Bir gitar çalmaya başlayamama hikayesi

On yaşıma gelene kadar dinlediğim müzikler sadece radyo ve televizyonda yayınlananlardan ibaretti.Müzik arayışım ilk mp3 çalarımı almamla beraber başlamış oldu. İlk müziklerim İngilizce pop ve anime açılışlarından oluşuyordu, düşük ses kalitesindeydiler ve tabiki bununla ilgili hiçbir fikrim yoktu. Sadece indirip dinleyebildiğim için mutluydum. Liseye başlayana kadar bu durum böyle devam etti.
Bitirdiğim lisede müzik ve sinema alanlarında ciddi işler yapılıyordu, okuldaki grupların performanslarını dinlerken normalde dinlediğim müziklerde olmayan bir şeylerin var olduğunu farkettim. Bununla ilgili araştırmalar yaparken ses kalitesinin ne olduğunu öğrendim ve artık en iyi kalitede müzik dinlemenin yollarını aramaya başlamıştım. (ileride hi-res teknolojisini öğrenip hi-res çalabilen bir cihaz ve kulaklık alıp müziklerimi hi-res formatında dinledim)
Onuncu sınıfa başladığımda arkadaş çevremin de etkisiyle farklı müzik türlerini keşfetmeye başladım. The Beatless, The Rolling Stones; Linkin Park, Bon Jovi gibi bandları dinlemeye başlamıştım. Müzik yapma isteğim de o zamanlar kabarmıştı. Senenin sonuna kadar Pink Floyd, Nirvana, AC/DC dönemindeki grupları da dinler olmuştum ve artık gitar çalmaya karar vermiştim.
Ailemi zaten bir süredir dürtüyordum, senenin sonuna yaklaşınca konuşup ikna ettim. İnternet ten bulunduğum bölgeye yakın kurslara baktım. Fiyatları sormak amacıyla gittik, oturduk konuşuyoruz, nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde anlaşıldı bir aylık kursun ücreti verildi. Ordan çıktık, bir de gitarlara bakıp fiyatları bir soralım dedik. Girdik mağazaya, konuşuyoruz yine. İkinci el bir cort x6 var gitar nedir ne özelliği vardır, demeden bir baktım gitarı almışız. Amfi sormaya korkuyorum, bari onu araştırıp alayım dedim. Bir hafta sonra ilk ders var, hazırlıklı gideyim zaman kaybetmiyim diye Youtube dan açtım ders videolarını. Temel bilgileri öğrendim, parmak egzersizleri yapıyorum. Çok mutluyum evet, gitar çalmayı öğreneceğim artık. İlk derse gittim, egzersiz ve basit bir parça verdi. Bir ay derslerle geçti. Her şey güzel. Beşinci derste smoke on the waterı verdi. Çalacağım ilk gerçek parça,ertesi gün amfiyi de alınca tam olacak. Eve geldim, gitar çalarken tel koptu. Sıkıntı yok zaten teller eskiydi koparsa gel değiştirelim demişti. Götürdüm gitarı, telleri değiştireyim akşama alırsın dedi. Sonra iki günüm adamın yanında geçti. Floyd rose gitarın mekaniğiyle ilgili hiçbir şey bilmiyor adam. En son teller en az bir buçuk cm yüksekteydi. Video izleyip ayarları kendim yapmayı denedim, en son tel koptu. Öylece kaldı gitar. Çok kötü moralim bozulmuştu İki ders daha gittim sonra kursada gitmedim.
O zamandan beri üç yıl geçti, gitar öylece duruyor ve ben hala gitar çalmak istiyorum.
 
