Ekonomi

Bakın ben ekonominin gidişatından ziyade, zihniyetin gidişatından bahsettim. Bunun da ekonomiyi nasıl etkilediğini, alırken pahalı olmasının haklı nedenleri, satarken bırakın pahalı olmasını değerinin altında alınmaya, öldürülmeye, 50 TL az almak için çeşitli çeşitli yollara başvurulmasına, özellikle letgo'da sattığınız gitarı sonradan ilanda görüp bu gitarın ne sorunlarının yazılmış olduğunu, ne satıcının kullanım süresini (2 günden/2 yıl) ve buna yetmezmiş gibi fiyatı hak yiyor diyecek noktada tutmasına sinirliyim. (Serbest ekonomi falan değil arkadaşlar bu bahsettiğim, bir tık pahalıya satarsın anlarım ama hem ayıplı ürünü yedirip, hem pahalıya satıp, hem de yalanlar atmak farklı.) Ve bunu alacak olan kişi de çocuk ya da işinden gücünden kalan zamanda bir heves bir şeyler yapmak isteyen bir arkadaşımız olacak. Verdiği paraya o an bulunan piyasada iki katını elde edebilir, ama kandırılıyor. Bunun ekonomiye olan etkisi en masum yanı.
 
Lafım orijinal post'un sahibine değil, yanlış anlaşılmasın.

Bana bu konulardaki tartışmalarda bir samimiyetsizlik ve hatta bazen iki yüzlülük varmış gibi geliyor. Yani bu konudaki şikayet ve muhabbetin çoğu marka değeri yüksek ekipman üzerinden dönüyor. Yani işte örneğin Fender-Gibson muhabbeti. Şimdi bakın bu ekipmanın pahalı olmasının sebebi marka değerinin piyasadaki diğer ürünlere göre daha yüksek olması. Bunun sebepleri başka yerde var, burada tekrar girmeyeyim. Ötte yandan, pahalılıktan şikayet edenler yine bu pahalı ekipmanın peşinde koşuyor. Sanki bu marka değeri yüksek ekipmanı almak zorunlu bırakılmış gibi. Hepimiz biliyoruz, bizi hele ki her yerin elini atsan gitara çarpar bir hale geldiği bir ortamda kısıtlayan şey 'Amerikan Strat'ımızın olmaması değil. Bu ekipmanı çoğu zaman bizler de marka değeri için arzuluyoruz. Bunun bilincinde oldukça bunda bence kötü bir şey yok. Fakat hem bu marka değerini isteyip hem de satanların aynı kaygıları gözetmemesini beklemek garip bir entitlement, şımarıklık ve hatta ikiyüzlülük.

Elbette bunu her durum için söylemiyorum. Burada kastım ülkemizin bilinen şartlarında oluşan pazar. Bir de gayet standart, milyonlarca örneği olan ve sahibinin sadece naiflik veya kurnazlıkla fiyatını şişirdiği ekipman var. Orada da gülüp geçmek dışında gerçekten yapacak bir şey yok. 'Ama piyasayı yükseltiyorlar!!1' tarzı argümanlara pek katılmıyorum. Pazar ekonomilerinde fiyat balonları olur. Sonra söner/patlar vb. Burada çemkirmekle çözülebilecek bir şey değil.

Son olarak hepimiz görüyoruz işte yüksek fiyattan koyulan ekipman aylarca hatta yıllarca bekliyor. Arada olması gereken veya uygun fiyattan koyulan ekipman ise saatler içinde satılıyor.

Ha pardon, bir de ekipmanını sattıktan sonra ucuza gittiğini düşünüp pişmanlık duyanların serzenişleri var. Arkadaşlar orada da satarken bir sebeple o fiyata satmışsınız. O saatten sonra başkasının ne yaptığı sizi çok da ilgilendirmemeli bence.
Yok be abi, ben çok başka bir konudan bahsediyorum. Beni buna iten şey sattığım gitarı ilanda görmem ve saçma sapan bir fiyata koyulması yetmezmiş gibi o şekilde satılmış olmasıydı. Alan kişiyi de gördüm. Durumu direkt olarak bizzat gördüm. Ben ekonomiden bahsetmiyorum aslında belki de biraz yanlış kurdum cümlelerimi bilmiyorum. Ama ne demek istediğimi anlatabilmek önemli benim için. Bundan ibaret. Bakın bir örnek vereyim, yol bisikleti alınır. Kullanılır, fiyat olarak fazla olabilir. Ne güzel, olan sadce bu olsun. Fren kolu içten kırılmıştır ve silikon vs. ile yapıştırılıp elcik ve gidon bandı ile kapatılmıştır. 80 km hızda kol kırılır, fren boşa çıkar. Bu durumdan bahsediyorum. Buna benzer durumlardan. Ben sağlam ilanı koyacak olsam bile tedirgin oluyorum, sorumlu hissediyorum. İnsanlar bunları yapıyor. Belki ben hassasım, olabilir. Ama bunun serbest piyasa ile alakası yok abi. Arz Talep dışında bir etken bu.
 
