Cinsiyet ayırımcılığı

Hocam Kur'an'ı okudunuz mu? Üzülerek söylüyorum ki malesef Kur'an bunu der. Nisa 3. ayette "beğendiğiniz kadınlardan ikişer üçer alın" der. Nisa 4. ayette savaş esiri evli kadınlarla nikâhlamazsınız ama cariye yani seks kölesi olarak kullanabilirsiniz der. Kur'an sadece erkeklere hitap eder, (gerçek hitap etmekten bahsediyorum) kadınlara cennette hic bir sey, bakin dikkat cekiyorum hiç ama hiç bir şey vaad edilmemiştir. Bunlar ilk duyduğunuzda şaka gibi geliyor ama Kur'an'ı okuyunca ben ne okudum böyle diyorsunuz.

Ben din alimi değilim lakin bu yazdıklarınız o kadar yüzeysel ki orada ne kastediliyor hiç okumamamışsız sadece Kuran'ın Türkçe mealini okumuşsunuz , konuyu meşgul etmemek adına ilave birşey yazmıyorum eğer sormak istediğiniz birşey varsa özelden istediğiniz zaman sorabilirsiniz elimden geldiğince açıklamaya çalışırım.
 
Erkeğin erkeği ezmeye çalışması daha farklı bi konu onu onunla ilgili bi başlık altında tartışabiliriz, erkeğin hayvanlara zarar vermesini, doğayı yok etmeye çalışmasını kadınların doğaya verdiği değeri falan hepsini tartışabiliriz ama bu konu özünde din temelli. Yani bunu sadece son 20 senenin 100 senenin dini fikirleri olarak değerlendirmeyin ve hristiyanlığı, museviliği ve müslümanlığı da birbirinden çok farklı dinler olarak düşünmeyin, hepsinin çıkış noktası aynı yer zaten. .) Dediğim gibi toplumda herkese biçilen roller vardır, bunlar öncelikle din temellidir, mesela Türkler müslümanlığı seçtikten sonra kadının toplumdaki yeri değişikliğe uğramıştır, Araplar müslümanlığa geçtikten sonra da benzer değişiklikler olmuştur, bunu en başta Islâm peygamberi Muhammed'in eşlerinin konumunda bile görebiliriz, ilk eşi kendinden 15 yaş genç bir erkekle evlenebilecek bir tüccarken ve tek eşlilik söz konusuyken, çok eşliliği destekleyen ayetler sonrası peygamberin eşlerinin konumu, korunup kollanacak insanlar durumuna düşmüştür, diğer kutsal kitaplardaki konuyla alakalı bilgiler de toplumların davranışlarını oluşturmasında öncülük eder, bu Avrupa'da Reform hareketleri ve Protestanlığın başlamasına kadar böyleydi, bizde kültürün ve ahlakın dini temeller üzerine oturtulması daha ileri tarihlere kadar devam etti. Bu arada evet, genelde erkekler farklı eğilimlerini gizlemeye kadınlardan daha mecburdur. Kişinin, toplum tarafından kendi cinsiyeti icin biçilmemiş rollere girmeye cesaret etmesi sadece kadına yakıştırılmıyor gibi geliyor ama aslında bi erkeğin bebek bakıcılığı yapması da benzer sorunlarla karşılaşmasına yol açıyor. Erkek hemşireler ve hatta erkek ana sınıfı öğretmenleri de benzer sorunlar yaşıyor. Herkes kendi yaşadığını biliyor.
Şimdi o iş öyle degil ve Hristiyanlık ile Müslümanlık cok benzer dinler değiller. Hristiyanlık underground bir din iken İslam devletle doğmuş bir dindir, aralarında cok benzerlik yok. Soyle ki, hristiyanlik doğduğu günden bugüne sürekli toplumun ve insanların istekleri doğrultusunda değişmiş, ekonomik olarak surdurebilirligi sağlanmaya çalışılmıştır. Halkın açlıktan kırılırken domuz etini yasaklayamazsin.
İslam doğduğunda bir devlet oluştu ve cok resmi yönetildi o yuzden toplumun isteklerine göre şekillenen bir dinden ziyade daha çok günümüz yasaları gibi resmi ve hukuki bi haldeydi. Arap toplumlarında ırkçılık ve cinsiyet farklılığı o dönem çok yüksek olduğu için islam emin olun o günün şartlarında kadınların başına gelebilecek en güzel şey. Ayrica burada metnin tümünü okumadan bir ayet ile bir sonuca varmak cok mantikli değil.
Cinsiyet ayrımcılığının oluşmasında en önemli faktör evrimsel süreçtir. Zaten dinlerin bir yaratıcı tarafından gönderildiğine inanmayan birisi, dinlerin oluşmadan önceki toplum yapısıyla cok farkli bir olgu olmadığını anlayabilmeli.
Evrimsel kismi ile konuşmak gerekirse, sosyolog veya biyolog değilim bilgi ve fikirlerimi paylaşıyorum, insanların bebeklik sürecinin cok uzun sürmesi ve zayıf olması, kadinlarin hamileyken avcı veya toplayıcı olmasının doğmamış bebeğin hayatını tehlikeye atmasından olsa gerek evlilik ve görev dağılımları ortaya çıkmıştır. Başka bir teori erkekler avcı, kadınlar yerleskede cocuga baktığı için erkek avlanıp, güzel besinleri yer kadınlar ise artıkları yer bu yüzden fiziksel farklılıklar oluşmuştur der ama bu cok mu mantikli, tartışılır. Her neyse bu şekilde çıkan görev farklılıklarından kaynaklı erkek ve dişiler arasında farkliliklar oluşmuş. Belkide farkliliklardan gorev paylaşımı doğmuştur kim bilebilir.
En nihayetinde erkekler ve kadınlar gözle görülebilir fiziksel farkliliklarin yaninda psikolojik farklılıklara da sahiptir. Mesela yapılan hemen hemen tüm araştırmalar, kadinlarin daha analitik düşündüğü ve rasyonel oldugu, risk toleransinin daha düşük olduğu, duyguları daha yoğun yaşadığı ve olumsuz duygu durumlarında daha çok bulunduğunu göstermiştir. Erkekler ise daha sezgisel ve risk alan vs. Simdi bu farklılıkların yanına fiziksel farklar da eklenince tarihte bu gorev paylaşımının dinden bağımsız olarak bir cinsin nasil domine ettiğine dönüşümünü hayal edebilirsiniz.
Günümüz dünyasında bu tur ayrımlara ihtiyaç kalmadı çünkü, aslinda çünküsü belli. Dini kurumlar ne kadar kadın erkek konusunda pozitif olarak caba gösterse bile, siz eğitimsiz birisinin algısını nasil değiştirebilirsiniz. Bu din olmasaydı da böyle olacaktı.
 