On yaşıma gelene kadar dinlediğim müzikler sadece radyo ve televizyonda yayınlananlardan ibaretti.Müzik arayışım ilk mp3 çalarımı almamla beraber başlamış oldu. İlk müziklerim İngilizce pop ve anime açılışlarından oluşuyordu, düşük ses kalitesindeydiler ve tabiki bununla ilgili hiçbir fikrim yoktu. Sadece indirip dinleyebildiğim için mutluydum. Liseye başlayana kadar bu durum böyle devam etti.
Bitirdiğim lisede müzik ve sinema alanlarında ciddi işler yapılıyordu, okuldaki grupların performanslarını dinlerken normalde dinlediğim müziklerde olmayan bir şeylerin var olduğunu farkettim. Bununla ilgili araştırmalar yaparken ses kalitesinin ne olduğunu öğrendim ve artık en iyi kalitede müzik dinlemenin yollarını aramaya başlamıştım. (ileride hi-res teknolojisini öğrenip hi-res çalabilen bir cihaz ve kulaklık alıp müziklerimi hi-res formatında dinledim)
Onuncu sınıfa başladığımda arkadaş çevremin de etkisiyle farklı müzik türlerini keşfetmeye başladım. The Beatless, The Rolling Stones; Linkin Park, Bon Jovi gibi bandları dinlemeye başlamıştım. Müzik yapma isteğim de o zamanlar kabarmıştı. Senenin sonuna kadar Pink Floyd, Nirvana, AC/DC dönemindeki grupları da dinler olmuştum ve artık gitar çalmaya karar vermiştim.
Ailemi zaten bir süredir dürtüyordum, senenin sonuna yaklaşınca konuşup ikna ettim. İnternet ten bulunduğum bölgeye yakın kurslara baktım. Fiyatları sormak amacıyla gittik, oturduk konuşuyoruz, nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde anlaşıldı bir aylık kursun ücreti verildi. Ordan çıktık, bir de gitarlara bakıp fiyatları bir soralım dedik. Girdik mağazaya, konuşuyoruz yine. İkinci el bir cort x6 var gitar nedir ne özelliği vardır, demeden bir baktım gitarı almışız. Amfi sormaya korkuyorum, bari onu araştırıp alayım dedim. Bir hafta sonra ilk ders var, hazırlıklı gideyim zaman kaybetmiyim diye Youtube dan açtım ders videolarını. Temel bilgileri öğrendim, parmak egzersizleri yapıyorum. Çok mutluyum evet, gitar çalmayı öğreneceğim artık. İlk derse gittim, egzersiz ve basit bir parça verdi. Bir ay derslerle geçti. Her şey güzel. Beşinci derste smoke on the waterı verdi. Çalacağım ilk gerçek parça,ertesi gün amfiyi de alınca tam olacak. Eve geldim, gitar çalarken tel koptu. Sıkıntı yok zaten teller eskiydi koparsa gel değiştirelim demişti. Götürdüm gitarı, telleri değiştireyim akşama alırsın dedi. Sonra iki günüm adamın yanında geçti. Floyd rose gitarın mekaniğiyle ilgili hiçbir şey bilmiyor adam. En son teller en az bir buçuk cm yüksekteydi. Video izleyip ayarları kendim yapmayı denedim, en son tel koptu. Öylece kaldı gitar. Çok kötü moralim bozulmuştu İki ders daha gittim sonra kursada gitmedim.
O zamandan beri üç yıl geçti, gitar öylece duruyor ve ben hala gitar çalmak istiyorum.
Hayır. İnanın bana, sizin istediğiniz gitar çalmak değil.
Sizin gibi pek çok insan var. Gerçekten istediklerinin bu olduğunu sanıyorlar. Tipik özellikleri şöyle:
1) Gitarı kendi başına tıngırdatıp eğlenerek çalmaya zaman ayırmıyor, ders almak istiyorlar. Dersten bağımsız olarak gitarla bağ kuramıyorlar.
2) Bütün gün gitar çalmayı hayal ediyor, ama eve gelince gitara el süremiyorlar.
3) Bir sürü şeye vakit ayırıyorlar, gitara vakit ayıramıyorlar.

3 senedir gitarın kopan bir telini yenileyemediyseniz, sizin istediğiniz şey gitar çalmak olamaz. İstediğiniz şey olsa olsa "armut piş, ağzıma düş"tür. "Garanti"dir, "kontrol"dür. Bir enstrümanı öğrenmek ise bunlara dayalı olamaz. Debelenirsiniz, uğraşırsınız, hem takdir kazanır, hem rezil olursunuz, bir gün moralinizi bozulur, öbür gün aynı hevesle uğraşırsınız. Enstrüman öğrenmek budur. İnsan bu süreçte kendini keşfeder, çalarken yaşadığı zorlukların hayatının bir yansıması olduğunu anlar.
Bunu ben söylemiyorum, yaşayan en prestijli gitar hocalarından biri olan Mick Goodrick söylüyor.
Ama müzik dinlemeye devam edin.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #3
Hayır. İnanın bana, sizin istediğiniz gitar çalmak değil.
Sizin gibi pek çok insan var. Gerçekten istediklerinin bu olduğunu sanıyorlar. Tipik özellikleri şöyle:
1) Gitarı kendi başına tıngırdatıp eğlenerek çalmaya zaman ayırmıyor, ders almak istiyorlar. Dersten bağımsız olarak gitarla bağ kuramıyorlar.
2) Bütün gün gitar çalmayı hayal ediyor, ama eve gelince gitara el süremiyorlar.
3) Bir sürü şeye vakit ayırıyorlar, gitara vakit ayıramıyorlar.

