Butterfly Effect / Kelebek Etkisi I-II

filmin tekniğiyle ilgili yorum yapamam ama senaryo gerçekten çok güzel ve etkileyici.filmin etkisinden çıkamamıştım uzunca bi sure.aslında ashton kutcher ın bole iyi performans beklemiyodum ama unutulmaz bi film benim için ...
 
çok güzel film.çok yani acaip etkilendim ve böyle bir filmi sinemada izlemediğim için çok şansızım ve bu tamamen benim öküzlüğüm :D neyse izledim ve çok beğendim harika bir film.yani bu kadar olur
 
ilginç ve şaşırtıcı bi senaryoya sahip olan bir film..tabi böle olmasıda filmi baya etkileyici kılmış.
 
Back To The Future, Lola Rennt, 12 Monkeys, Donnie Darko, Terminator ve hatta Memento gibi filmleri izlemiş bir insanın, hele ki bir de Butterfly Effect'i yapan elemanların önceki projesi olan Final Destination serisini de izlemişse, bu filmin senaryosunu orjinal bulması zeka geriliğine işarettir diye düşünüyorum. Lafı da daha fazla uzatmak istemiyorum çünkü anladığım kadarıyla insanlarımız ya sinema konusunda çok bilgisiz ya da değerlendirme yeteneği açısından çok yetersizler.
 
iCe demiş ki:
Back To The Future, Lola Rennt, 12 Monkeys, Donnie Darko, Terminator ve hatta Memento gibi filmleri izlemiş bir insanın, hele ki bir de Butterfly Effect'i yapan elemanların önceki projesi olan Final Destination serisini de izlemişse, bu filmin senaryosunu orjinal bulması zeka geriliğine işarettir diye düşünüyorum. Lafı da daha fazla uzatmak istemiyorum çünkü anladığım kadarıyla insanlarımız ya sinema konusunda çok bilgisiz ya da değerlendirme yeteneği açısından çok yetersizler.
lola rent konusunda haklısın cidden çok benziyor fakat oyunculuklar ve filmin kopmayıp sürekli devam etmesi beni etkileyen etmenlerden biriydi
 
Diğer saydığım filmleri de izlemediysen bul izle o zaman daha iyi anlarsın belki. Çünkü en ufak bir orjinallik bile bulunmadığı konusunda ısrarlıyım.
 
donnie darko ile back to the future ı izledim dediklerinden.. onlar zaman yolculuğu ile ilgiliydi. Bu filmin orijinalliği kaosu ele alışında... ki "pi" filmini referans gösterebiliyorum buna bir tek. ne diyeyim ben sana şimdi ıce? hakaret mi edeyim yani? o gerizekalılık fln üslubun hoşuma gitmedi o yüzden zıpladım kusura bakma...
Lord of the rings gösterime girdiğinde bütün millet fantastik kurgucu kesildi herkes gidip o kitapları aldı(bak benim de içimden küfretmek geldi ama kendimle çelişmiyim die zor tuttum :) ). Ama kimse kelebek etkisini izleyip te gidip kaos nedir? fraktaller filan bunnarı okuma gereği duymadı bu da ilginç bir nokta bence...
 
Kaosla ne alakası var anlamadım ki. Butterfly Effect sadece "acaba geçmişe gidip yaptıklarımı değiştirebilseydim ne olurdu" sorusuna aranan ve "acaba bişeyleri düzelteyim derken başka şeyleri bok eder miyim?" diye başlayan cevap seçeneklerinin en basit mantıkla ulaşılanlarının oluşturduğu bir senaryoya sahip.

Tek dayanak noktası "şöyle yapsam süper olurdu deme, kim bilir nasıl yan etkileri de olurdu hiç belli olmaz" şeklinde özetleyebileceğim düşünce. O yüzden de orjinallik bakımından sıfır diye ısrar ediyorum. Saydığım tüm filmleri izle bulabilirsen, ondan sonra yine gelip bence çok orjinaldi bu film dersen ne yazık ki o hakareti haketmiş olacaksın benim gözümde :) Ama hiç sanmıyorum öyle bir şey diyeceğini...