Ya bu arada hazir cinsiyet ayrimciligina deginmisken sunu söylemeden edemeyeceğim. Feministlerin yurtdisinda oldugu gibi sembolik bi hedef seçmeleri gerekiyordu ve "bayan" kelimesini seçtiler. Bence hata ettiler, en modern kelime oydu.
Bakınız, kadin ve hatun ayni kelimedir. Katumdan türemiş oz Türkçe bir kelimedir ve olgun dişiyi temsil eder. Erkek kelimesi gibi doğrudan cins belirtmez tam karşılığı "Adam"dir. Erkegin karşılığı disidir ama Türkçede insanlar için kullanılmıyor.
Bayan kelimesi ise cumhuriyet yıllarında Atatürkün isteği üzerine ismin önüne gelen bir sıfat aramasiyla oluşturulmuştur. Çünkü Türkçede mrs. Ya da madam gibi ismin onune gelen bir kelime yok. O donem tdk çalışanları bay, bayan ve bayini bulmuşlar. Biliyorsunuz İngilizcede evli olan ve olmayan kadın için farklı kelimeler kullanılıyor, fakat bu kelimeler düşündüğünüz gibi baydan türeyen kelimeler değillerdir. Bay öztürkçe, zengin asil anlamına gelmektedir. Bayan ise mogolca, zengin asil anlamına gelmektedir. Bayın ise nazlı anlamina gelmektedir.
Rivayete göre bu kelimeler ataturkun onune gittiğinde Atatürk, simdi birisi bayin denmesi gereken birisine bayan der, kan davası çıkar diyerek bayin kelimesinin girmesini kabul etmemiştir. Zaten sonradan hukuk metinlerinde avrat olan kelimeler bayan ile değiştirilmiş. Kelime ise cok kullanışlıydı, suan küçük kıza bile kadın diyenler oluyor. Haliyle biraz yazık oldu, denk gelmişken içimi dökeyim dedim :D
 
