Analog Pedalmı? Processormu?

Anlamadığım bir şey var. Bende bir ara 5-6 pedaldan compact pedal setup yapmıştım sonra processorlere geçtim ki görüyorumki çoğu kişi de aynı şeyi yapmış. Yurtdışı forumları da çok geziyorum hiçbirinde ülkemizdeki kadar analog pedal setup gibi fanatiklik yok. Herkes almış bir processor, müziğini yapıyor. Hatta bir çok forumda yıllardır barlarda sahne almış adı duyulmamış usta gitaristlerin sahnede bu aletleri (processorleri) kullandıkları ile ilgili resimleri falan var. İnanın karşı gelmek için değil bende çok merak ediyorum o yüzden yazıyorum zira bu forumda teknik düzeyi yüksek ve sorumu yanıtlayabilecek usta kişiler var.

Analog pedal setup içerisinde distortion hariç modulation efektler zaten dijital değilmi? Benmi yanlış biliyorum örneğin bir Boss DD-5 veya DD-6 dijital değilmi.? Peki neden analog setup deniliyor ve sadece distortion ve belki wah pedalı analogsa millet neden processorlere bu kadar kötü eleştri getiriyor. Sonuçta analog setup kurdum diyenler de çoğunlukla dijital bir setup a sahip olmuş olmuyormu?

Belki şu denilebilir. Her efekt tek tek pedal olarak daha kaliteli ses verir. Bilmem ama dijitalden bence bu kadar korkmamak lazım. Bence processoru, analog setup diye tabir edilen sistemden avantajlı kılan şu olabilirmi? : Satriani bir tane DS-1 i bir amfiye girerek o tonu elde etmiyor sonuçta o ses bir sürü rack sistemine gidip işlenip out olarak duyduğumuz sese dönüşüyor. Yani istediğin kadar analog pedalı inci tanesi gibi yanyana dizin sonuçta bu rack cihazlarının etkisini alamayacaksınız. Ama processor aldığınızda günümüzde bu processorlar kısmen bu rack cihazlarını bile simule etmiş durumda. Yok cabin simulasyonları mikrofon simulasyonları vs. vs. Yanlış örnek vermiş olmayayım ama bu processorler artistlerin tonlarını yakalamak veya aynı kalitede kendi tonlarınızı yakalamak için en fazla parametre ve avantajı sunmuyorlarmı?

İşte böyle.. Ben sadece merak ediyorum. Kendi compact pedal setup ımı bir çok stüdyodaki amfide çalmıştım ama sanki processorumle bugün daha kolay istenilen tonları elde ediyormuşum gibi geldi bana. Ton yazma işini çok iyi bilirim acemi değilim 7 senedir çalıyorum ama elektronikçi değilim aradaki farkı teknik olarak bilemiyorum. Yorumlarınızı bekliyorum
 
Bu konular çok tartışldı buralarda...

Çok fazla ayrıntıya girmeyeceğim,kişisel zevklerin işin içinde olduğu bir mevzu çünkü...

Processor ler teknik olarak .yapılan bir işi (konser gibi mesela) kotarmak adına birebir...

Ama ton kalitesi adınada pek çok insanı tatmin etmiyor ,şahsen benide tatmin etmiyor.

Yıllardır analoglarla boğuşan biri olarak ,processor kullanmak bana F16 kullanmak gibi geliyor...

Ton kalitesinden vaz geçemeyenlerin işidir analog pedallar...
Processor ler de işi kotarmak adına,kablolardan şundan bundan kurtulmak adına birebir ler ama bu seferde ton kalitesi düşüyor...

Tamamen tercih meselesi...
 
Analog işine bende girecek gibiyim ama processorlerdeki farklı setup yaratma çokluğu beni bu işten caydırıyo.Belki line6 dm4 gibi üstünde 4 anahtarlı bi sistem oluşturursam problem olmaya bilir.

