Ersin Karabulut

ersin karabulut için söyleyecek çok şeyim var ama bikaç kelimeyle sınırlamak gerekirse muhteşem çizer,muhteşem mizahçı,muhteşem kişilik.anlatmak istediklerimi anlatamıyorum.bi insan bu kadar mı mütevazı olur?
pengueni aldığımda ilk onun sayfasını açıyorum önce çizgilere bakıyorum bi kez daha hayran oluyorum ve tabi gülümsüyorum.anlattığı şeyler,surat ifadesi o kadar gerçek ki...süp'ersin :D (ne salak bi espri dediğinizi duyar gibiyim ama bunun başka bi anlamı var benim için)
 
penguende takip ettiğim işlerinin arşiv olsun ve toplu halde bulunsun diye sandıkiçi cildini aldım ve arkadaşlarımdan kim okuduysa abi direk benim hayatımın aynısı yav bu dediler okurlarına çok yakın birisi bence ve çok samimi...
 
nasıl yazamamış yahu?27.06.06 sayısında var her zamanki köşesinde işte.hatta dvd sevdasından bahsetmiş:) ve geleceğe dönüş serisini çok sevdiğini de böylece öğrenmiş bulunuyoruz.hatta geleceğe dönüş filmindeki bi sahneyle ilgili de kafasına takılan bişeyi sormuştu o sayıda.ama maalesef ben bilmediğim için mail taıp merakını gideremedim.
ersin hakikaten çok yetenekli olduğu kadar çok da içten,çok samimi..bizim okula (ankara üni. hukuk fakültesi)yılın çizeri ödülünü almaya geldiğinde de yaptığımız sohbette adamın bunu köşede kasarak çıkarmadığını doğal halinin bu olduğunu gördük.kendisiyle ilgili tüm övgüleri de doğal bi mütevazilikle geçiştirdi.hatta şaşırdı.ama normal olan bu değil mi yahuu diyerekten..hehe..çok seviyoruz çok...
 
okurlarla benzer bir hayatı yaşadıgı için(tahminimce yani sonuçta tanımıyorum) yazıp anlattıkları yakın geliyor insanlara samimi bir insan ama
 
kesınlıkle bazı yaşadıgı seyler.. anlattıgı kadarıyla benım yaşamımla benziyor... cok güzel ve sürükleyici.. yeraltı öyküleri cok iyidi... herşeyiyle halkın içinde..
 
kuşak dediğimiz eş zamanların çocukları... aynı dönemlerin genci olduğumuz için ve benzeyen kaygılarımız, birbirine yakın sonuçlar... bu yüzden anlattıkları bu kadar yakın geliyor gibi sanki. nerden baksanız çoğumuzla arasında ufak tefek bir yaş farkı var. yetenekli bir çizer, hikayeleştirmesi de başarılı. bu tanış olmuşluk hissi de çöreklenince insan sandık içi'ni okurken sıkça kendi çocukluk zamanlarına gidip gelmeleri yaşıyor.
 
az önce bu haftaki hikayeyi okudum oldukça gerçekçi olmuş belki de gerçektir :)
yani her erkeğin hayatında mutlaka en az bir kez karşı karşıya kaldığı bir durum
 
pengueni alır almaz ilk kendisinin köşesini açtğım çizer...lombak'ı da alıyorum her ay düzenli.oradaki hkayeleri de süpper oluyor.bir insan mimikleri bu kadar mı iyi yakalar ve çizer yaa,hayret birşey..adam muhteşem..ama hepsinden önce samimiyeti onu sevdiren en büyük etken.bir kere bile onun köşesini okuyup da"ben hiç böle hissetmemiştim"dediğim bir an olmadı,ilginçtir.

günün birinde tanışmayı umut ediyorum:=)
(merak etme ersiiin,direk kanka olmayı beklemicem senden=D)
 
herkes aynı hayatı mı yaşıyo yoksa sesimiz az çıktığı ve utangaç olduğumuz için kimse bizi farketmiyo biz de birbirimizi mi farketmiyoruz???...o kadar ayrıntı olabilecek şeyleri yaşamışız ki hepimiz...hakikaten herkesin yaşamış olabileceği şeyler mi bunlar...
benden bi sürü varmış o zaman ve benim haberim yokmuş...
 
Geri
Üst