Bana freni kırık, rublesi yenik, kadrosu yamuk piyasa değerinin üzerinde bisikleti satamazlar. Çin malı Fender gitarı süsleyip "profesyonal sahne gitarı, satlık effsane, kalitesini bilen bilir, özel yapım, üretimi durdu [bir de bu var üretimi durmuş fabrikasyon bir gitarın üretiminin durmasını bambaşka yere çeken neyse konumuz bu değil] ) gibi saçma sapan fiyatlara satamazlar. Ama sattıklarını gördüğüm insanı görünce canım sıkılıyor. Ekonomiye zarar veren kısmı alan arkadaşın ekstra masraf yapması, o zaman içinde parası ile daha iyi, daha dürüst yönlendirilse güzel şeyler yapabilecekken elindeki paranın da alınmaya çalışılması, malının arkasında durmayan, afedersiniz birilerine kakalamak için satması ve bu durumun alan kişinin ekonomisine zarar vermesi. Karışık oldu ama umarım anlatabilmişimdir. Ekonomi konusunda haklısınız fazlasıyla. Fakat ben en başında belki yanlış bahsettim fakat anlatmak istediğim konu farklı bir yönü bu işin. Teşekkürler.
 
Yok be abi, ben çok başka bir konudan bahsediyorum. Beni buna iten şey sattığım gitarı ilanda görmem ve saçma sapan bir fiyata koyulması yetmezmiş gibi o şekilde satılmış olmasıydı. Alan kişiyi de gördüm. Durumu direkt olarak bizzat gördüm. Ben ekonomiden bahsetmiyorum aslında belki de biraz yanlış kurdum cümlelerimi bilmiyorum. Ama ne demek istediğimi anlatabilmek önemli benim için. Bundan ibaret. Bakın bir örnek vereyim, yol bisikleti alınır. Kullanılır, fiyat olarak fazla olabilir. Ne güzel, olan sadce bu olsun. Fren kolu içten kırılmıştır ve silikon vs. ile yapıştırılıp elcik ve gidon bandı ile kapatılmıştır. 80 km hızda kol kırılır, fren boşa çıkar. Bu durumdan bahsediyorum. Buna benzer durumlardan. Ben sağlam ilanı koyacak olsam bile tedirgin oluyorum, sorumlu hissediyorum. İnsanlar bunları yapıyor. Belki ben hassasım, olabilir. Ama bunun serbest piyasa ile alakası yok abi. Arz Talep dışında bir etken bu.

Anlıyorum, o nedenle size cevaben yazmadığımı belirtmiştim. Sizin kaygınıza istinaden: Bakın ikinci el alım alım satım özellikle de kullanıcıdan kullanıcıya gerçekleşiyorsa temel ilke iki tarafın da memnun olması. Yani siz sattığınızda memnun oluyorsanız, alan da memunsa bu iyi bir alışveriştir. Bunu takiben satttığınız mala ne olduğu sizi ilgilendirmemeli. Elbette satış konusunda sizden daha becerikli/çakal/şanslı birileri hep olacak. Siz satarken memnun olduysanız ve tüccar değilseniz bu çok önemli değil. Ha şu var: Siz kusurlu bir malı kusurunu belirterek satmışsınızdır, sizden alan saklamıştır. Bu durum sizi çok rahatsız ettiyse veya sizin bisiklet örneği gibi tehlikeli bir durum oluşturuyorsa (mesela kaçak tehlikesi olan bir amfi), o zaman satıcı ve/veya yeni alıcı uyarılabilir bu konuda.
 
