Bu konuyla ilgili çok fazla kafa karışıklığı ve bilgi bombardımanı var. Zaman zaman başlıklar da açılıyor ama yanıt vermek çok kolay olmuyor, çünkü konu hem bilgi hem de deneyim gerektiriyor.
O nedenle bu başlığı açıp, ileride gelebilecek benzer sorular için referans verebileceğim bir başlık oluşturmak istedim.
Burada kafa karışıklığına yol açan veya yanlış anlaşılan şeyleri açıklığa kavuşturmayı amaçlıyorum. Her yerde bulunabilecek bilgileri tekrar etmeyi düşünmüyorum.
Gitarda majör dizi kitabımı okumuş olanlar, ne kast ettiğimi daha iyi anlayacaktır. İleride bu konu ile ilgili de belki bir kitapçık toparlayabilirim, ama söz veremiyorum şu anda.
Kafanıza takılan soruları yazabilirsiniz; vaktim olduğunda cevap verebilirim.
1) Belli bir armonik yapının üzerine solo çalabilmek/yazabilmek için, mutlaka temel armoninin işlevini anlamak gerekir. Bu da öncelikle MAJÖR DİZİ ve onun ilgili minörü üzerinden gerçekleşir.
Bu nedenle, bilinmesi gereken en temel iki şey:
Üç sesli akorlar: C majör D minör E minör F majör G majör A minör B eksik beşli
Dört sesli akorlar C majör 7 D minör 7 E minör 7 F majör7 G dominant 7 A minör 7 B minör 7 b5
Bu sırayı ve yapıları adınız gibi bilmeniz gerekir. Kafa karışıklığının büyük bir kısmı, bu yapıları yarım yamalak bilmekten kaynaklanır. Bunların teorisine burada girmeyeceğim. Dediğim gibi, burada zaten bilinen şeyleri tekrar etmeyeceğim.
2) Eğer üzerine çaldığınız akorlar AYNI TONDA kalıyorsa, bu durumda akorların üzerine o tonun notalarını ( o majör diziyi veya ilgili minörünü) çalabilirsiniz. EVET. Bu şekilde solo çalmaya başlanabilir. Ama zamanla farklı akorların üzerine daha iyi notalar seçerek bunların üzerinde kalmayı ve akorları birbirine bağlamayı düşünür hale gelebilirsiniz. Çünkü, bir tonu oluşturacak şekilde akan akorlar üzerinde her nota aynı derecede anlamlı değildir. Bu konuyu zamanla biraz daha açacağım.
3) Özellikle Steve Vai ve Satriani sonrası ortaya çıkan (80'lerin ortası) modlar ve bunlarla solo çalma muhabbeti, ne yazık ki kafa karışıklığına yol açan bir diğer unsur. Şunu hemen söyleyeyim; aynı tonda kalan akorlar üzerinde farklı modları düşünmenin (yani modal bakış açısı kullanmanın) pratikte hiç bir anlamı YOKTUR.
Örnek: C majör tonunda bir akor dizisi düşünelim: Cmaj - Cmaj - F maj- G maj
Tecrübesiz ve kulaktan dolma bilgileri olan pek çok zeka küpü (hele de internet ortamında) "Şimdi burada iki mezur C Ionian, iki mezur F Lydian, iki mezur G mikso.. gak guk" şeklinde önerilerde bulunacaktır. Böyle şeyleri gördüğünüz anda arkanıza bakmadan kaçın🙂 Bu arkadaşlar modalitenin ve tonalitenin farklarını anlamamış kişilerdir. Anlamadıkları için onları suçlamıyorum, ama kendileri bir halttan anlamadığı halde milletin kafasını karıştırmaya devam etmeleri de biraz can sıkıyor. Düşük tempolarda kendilerini bu modları çaldıklarına inandırarak bir şeyler yapabilirler, ama tempoyu yükseltin, aslında yaptıkları şeyin o tonu (majör diziyi) çalmaktan ibaret olduklarını itiraf etmek zorunda kalırlar. Modlar bu şekilde kullanılmaz🙂
Tonalite denilen şey, Batı müziğinin belkemiğidir. Bir tondaki akorlar hareket edip tansiyon ve çözülüş ürettikleri zaman, kulağımız TON dediğimiz şeyi yakalar. Bu akor hareketleri, şarkı formu dediğimiz şey içerisinde kendini belli eder ve tekrarlanır. Ayrıca, o tona ait olmayan akorlar da belli kurallar çerçevesinde kullanılabilirler. Bu da yine tonaliteyi bozmaz, aksine güçlendirir.
