Butterfly Effect / Kelebek Etkisi I-II

Bence de işlenişi ve çekimler çok iyi olmuş. Senaryo kalsiğe yakın olsa da kötü çekimlerle çok vasat bir film haline gelebilirdi. Çok iyi kurtarmışlar. Ben hala o çocukların kahküllerine gıcığım :)
 
en ufak ayrıntı bile çok büyük sonuçlar doğurabilir
sanırım "kelebek etkisi" ismi, afrika daki bi kelebeğin kanat çırpışı amerika da fırtınalara yol açabilir teorisinden geliyor
 
Gerçekten muhteşem bir film.Geçmişimizdeki ufak ayrıntıların geleceğimizde çok büyük sonuçlar doğurduğuna bir kez daha şahit oluyoruz.Kelebek etkisi isminin "Japonyadaki bir kelebeğin kanat çırpışının NewYork'ta hava durumunun değişmesine etkisi olduğu" teoreminden geldiğini biliyorum bende.İzlemeyen arkadaşlara tavsiye ederim.
 
rocksurfer demiş ki:
Gerçekten muhteşem bir film.Geçmişimizdeki ufak ayrıntıların geleceğimizde çok büyük sonuçlar doğurduğuna bir kez daha şahit oluyoruz.Kelebek etkisi isminin "Japonyadaki bir kelebeğin kanat çırpışının NewYork'ta hava durumunun değişmesine etkisi olduğu" teoreminden geldiğini biliyorum bende.İzlemeyen arkadaşlara tavsiye ederim.

sözünü ettiğin kelebek ektisi kaos teorisiyle ilişkili yada onun bir parçası diye hatırlıyorum. hatta jurassic park'ta matematikçi ian malcolm da bahsetmişti. gene de bu konudaki (kaos teorisi) favori filmim the bank.

bu film ise izlerken ruhumu daralttı, yeter artık dedim ama yine de baya beğendim... ;) şu anda yaşadığım hayat, diğer olasılıklarla karşılaştırınca en iyisi gibi geliyor artık.
 
Çıktığı ilk gün gittim sinemada. Açıkçası Moonspell fanı oldugum için ilk etapta ismi ilgimi çekmişti ve bu yüzden filme gittim. Bence gayet güzel bi filmdi. En azından şunu söyliyebilirimki sinemaya verdiğim paraya değdi bence..
 
daha bugün izleyebildim.valla geç kalmışım..vay be budur dedim..gerçekten beğendim..iyi olmuş...bir ara ben bile zorlandım kafam karıştı bi oraya bi buraya herşeyi yaşadı eleman kim bilir onun kafa nasıl olmuşturrr :)
 
Gerçekten güzel filmdi. Etkileyiciydi.
Lakin kaos teorisi felsefi bir eksiklik barındırır. Evrende, doğa dışı bir kayma olursa (ki insan bu doğa dışı kaymanın bir unsurudur kanımca) yine kendini sürdürecek bir konuma gelecektir. Kaosun kendi içinde düzeni barındırdığını söyleyebilirim. Düzende kendi içinde kaosu barındırır. Buda hareketin öncülüdür. Fizikte önemli bir kanun vardır. Parçacık yada enerji, yani küçük ve büyük her oluşum, minimum eneji, maximum düzensizliğe yönelir. Bütün olarak bu belirli bir düzen oluşturur, ancak onunlada kalmaz. Bütünsel olarak hareketi meydana getirir.
Tek başına kaos olmadığı gibi tek başına düzende yoktur.
 
Oyuncular haricinde herşey mükemmeldi.Konu o kadar etkili olmasada konuyu destekleyen olaylar ve olaylar arasındaki geçişlerden etkilenmemek mümkün değil.Uzun zamandır (son samuraydan sonra) bi filmin etkisine girmemiştim..İzlerken düşünmenizi bazı parçaları birleştirmenizi sağlıo..Gerçi sonradan olayı keşvedince bumuydu diye hayrete kapılmıo değilsiniz ama yine de kaçırılmaması gereken güzel bi yapıt
 
Konu harika ama filmde hiç iyi işlenememiş, çok üzüldüm, çünkü iyi şeyler bekliyordum. Bence kaos teorisini ilginç bulanların Run Lola Run'ı veyaBanka: Kelebek etkisi'ni izlemeleri lazım, özellikle bu filmi beğendiyseler bu ikisini çok daha fazla beğenecekler bence. Bu film ise daha çok Amerikan gençliğinin anlayabileceği şekilde yapılmış. Daha uçurucu birşey beklerdim. Kaos teoremini açıklamak için şöyle diyebiliriz aslında;
Bir kelebek kanat çırpıyor ve kanadımdaki tozlar bir köpeğin üzerine geliyor, köpek yanındaki çocuğun üzerine hapşuruyor, çocuk hastalanıyor, annesi eczaneye ilaç almaya gidiyor, eczaneci o sırada loto oynağı için kadına bir numara soruyor, kadın cevaplıyor, adam loto oynayıp kazanıyor, bir restaurant açıyor, restauranta giden adamın boğazına yemek kaçıyor ve ölüyor. Peki bundan kim sorumlu? tabi ki kanat çırpan kelebek. İşte kaos teoremi böyle, her ufak şey birbirine bağlı. Her neyse, kısacası filmi sevmedim.
 
film bence hiç fena değil,ben de ise filmden sonra oluşan fikir;
hayat en sevdiğin kişiyi bile keşke hiç tanımamış olsaydım dedirtecek kadar acımasız olabilir...
bazense elinizde sandığınız ipleri çeker alır ve size söz hakkı bile tanımaz...
 
görüntü yönetmenliğinde açıkçasi benim pek sevmediğim ama göze hoş geldiğini düşündüğüm bazi teknikler kullanmişlar

vasat bir şeyler bekleyerek gittiğim filmden umduğumun çok üstünde bir izlenimle çıktım

hikaye zaten oldukça klişe ama önemli olan o hikayenin nasıl kullanılacağıydı ki bana göre oldukça da iyi kullanılmıştı

bir kere seyretmekle de bitecek bir film olduğunu sanmıyroum
 
ayrıca kelebek etkisi başak bi şekildede tanımlanıyor: güney yarım kürede kanat çırpan kelebek kuzey yarım kürede fırtınaya sebebiyet vermesi gibi bi kaos var ortada.
filmi bi kaç arkla tartışmıştık farklı fikirler çıktı birimiz adam normalde geri dömüyo adamın hayatı akıl hastanesinde geçiyo bunlar sadece hayal dedi çünkü filmin sonunda doktorun dediklerini hatırlayın ne zaman sana bu günlüğünü versem olay çıkarıyosun baban gibi diyodu.
başka biri de hayır geçmişe dönüyo diye idia etti sizce nasıl??
 
adamın hayatinin akil hastanesinde gectiğine dair bir şeyler karalamıştı arkadaşım
şu anda yayında olduğu site çökmüş olduğu için copy/paste yapamiyorum
ama ilk fırsatta yapıcam

öyle bir şeyin olabileceğine ben de inaniyorum(ben neye inanacağımı bilmiyorum...)
 
site düzelince buldum yaziyi

paste liyorum
---------------

Filmdeki esas nokta, adamın şizofren olduğu ve bu hastalığın onun beynine çok büyük hasarlar bıraktığıdır.. Evan Treborn, küçüklüğünde çocukluk aşkı olan Kayleigh Miller'ı babasının tacizinden kurtarmaya çalışırken, Kayleigh'in yanan dinamiti eline almasıyla ölümüne sebep olur.. Burada işler kontrolden çıkar ve Evan sürekli olarak kendi beyninde geçmişe dönüp herşeyi düzeltmeye çalışır.. Bunu yaparken, geçmişte olanları gerçekten de değiştirebildiğine inandırır kendini ve sürekli olarak en ideali neyse onu yapmaya çalışır.. Fakat her denemesinde, yaptıkları illa başka birinin zararına olacak şekilde gelişir.. Filmin sonlarına doğru bir seneryo daha yaşar ve aslında bu senaryo, o zamana kadar olan gerçeklerdir (Evan'ın hastanede uyanması ve doktorun umutsuz konuşması). Evan doğal olarak bunun da kendi yarattığı bir senaryo olduğunu düşünüp, doktordan günlüklerini ister.. Doktor ona günlükleri vermeyi reddeder çünkü Evan, bu günlükleri okuduğunda gerçek dünyadan kopar ve hayal alemine dalıp birşeyleri düzeltebildiğini düşündüğü hayatları yaşamaya başlar.. Bu günlükleri okuduğu her sefer, Evan'ın beyninde kalıcı bazı hasarlar oluşur.. En son seferde de Evan beynini kullanıp annesine çocukluk kasetlerini sorar ve kasetleri izleyip tekrar hayal dünyasına dalar.. En son kurulan senaryoda ise Evan günlüklerini yakar çünkü tekrardan onları okuyup gerçek hayata (hastanede tedavi gördüğü hale) dönebileceğini düşünür ve film burada biter.. Ben de dahil olmak üzere, herkes bu noktada mutlu son'a ulaşıldığını düşünür ama aslında yanılırlar..

Ben bu düşünceye nerden vardım derseniz, Evan'ın hastanede uyandığı seneryoda doktor Evan'ın annesine ve Evan'a bazı açıklamalar yapar.. Evan'in annesine bu en son seferde beyninin geri dönüşümü olamayacak kadar hasar gördüğünü söyler. Doktorun Evan'a söylediklerini de aklımda kaldığı miktarda özetleyeyim: "Evan, sen herşeyi kafandan kuruyorsun. Geçmişe dönüp birçok şeyi değiştirebildiğini düşünüyorsun ancak bunlar sadece beyninde gerçekleşiyor. Sen de babanda olan hastalığa sahipsin ve bu sebepten dolayı hastanedesin. Geçmişi değiştiremezsin, geçmiş sadece seni yıpratır." Evan buna inanmaz ve gider çocukluk filmlerini izler.. Evan'ın bütün bunları kendi aklından kurduğuna ikinci bir kanıt, babasıyla olan görüşmesinde babasının söyledikleri ve yaptıklarıdır.. Babası Evan'a "Geçmişte olanları değiştiremezsin ve senin sonun da benim gibi olacak, bu yüzden ölmelisin" der ve üstüne saldırıp onu boğmaya çalışır.. Bu sayede Evan'ın ileride kendisi gibi acı çekmesini önlemeye çalışır ama başaramaz..
 
Son zmanlarda izlediğim en iyi filmlerden biri. Zaten bu zamanı geri almak,geçmişe dönüp bazı şeyleri değiştirmek vs vs. bu tür konularla ilgili kafamda birçok düşünce taşırdım. Ama filmi izleyince bir rahatlık çöktü. Asla 'keşke' demiyeceğim bir daha sanırım. 'Herşeyin hayırlısı' deyimi harbiden çok anlamlı geldi bana bu filmi izleyince. Ayrıca bence Ashton Kutchers da çok iyi bir oyunculuk sergilemiş ve role çok uyum sağlamış.Neden insanlar beğenmedi anlayamadım. ??
 
Geri
Üst