3 senedir gitarın kopan bir telini yenileyemediyseniz, sizin istediğiniz şey gitar çalmak olamaz. İstediğiniz şey olsa olsa "armut piş, ağzıma düş"tür. "Garanti"dir, "kontrol"dür. Bir enstrümanı öğrenmek ise bunlara dayalı olamaz. Debelenirsiniz, uğraşırsınız, hem takdir kazanır, hem rezil olursunuz, bir gün moralinizi bozulur, öbür gün aynı hevesle uğraşırsınız. Enstrüman öğrenmek budur. İnsan bu süreçte kendini keşfeder, çalarken yaşadığı zorlukların hayatının bir yansıması olduğunu anlar.
Bunu ben söylemiyorum, yaşayan en prestijli gitar hocalarından biri olan Mick Goodrick söylüyor.
Ama müzik dinlemeye devam edin.
Öncelikle çok teşekkür ediyorum vakit ayırıp böyle güzel şeyler yazdığınız için.
Mükemmeliyetçi bir insanım, bu durumdan dolayı hayatım boyunca bir şeyleri yarım bırakıp durdum. Gitarda da durumun aynı olduğunu düşünüyordum, bu da buraya kadarmış deyip bıraktım ama gitarı elime almadığım üç sene boyunca gitardan ve müzikten kopmadım. Nota okumayı, bazı terimleri, gitar çalarken nasıl teknikler kullanıldığı gibi şeyleri öğrendim. İki yıl önce bir tanıdıkla konuşup gitarı verdik, telleri değiştirip tremola ayarını yaptırdı. İkinci el amfi ayarlayacaktı. Gitarın telleri yine yüksekteydi, amfi ayarlanamadı. Bu şekilde, gitarı elime tekrar alamadım.(önemli olduğunu düşünmedim için yazmamıştım.) Geçen seneye kadar luthierin varlığından haberdar değildim ve kime güvenip tekrar masraf yapıp gitarı tamir ettirebileceğimi bilmiyorum.
Sizin yazdıklarınızı okurken yapabiliyor olduğum süreçte gitarla beraber yaşamış olduğumu hatırladım, daha sonraki süreç gitarın nasıl tamir edildiğini öğrenerek geçti.
Gitara sadece ilgi duymadığıma, bir hevesten ibaret olmadığına inanıyorum. İnanmak istiyorum.
Gitar çalmak ( müzik yapmak) istediğimi düşünüyorum çünkü:
-Müzik dinlemeyi seviyorum ve dinlediğim müziği en kaliteli şekilde dinlemek istiyorum.
-insanlarla iletişim kurmakta sıkıntı çekiyorum ve duygularımı ifade edemiyorum. Gitarın bunları yapabilmemi sağlayacağına inanıyorum.
 
Öncelikle çok teşekkür ediyorum vakit ayırıp böyle güzel şeyler yazdığınız için.
Mükemmeliyetçi bir insanım, bu durumdan dolayı hayatım boyunca bir şeyleri yarım bırakıp durdum. Gitarda da durumun aynı olduğunu düşünüyordum, bu da buraya kadarmış deyip bıraktım ama gitarı elime almadığım üç sene boyunca gitardan ve müzikten kopmadım. Nota okumayı, bazı terimleri, gitar çalarken nasıl teknikler kullanıldığı gibi şeyleri öğrendim. İki yıl önce bir tanıdıkla konuşup gitarı verdik, telleri değiştirip tremola ayarını yaptırdı. İkinci el amfi ayarlayacaktı. Gitarın telleri yine yüksekteydi, amfi ayarlanamadı. Bu şekilde, gitarı elime tekrar alamadım.(önemli olduğunu düşünmedim için yazmamıştım.) Geçen seneye kadar luthierin varlığından haberdar değildim ve kime güvenip tekrar masraf yapıp gitarı tamir ettirebileceğimi bilmiyorum.
Sizin yazdıklarınızı okurken yapabiliyor olduğum süreçte gitarla beraber yaşamış olduğumu hatırladım, daha sonraki süreç gitarın nasıl tamir edildiğini öğrenerek geçti.
Gitara sadece ilgi duymadığıma, bir hevesten ibaret olmadığına inanıyorum. İnanmak istiyorum.
Gitar çalmak ( müzik yapmak) istediğimi düşünüyorum çünkü:
-Müzik dinlemeyi seviyorum ve dinlediğim müziği en kaliteli şekilde dinlemek istiyorum.
-insanlarla iletişim kurmakta sıkıntı çekiyorum ve duygularımı ifade edemiyorum. Gitarın bunları yapabilmemi sağlayacağına inanıyorum.
Bir tane akustik veya klasik gitar edinin. Amfiymiş, tremoloymuş filan gibi hiç bir bahaneniz kalmaz.
Ayrıca bana "audiophile" eğiliminiz var gibi geliyor. Sizin gibi insanlar, icracılıktan çok, elektronik müzik üretiminden veya işin kayıt/teknisyenlik/mühendislik kısmından daha fazla keyif alabilirler.