Modalite (bizim makamsal yapı olarak da bildiğimiz şey), belli bir modun atmosferini yaratmak ve o atmosfer içerisinde melodi üretmek için kullanılır. Bunu pek çok farklı şekilde örneklendirmek mümkündür. Örneğin; belli bir modun karakterini verecek şekilde yaratılmış akorlar, özellikle de uzun süre kalıyorsa, bunların üzerine o spesifik modu çalmayı düşünebiliriz.
Modaliteye temel örnek: Birinci perdeden bareli F majör akorunu basın. Sonra Si ve ince mi teli boş kalacak şekilde ilk iki telden bareyi kaldırın. Çaldığınız akor (teknik olarak F majör #11), Lydian dizisinin karakterini verir. Bunun üzerine ister F lydian modunu, isterseniz buna teorik olarak karşılık gelen C majör dizisini çalabilirsiniz.
Peki ilk örneğe kıyasla buradaki fark nedir ? Burada tansiyon yaratıp çözmeyi düşünmediğimiz için, bas notasının ofsaytta bırakacak kadar kalına gitmediğiniz takdirde her nota aşağı yukarı güzel tınlar. (Önemli not: Basçılar bir altyapı üzerine solo çalarken bol bol tiz perdeleri kullanır, veya eşliksiz çalarlar. Armoni bastan şekillendiği için, bas notalarla çarpışacak kadar pese inerken dikkatli olmak gerekir). Modal parçalar bu şekilde bir veya bir kaç akorla belli bir modu üretecek şekilde aynı altyapıyı kullanır. Ayrıca (Satriani parçalarında olduğu gibi), aynı bas notasından farklı modlara gidecek şekilde de akor dizileri yazılabilir. mesela, parçanın ilk kısmı A lydian, ikinci A Dorian vs şeklinde ilerleyebilir.
Modaliteye sorunlu örnek: Ne yazık ki, son derece yaygın kullanılan ama bence çok kafa karıştırıcı ve hatalı olan bir diğer modalite kullanımı da, belli bir tonun içerisindeki akorların, özellikle tona ait olmayan (yani kromatik ses içeren veya diğer adıyla diyatonik olmayan) akorların üzerine çalınacak yapıların modlarla ifade edilmesidir.
Örnek: C majör - F majör - F minör - C majör akor dizisini ele alalım.
Yukarıdaki tablo ile kıyasladığınızda göreceğiniz üzere, F minör akoru C majör tonuna ait değildir.
Modal yaklaşımı kullanan kişiler size burada hemen F Dorian dizisini çalmanız gerektiğini söylecektir. Bu teknik olarak doğrudur, ama bu aslında modal bir akor dizisi DEĞİLDİR.
Çünkü, amaç F dorian dizisinin havasını yaratmak DEĞİLDİR. Amaç, C majör tonunda tansiyon yaratıp sonra da çözerek C majör tonunu üretmektir.
F dorian dizisi 7 notalı bir dizidir, ama bunların hepsi burada aynı ölçüde işimize yaramaz. Çünkü burada akorun tonaliteye getirdiği ASIL YENİLİK, içerdiği A bemol notasıdır.
Bu notayı akor üzerinde vurguladığınız zaman, nokta atışı yapmış olursunuz. Akorların hakkını vermenin sırrı, nota tercihlerinde bu şekilde nokta atışı yapabilmektir.
F dorian perspektifinden bunu göremezsiniz. Hele de dizyi F sesinden çalmaya başlamışsanız geçmiş olsun, siz Ab'e gelene kadar şarkı biter🙂
4) Kulak ve ritmik kontrol, en az doğru notalar kadar önemlidir. Kulağınız iyi ise, sadece majör dizi üzerinden giderek pek çok yapının üzerine çalabilirsiniz. Ritmik kontrolünüz iyi ise, bir kaç notayı doğru yerde çalarak çok daha etkili şeyler yapabilirsiniz. Ritmik kontrolünüz yoksa ve kalabalık çalıyorsanız, istediğiniz kadar doğru notaları basın, pek bir işe yaramaz. Acemi shred gitaristlerinin tipik hatası budur.
Okunması kolay olsun diye bu mesajı burada sonlandıracağım. Bahsetmek istediğim iki şey daha var, onları da diğer mesaja ekleyeceğim.