Bu arada olay zaman yolculuğu değil. Back To The Future'da geçmişe gidip olayların akışını bozduklarında geleceğin ne kadar farklı olduğunu görüyorduk. Butterfly Effect'te bunun üzerine eklenmiş orjinal fikir olarak ne gösterebilirsin acaba bana? Gerçekten soruyorum yani, benim kaçırdığım bir ayrıntı varsa söyle düşüneyim üzerinde. Hatta şimdi filmi tekrar seyrediyorum, acaba çok mu ağır eleştirdim diye :)
 
12 maymun dışında hepsini izledim.
Memento çok farklı bir konu çünkü geçmiş kader değiştirmek ile ilgili herhangi bir şey yok.Terminator ile back the future kader değiştirilemez diyen bir düşünceydi..Bence farklılar :roll:
 
Ben kader değiştirmekle ilgili demedim. Hepsinden alıntı fikirler vardı diyorum. Ayrıca Back To The Future'da geçmişte bir şey değiştirdiklerine gelecekteki dünya değişiyordu! Biz farklı filmler mi izledik???
 
sonunda izleyebildim...bence senaryo iyiydi..yani baya etkiledi..cekim teknikleri hakkinda fazla bilgim yok..iyimi kötü mü yorum yapamam..ama senaryo hosuma gitti..ashton kutcher de gercekten iyi oynamis..dude where is my car da oynayan birinden bunu beklemezdim:D
 
iCe demiş ki:
Ben kader değiştirmekle ilgili demedim. Hepsinden alıntı fikirler vardı diyorum. Ayrıca Back To The Future'da geçmişte bir şey değiştirdiklerine gelecekteki dünya değişiyordu! Biz farklı filmler mi izledik???
haklısın dostum terminatörle karıştırdım :roll:
 
sonuçta geçmişte yaşanılan bir davranışı değiştirip gelecekte değişikliğe sebeb olmak orjinal bir konu değil ama bir türlü istediği şimdiki zamanı yaratamaması,geçmişte değiştirdiği şey yüzünden her bir seferde bir başkasının hayatının kötü bir yol alması,özellikle bir seferinde kendi kollarını kaybetmesiyle film traji komik bir hal alıyor.özellikle bıçakla ne yaptığını bilemediğimiz sahnenin aydınlatılması epey başarılıydı ama film deşildiğinde çok çok boşluklar bulunabilir ama filmi deşmeye gerek yok.yer yer komedi tadı bile alınabilen güzel bir film bence.
 
Skeş tarzındaki, ilginç olayların parça parça verilmesi ile Son Durak (Final Destination) filmine çok fazla benziyor bence. Zaten o filmin yapımcıları da aynı kişiler. Kendilerini tekrarlamışlar bana göre biraz.
 
Khaldun demiş ki:
site düzelince buldum yaziyi

paste liyorum
---------------

Filmdeki esas nokta, adamın şizofren olduğu ve bu hastalığın onun beynine çok büyük hasarlar bıraktığıdır.. Evan Treborn, küçüklüğünde çocukluk aşkı olan Kayleigh Miller'ı babasının tacizinden kurtarmaya çalışırken, Kayleigh'in yanan dinamiti eline almasıyla ölümüne sebep olur.. Burada işler kontrolden çıkar ve Evan sürekli olarak kendi beyninde geçmişe dönüp herşeyi düzeltmeye çalışır.. Bunu yaparken, geçmişte olanları gerçekten de değiştirebildiğine inandırır kendini ve sürekli olarak en ideali neyse onu yapmaya çalışır.. Fakat her denemesinde, yaptıkları illa başka birinin zararına olacak şekilde gelişir.. Filmin sonlarına doğru bir seneryo daha yaşar ve aslında bu senaryo, o zamana kadar olan gerçeklerdir (Evan'ın hastanede uyanması ve doktorun umutsuz konuşması). Evan doğal olarak bunun da kendi yarattığı bir senaryo olduğunu düşünüp, doktordan günlüklerini ister.. Doktor ona günlükleri vermeyi reddeder çünkü Evan, bu günlükleri okuduğunda gerçek dünyadan kopar ve hayal alemine dalıp birşeyleri düzeltebildiğini düşündüğü hayatları yaşamaya başlar.. Bu günlükleri okuduğu her sefer, Evan'ın beyninde kalıcı bazı hasarlar oluşur.. En son seferde de Evan beynini kullanıp annesine çocukluk kasetlerini sorar ve kasetleri izleyip tekrar hayal dünyasına dalar.. En son kurulan senaryoda ise Evan günlüklerini yakar çünkü tekrardan onları okuyup gerçek hayata (hastanede tedavi gördüğü hale) dönebileceğini düşünür ve film burada biter.. Ben de dahil olmak üzere, herkes bu noktada mutlu son'a ulaşıldığını düşünür ama aslında yanılırlar..