Son olarak da "mükemmeliyetçilik" meselesi hakkında kendi deneyimimi yazayım:
Mükemmeliyetçilik sandığımız şey, çoğu zaman kendini sabote etmek ve bahane bulmaktan ibaret.
Böylece kişi olduğu yerde kalır, yeni bir şey deneyerek risk almaz ve güvenli alanında tutulmuş olur. "Ego" denilen şeyin yaptığı budur. Bizi güvende tutar, bunu da değişime engel olarak yapar.
Benim de bu sorun nedeniyle zaman zaman gitarda sıkıntı yaşamışlığım olmuştu, ama asıl sorunu vokale başladığımda yaşadım ve gördüm ki, insanın kendini yıkıcı biçimde eleştirmesi aslında mükemmeli aramak filan değil. Bu sorundan muzdarip çok sayıda başarılı ve ünlü insan olduğunu öğrendim ve araştırmalarım sonucunda anladım ki, aslında bu durumların çoğunda insanların içinde kendiyle barışık olmayan, kendini değersiz ya da yetersiz hissettiren deneyimler mevcut.
Bugün bulunduğum yerden bakınca "iyi ki vokale başlamışım" diyorum, çünkü kusurlarımla yüzleşmem gerektiğini bu sayede anladım.
Uzun lafın kısası, bu tip yıkıcı "mükemmeliyetçilik" halleri aslında daha büyük bir sorunun belirtisidir ve kesinlikle mücadele edilmesi gerekir. Aksi takdirde sizi sabote eder ki, siz de zaten bunu yaşamışsınız.
 
Hayatım boyunca gitarsız bir günüm olmadığı için, gitarı bırakmak nedir yorumlayamıyacağım, kolum gibi bir şey.. Çalmaya fazla vakit ayıramasam da (bunun nedeni kafam boşken, baştan çalacağıma konsantre olarak çalmayı istemem, ama iş-aile yoğunluğu maalesef) en azından bir şekilde kafamı boşaltmak ihtiyacımda gitar süper işe yarıyor.. Hatta öyleki kafam dağınıkken farkında olmadan elime aldığım, sonra kendime kızıp yerine bıraktığım, 2 dakika sonra yine farkında olmadan elime aldığım oluyor ve yine yahu oyalanma vaktin yok hesabı yerine bıraktığım oluyor.. Bu yüzden ofisimdeki gitarlarım hep gigbagde ya da casede ve masama mesafeli, jackler de toplu çekmecede.. Pedaldı, fermuardı, jack, amfi ayar, akord filan kur topla üşeniyorum.. Akustiği de evde tutuyorum sırf kolaylığı yüzünden o da halim varsa arada sırada akşamları maksimum 15-20 dakika.. Ama refleks gibi farkında olmadan da olsa gitara haftada en az 2-3 dokunuyorum, haftada belki toplamda 1-2 saatimi yiyor ama esasında ben o iki saatte gerçekten günün geri kalanını çekilir hale getiriyorum, ya da enerjimi yükseltiyorum.. Bir yandan mental yorgunluk için deşarj, bir yandan şarj...

Uzun yazmış olabilirim ama 3 senedir gitarınızla ilgili durumu çözmemeniz veya çözememeniz size gerekli ipuçlarını vermiyor mu ?! Mesela youtube'a giriyorsanız en çok vakit geçirdiğiniz videolar hangi konuda.. Ben yıllardır belli konuları ağırlıklı izlerim.. Müzik, Felsefe, Politika, biraz da ekonomi (bu daha çok youtube dışında bol makaleli sitelerden).. 5 yaşımdayken gitar çalmak en büyük hevesimdi, şu anda da en çok zevk aldığım şeyler listesinde hormon dengeme göre ilk 3'tedir (burası biraz karışık, kurcalamayın).. İyi bir gitar satın almak için işe girdim 1996 yılında ve 3 ay boyunca gitarın taksitlerini ödedikten sonra maaşımdan sadece 20 dolar kalıyordu, bazen evden destek almamak için işe yürüyerek gidip geliyordum, kongrelerde filan geçici işler yapıyordum, evden çıkmadan yemeğimi sıkı yiyip, dışarıda masrafı kısıyordum.. (İlk prosesörümü indirimle filan 300 dolara almıştım galiba, onun hikayesi daha vahim, yazsam gülmekten koparsınız da uzun hikaye).. Gitar çalmayı babamdan görerek, taklit ederek kaptım ve hiç özel ders almadım, benden iyi bilenlerin bilgilerini sömürdüm ve 2-3 sene zarfında modlara kadar biliyordum, en azından işin lugatını öğrenmiştim, sus4 nedir, dim nedir, MAJ7 nedir, 9'lu akor, arızalardan parçanın gamını daha bakınca bulmak, legato, alternate filan filan filan.. İdare edecek kadar birşeyler işte ama ilerlemeye çalışıyorum, bazen yavaş, bazen hızlı, bazen aynı yoldan bilerek veya bilmeyerek tekrar geçerek..