Bir siyaset bilimi öğrencisi olarak diyeceğim şu ki; maalesef, gerçekler acıdır. Bu yüzden oturup burada isyanda etsek oturup ağlasak ta akşama kadar hiç bir şey değişmez. Bu ülke üretimle, ihracatlatla değil halktan alınan vergilerle ekonomik olarak ayakta duran bir ülke. O yüzden kardeşim bu gidişatta sen o vasıflı odunun 2. eline daha çoook paralar dökersin. Biz daha bir Peru'nun Bolivya'nın halk bilincinde bile olamadığımız için böyle şeyleri seyreder oturup ağlar dururuz anca.
Neyse karamsarlığı bir kenara bırakıp yapıcı yorum yapmak gerekirse de; neden biz bir şeyler yapamıyoruz? neden kalite standartlarında kendi gitarlarımızı üretemiyoruz? neden kendi amfimizi, pedalımızı yapamıyoruz? mühendislik eksikliğimi? kafa yormama mı? neden enstruman konusunda dışa bağımlıyız? Gelin bunları tartışalım.
Bence de esas konu budur. Meslek liseleri bitik durumda. İşim eğitim o yüzden konuya çok hakimim. Bugün meslek liselerinde müzik enstrumanı yapım ve bakım diye bir bölüm var. Bir tane giren öğrenci yok, hepsi muhasebe ve bilgisayar gibi şeylere yöneliyor. Üniversiteyi kazanacak entellektüel birikimleri de olmadığı için barmen/garson ve türevi işlerde çalışıyorlar.
Velisine ilgili bölüme gitmek istediğini söylese zaten evde olay çıkıyor çocuğun da bir suçu yok. Gerçi bizim velileri zaten geç 1 matematik neti yapamayan çocuğu mühendis/doktor yapmak için çırpınan bir sosyo kültür söz konusu
 
Bakın ben ekonominin gidişatından ziyade, zihniyetin gidişatından bahsettim. Bunun da ekonomiyi nasıl etkilediğini, alırken pahalı olmasının haklı nedenleri, satarken bırakın pahalı olmasını değerinin altında alınmaya, öldürülmeye, 50 TL az almak için çeşitli çeşitli yollara başvurulmasına, özellikle letgo'da sattığınız gitarı sonradan ilanda görüp bu gitarın ne sorunlarının yazılmış olduğunu, ne satıcının kullanım süresini (2 günden/2 yıl) ve buna yetmezmiş gibi fiyatı hak yiyor diyecek noktada tutmasına sinirliyim. (Serbest ekonomi falan değil arkadaşlar bu bahsettiğim, bir tık pahalıya satarsın anlarım ama hem ayıplı ürünü yedirip, hem pahalıya satıp, hem de yalanlar atmak farklı.) Ve bunu alacak olan kişi de çocuk ya da işinden gücünden kalan zamanda bir heves bir şeyler yapmak isteyen bir arkadaşımız olacak. Verdiği paraya o an bulunan piyasada iki katını elde edebilir, ama kandırılıyor. Bunun ekonomiye olan etkisi en masum yanı.
Söylemek istediğiniz buysa başlık yanlış o zaman.
İkinci el pazarında kural yoktur, isteyen istediği ürüne istediği fiyatı yazar, önemli olan alıcıdır. Sattığınız kişi gitarınızı daha yüksek fiyata satabiliyorsa, siz ucuza satmışsınız demektir. Karşı tarafı uygun fiyatlı bir malı alıp bundan kar ettiği için suçlamamak lazım, bir fırsat görmüş ve değerlendirmiş.
İşin içinde yalan dolan vs varsa orasını bilemem, alırken de satarken de dikkat etmek lazım, bir ürünü ancak değerini bulduğunda alınır / satılır.
 
Şu anda ne ekipman alıyorum ne satıyorum. Neyse ki zamanında üç beş bir şeyler toplamışız yoksa şu anda zaten alamazdım. Sıra gelmezdi yani diğer ihtiyaçlardan. Sadece bizim piyasa da değil her yerde fiyatlar uçuk. Bir süre böyle gidecek belli umarım toparlarız.
 
Buradan gençlere tavsiye. İmam Hatip okuyun. İlahiyat fakültesine gidin. Bakın 15.000 imam daha ihtiyacımız varmış. Bence kadro kapabilen kapsın. TL’nin değer kaybetmesi bu sayede pek etkilemez. Diyanetin bütçesi maşallah milyor dolarlar yetmiyor bir o kadar ek bütçe alıyorlar her yıl. Bakın demedi demeyin çare İslami Rock 🤘🏻İslamı rock severler arasında yayacağınız için ucunda cennet de, Huri de, Nuri de var. Yüksek ses konusunda bağımsızlığınız ve dokunulmazlığınız da olacak. Komşular rahatsız olursa ezanları susturamazsınız der çalmaya devam edersiniz.