O nedenle bu başlığı açıp, ileride gelebilecek benzer sorular için referans verebileceğim bir başlık oluşturmak istedim.
Burada kafa karışıklığına yol açan veya yanlış anlaşılan şeyleri açıklığa kavuşturmayı amaçlıyorum. Her yerde bulunabilecek bilgileri tekrar etmeyi düşünmüyorum.
Gitarda majör dizi kitabımı okumuş olanlar, ne kast ettiğimi daha iyi anlayacaktır. İleride bu konu ile ilgili de belki bir kitapçık toparlayabilirim, ama söz veremiyorum şu anda.
Kafanıza takılan soruları yazabilirsiniz; vaktim olduğunda cevap verebilirim.
1) Belli bir armonik yapının üzerine solo çalabilmek/yazabilmek için, mutlaka temel armoninin işlevini anlamak gerekir. Bu da öncelikle MAJÖR DİZİ ve onun ilgili minörü üzerinden gerçekleşir.
Bu nedenle, bilinmesi gereken en temel iki şey:
- Majör diziyi klavyede çalmayı bilmek. Bunun için kitap yazdım; ücretsiz paylaştım. E yani...
- Majör dizinin her bir derecesi üzerine kurulan akorları bilmektir. 3 sesli triad akorlar kadar 4 sesli (7'li) akorları da öğrenmenizi tavsiye ederim.
Üç sesli akorlar: C majör D minör E minör F majör G majör A minör B eksik beşli
Dört sesli akorlar C majör 7 D minör 7 E minör 7 F majör7 G dominant 7 A minör 7 B minör 7 b5
Bu sırayı ve yapıları adınız gibi bilmeniz gerekir. Kafa karışıklığının büyük bir kısmı, bu yapıları yarım yamalak bilmekten kaynaklanır. Bunların teorisine burada girmeyeceğim. Dediğim gibi, burada zaten bilinen şeyleri tekrar etmeyeceğim.
2) Eğer üzerine çaldığınız akorlar AYNI TONDA kalıyorsa, bu durumda akorların üzerine o tonun notalarını ( o majör diziyi veya ilgili minörünü) çalabilirsiniz. EVET. Bu şekilde solo çalmaya başlanabilir. Ama zamanla farklı akorların üzerine daha iyi notalar seçerek bunların üzerinde kalmayı ve akorları birbirine bağlamayı düşünür hale gelebilirsiniz. Çünkü, bir tonu oluşturacak şekilde akan akorlar üzerinde her nota aynı derecede anlamlı değildir. Bu konuyu zamanla biraz daha açacağım.
3) Özellikle Steve Vai ve Satriani sonrası ortaya çıkan (80'lerin ortası) modlar ve bunlarla solo çalma muhabbeti, ne yazık ki kafa karışıklığına yol açan bir diğer unsur. Şunu hemen söyleyeyim; aynı tonda kalan akorlar üzerinde farklı modları düşünmenin (yani modal bakış açısı kullanmanın) pratikte hiç bir anlamı YOKTUR.
Örnek: C majör tonunda bir akor dizisi düşünelim: Cmaj - Cmaj - F maj- G maj
Tecrübesiz ve kulaktan dolma bilgileri olan pek çok zeka küpü (hele de internet ortamında) "Şimdi burada iki mezur C Ionian, iki mezur F Lydian, iki mezur G mikso.. gak guk" şeklinde önerilerde bulunacaktır. Böyle şeyleri gördüğünüz anda arkanıza bakmadan kaçın🙂 Bu arkadaşlar modalitenin ve tonalitenin farklarını anlamamış kişilerdir. Anlamadıkları için onları suçlamıyorum, ama kendileri bir halttan anlamadığı halde milletin kafasını karıştırmaya devam etmeleri de biraz can sıkıyor. Düşük tempolarda kendilerini bu modları çaldıklarına inandırarak bir şeyler yapabilirler, ama tempoyu yükseltin, aslında yaptıkları şeyin o tonu (majör diziyi) çalmaktan ibaret olduklarını itiraf etmek zorunda kalırlar. Modlar bu şekilde kullanılmaz🙂
Tonalite denilen şey, Batı müziğinin belkemiğidir. Bir tondaki akorlar hareket edip tansiyon ve çözülüş ürettikleri zaman, kulağımız TON dediğimiz şeyi yakalar. Bu akor hareketleri, şarkı formu dediğimiz şey içerisinde kendini belli eder ve tekrarlanır. Ayrıca, o tona ait olmayan akorlar da belli kurallar çerçevesinde kullanılabilirler. Bu da yine tonaliteyi bozmaz, aksine güçlendirir.