Sesi işlemele şekilleri daha farklı.Analoglarda sesi devredeki elemanlarla işlerken processorde chiple işleme yapılıyor.Ton farkının çok olmasının nedeni budur heralde.

Seçim sana kalmış.gt8 gibi baba bir processor almaya paran yetmiyorsa benim gibi daha kaliteli bir ses için az efekli olsada bir analog set yapılabilir.
 
Niye büyük müzisyenler bir iki tane tekli pedal kullanıyor processor kullanmıyor veya pedalları sahnede sıra sıra dizmiyorlar. Eh çünkü ses mühendisi ona diyordurki : "kardeşim her efektin rack sistemi var ne yapacaksın processoru tekli pedalı koy oraya bir iki wah, distortion gerisini bize bırak" diyordur. Sonuçta ustalar doğru düzgün bir kaç distortion pedalı hariç tekli kompakt pedal da kullanmıyor processor de. Herşey rack sistemi. Ben ancak compact pedal ile processor arasında en az % 30 luk bir ses farkı olursa gerçekten fark var diyebilirim.

Günümüzün gt-8 leri, xt live ları ile çalışan ustalar öyle tonlar üretmeye başladıki bu analog işi iyice angarya gibi gelmeye başladı bana. Tabi bu benim düşüncem. Geçenlerde guitar101 sitesinde birisinin prosessor tonu için deneme soundunu dinledim olmaz böyle bir şey. Bence bu işi kotarmak değil. Hakikaten bu aletler aldı başını gidiyor. Ben Gt-8 iyi değil XT Live denedim hiç güzel değil diyene sadece işi bilmiyormuş diye bakarım. Zira bu aletlerle neler yapan ne tonlar üreten adamlar var dünyada. Becerememiş kötülemiş olanlara da saygı duyarım tercih meselesi tabi
 
Bu konunun kişisel tercih meselesi olduğunu biliyorum, ama bana yine de bu tercih ton kalitesinden öte "eski köye yeni adet getirmek" adına bir karşı çıkış olarak geliyor.

Sonuç itibari ile analog derken lambalı bir sistem kullanmıyorsanız yani yine işlemleri tranzistörlerlere yaptırıyorsanız teknik açıdan dijitalin tranzistörlerin yanında bir eksisi yok.

Tek eksi yanı ise firmaların A/D, D/A çeviricileri iyi yapamadığı zaman oluyor. Kayıplar veya dijital ses etkisi burda ortaya çıkıyor. Yani işin efektlerle aslında bir alakası yok. Analog dediğimiz bir chorus pedalı da dijital. Burda biraz psikolojik olarak bir fark oluşuyor bence. Efektini tek pedal halinde kullandığın zaman daha özenle kullanıyorsun. Prosesör üstünde ise bi tuşa basıp chorus'u açabiliyorsun. Hem bir de o tek choru pedalına verdiğin paranın da etkisi oluyor.

Hala savunurum, lambalı bir amfi olmadıktan sonra analog pedallar da hikaye, aynısını prosesörler de yapıyor günümüzde...
 
kullanım amacı diye bişey var, uygun görülen seçilir.. bugün bi V-amp2 aldım gt2nin yanında duruyor şimdi 🙂 almamın sebebi pratik ve çok yönlü olması, yoksa ses kalitesi olarak yanındaki arkadaşla kapışamıyor.. 😉 iyi bir kulak digital i hemen seçer..

teknolojideki hızlı gelişim processor larada yansıyor haliyle, 5-10 sene ewelki digital ekipmanlar ile şimdikiler çok farklılık gösteriyor..
ama kimse bu sebepten tuplü anfilerini çöpe atmayacak :!: 😉

çok pahalı rack sistemlere gelincede belki 1000$ lık bir compressor'ün gate'in farkını duyunca anlayamayabilirsin ama bir noktadan sonra bazıları kaliteyi son noktasına kadar kullanmak ister, maliyeti ne olursa olsun 😉
 
Sorunun cevabı burda Gitar çalmak canlı bir iştir. Müzik de canlı olup ne kadar kayıt etsek de bir daha 1 e 1 icrası mümkünsüz olan birşeydir. Analog ekipmanlarda böyledir, emprovize bir parça gibi, aynı icrayı bire bir şekilde bir tüplü ampliden alamazsın. Aynı şekilde saniyesi saniyesine değişiklik gösterir, gerçektir, yaşar, elinin altında değişir, ana konsptin altında uçan giden texturlar vardır.

Öte yandan bir ampli modelller processor her ne ad verirsek aletle bu canlılık ölür. Her gününüz aynıdır, her saniyenizde, alet çaldığınıza fix cevabını verir, değişkenlik yoktur. Müzikteki randomness'ı öldürür benim gözümde.


Teknik açıdan incelersek ses işlemek zor bir eylemdir. Büyük ölçüde işlem gücü gerektitir. Bu zorunluluk yüzünden bir analog circuit'i modellerken çok yüzeysel modelliyorlar, random bir faktör söz konusu değil, öte yandan sen bir capasitörden aynı değeri alamazsın hiçbir zaman 🙂 Kaldı ki tube break up, mic position, air absorbtion, speaker distortion derken adamların modellemesi gereken yüzbin tane parametre çıkıyor karşılarına.
Bunların hepsinin altından kalkabilmek içinde bazı şeylerden feragat ediyorlar.

Ama teknoloji iyiye doğru gidiyor, yavaş yavaş toparlıyorlar. Örneğin POD 1 çok komik bir aletti, tuşe yoktu alette, niye compressor koymuşlardı alete anlamıyorum, zaten çaldığın herşey compressed çıkıyodu, dynamic range i nerdeyse 0 dı aletin 🙂 Eski speaker simulatörler de basit lowpass filterlardan ibaretti. Ama yavaş yavaş düzeliyor durumlar.

Ama şu an gerçeğin yerini tutmaktan çok öteler. İki tane farklı gitarı bir modeling bir alete girin aralarındaki farkları duymaya çalışın, birde analog bir ampliye girin öyle deniyin de dediğimi anlıyacaksınız 🙂
 
Günümüzde bana göre hala compact pedallar processorlerden bir kaç adım önde. Ama dün 10 adım öndeydi. Yani processorlerin compact pedalları tarihten silmesi de gün gelecek mümkün olacak. Zira gün gelecek lambalı amfilerden daha doğal sesler üreten dijital cihazlar icat edilecek. Kimse itiaraz etmez bu tezime herhalde zira aya da çıkılmazdı ama çıktılar. 😆 😆 . Bu kaçınılmaz bir şey.

Unutmamak gerekirki rockın ilk dönemleri ve biraz öncesinde de clean tonlar revaçken Jimi Hendrix vb gibi insanların kullandığı fuzz, wah gibi yeni soundlar o dönem müzisyenlerine oldukça yapay ve dijital gelmişti. Özellikle blues gitaristlerin distortiona geçişleri öyle kolay kabul ederek yaptıkları birşey olmamıştı. Bugün ise jimi hendrixin o analog soundu için millet milyarlar harcıyor.

Ben hala 80 li yılların plaklarını günümüzün CD lerinden daha doğal bulup CD medyaları yerine plak dinleyen insanlar biliyorum niye? Çünkü Jeff kardeşimizin de dediği gibi eski köye gelen yeni adet maalesef hoş karşılanmamıştır o insanlar tarafından da ondan. Yani zevk meselesi. Kimsede o arkadaşlara niye plak dinliyorsun diyemez hakkı da yok bence. Herkes sevdiği tarzda yaşamalı.

Sonuç itibarıyla analog sevdası fanatikleştirilmediği sürece daha sıcak tonlar verdiği bencede doğru. Ama processorle (sağlam bir processörle) aralarında öyle aman aman dünya kadar fark yok gittikçe de azalmakta. Kannatimce inşallah en kısa sürede de processorler analog olayının yerini tamamen alır da yıllarca benim de kullandığım onca angarya demir kutuyu yanyana dizmek zorunda kalmaktan şahsım adına da tamamen kurtulurum. 😆 😆
 
processorde mayetik ölüyor yani bi arkadas en iyi ibanezle kolpa bi gitarı aynı processor e ve aynı amfiye baglamış sonuc aynı cok konusuldu bu konu forumlarda ama diosan muzisyenlik degilde hobi ole takılmak için cok iyi altler boss gt8 ve pod tx ama professional ciddi işler dusunuyorsan bence alayı gelsin analog yerini tutamaz tabi dd-6 fln var onlarda ama genelde analog pedal kullanılmalı 😉
 
Bence setup olayı günümüzde artı gitarist efsanesi olarak yerini almaya aday,toplasak kitap olur herhalde compact,stompbox takılanlar,preamp+fx+amp tercih edenler,kafa kabin+gitar diyenler,amp.sim bana yeter diyenler..vs vs.. bu böyle uzar gider.

Genel olarak bakıcak olursak olayı birkaç dala ayırabiliriz.Şimdi gitardan gelen sinyali bir kısmını ısıya bir kısmını sese dönüştürüp duymamızı sağlayan nedir?..Gitar amfileri...Pekala o zaman Gitar amfileri
teknikspesifikasyon olarak,
1.Solid(transistörlü) amfiler
2.Hybrid amfiler(pre yada power lambalı)
3.Full Lambalı amfiler (pre ve power da lambası olan amfiler)
Bunlarda yapısal olarak
-Combo (pre-power-cab.)
483190.t.jpg

-Head(Pre-power)+Cab.(kabinler yani Speakerlar)
482807.t.jpg

Ha birde Rack amfi oluşturma kısmı ise
*Rack Preamp(Yüzlerce çeşitte ve ton renginde)
*Rack Poweramp(yine yüzlerce çeşit tube,solid vs olabiliyor)
*Rack FX (Aynen çeşitliliği bol olan sesi üretip yükseltme işlevlerinin yanında dinleyiciye ve enstrumantaliste psikoakustik duyguyu veren zaman bazlı efektleri içeren(chorus,delay,pahser,vs vs..) digital aletlerdir.)
*Ve yine bunlara ilaveten kabin...
aquilion2.jpg

Bunların arasında ise
Processorler(pre-fx-amp olayını taklit edenler)
Compact pedallar ise(eğer od/ds den bahsediyorsak bunların içindek solid devre sesi sonuna kada açılmış lambalı amfileri taklit eden ve ozan'ın söylediği gibi fix dışavurumlu cihazlardır.Headroomları düşüktür,bir preamp ile karşılaştıracak olursanız,herhangi bir overdrive pedalını anlarsınız.Pedal vızır vızır kafanın içinde çalınıyormuş hissinde,preamp'ın tonu ise genellikle çok değişken marka ve yapılarına rağmen asıl işeri ton üretmek olduğu için daha geniş oturaklı yapılı vs dir.)

Sözü edildiği gibi bugun pekçok amfi similatorleri piyasada epey revaçta,ama digitalite zamanla çabuk eskiyen bir olgu...Bugun 80lerden kalma herhangi bir full lambalı amplisini kullanan pek çok adam görüp bu fikri sabitleyebilirsiniz.Analog daha sıcaktır doğru,fakat compactt pedallar(delay,reverb compact pedallarda analog deildir bu arada) analog olmasına rağmen taklitçi yapılarından dolayı benim fikrimce processorlerden belki daha iyidirler ama ikisi içinde albirini vur ötekine hissi içersindeyim.
Yani sonuç olarak tonun kendisi doğalını istiyorum diyorsanz bana göre birkaç seçenek şöyle,
Ya Full lambalı bir combo amfiyi direk yada yine kendinize uyduğunu hissetiğiniz bir pre+fx cihazı ile kullanmak
Veya aynısını Kafa+kabin amfinin direk tonlarını veya loopuna bir fx cihazı sıkıştırarak kullanmanız.
Veya Rack (pre-power-fx) cihazlarını kendi zevklerinize uygun yönde toplamak...
Benim kafamda iyi ton denince aklıma gelen ibareler bunlar,başka birileri "processor ve compact pedal ile memnunum ben" derse zevk meselesidir karışılmaz...