Burada forumun bir kadın üyesi iş hayatında karşılaştığı zorluklardan bahsetmiş ve fikirlerimizi sormuş ama sen konuyla alakasız saçma sapan cevap vermişsin burası "ben ateistim yea" diyen ergen formu değil ikincisi yazmış olduğun ifadeler hem Anayasal anlamda hem TCK m. 216 da suç olarak tanımlanmıştır silsen iyi olur , aşağıdaki mesajında da 10 yıl sonra görüşmek dileğiyle yazmışsın bu kafayla 10 yıl sonra gideceğin yer anca cezaevi olur. Önce saygı , kimseyi rahatsız etme hakkın yok.

düşünce özgürlüğünün olmadığı bir ülkede olduğumuzu unutmuşum alkolünde etkisiyle. haklısınız.
 
Şimdi o iş öyle degil ve Hristiyanlık ile Müslümanlık cok benzer dinler değiller. Hristiyanlık underground bir din iken İslam devletle doğmuş bir dindir, aralarında cok benzerlik yok. Soyle ki, hristiyanlik doğduğu günden bugüne sürekli toplumun ve insanların istekleri doğrultusunda değişmiş, ekonomik olarak surdurebilirligi sağlanmaya çalışılmıştır. Halkın açlıktan kırılırken domuz etini yasaklayamazsin.
İslam doğduğunda bir devlet oluştu ve cok resmi yönetildi o yuzden toplumun isteklerine göre şekillenen bir dinden ziyade daha çok günümüz yasaları gibi resmi ve hukuki bi haldeydi. Arap toplumlarında ırkçılık ve cinsiyet farklılığı o dönem çok yüksek olduğu için islam emin olun o günün şartlarında kadınların başına gelebilecek en güzel şey. Ayrica burada metnin tümünü okumadan bir ayet ile bir sonuca varmak cok mantikli değil.
Cinsiyet ayrımcılığının oluşmasında en önemli faktör evrimsel süreçtir. Zaten dinlerin bir yaratıcı tarafından gönderildiğine inanmayan birisi, dinlerin oluşmadan önceki toplum yapısıyla cok farkli bir olgu olmadığını anlayabilmeli.
Evrimsel kismi ile konuşmak gerekirse, sosyolog veya biyolog değilim bilgi ve fikirlerimi paylaşıyorum, insanların bebeklik sürecinin cok uzun sürmesi ve zayıf olması, kadinlarin hamileyken avcı veya toplayıcı olmasının doğmamış bebeğin hayatını tehlikeye atmasından olsa gerek evlilik ve görev dağılımları ortaya çıkmıştır. Başka bir teori erkekler avcı, kadınlar yerleskede cocuga baktığı için erkek avlanıp, güzel besinleri yer kadınlar ise artıkları yer bu yüzden fiziksel farklılıklar oluşmuştur der ama bu cok mu mantikli, tartışılır. Her neyse bu şekilde çıkan görev farklılıklarından kaynaklı erkek ve dişiler arasında farkliliklar oluşmuş. Belkide farkliliklardan gorev paylaşımı doğmuştur kim bilebilir.
En nihayetinde erkekler ve kadınlar gözle görülebilir fiziksel farkliliklarin yaninda psikolojik farklılıklara da sahiptir. Mesela yapılan hemen hemen tüm araştırmalar, kadinlarin daha analitik düşündüğü ve rasyonel oldugu, risk toleransinin daha düşük olduğu, duyguları daha yoğun yaşadığı ve olumsuz duygu durumlarında daha çok bulunduğunu göstermiştir. Erkekler ise daha sezgisel ve risk alan vs. Simdi bu farklılıkların yanına fiziksel farklar da eklenince tarihte bu gorev paylaşımının dinden bağımsız olarak bir cinsin nasil domine ettiğine dönüşümünü hayal edebilirsiniz.
Günümüz dünyasında bu tur ayrımlara ihtiyaç kalmadı çünkü, aslinda çünküsü belli. Dini kurumlar ne kadar kadın erkek konusunda pozitif olarak caba gösterse bile, siz eğitimsiz birisinin algısını nasil değiştirebilirsiniz. Bu din olmasaydı da böyle olacaktı.