Repartuar da az buz belli:
Garipseyen cemaat için: Şeytan bunun neresinde.
Sürekli okunan selalar sonrası: Hepsi bir hepsi haktan!
Yeni nesili eğitmek için, biliyorsunuz eğitim şart: Sordum sarı çiçeğe cover

2x12 kabinli 100 watt Marshall, yanına bir de Fender amfi koyarsınız. Hilal inlayli custom şop Fender tövbe bismillah Amerikan, Gibson LP de bağlar icraatınıza bakarsınız. İkinci eldeki dolandırıcılara da ‘Bak yapma böyle, yeme bizi, din kardeşiyiz. Bak çarpılırsın. Günah.’ derseniz daha etkili olur. İdeal ikinci el piyasasına kavuşuruz. Vatana millete hayrınız da dokunur. Ekipmanları da kendinize değil camiye fatura edersiniz, vergiden de yırtarsınız. Elektrik zaten beleş.
Anne babanızın ‘Metalci zibidiler gibi satanist olacak, uyuşturucuya içkiye başlayacak, anarşik olacak, kedi kesecek, bakire kanı içecek, en kötü serseri olacak. Müzisyen olup aç kalacak.’ endişlerinden de kurtulursunuz.

Ayasofya açılışında İslami Rock grubu olarak çalsaydınız dünyaya nasıl güçlü bir mesaj vermiş olurdunuz, bir düşünsenize.

TÜBİTAK’ın İslami proje çağrısında bulunduğu bir dönemde bence çoo iyi bir fikir. Bir düşünün. Neden olmasın?
 
2009 veya 2010 yılında sıfır aldığım Squier standard strati bir genç çocuğa 280 TL ye sattım. 20 TL indirim için ne ağladı, ne dil döktü anlatamam. Iki gün sonra o gitarı Deluxe Squier adıyla 400 TL ye ilana koydu. Ama ben sadece güldüm ve üzerine 70 TL ekleyip Squier CV 50s strat satin aldım. Fiyatlar 380 ve 450 TL de olabilir hatırlamıyorum. Böyle tipler hep vardı ve hep olacak. Bazi al-satcilar ozellikle kadin satıcılara karsi pek bir dilbaz, pek bir ağlak olur. Olucuye direnc geliştirmeyi öğrenmelisiniz. Ama sattıktan sonra bırakın naaparlarsa yapsınlar.
 
2009 veya 2010 yılında sıfır aldığım Squier standard strati bir genç çocuğa 280 TL ye sattım. 20 TL indirim için ne ağladı, ne dil döktü anlatamam. Iki gün sonra o gitarı Deluxe Squier adıyla 400 TL ye ilana koydu. Ama ben sadece güldüm ve üzerine 70 TL ekleyip Squier CV 50s strat satin aldım. Fiyatlar 380 ve 450 TL de olabilir hatırlamıyorum. Böyle tipler hep vardı ve hep olacak. Bazi al-satcilar ozellikle kadin satıcılara karsi pek bir dilbaz, pek bir ağlak olur. Olucuye direnc geliştirmeyi öğrenmelisiniz. Ama sattıktan sonra bırakın naaparlarsa yapsınlar.
Stagg gitarım vardı ben 2.el 300 liraya almıştım forumda belki de görmüşsünüzdür gitara pek ısınamadım, göz ameliyatı oldum 300 liraya gözlük alacaktım mecbur satmak zorundaydım zaten sahibindene koydum bir kişi ne kadar ne kadar ağladı inanın anlatamam 280 liraya alıcaktı güya. Buluşmaya 250 lirayla geldi lanet olsun dedim gidip gözlükçüye verdim o parayı.
 
Yazılanları okuyunca (konuyu açıldığından beri takip ediyorum yani) içimi bir sıkıntı kaplayıp durdu. Madem konular dağıldı ben de içimi dökeyim. Çok uzun süredir alım-satım işlerine girişmiyorum. Gerek kalmasın diye yatıp kalkıp dua ediyorum. Ekipmanlar falan zaten Allah'a emanet çalışıyor. En son gitar usb bağlantısı saçma sapan bir arıza yaptı mesela. Yan yatırdım, iki çarptım. Umarım düzelmiştir.

Yani ihtiyaç olmasına rağmen tüketmiyorum. Bir taraftan hobi olarak buna harcanan paralar her zaman helali hoş olsun diye düşünülür ama diğer taraftan eğer bu gibi meseleleri düzeltmek istiyorsak daha az tüketmeliyiz. Yani elbette meslek liselerinden üretime her şeye ülkenin durumu ortada. Onlara lafım yok, üretim olmadan bu işler olmaz ama genel olarak "tüketim" hele hele boş yere tüketim mantığına çevrilmiş koskoca bir sistem var.

