Ingmar Bergman

ingmar bergman isveçli oyun yazarı ve film yönetmenidir. ve kendisini ne yazık ki dün kaybetmiş bulunuyoruz.:( kendisini kızı uykusundayken ölü bulmuştur. sinema dünyasına onlarca film kazandıran bu büyük yönetmen 1918'de isveç'te doğmuştur. time dergisi kendisini dünyanın yaşayan en büyük yönetmeni olarak tanıtmıştır.

filmlerinin en büyük konusunu kadınlar oluşturur. onun sinemasında toplumsal sorunları pek bulamazsınız. genellikle kadın sorunlarını,ilişkilerini en ince ayrıntısına kadar işler. bu konuları karamsar bir bakış açısıyla kamerasına yansıtır. fetiş oyuncusu ise max von sydow'dur.

yaban çilekleri, persona, yedinci mühür, son bahar sonatı, winter light, three strange loves en ünlü filmlerindendir. derviş zaim ise onun hakkında çok iyi kelimeler kullanır ve bergman'ın filmlerinden sonra sinemaya daha farklı açılardan bakabildiğini söyler.

sinema dünyasını robert altman usta'dan sonra bir babasını daha kaybetmiştir. toprağı bol olsun. onu kısaca tanıtmaya çalıştım ama ne yazık ki bu yazı bile yeterli değildir onu anlatmaya...:(


Ingmar Bergman Usta
Ingmar_Bergman.jpg
 
Ben acmayi planliyordum ama tinlayacak kimse olmaz diye dusunuyordum. :)

Kendisi adi cok bilinen ama filmleri izlenmeyen diger bir Avrupali yönetmendir. Cekirdek bir hayran kitlesi vardir ve onlar izler filmlerini. Bazilari sevmedigi takdirde sirf ben filmden anliyorum tribinde izler. Ben kendime cok filmden anlarim derim ama sadece 5 tane filmini izledim kendisinin. The Seventh Seal, Hets, Wild Strawberries, Whispers and Cries ve Fanny and Alexander.

Filmleri kadin sorunlari hakkinda olusur demissin Bahadir ama bir sey duzeltmek isterim. Kadinlarin rolu buyuktur ama genellikle hayatla ilgili sorular uzeirne olur filmi. Her filminde o ateist tavri ile 3 soruyu surekli arastirdi tum kariyeri boyunca. Nerden geliyoruz? Neden dunyadayiz? ve Ölunce nereye gidicegiz? Tam turkce nasil deniliyor bilmiyorum ama existential sorulari soran yönetmenlerin arasinda ilk sirayi alir ve tum filmleri aslinda bu konular hakkindadir.

Ingmar Bergman`i ya seversin ya nefret edersin. isveclidir ama burda bile filmlerini izleyen cok fazla yoktur. Ya ekrana yapisarak izlersin ya da uyku ilaci gibi gelir filmeri sana ama film bittikten sorna dogru duzgun izlediysen sana o yukarda söyledigim 3 soruyu kendine sordutturur...
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #3
ben kadın sorunları derken diğer unsuru (varoluşa ait;)) kaçırmışım. hızlı yazmam sonucu unutuluyor bazı sözler. neyse sen yazmış oldun teşekkürler.:)
son bahar sonatı, yaban çilekleri ve persona (bol kişilik çözümlemeli...) şimdiye dek izlediğim en iyi bergman filmlerindendi. daha çok filmlerini izlesem daha ne cevherler çıkacağına eminim.
avrupa sinemasına gönül verenler bu yönetmeni bir anlamda esgeçebiliyorlar. neden bilmiyorum ama bazı yönetmenler ve bergman bunu haketmiyor. ağır film olduğu için belki de; belki de fransız filmlerini andırdığı için de olabilir.(fransız filmlerine bayılırım.) çekirdek hayran kitlesiyle konuşabilirsin sadece... max von sydow hayranı olduğum için ingmar bergman ile de çok kolay tanıştık. birde liv ullman adlı fetiş oyuncusu vardır ki onu da izlemeyenler izlesinler diyorum. sonuçta ingmar bergman sinema tarihine başyapıtlar kazandıran bir yönetmendir. şöyle biraz hollywood'dan çıkıp onun sinemasını keşfetmek gerekir diye düşünüyorum.:)
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #4
bugün gördüğüm sözleri de burada paylaşmak istiyorum.

woody allen onu "kameranın icat edildiğinden bu yana en büyük film adamı" diye tanımlamıştır.

stven spielberg "bergman'ın sinema aşkı, bna neredeyse suçluluk duygusu veriyor" demiştir.
 
Seventh Seal izlediğim en iyi filmlerden biri. Çok etkilenmiştim. Autumn Sonata ve Wild Strawberries de mükemmel filmler. Persona ve Scenes from a Marriage'ı da çok merak ediyorum.
 
Bergman'ın tüm filmlerini(neredeyse) izledim ve hayran kaldım.Filmleri herkese göre değildir demek,aslında sinemadan anlamayanlara göre değildir demek değil,biraz kalbiyle düşününlere,hisleriyle hareket edenlere,bir durumu gözüne sokulmaksızın anlayabilenlere göredir demektir.Onun harika yakın çekimleri,siyah beyaz mükemmel kareleri,sürekli oyuncuları,olaylara objektif ve subjektif bakabilme yeteneği,felsefesi kısa zamanda sizi büyüler ve her filmiyle bir kitap bitirmiş olursunuz.Bana göre çok sevdiği Tarkovski ile beraber,sinemanın gelmiş geçmiş en büyük yönetmenidir.
Sinemada bugün usta diyebileceğimiz ne kadar yönetmen varsa,illa ki en sevdiği ilk on film arasında bir Bergman filmi vardır,olmalıdır.
Derviş Zaim'i ne kadar etkilemiştir bilmem ama,gururumuz Nuri Bilge Ceylan,Ingmar Bergman'ın ''Sessizlik'' filminden sonra sinema çekmek istediğini söylemiştir.
 
Şunu da söylemek gerekir..Toplumsal sorunlara kayıtsız kalmakla suçlanan Bergman,toplumun tam merkezindeki bireyi incelemiştir ki bu da her baba yiğidin harcı değildir.Yığınları anlatmak kolaydır ama bireyin karmaşık dünyasına klişelere takılmadan inebilmek ancak Bergman gibi ustaların eliyle olabilmektedir.''Utanç'' filmi sıradan bir savaş filminin çok ötesinde olup,savaş öncesinde ve sonrasında karı-koca çiftin nasıl bir değişime girdiğini çok çarpıcı bir şekilde anlatmaktadır.''Sessizlik''te bir otelde dünyadan habersiz yaşıyor görünen insanların pencerelerinden dışarıya bakıldığında, tankların geçtiği görülmektedir.
 
Geri
Üst