Dinlerle ilgili söylediklerinizin çoğu kendi çıkarımınız ya da daha doğrusu hiç bir dayanağı yok bunların. İslam daha dinin temeli olan namazda bile hemfikir olamamış durumda, Araplar günde 3 vakit namaz kılar, bizde 5 vakit. Cuma namazı çoğu yerde özel bir namaz değildir. Islamiyet ayetler kadar hadisler vasıtasıyla da rehberlik ediyor ve bu hadislerin büyük kısmı tartışmalı durumda .Kuran'ın kitap haline getirilmesi de Muhammed'den çok sonra gerçekleşiyor, kaldı ki erken dönem yazılı örneği de mevcut değil. Kuran'dan önce Mekke ünlü şairlerin toplanma yeriydi, bu ne demek? Cahiliye döneminde Mekke'de aşk şiirleri yazılır ve yarışmalar düzenlenirdi. Denildiği gibi cahil bir yer değildi yani, kız çocuklar da diri diri yakılmıyordu, öyle olsa o dönem yaşamış Muhammed'in ilk eşi bir kervana sahip tüccar olamazdı. Ayrıca bi kutsal kitap döneme göre incelenmez, o zaman dönemlik kitap olur ve yeni dönemlerde güncellemeler beklenir, kaldı ki Türk kadınına dair Kuran'dan çok önce yazılmış kaynaklara bakarsanız ya da çok geri gitmeyin, Dede Korkut Hikayelerini okursanız, kadının bırakın cariyeliği falan, eşini seçmek için meydanda güreş tuttuğunu "benimle evlenmek isteyen beni güreşte yenebilmeli" dediğini okursunuz, ne yani şimdi 4 eş almak bu dönemdeki Türk kadınını özgürleştirdi mi ya da Kuran uluslararası geçerliliği olmayan bi kitap mı? Kuran'ın kanunları net olsaydı, Sünnilik Şiilik gibi iki birbirinden tamamen farklı mezhebe bölünmezdi. Dikkatinizi çekerim, birinde dinin temeli namaz bile yoktur. Ayrıca devlet dediğiniz de bizim Türklerin uç beyliği sayılabilecek kadar küçük kabile topluluklarıdır. Uhud, Bedir, Hendek savaşları 300 500 kişilik "orduların" karşılaşmasıdır. Kaynakları iyi tarayın bence.
 
Ben din alimi değilim lakin bu yazdıklarınız o kadar yüzeysel ki orada ne kastediliyor hiç okumamamışsız sadece Kuran'ın Türkçe mealini okumuşsunuz , konuyu meşgul etmemek adına ilave birşey yazmıyorum eğer sormak istediğiniz birşey varsa özelden istediğiniz zaman sorabilirsiniz elimden geldiğince açıklamaya çalışırım.
Özelden yazdım, Kuran esasen herkesin anlaması için (ki amacı herkesin okuyup anlaması sonuçta, roket biliminden bahsedilmiyor, gerçi sadece Mekke ve çevresi icin indirildigi yazıyor kitapta ama...) yazıldığından çok derin bi kitap değildir, sonuçta okurların hepsi üniversite mezunu değil ve peygamberin okuması yazması da yok biliyorsunuz. Konular genel olarak yüzeysel olarak anlatılmış, bu yüzden açıklamalara gerek duyuyor çoğu kişi, insanların Allah'ın ilahi cümlelerini tercüme etmeye çalışmaları bence incelenmesi gereken bir başka konu.
 
