einstein'ın,hawking'in bir kitabını alıp temel bazı şeylere dayanan basit bir konuyu buradan çıkarıp,alakasız olaylarla süslü bir film çekebilirim....Bunun için yeterli maddi kaynağım olsun yeter...Dünyanın en kolay işi böyle film yapmaktır...Siz ortaya karışık bir sürü şey atarsınız ve bazı kurnazlar da "oğlum siz bi bok anlamıyosunuz,adam muhteşem şeyler anlatmış" diyerek mutlak ortaya düşecektir...

Mesele herkesin yapamadığı o şeyi yapmaktır:Basit bir olayı dahi kimsenin anlatamayacağı şekilde anlatıp aktarabilmek ve insanların görmekte zorlandığı bazı şeyleri onların gözüne sokabilmek.....Dövüş klubünü "abi süper kavga sahneleri vardı" boyutunda izleyen biri ne kadar sığ ise," filmin kimsenin anlamadığı bir şeyi anlattığını ben anladım" demek de o kadar sığdır....Çünkü bu sanat eserini "bütünlükle" görememek demek...Bu anlamda dövüş klubü hem anlatım bakımından,hem içerik bakımından gerçekten çok güzel bir filmdi...

Altınci hissi ise burada savunacak değilim...Çünkü bu filmin aslında nasıl bir şey olduğunu bu zamana kadar idrak etmemiş olmak ve filmi seyirlik saymak,izleyenin profilini verir benim için...Bu öznel bir yargı...Katılmak zorunda değilsiniz...

Ama şu saydığın kriterler eğer bir filmde olması gerekenlerse(Oyunculuk, çekim, kurgu, sürükleyicilik, içerik )Altıncı his'de bunlar fazlasıyla var...

Haley joel osment'ın çıkardığı oyunculuğun yarısını çıkarabilen bir başka çocuk gösterin...Veya arabada geçen son sahnede,TONI COLLETE ile arasında geçen diyaloglar esnasında her ikisinin de oyunculuğunun ortaya koyduğu duygu yoğunluğunu barındıran bir başka sahne...Filmde hangi kamera açılarına yer verilmiş,filmde nerelerde ve niçin kırmızı renk kullanılmış,neden philedelphia mekan olarak seçilmiş,çocuğun saçının arkasında neden küçük bir beyazlık var,filmin neredeyse bütününde insan nefeslerinin arkada fon oluşturması da nerden çıktı,filmin korku öğesi neden böhleten bir anlayışa veya uyduruk yaratıkların sırtına dayandırılmamış,filmin hitchcock ile olan bağı nedir vs. gibi sorulardan burada bahsetmeyeceğim...Ama evet,altıncı his filminin seyirlik sayılmasının çok komiğime gittiğini açıkca söylemek zorundayım...Hadi işaretleri filan sayabilirsiniz ama,sixth sense'ye bunu demek cidden gülünç...
 
Donnie Darko ve Sixth Sense filmlerini o kadar az hatırlıyorum ki fazla bile yorum yaptım üzerlerine :) Şimdi Sixth Sense'i çekmeye başladım, bitince izleyip tekrar görüşlerimi kendi başlığı altına yazarım. Donnie Darko'yu da geçen gün tekrar izleyeyim dedim ama sıkıntıdan dayanamayıp tekrar kapattım.

Benim eleştirim Mulholland Drive'ı çok anlaşılmaz bulmanaydı. Fakat bir filmi bir kez izleyerek anlamak zorunda olduğunu düşünüyorsan, bu tarz sinemaya alışkın olmayan biri olarak hiç bir şey anlamamış olabilirsin. Başkalarının yorumlarını hiç okumadan bir ya da iki kez daha izlersen fimin %90'ını çözebilirsin. Elbette zeka problemin yoksa. Aşağılamak için söylemiyorum yani sonuçta herkes anlamayabilir fakat dediğim gibi anlamayan da bok atmak yerine başka tarz filmler izlemeli bence. Kimse zorla izlettirmiyor bu filmleri insanlara. Aptallar anlamaz diye de filmde anlatılan her şeyi insanın gözüne sokmaya çalışmak sanatçıyı zorlamaya götürür ve özgürce sanatını icra etmesini engeller. Neden böyle bir şey savunduğunu hala anlamıyorum. En aptal izleyici bile anlayabilmeli diyorsun, o zaman iyi film olurmuş. Bir film herkes için mi yapılmalı yani? Biz onlara piyasa filmi diyoruz. Aptallar izliyor bayılıyor, paralarını saçıyorlar, yapanlar da zengin oluyor. David Lynch'in gençliğinden beri belli bir tarzı var psikolojik temelli, imgesel ve olay örgüsünün gerçekçiliğe oturmadığı rüya sekanslarıyla dolu filmler çekiyor. En sevdiğim filmi Lost Highway'dir fakat Mulholland Drive'ı da çok beğendim ve 2 kez izlediğimde de filmdeki bir çok şeyi anladım. Sadece ufak noktalar kaldı. Fakat iki izleyişimde de Sixth Sense'i ilk izleyişimden 100 kat fazla zevk aldım. 10 kere daha izlesem yine aynı zevki alırım, yeni yeni şeyler keşfederim belki. Sinema bir kez izlenildiğinde anlaşılması gereken bir sanat dalı değil. Güzel film defalarca izlendiği halde hala beğenilen filmdir.
 
gecen gun aldım filmi izleyecektim ama film klasık filmlerden biraz uzun cıkınca son 20dkyı ızleyemedim hemde en heycanlı yerinde filmi bıraktım.. ama tavşan goünce aklıma filmdeki tavşan gelmiyo değil..
 
Geri
Üst