Rosa Luxemburg

Film; ünlü Alman sosyalizm önderi, Marksist politika teorisyeni ve düşünür Rosa Luxemburg'un 1900'lerden sonraki hayatını ve mücadelesini anlatıyor.

Almanya'nın birliğini sağlamasında ve Avrupa en güçlü ülkelerinden biri haline gelmesinde en önemli role sahip Bismarck'ın egemenliği döneminde Sosyalist Enternasyonal etkisiyle devrimci düşünce yapısı ve sosyalizm gittikçe güçlenen bir hal almaktadır. O yıllarda Almanya'ya gelen Rosa, Alman Sosyal Demokrat Partisi'ne (SPD) üye olur ve teorilerini, makalelerini, Eduard Bernstein'a karşı yazdığı eleştirilerini parti içerisindeki çalışmalarda ortaya koyar. Rosa ve çevresi, özgür Polonya mücadelesinin Rusya, Avusturya ve diğer Avrupa ülkelerinde de ortaya çıkması halinde gerçek anlamda işçi birliğinin sağlanacağını düşünmektedirler fakat 20. yüzyıla damgasını vuracak olan Alman milliyetçiliğinin temelleri de Bismarck döneminde atılmıştır ve aynı düşünce yapısı etkisini Polonya'da da göstermektedir.

Avrupa freni patlamış kamyon misali savaşa sürüklenirken Rosa Luxemburg, dünyanın tüm işçilerinin barış içerisinde devrim mücadelesi vermesi gerektiğini ve olası bir savaş kararının yan yana durması gereken işçilerin ve sendikacıların ellerinde silahlarla karşı karşıya kalacağını söyler ve bu barışçı tutumundan ötürü bir türlü partiyle uyum içerisinde çalışamaz. Tabi olağan biçimde devlet tarafından sık sık hapse mahkum olur. Hapiste bulunduğu sürede savaş sürer fakat o, Karl Liebknecht ile birlikte daha sonraları Spartaküs Birliği (Spartakusbund) halini alacak Enternasyonal grubunu oluşturur. Savaşın bitmesinin ardından hapisten çıkan Rosa, ekibiyle birlikte kapatılan Spataküsler Birliği'nin yerine Alman Komünist Partisi'ni kurar.

Fakat savaşın ardından filmde de tabir ettiği şekliyle "enternasyonallik", "nasyonallik"e dönüşmüştür ve bir zaman iktidara gelmek için devrim düşüncesini ortaya atan sosyal demokratlar, iktidara gelmiş fakat milliyetçilik akımının içerisinde benliğini yitirmiştir.

Filmin diğer özelliklerine gelecek olursak; sosyal demokratların parti çalışmaları içerisinde yürütülen tartışmalar, konuşmalar son derece kaliteli. Sendikalar, işçi örgütlenmeleri, Bolşevikler üzerindeki konuların dikkatle dinlenmesi gerek zannımca. Bunun dışında Rosa Luxemburg'un çalkantılı sayılabilecek özel hayatını da eklemek gerek. Biten ve başlayan ilişkiler, çalışmaların özel hayata yansıması gibi detaylar var. Oyunculuk konusunda Barbara Sukowa'nın performansı da kusursuz denilecek türden. Filmin Almanca kısımları Türkçe dublajlı olmasına karşın konuşmalarında nasıl ateşli bir hal aldığını anlayabiliyorsunuz. Lehçe, Rusça ve Fransızca kısımlar ise altyazılı.

I. Dünya Savaşı'nın hemen ardından faşistler ile bir nevi iç savaşa sürüklenecek olan sosyalist kanadın geçmişini, Rosa'nın "Tarih daha sonra kimin haklı olduğunu gösterecek" sözünü doğru kılarcasına yer edinmesini son derece iyi anlatan bir film. Meraklısının izlemesi şart..

Oyuncular: Barbara Sukowa, Hannes Jaenicke, Danie Olbrychski, Doris Schade, Otto Sander, Jürgen Holtz
Yönetmen: Margarethe von Trotta
Senaryo: Margarethe von Trotta
Yapım: 1986, Almanya
 
Geri
Üst