Dinlerle ilgili söylediklerinizin çoğu kendi çıkarımınız ya da daha doğrusu hiç bir dayanağı yok bunların. İslam daha dinin temeli olan namazda bile hemfikir olamamış durumda, Araplar günde 3 vakit namaz kılar, bizde 5 vakit. Cuma namazı çoğu yerde özel bir namaz değildir. Islamiyet ayetler kadar hadisler vasıtasıyla da rehberlik ediyor ve bu hadislerin büyük kısmı tartışmalı durumda .Kuran'ın kitap haline getirilmesi de Muhammed'den çok sonra gerçekleşiyor, kaldı ki erken dönem yazılı örneği de mevcut değil. Kuran'dan önce Mekke ünlü şairlerin toplanma yeriydi, bu ne demek? Cahiliye döneminde Mekke'de aşk şiirleri yazılır ve yarışmalar düzenlenirdi. Denildiği gibi cahil bir yer değildi yani, kız çocuklar da diri diri yakılmıyordu, öyle olsa o dönem yaşamış Muhammed'in ilk eşi bir kervana sahip tüccar olamazdı. Ayrıca bi kutsal kitap döneme göre incelenmez, o zaman dönemlik kitap olur ve yeni dönemlerde güncellemeler beklenir, kaldı ki Türk kadınına dair Kuran'dan çok önce yazılmış kaynaklara bakarsanız ya da çok geri gitmeyin, Dede Korkut Hikayelerini okursanız, kadının bırakın cariyeliği falan, eşini seçmek için meydanda güreş tuttuğunu "benimle evlenmek isteyen beni güreşte yenebilmeli" dediğini okursunuz, ne yani şimdi 4 eş almak bu dönemdeki Türk kadınını özgürleştirdi mi ya da Kuran uluslararası geçerliliği olmayan bi kitap mı? Kuran'ın kanunları net olsaydı, Sünnilik Şiilik gibi iki birbirinden tamamen farklı mezhebe bölünmezdi. Dikkatinizi çekerim, birinde dinin temeli namaz bile yoktur. Ayrıca devlet dediğiniz de bizim Türklerin uç beyliği sayılabilecek kadar küçük kabile topluluklarıdır. Uhud, Bedir, Hendek savaşları 300 500 kişilik "orduların" karşılaşmasıdır. Kaynakları iyi tarayın bence.
Turkler ve İslam hakkında bir sey demedim. Ayrica burada dinlerin gecerliliklerini tartışımiyoruz o yuzden kuranın suan ki geçerliliği hakkında da bir sey demedim.
Dinler hakkinda ki yorumlarım ise kendi cikarimlarim degil tarihsel süreci okursanız ekstra bir sey demedigimi görebilirsiniz. Islam devlet olarak kurulmuş ve yazıya geçmesi çok kısa sürmüştür, burada aynisi geçmiştir geçmemiştir, hadisler vs din tartismiyorum olani söylüyorum. Araplar kayıtlarıyla meşhurdur o yuzden islam hakkinda cok bilgi edinebiliyorsunuz. Hristiyanlik ise doğduktan sonra halk arasında yavas yavaş kabul görmeye başlamış ve yayılması uzun sürmüştür. Kisa surede islam devleti kurulup bu sekilde yayilirken, hristiyanlik dogusundan cok sonra bu asamalara gelmiştir. Ayrica hristiyanlik hakkinda ki tespitlerim doğrudur, hristiyanlik cok kati bir dindir bu yuzden zaman icinde yumuşamıstir. Faiz cok büyük günahtır, kadin ve erkek evli olsalar bile üremek dışında cinsel ilişkiye giremezler, vs.
Zamanla hristiyanlik degismis (burada 50 100 yıldan bahsetmiyorum) islam o konuda daha kapalı kalmıştır. Yani dinler hakkinda konuşurken bunların sadece inanç temelli olmadigini anlamak gerekiyor. Dinler toplum kurallarını ve ahlakini düzenleyebilen o dönemlerin en güçlü olgusudur. Fakat bunların gecerli olabilmesi için toplumun çoğunluğunu arkasına alabilmeli yani ben bir din buldum bu böyle dersen kim neden seni desteklesin. Bu yuzden dinler genelde köleler ve kadınlara haklar verirler ki arkasında destekleyen bir çoğul grup oluşabilsin. Gene bu oluşum sürecinde bir dinin, o topluluğun ahlakına ters bir sey getirmesi söz konusu değildir. Yani arap toplulukları tek esliydi, islam gelince cok esli oldular diye bir durum cok olası olamaz çünkü toplumun ahlakına ters ise, zaten amacı ahlak aşılamak ve kurallar oluşturmak olan bir olgu kabul görmez. Dinleri bugünkü anayasa ve kanunlar olarak görmek lazım.
 