Modalite (bizim makamsal yapı olarak da bildiğimiz şey), belli bir modun atmosferini yaratmak ve o atmosfer içerisinde melodi üretmek için kullanılır. Bunu pek çok farklı şekilde örneklendirmek mümkündür. Örneğin; belli bir modun karakterini verecek şekilde yaratılmış akorlar, özellikle de uzun süre kalıyorsa, bunların üzerine o spesifik modu çalmayı düşünebiliriz.
Modaliteye temel örnek: Birinci perdeden bareli F majör akorunu basın. Sonra Si ve ince mi teli boş kalacak şekilde ilk iki telden bareyi kaldırın. Çaldığınız akor (teknik olarak F majör #11), Lydian dizisinin karakterini verir. Bunun üzerine ister F lydian modunu, isterseniz buna teorik olarak karşılık gelen C majör dizisini çalabilirsiniz.
Peki ilk örneğe kıyasla buradaki fark nedir ? Burada tansiyon yaratıp çözmeyi düşünmediğimiz için, bas notasının ofsaytta bırakacak kadar kalına gitmediğiniz takdirde her nota aşağı yukarı güzel tınlar. (Önemli not: Basçılar bir altyapı üzerine solo çalarken bol bol tiz perdeleri kullanır, veya eşliksiz çalarlar. Armoni bastan şekillendiği için, bas notalarla çarpışacak kadar pese inerken dikkatli olmak gerekir). Modal parçalar bu şekilde bir veya bir kaç akorla belli bir modu üretecek şekilde aynı altyapıyı kullanır. Ayrıca (Satriani parçalarında olduğu gibi), aynı bas notasından farklı modlara gidecek şekilde de akor dizileri yazılabilir. mesela, parçanın ilk kısmı A lydian, ikinci A Dorian vs şeklinde ilerleyebilir.
Modaliteye sorunlu örnek: Ne yazık ki, son derece yaygın kullanılan ama bence çok kafa karıştırıcı ve hatalı olan bir diğer modalite kullanımı da, belli bir tonun içerisindeki akorların, özellikle tona ait olmayan (yani kromatik ses içeren veya diğer adıyla diyatonik olmayan) akorların üzerine çalınacak yapıların modlarla ifade edilmesidir.
Örnek: C majör - F majör - F minör - C majör akor dizisini ele alalım.
Yukarıdaki tablo ile kıyasladığınızda göreceğiniz üzere, F minör akoru C majör tonuna ait değildir.
Modal yaklaşımı kullanan kişiler size burada hemen F Dorian dizisini çalmanız gerektiğini söylecektir. Bu teknik olarak doğrudur, ama bu aslında modal bir akor dizisi DEĞİLDİR.
Çünkü, amaç F dorian dizisinin havasını yaratmak DEĞİLDİR. Amaç, C majör tonunda tansiyon yaratıp sonra da çözerek C majör tonunu üretmektir.
F dorian dizisi 7 notalı bir dizidir, ama bunların hepsi burada aynı ölçüde işimize yaramaz. Çünkü burada akorun tonaliteye getirdiği ASIL YENİLİK, içerdiği A bemol notasıdır.
Bu notayı akor üzerinde vurguladığınız zaman, nokta atışı yapmış olursunuz. Akorların hakkını vermenin sırrı, nota tercihlerinde bu şekilde nokta atışı yapabilmektir.
F dorian perspektifinden bunu göremezsiniz. Hele de dizyi F sesinden çalmaya başlamışsanız geçmiş olsun, siz Ab'e gelene kadar şarkı biter🙂
4) Kulak ve ritmik kontrol, en az doğru notalar kadar önemlidir. Kulağınız iyi ise, sadece majör dizi üzerinden giderek pek çok yapının üzerine çalabilirsiniz. Ritmik kontrolünüz iyi ise, bir kaç notayı doğru yerde çalarak çok daha etkili şeyler yapabilirsiniz. Ritmik kontrolünüz yoksa ve kalabalık çalıyorsanız, istediğiniz kadar doğru notaları basın, pek bir işe yaramaz. Acemi shred gitaristlerinin tipik hatası budur.
Okunması kolay olsun diye bu mesajı burada sonlandıracağım. Bahsetmek istediğim iki şey daha var, onları da diğer mesaja ekleyeceğim.
Son düzenleme: