Shakespeare

Alın size başka bir söylenti...
Bir yakını değil, Shakespeare diye biri yok zaten. İngiliz sarayından bir adam yazıyor hepsini ve yazdıklarına Shakespeare diye bir adamın imzasını atıyor. İsmi ya uyduruyor, ya da böyle bir adam gerçekten var ancak yazar değil. Bu saraydan insan, İtalya'da uzun süre yaşamış, Romeo ve Juliet'teki tasvirlerin o kadar detaylı olmasının sebebi oymuş. Oysa Shakespeare kasabada yaşayan sıradan bir insan, nerden bilsin ki...

Gibi söylentiler çok tabi. Ancak ben inanmak istiyorum kardeşim, var mı ötesi. Ortaya atılan söylentiler kesmez, kanıt isteriz!! İsveççe anlamam mümkün değil, sen anlıyorsan yardımcı olsana bize??
 
Akrabasi ve yazdigi iddia edilen insan buyuk bir diplomat olan Sir Henry Neville`mis. Sheakespeare`in yazdigi söylenen bir romanda ( Othello herhalde) bir yerde bir anagram(anagram nedir bilmiyorum ama su evrensel kelimelere benziyor) seklinde Henry`nin bu kitaplari yazdigi söyleniyor ve yazilan tum kitaplar ise Henry`nin yaptigi tum gezilere ve yasadiklarina cok uydugu ispatlanmis. Her zaman zaten 12 yasinda okulu birakan bir adamin bu kadar politika ve cografya hakkinda olan her seyi nasil böyle guzel ve detayli tanimladigi tartisilmis ve bende bir kac kere böyle sorulara denk geldim...

2 hafta sonra buyuk bir seminerde hepsi yayinlacak. Örnegin 2 yil Italya`da yasamis Sir Neville ve orda bu Romeo ve Juliet tarzi bir olaya tanik oldugu ispatlanmis....
 
O zaman aynı şeyden bahsediyormuşuz ama ben akrabası olduğunu bilmiyordum. Shakespeare'in de bir hayat hikayesi var tabi. Stratfordupon - Avon denen şehirde doğuyor. Sonra tiyatro için Londra'ya geliyor. Tiyatro kuruyorlar falan, böyle gerçekler de var, yani kurduğu tiyatro kesin. Ancak tiyatroyu kuran bahsedilen Sir Henry Neville olabilir mi? Hatta hayatının son dönemlerinde bir ev alıp tekrar Stratfordupon - Avon'a dönüyor. Baya inandırıcı bir hayat hikayesi de var şimdi. Belki tasvirleri için Sir yardımcı olmuştur Shakespeare'e, olamaz mı?
 
netekim büyük latin ve yunan yazarları da, halkı eğitmek için, yeni oyunlar yazmamışlar, var olan eski oyunları kırpıp, hatta birleştirip yeni oyunlar yaratmışlardı. yadsınmamalı.
 
Aithra demiş ki:
netekim büyük latin ve yunan yazarları da, halkı eğitmek için, yeni oyunlar yazmamışlar, var olan eski oyunları kırpıp, hatta birleştirip yeni oyunlar yaratmışlardı. yadsınmamalı.


Tiyatro tarihi ve düşüncesi Yunan ritüelleriyle başlar zaten. İlk tragedya yarışması, Kent Dionysos’unda milattan önce 534’te yapılmıştır. Bu tiranlık dönemidir. İlk komedya yazımı da, m.ö. 487’dedir. Arketip tiyatro budur. Yarışmaları kazanan ve rit, mitos, dini eylem adı altında da olsa TİYATRO ESERİ YAZANLAR: Aiskylos, Sophokles , Euripides, Aristophanes’tir.

Kent Dionysos’undaki (Dithyrambos) şarkılar/ezgilerden tiyatroya geçiş sürecinde bir dramatik yapı oluşmuştur.
Aristoteles, m.ö. 335’te Poetika’yı, tiyatro-tragedyanın kurallarını yazar.
Aristophanes, 5. yy. komedya yazarıdır. Konularını, Penelopez sav., politika ve toplumdan alır. Siyasi taşlama yapar, benzetmek gerekirse Aziz Nesin’in yaptığı gibi..
4.yy.da Atina tiyatrosunda komediye ilgi ve profesyoneller artmıştır. B. İskender’in yayılmasıyla Helenistik çağa geçilirken Atina, Bergama ve İskenderiye’nin gerisinde kalır. Yunanistan, m.ö. 146’da Roma eyaleti olur. Roma, m.ö. 240’ ta Yunan sanatı ve tiyatrosuyla tanıştı. 240’ta kurallı Roma dramının (yunan oyunlarının çevirisi yada taklidi) başlangıcıdır; ancak Roma teatral etkinliği, m.ö. 364’te Etrüsk etkisiyle başlar.
Roma edebiyatı Livius ile başlar, komedya yazarı Plautus çok popülerdir. Bunun yanı sıra plautus ve Terentius, Rönesans komedyasını çok etkilemiştir.

Shakespeare’e gelince…15 ve 16. yüzyıllarda, yani Rönesans’ta İspanya’da Lope de Vega, İngiltere’de Marlove, W. Shakespeare (Elizabeth dönemi) gibi usta yazarlar yetişti. Asıl, Rönesans dönemi tiyatrosu ve kuramcıları özgün değildir: Senin, yeni oyunlar yazmadıklarını söylediğin Antik dönem tiyatro kuramlarını(yani arketiplerini) benimsemiş; antik çağ düşünürlerinin görüşlerini açıklamak ve savunmakla yetinmişler. Shakespeare gibi, Lope de Vega gibi çağın büyük yazarları bu eleştirileri dikkate almamışlardır. Zaten Shakespeare, içinde bulunduğu çağda kabaca ‘avam' addedilmiştir; klasik kurallar açısından eleştirilir. Çünkü; tragedyanın antik Yunan’da belirlenen biçimleme kurallarına uymamıştır. Uzatmayacağım. Bu konuyla ilgili DOÐRU bir tarihsel bilgi talebi isteyen olursa yeri gelir bu konunun.

Ayrıca; Latin/Roma/İtalya’yı birbiriyle ve onunla da Yunan’ı bir tutarsan, her anlamda yanlış bilgi vermiş olursun. GELİŞME DÖNEMİ Roma kültürü yağmacı, sömürgecidir. Yunan kültürü ise batı felsefesinin yaratıcısıdır, dünyanın ilk demokrasisini kurmuştur.

NETEKİM :?: , Yunan ve Roma yazarlarından eski tiyatro veya yazılı kaynağı, tiyatro kuramcısı yok zaten. Kendilerinden evvelki oyunları kırpıp, yeni oyunlar yazmamaları için, kendilerinden evvel oyun olması lazım.

nickiniz yada imzanız, tiyatro tarihi konusunda bilgi sahibi olmayan /olmak zorunda da olmayan insanları yanıltmanızla hiç bağdaşmıyor.
bunu kişisel de almayın, anonim bir tepkidir. fikir sahibi olmak, bilgi sahibi olmayı gerektirir.

Herhangi bir polemik yada bilgi yanlışı şüphesi olmasın diye söyleyeyim; bu bilgiler benim yanlı bakışım değil, Sevda Şener, Sevinç Sokullu, Turgut Özakman gibi tiyatro duayenlerinin ders notlarından aktardıklarımdır.
 
alla alla shakespeareden başladınız konu nereye geldi nese canım bende severim shakespearei sanki benim sevip sevmemem sizin için çok önemi ama yazıorum işte..:))))
 
Romeo ve Juliet... Okuduğum en harika bir kitaplardan biri. Çoğu çevirisi gerçekten kötü aslında ama okuduğunuzdaki aldığınız o drein duygular müthiş.
 
evet shakespeare çok nülü bir yazardır.aynı zamanda bütün ingiliz edebiyatını(özellikle tiyatrosunu)tek başına götürür.bir diğer ünlü kişi ise marlow'dur(ki onun faust esrini okumanızı öneririm.kenidisi goethe'den daha önce yazmıştır bu eseri)
shakespeare'in bu kadar beğenilmesi sevilmesi ve ouynlarının hala en iyi tiyatro oyunlarından sayılmasının nedenleri:
1-shakespeare dil konusunda inanılmaz biridir ve dili gerçekten çok iyi kullanır.
2-shakespeare ağının ötesinde bir yazardır. ve zamanında tabu sayılan pek çok konuyu oyunlarında işlemiştir.leonardo da vinci resim ve diğer sanat dallarında neyse shakespeare'de ebebiyatta öyledir. (bkz:hamlet'teki mezarcılar sahnesi. o yıllarda din hakkında konuşmak bile yasakken shakespeare hem ophelia'nın ölümünü iki merarcıya sorgulatıyo ve bunun yanlış olduğunu belirtiyor.hemde ilk defa halktan birileri oyunun içine dahil oluyor.)
3-shakespeare düş dünyası çok zengin olan bir yazardır.bunu nedeni yunan tragedyalarını ve kendi topraklarında gelen mitleri hikayeleri çok iyi bilmesi,nden kaynaklanıyor.tabi iskandinav mitlerinide(nitekim en ünlü eserlerinden hamlet'in orjinali amnet isimili bir iskandinav söylencesidir)

evet arkadaşlar kendi bildiklerimden derlediklerimle shakespeare hakkında bir kaç yorumda da ben bulundum.çağları aşan sanatçılar gerçekten dünya üzerinde çok az bulunan kişilerdir. ve shakespeare bunların başında gelir.shakespeare şu tiradı bile niçin bu kadar büyük bir yazar olduğunu anlatmaya yeter bile:

