Şu albümü öylesine deneysel, sadece farklı şeyler denenmiş, solosuz ve genel metallica soundundan farklı şekilde yapılmış bir albüm olarak görenlere acıyorum. Bu şekilde bakınca sevmek tabii ki zor, ne de olsa thrash metal efsanesi ya metalika, "blek albümle bozdu abi yiaa"cılar tabii ki sevemez. Belgeselini izlemek yardımcı olabilir, gerçi ben belgeseli izlemeden önce de seviyordum bu albümü. Lars'ın o trampet tonu bile bir süre sonra sevimli gelmeye başlıyor albüme alışınca. Metallica'nın hep isteyip de popülerliğinden ve geleceğini tehlikeye atma korkusundan dolayı yapamadığı şeyleri özgürce yaptığı bir albüm bu bence. Saçmalayabildikleri kadar saçmalamışlar, hiç kasıntıya girmeden gitarda elleri nereye gidiyorsa onu yapmışlar, tür baskısı hissetmeden sınırların çokça dışına çıkarak o zamanın popüler metal türlerine de girmişler bolca(bkz mi teli 12 perde sonrası riffler).
Şu albüm o zamanlar keşke bir grubun ilk albümü olsaymış, daha az radikal bir kayıt yöntemi ve iyi bir tonlamayla onyılın en iyi albümlerinden olabilirmiş.
Bu albüm bir dışavurum olarak metalikanın içindeki pisliği boşaltmasaydı belki metalika da şuan "reunion" furyasıyle müziğe geri dönmüş gruplardan biri olabilirdi. Böyle olunca da son 2 albümdeki eşsiz şaheserleri duyamamış olurduk.