Kimisi hızlı öğrenir, kimisi daha yavaş, dert o değil zaten, enstrumanla etkileşim, ilerleme ve bunun sizi ne kadar tatmin ettiği dert.. Size bırakın ya da devam edin demek haddime değil.. Ama motivasyonunuzu, üstünde uğraşmanın sizi tatmin ettiği şeyleri iyi değerlendirin diye bir tavsiye vermekte beis görmüyorum..

Gerçekten uzatmışım (bak hala) ama @barrios 'un yazdıklarını görünce karaladım biraz..
 
Hayır. İnanın bana, sizin istediğiniz gitar çalmak değil.
Sizin gibi pek çok insan var. Gerçekten istediklerinin bu olduğunu sanıyorlar. Tipik özellikleri şöyle:
1) Gitarı kendi başına tıngırdatıp eğlenerek çalmaya zaman ayırmıyor, ders almak istiyorlar. Dersten bağımsız olarak gitarla bağ kuramıyorlar.
2) Bütün gün gitar çalmayı hayal ediyor, ama eve gelince gitara el süremiyorlar.
3) Bir sürü şeye vakit ayırıyorlar, gitara vakit ayıramıyorlar.

3 senedir gitarın kopan bir telini yenileyemediyseniz, sizin istediğiniz şey gitar çalmak olamaz. İstediğiniz şey olsa olsa "armut piş, ağzıma düş"tür. "Garanti"dir, "kontrol"dür. Bir enstrümanı öğrenmek ise bunlara dayalı olamaz. Debelenirsiniz, uğraşırsınız, hem takdir kazanır, hem rezil olursunuz, bir gün moralinizi bozulur, öbür gün aynı hevesle uğraşırsınız. Enstrüman öğrenmek budur. İnsan bu süreçte kendini keşfeder, çalarken yaşadığı zorlukların hayatının bir yansıması olduğunu anlar.
Bunu ben söylemiyorum, yaşayan en prestijli gitar hocalarından biri olan Mick Goodrick söylüyor.
Ama müzik dinlemeye devam edin.
Gitarlı @barrios hocam,

Bahsettiğiniz durumlarla karşılaşmaktayım, bir yandan gitar çalmak istiyor gibi yapıyor, bir yandan da o kadar çalışmıyorum, üst seviye estrüman alıp, yeteneği satın almaya çalışıyorum...Ne yapmam lazım, zor durumdayım, lütfen yardım edin...

:D

Sevgiler ve saygılar...
 
Gitarlı @barrios hocam,

Bahsettiğiniz durumlarla karşılaşmaktayım, bir yandan gitar çalmak istiyor gibi yapıyor, bir yandan da o kadar çalışmıyorum, üst seviye estrüman alıp, yeteneği satın almaya çalışıyorum...Ne yapmam lazım, zor durumdayım, lütfen yardım edin...

:D

Sevgiler ve saygılar...
Ben 2 çözüm ürettim şu ana kadar:
1)Grup kurmak, projelere dahil olmak vs. motivasyonu ile repertuar ve emprovize çalışmak.
2)Gitar çalmanın fiziksel olarak mümkün olmadığı durumlarda, yanımda hep taşıdığım kareli defterlerden birine gitar klavyesine ilişkin konseptler yazıp çizerek.
Mesela şu aralar her telde iki nota ile çalınan arpej yapılarına taktım, inanılmaz şeyler çıkıyor. Şekilleri çizip bağlantılar arıyorum, klavyenin farklı yerlerinde aynı şeklin nasıl değiştiğini inceliyorum vs. Bu şekilde içinde sayfalarca şey birikmiş bir kaç defterim var. Zaman zaman üzerinden geçiyorum bunların. Aktif olarak uğraştığım için kitaptan çalışmaktan çok farklı oluyor.
 
Geri
Üst