Herkes zamanla buna uygun davranabilirse eninde sonunda makul bir yere gelebilir diyorum. Yoksa vahşi kapitalizm bu abi, dünya böyle diye diye tükenip gidecek her şey.

İlanlardaki yanıltıcı içerik ya da işte bir anlamda kötü niyet meseleleri de hep daha fazla tüketim yapmak için değil mi? Bilemiyorum dünya için genel bir sıkıntı, Türkiye için zaten apayrı bir dert. Neresinden nasıl düzelecek bilemiyorum.
 
Bir şey alacaksanız koşun alın derim. Kurun artma riski bir yana, birçok firma kapanacak, fahiş gümrük vergileri yüzünden mal getiremeyecek ayakta kalabilenler de. Gençler bilmez ama eski günler gibi ithal malın zor bulunduğu gerçekten lüks sayıldığı günler yakındır. 2020'de aldığınız büyük ve değerli alışverişler belki 5 yıl boyunca son lüks ve keyif alışverişiniz olabilir.
 
Lüks parasal ederi değildir. Senin bütçen için o anda yeri olmayan keyif için alacağın şeydir. Kimi için Mesa TriRec olur bu kimi için behringer pedal.
Demem o ki bugün gelirin misal 100 lira olsun, almak istediğin ama karar veremediğin "lüks" 10 lira olsun. Yakında o 10 lira 15 olacak ama gelirin şanslıysan 110 filan olacak. O gün lüks dediğin şey artık ulaşılmaz sınıfına girecek. Mesela ben geçen yılbaşından önce iPhone değiştirmeye karar verdim ama kıyamadım, o günden beri maaşım neredeyse aynı ama seçtiğim cihaz tam 1.5 katına çıktı. O zaman lüks idi, şimdi delilik.
 
Lüks parasal ederi değildir. Senin bütçen için o anda yeri olmayan keyif için alacağın şeydir. Kimi için Mesa TriRec olur bu kimi için behringer pedal.
Demem o ki bugün gelirin misal 100 lira olsun, almak istediğin ama karar veremediğin "lüks" 10 lira olsun. Yakında o 10 lira 15 olacak ama gelirin şanslıysan 110 filan olacak. O gün lüks dediğin şey artık ulaşılmaz sınıfına girecek. Mesela ben geçen yılbaşından önce iPhone değiştirmeye karar verdim ama kıyamadım, o günden beri maaşım neredeyse aynı ama seçtiğim cihaz tam 1.5 katına çıktı. O zaman lüks idi, şimdi delilik.
Bu mesaj vesilesiyle ismi koyulmayan bir rahatsızlığı İRDELEMEK isterim. Tevazu sahibi bir insan olarak ben buna kısaca ağaçkakan sendromu diyorum. Her neyse mesele şu: Telefon eskiyor. Hatta fonksiyonlarını birer birer yitirmeye başlıyor. Yenisini almak lazım ama aynı sınıftaki güncel bir cihaz +/-10k civarı. Böyle olunca bu sendromdan muzdarip kişi 'manyak mıyım lan o paraya 2. el bir VoxAC15 bir de Orange OR15 alırım, üstü de cebime kalır' diyor. Sonuç telefonsuzluk... İletişimsizlik... Sesi '1'den öteye açılamayan lammbalı amfiler. Dram.
 
Bu mesaj vesilesiyle ismi koyulmayan bir rahatsızlığı İRDELEMEK isterim. Tevazu sahibi bir insan olarak ben buna kısaca ağaçkakan sendromu diyorum. Her neyse mesele şu: Telefon eskiyor. Hatta fonksiyonlarını birer birer yitirmeye başlıyor. Yenisini almak lazım ama aynı sınıftaki güncel bir cihaz +/-10k civarı. Böyle olunca bu sendromdan muzdarip kişi 'manyak mıyım lan o paraya 2. el bir VoxAC15 bir de Orange OR15 alırım, üstü de cebime kalır' diyor. Sonuç telefonsuzluk... İletişimsizlik... Sesi '1'den öteye açılamayan lammbalı amfiler. Dram.

abi o son yazdığının çaresi var, şöyle 1200 dolar + gümrük + kargo vs :D

 
bu aslında epsiri abi :D misal 4 ay, ayda 300 dolar ödeyerek alabilirken elin john u, sen burada baya bir aç susuz donsuz gezip alman lazım şöyle basit bir şeyi :D
 
Geri
Üst