Turkler ve İslam hakkında bir sey demedim. Ayrica burada dinlerin gecerliliklerini tartışımiyoruz o yuzden kuranın suan ki geçerliliği hakkında da bir sey demedim.
Dinler hakkinda ki yorumlarım ise kendi cikarimlarim degil tarihsel süreci okursanız ekstra bir sey demedigimi görebilirsiniz. Islam devlet olarak kurulmuş ve yazıya geçmesi çok kısa sürmüştür, burada aynisi geçmiştir geçmemiştir, hadisler vs din tartismiyorum olani söylüyorum. Araplar kayıtlarıyla meşhurdur o yuzden islam hakkinda cok bilgi edinebiliyorsunuz. Hristiyanlik ise doğduktan sonra halk arasında yavas yavaş kabul görmeye başlamış ve yayılması uzun sürmüştür. Kisa surede islam devleti kurulup bu sekilde yayilirken, hristiyanlik dogusundan cok sonra bu asamalara gelmiştir. Ayrica hristiyanlik hakkinda ki tespitlerim doğrudur, hristiyanlik cok kati bir dindir bu yuzden zaman icinde yumuşamıstir. Faiz cok büyük günahtır, kadin ve erkek evli olsalar bile üremek dışında cinsel ilişkiye giremezler, vs.
Zamanla hristiyanlik degismis (burada 50 100 yıldan bahsetmiyorum) islam o konuda daha kapalı kalmıştır. Yani dinler hakkinda konuşurken bunların sadece inanç temelli olmadigini anlamak gerekiyor. Dinler toplum kurallarını ve ahlakini düzenleyebilen o dönemlerin en güçlü olgusudur. Fakat bunların gecerli olabilmesi için toplumun çoğunluğunu arkasına alabilmeli yani ben bir din buldum bu böyle dersen kim neden seni desteklesin. Bu yuzden dinler genelde köleler ve kadınlara haklar verirler ki arkasında destekleyen bir çoğul grup oluşabilsin. Gene bu oluşum sürecinde bir dinin, o topluluğun ahlakına ters bir sey getirmesi söz konusu değildir. Yani arap toplulukları tek esliydi, islam gelince cok esli oldular diye bir durum cok olası olamaz çünkü toplumun ahlakına ters ise, zaten amacı ahlak aşılamak ve kurallar oluşturmak olan bir olgu kabul görmez. Dinleri bugünkü anayasa ve kanunlar olarak görmek lazım.
Hocam keşke şimdi sayfalarca anlatabilsem size ama o kadar uğraşamayacağım cidden. Yukardaki iki mesajınızı tekrar okuyun lütfen ve tabi benim cevabımı da. Kur'an evrenselse Türkleri de kapsadığı için Türk kadınını da değiştirmek ister , bunu söylemenize gerek yok ki. Bu iki kere iki dört eder gibi bi şey. :) İslam kapalı kalmış demişsiniz ama hangi Islam? Sünnilerin inandığı mı, Şiilerin mi? Neyse isterseniz siz de özelden yazın, konuşalım. Burda herkese uzun uzun açıklamalar yapmak istemiyorum, her şey kolaylıkla ulaşılabilecek uzaklıkta zaten ama isteyene istemeyeceği kadar kaynak atabilirim. .)
 
Son düzenleme:
düşünce özgürlüğünün olmadığı bir ülkede olduğumuzu unutmuşum alkolünde etkisiyle. haklısınız.
İnsanların değerlerini aşağılamak düşünce özgürlüğü değil hakarettir diyecek söz bulamayınca da hemen bu ülkede düşünce özgürlüğü yok diyip sıyrılmaya çalışıyorsunuz ikincisi alkol ne alaka marjinal görünme çabası mı acaba ?
 