(venedik taciri-shylock tiradı):
Beni aşağladı,yarım milyondan etti,zararlarıma güldü,kazancımla alay etti,halkımı hor gördü,işlerimi köstekledi,dostlarımı soğuttu,düşmanlarımı kızıştırdı-neden yaptı bunları peki?Ben Yahudiyim de ondan.Yahudi'nin gözü yok mu;organları,boyu posu,duyuları,duyguları,heyecanı yok mu?Aynı yiyecekle beslenmiyor mu,aynı silahlarla yaralanmıyor mu,aynı hastalıklara yakalnmıyor mu,aynı yollarla iyileşmiyor mu,aynı yazı ve kışın üşüyüp ısınmıyor mu?Farkı ne Hıristiyan insandan?Etimizi kesince kanımız akmaz mı?Gıdıklanınca gülmez miyiz?Zehirlensek ölmez miyiz?Peki bize haksızlık ederseniz öcümüzü almaz mıyız?Her şeyde size benzediğimize göre,bunda da benzeyeceğiz tabi.Yahudi Hıristiyana haksızlık edince karşılığında göreceği iyilik ne?İnitkam!Hıristiyan Yahudiye haksızlık ederse,Hıristiyan örneğine göre karşılığı ne olmalı?İntikam!hainlik etmesini sizden öğrendim, yine size uygulayacağım.Bu işi sizeden çok daha iyi yapacağıma da güvenebilirsiniz.
 
Kendime aşk duymanın günahıyla dopdolu, Gözlerim ve yüreğim,varlığımın her yeri; yoktur ki bu günahtan kurtulmanın bir yolu: Canevime sımsıkı sarılmıştır kökleri. Hoş değildir yüzü kimsenin benimki kadar, Benden yakışıklısı,benden vefalısı yok; Ölçüp biçiyorumda bende ne değerler var.Ben herkesten üstünüm,her bakımdan,hem de çok.Ama gerçek yüzümü aynada görür görmez Pörsümüş,benzim uçuk,şerha şerha ve köhne, Kendime duyduğum aşk,ters düşer bana bu kez: Kötü şeymiş insanın aşk duyması kendine. Sensin öbür benliğim,varlığımda övdüğüm,Yaşımı gençliğinle,güzelliğinle örttüm.... W.Shakespeare
 
Hala daha onun yazdıklarıyla filmler yapılırken nasıl olurda büyük denilemez bu insana, her cümlesi başlı başına bir sanat...
Gerçekten ondan sonra dünyaya gelmiş insanlar çok büyük bi insandan mahrum oldular...
 
shakespeare 'in sonelerini severim ben.özellikle sonne 18 "shall ı compare thee to a summer's day" diye baslar.en ünlü sonelerindendir.bir de sone 66 can yücel'in türkceye cevirisidir."vazgectim bu dünyadan" .sonelerinde sarisin bir delikanlıya yada dark lady'e hitap eder.sarısın delikanlidan dolayı shakespeare in biseksüellik söylentileri cıkmıstır.süphe duymakta haklıdır millet bana kalırsa :LOL:
 
Yönetici Uyarısı: Mesaj içeriği yazım ve anlatım hatalarına sahip olduğundan yönetim tarafından düzeltilmiştir. "V" yerine "W ya da F" , "Z" yerine "S", "K " yerine "Q" kullanmayınız ve kelimeler üzerinde gereksiz kısaltmalar yapmayınız. Kasıtlı olarak Türkçe'yi yanlış kullanmaya devam etmeniz durumunda siteden atılacaksınız. Lütfen Forum Kurallarını okuyunuz.

başarılı çevirilerinin oldukça okunulası kıldığı, eşcinselliği uzunca bi süre tartışılmış yazarın 66.sonesi Can Yücel'e hayranlığımın katlanmasını da sağlamıştır, zira hiç bir zaman orjinalden alınan tadı çevirilerde bulacağımı kabul etmezdim.
 
Geri
Üst