Yani "Analog pedalmı? processormu?" diye sorarsan ben ikiside değil derim.(imkanlar genişse)
 
şahsen canlı olarak dinlediğimde analog ile prosesör farkını ayırt edemiyorum..

bence profesyonel kayıtlar dışında ve büyük bir konser dışında prosesörler yeterli oluyor

tabi prosesörüne göre de değişiyor
 
Ah o rack yücelin olsa yücel buralarda mı durur 🙂
Şaka bir yana her yerde diyorum. Lambalı anfi soundu cidden apayrı birşey. Analog setup diye bahsi geçenlerin ne kadar analog devrelerden ibaret olduğu da tartışma konusu olabilir. Bir de bildiğim birşey var ki 10 tane analog pedalı yan yana dizip sahnede seksek oynayarak çalmak maharet istiyor. "Yetiş oğlum chorus açık kaldı, distortiona compressör verdik iyi mi" gibi enteresan konuşmalar geçebilir sahnede 🙂. Processor sahnede can kurtarır diyorum.
 
Öyle birşey fiziksel olarak imkansız gibi sanki.
Sonuçta mevzu devrenin analog olması. Soundun tonun değil. O yüzden çok çok iyi taklit çıksın diye beklemek daha doğru 🙂
 
ancak piyasadaki bütün analog pedalları toplayıp devasa bir prosesör olarak dizayn etseler... 8O

ama bu seferde o aleti yönetmek için sahnede depar atmak gerekir.. buarada eve sığmaz öyle bir alet, onu zaten hiç hesaba katmıyorum :roll:
 
Teknoloji yetişicek, yeni nesil modeling aletler yavaş yavaş çıkmaya başladı. Modelleme konusunda kısaca iki tane yol var. Birisi orjinal ekipmanlarda ki devrelerin, fizik şartlarının vs matematiksel fonksyona dökülüp gelen sesin buna göre işlenmesi ( şu anki aletler ). Diğeri ise impulse response ( convolution ) modeling.

IR modelingde orjinal ekipmana çeşitli şartlarda çeşitli volümlerde milyon tane test sinyali gönderilir, gelen cevap da kaydedilir. Bu kaydedilen cevapların test sinyallerine olan farkı input sinyale uygulanır. En mükemmel taklit bu şu ana kadar olan 🙂 Waves in IR1 adlı bir reverbi var bu mantıkla çalışan. Hardware alet olarakda Focusrite Liquid channel adlı bir mikrofon preamplisi simulatörü var ( 3000$+ fiyatı ile oturaklı alet. ) Bu alet bile input impediance'ını simule edemediğinden üstünde röle ile değişen birkaç giriş trafosu var 🙂

Piyasadaki çoğu dijital alet gayet güzel analoguish ton veriyor. Onlara lafım yok. Ama herşey güzel ses rengi değildir. Gitar çalarken gitaristin ekipmanı gitaristin her hareketine tepki verebilmeli, gitar müziğinin güzelliğide burda benim kanaatimce. Ne yazık ki bu modeling aletler teknik imkansızlıklardan dolayı bu ihtiyaçları karşılıyamıyorlar.

Belki a kişisi iki ekipman arasında fark duyamaz, yada müziğimin dinliyicilerinin %90 ı bir fark algılıyamaz, ama ben çalarken hissediyorum, hissetmek istiyorum daha doğrusu 🙂 Müziği güzel yapan büyük etkenlerden biri de yaratabildiğiniz nüanslar. Bir gitaristin mesleği hala virtual gitaristlere kaptırmamasının sebebide o milyon tane artikulasyon 🙂
 

Geri
Üst