Son düzenleme:
Kendi adıma konuşayım ;

Gitara başlayalı 2 sene oldu.Geçmişim de bizim evde MTV olduğundan özellikle 00 yıllarının etkisinde çok kaldım.Hatta açar ara ara dinlerim.50 Cent Snoop falan.Bildiğin yabancı hastası bir repçiydim.Fakat Erci-E bin arabama diye bir parça vardı.Çok hoşuma gitmişti ilk duyduğumda.Neyse tv'lerden bulabilirsek almancı kuzenlerden dinliyoruz.Çınar'da(uzun bir cadde) afiş görmüştüm Ceza gelecekti.Neyse şimdi no.1 diye tanınan Can kardeşimizle tanışmış olduk.Güzel organizasyonlar oluyordu rap adına bende yanlarında oluyordum.İzmir'den,Antalya'dan kısaca 4 bir yandan gelip amatör organizasyonlar olurdu.Hatta bazıları otobüs parasına gelirdi.Elinde çeşitli imkanlar olup 100 tane cd bastırıp çantasına koyup gelen adam,poster satan adam yani çeşit çeşit adamlar gördüm.

Sonra yaşadığınız çevre yanınınızdakiler ve özellikle olup bitenler insanları bir yere sürüklüyor.Bir ara arabesk'e kaydım fakat öyle böyle değil.Benim çevremde ne müzikle uğraşan adam ne güzel müzik dinleyen adam varmış hala daha onu söyler dururum.İnanın biraz önce dediğim gibi önceliğiniz ne olursa artık oraya doğru sürükleniyorsunuz.Nitekim ben Flamenconun babası ve müziği ile yeni tanıştım ki İspanya'da bu bir kültürden ziyade varoluş simgesi imiş.

Önceden bir de rock dinlemem onu dinlemem gibi triplerim vardı.Fakat eskisi kadar yok.Kulağıma güzel gelen şeyleri dinlemeye çalışıyorum.Farklı olmasından ziyade güzel gelmesi yeterli.Çocuğum olsa mümkünse bir şeylere yönlendirmeye veya çalmasında ısrar ederdim diye düşünüyorum.Çünkü gitarda geçirdiğim tadı bazı insanlar vermiyor.Öğrenmek dünyanın en güzel şeylerinden birisi ve maalesef bizim toplumumuz ''mış,miş'' le yaşayan hatta yapacaksa bile ayağına çelme kırmaya çalışan toplum.Umarım anlatabilmişimdir :D
 
@senablackrock , merhaba. İzniniz dahilinde çok alakasız bir soru soracağım, sitenizden giriş seviyesi gitarıma takmak için bu freti almak istiyorum. Ancak bu freti kesmek, ve takmak için aletlerim yok. Sitenizde bu aletlerden var mı?
Not: Konuyu fazla dağıttım. Herkesten özür diliyorum 😂.
 
İnsanların değerlerini aşağılamak düşünce özgürlüğü değil hakarettir diyecek söz bulamayınca da hemen bu ülkede düşünce özgürlüğü yok diyip sıyrılmaya çalışıyorsunuz ikincisi alkol ne alaka marjinal görünme çabası mı acaba ?
Insanlarin degerleri dedinmi iste o kadar genis bir alan ki zaten geriye bisey kalmiyor.
 
@senablackrock , merhaba. İzniniz dahilinde çok alakasız bir soru soracağım, sitenizden giriş seviyesi gitarıma takmak için bu freti almak istiyorum. Ancak bu freti kesmek, ve takmak için aletlerim yok. Sitenizde bu aletlerden var mı?
Not: Konuyu fazla dağıttım. Herkesten özür diliyorum 😂.


Maalesef luthier aletleri yok
Aslında getirmeyi düşünüyoruz ama ne zaman bilmiyorum. Tek basima idare ettigim için beynim de pek fosfor kalmadi😊🙄 soyle akıllı, iş bitirici daimi bir eleman bulursam. Inşallah getireceğim
 
@senablackrock , merhaba. İzniniz dahilinde çok alakasız bir soru soracağım, sitenizden giriş seviyesi gitarıma takmak için bu freti almak istiyorum. Ancak bu freti kesmek, ve takmak için aletlerim yok. Sitenizde bu aletlerden var mı?
Not: Konuyu fazla dağıttım. Herkesten özür diliyorum 😂.

Biz size kesip göndeririz ama takma konusunda cozumsuz kaldım 😔
 
Geri
Üst