Ben bu düşünceye nerden vardım derseniz, Evan'ın hastanede uyandığı seneryoda doktor Evan'ın annesine ve Evan'a bazı açıklamalar yapar.. Evan'in annesine bu en son seferde beyninin geri dönüşümü olamayacak kadar hasar gördüğünü söyler. Doktorun Evan'a söylediklerini de aklımda kaldığı miktarda özetleyeyim: "Evan, sen herşeyi kafandan kuruyorsun. Geçmişe dönüp birçok şeyi değiştirebildiğini düşünüyorsun ancak bunlar sadece beyninde gerçekleşiyor. Sen de babanda olan hastalığa sahipsin ve bu sebepten dolayı hastanedesin. Geçmişi değiştiremezsin, geçmiş sadece seni yıpratır." Evan buna inanmaz ve gider çocukluk filmlerini izler.. Evan'ın bütün bunları kendi aklından kurduğuna ikinci bir kanıt, babasıyla olan görüşmesinde babasının söyledikleri ve yaptıklarıdır.. Babası Evan'a "Geçmişte olanları değiştiremezsin ve senin sonun da benim gibi olacak, bu yüzden ölmelisin" der ve üstüne saldırıp onu boğmaya çalışır.. Bu sayede Evan'ın ileride kendisi gibi acı çekmesini önlemeye çalışır ama başaramaz..

mantıklı bir önerme; ama film bittiginde bana tamamen farkli bir iz birakmisti. filmi daha dün izledim. bugun annemin psikiyatrist bir arkadasina gittim ve tesadüf eseri cd yanimdaydi. filmden bahsettigimde çok ilgisini çekti ve oturup onunla yeniden izledim. hani filmin basinda kaos teoreminden bir parça var. filmin 10. dakikasinda falan sigara arasi verdik (onun sigara arasi ben sigara içmem)
"kaos ne zaman biter?" dedi bana.
dik dik baktim.
"kaos ne zaman biter? ne zaman düz çizgi olur?" dedi.
"ölüm." dedim.
"evet" dedi.

bu diyalogun sonrasinda sunu fark ettim, babasinin Evan'i öldürmeye çalismasi gerçekten geçmisi degistirebildiginin kaniti olabilir.
diyaloglari hatirlatayim:
evan: dinle jason yaptiklarimi düzeltmek için senin cevaplarina ihtiyacim var.
jason: bu lanetin benimle son bulmasi için dua ediyordum.
evan: ama olmadi iste ve simdi herseyi düzeltmek için bilgiye ihtiyacim var. sen de bunu verebilecek tek kisisin.
jason: düzeltmenin bir yolu yok. hayatlari bir seyleri mahvetmeden degistiremezsin.
evan: herseyi daha iyi yapamayacagimi kim söylüyor?
jason: tanrinin yerine gecemezsin oglum. benimle son bulmali. sirf burda oldugun için anneni öldürüyor olabilirsin.
evan: bu saçmalik. biliyor musun, her seyi mükemmel yaptigimda sana bir kart atarim.
*jason evan'in üzerine atlar.*

basa döneyim; kaos ölümle biterse bu karisikliga son vermenin tek yolu evan'in ölümüdür, bu yüzden de babasi onu öldürmeye çalisir.
ah yine de bir not: kaos evan'in ölümüyle bitmez pek tabi. evan'in tek özelligi geçmise dönebilmesidir. yani herhangi birimiz herhangi bir seyi farkli yapsaydik suan çok farkli olurdu. evan'in ölümü ise geri dönüsleri ve alternatifleri engelliyor.

ya da evan gerçekten sizofrendir. :eek:
 
-spoiler içerir -

favori filmlerimden biri oldu film. sanirim 10. dakika bitmeden anlamistim hayatimin filmlerinden oldugunu.

kelebek etkisi simdiye kadar en dehset içinde izledigim filmdi. televizyonda ne izlenecegine karisma kapasitesine sahip oldugum zamandan beri (ki 4-5 yas civari falandir saniyorum) korku filmi merakim gün gibi ortadadir. bazilari (bkz: annem) gibi en siradan filmi izlerken bile mide kanamasi alametleri göstermem stresten. ama kesinlikle bu film bünyemi altüst etti. filmi izlemeden önce filmin konusu hakkinda hiç bir sey okumadim. begenen arkadaslarima filmin konusunu anlattirmadim, fragmanini bile izlemedim. ve 10. dakika bitmeden tamamen filmin etkisi altindaydim. izleyen kimse benim kadar etkilenmemis bildigim kadariyla, beni mahveden neydi bilmiyorum: belki evan'in olanlari hatirlayamamasiydi (o tip bir hafiza kaybi kadar igrenç bir sey yoktur :( ) ama psikolojik hasarlarla ilgili milyonlarca film izledim. bu filmi bu kadar özel yapan nedir bilmiyorum. donnie darko, final destination, 12 monkeys..vb bir dolu film de izledim. bazilarini begendim bazilarini begenmedim. ama lanet olsun ki hiç biri böyle hipnotik bir etki yaratmadi. olay nedir hala kavrayamadim.


ashton kutcher sevdigim oyuncular arasinda degildir aslinda. hatta that 70's show'da izleyene kadar kendisinden tiksinirdim. ama lanet olsun bu filmdeki performansini görmezden gelmek tam bir insafsizlik olur. biliyoruz ki çok bilmis sinema elestirmenleri yakisikli oyunculari adamdan saymaz, yani milyonlarca dolar kazanabilirler, bir çok filmde oynayabilirler, iyi yönetmenlerle çalisabilirler ama yine de iyi oyuncu olamazlar. (bkz: tom cruise, brad pitt, dicaprio gibi oyuncular konusundaki önyargi! örnegin dicaprio'nun en ciddiye alinan performansinin genç kizlarin sevgilisi -bu tabirden tiksiniyorum- olmadan önce oynadigi bir özürlü rolünden oscar adayligi olmasi sizce de ironik degil mi? adamlar yakisikliyken yetenekleri yok mu oluyor'?) biliyorum ashton'in filmografisi pek parlak degil, ama yakisikli diye orda olmadigini kabul etmek lazim. gerçekten iyiydi herif ya bu filmde...

oyuncular konusundaki diger yorumlarin çoguna katilmiyorum. genel olarak oyunculari sevdim. özellikle evan'in çocuklugunu oynayan çocuk aktöre bayildim (evan zamanda geri döndügünde bakislarindaki degisiklik falan süper... filmin basinda masum masum bakinirkenki halini düsünün bir de..)

filmi bir psikiyatrist, bir beyin cerrahi, bir pratisyen ve bir patalogla beraber izlemek oldukça ilginçti tabi. filmin sonlarina doru çikan beyin filminin (tam olarak ne filmi oldugunu hatirlamiyorum, uydurmayayim) disinda tibbi açidan bir elestiride bulunmadilar. yalniz çok çok nadirde olsa bende olan burun kanamalarinin asiri yüklenmeyle ilgili olup olmadigini merak ettmekten kendimi alamadim. ama sormadim, insanlari fazla panik yapmaktan hoslanmiyorum. :?

çocuklardaki siddet egilimi de oldukça dikkat çekiciydi, fiziksel hasarlar konusunda asiri hassas biri olarak ciddi anlamda rahatsiz oldum. çocuk pornosu vb konularda zaten çok kati görüslere sahibimdir, ama o anlamda yogun seyler hissettirmedi film.

ps: bu foruma katildigimdan beri yazdigim en uzun mesaj bu saniyorum.

ps 2: ben bu film hakkina sabaha kadar yazabilirim. acilen bu mesaji sonlandiriyorum ve hepsini okumayi basaranlari tebrik ediyorum.
 
oh be! ellerine sağlık ice. bişeyler yazmadan önce bütün 6 sayfa yazılanları okuyayım dedim, birsürü insanın "ne kadar ilginç senaryo, harika bir konu bulmuşlar" cinsinden düşünceleri gerçekten çok komik... film bence 'geleceğe dönüş' geyiğine döndüğü noktaya kadar çok güzel, anlatımını da çok beğendim. Ama sonrası çok geyik bence.
Eğer adam gerçekten şizofrense, o zaman güzel bir senaryo olabilir, yine de filmin büyük bölümü 'zamanda yolculuğun ilginçlikleri'ni ele alıyordu, bence bu gereksiz.
Ama filmin oldukça beğendiğim yanı da atmosferiydi, gerçekten insanı birçok gerilim filminden daha tedirgin eden sahneler vardı... bu nedenle izlemeye değer bence.
 
Geri
Üst