Kaçımız içimizi hareketlendiren bir müzik duyduğumuzda vücudumuzla ritm
tutmadık ?
en azından aykalarımız ya da elerimizle belki de dans bir cesaret işi tabiiki herkes güzel dans edemez ama herkesin içinde sakladığı bir ritm var kalbinden gelen .
onu nasıl dışarı vurduğuda önemli tabii bazıları kalbindeki ritmlerle hareketleri iyi uydurur bazılarısa hiç önemsemeden sadece ritmleri dinler ikiside dans dır sonuçta
dans için çok fazla tanım yapılmıştır
*insanın beyin gücünün,beden üzerinde motiflenerek sunulmasıdır.
*Doga olaylarının,günümüz yasantısına adapte edilerek müzik,mimik,kostüm,dekor gibi yardımcı sanatlarla süslenerek sergilenmesidir.
*insanoglunun içindeki dogallıgının,yaratıcılıgı ile birlestirerek özgün davranıslar ve hareketler altında sunması olayıdır.
*Müzigin ve duyguların hareketlere dönüştürülerek en zengin biçimde icra edilmesidir.
*Tarihlerden ve geleneklerden yola çıkarak,klasizm ve modernizmi birleştirerek,müzik ve hareketlerle emprovize (Dogaçlama) yaratmaktır.
*Hareketleri belirli adım ve kalıplara bölerek,müzigin ve duyguların yardımı ile parçadan bütüne bir olgu yaratarak sunmadır.
Bu tanımları sonsuz sayıda çogaltmak mümkündür.
insanı insan yapan duygularını geliştirmeye başka bir deyişle iç oluşumuma en katkıda bulunan sanat etkinlikleri dir .önce müziği duyarız çeşiti hiç önemli değil denerseniz kalp atışlarınızla bile dans edebilirsiniz ? müzik ve dans ayrılmaz bir bütündür tıpkı hayat ve ritmler gibi müzik işitme dans sa görsellik le alakalıdır .
peki ya bize yararı nedir bu hareketlerin bu ritmlerin bana göre şimdiye kadar dansla ilgili yapılmış en iyi tanım isveçli bir koreograf olan Mats EK in dans nedir ? sorusunu da verdiği yanıttır " Dans nedir? Eğer bu soruyu cevaplıyorsanız, size güvenilemez. Ama gene de ben bir deneyeyim; dans, vücudunuz ile düşünmektir.
Vücudunuz ile düşünmek gerekli midir? Hayatta kalabilmek için değil belki ama, yaşamak için evet. Sadece vücudun düşünebileceği pek çok fikir vardır. Diğer şeyler; örneğin barış, danstan daha önemli olabilir. Fakat barışı kutlamak için gene de dansa ihtiyacımız olacak. Ve Nijinsky'nin yaptığı gibi savaşın kötülüklerini lanetlemek için. Belki de en güzelini anarşist Emma Goldman söylemiş: 'Dans etmeme izin vermeyen bir devrim, uğruna savaşmaya bile değmez.
Tanrı Shiva, evreni dansı ile yarattı. Fakat dans ruhani şeylerin tam karşıtıdır.
Dans, suya yazı yazmak gibi, sonsuza dek sürecek bir şeydir. Dans hayat değildir, fakat bütünü oluşturan tüm küçük şeyleri canlı tutar."
evet düşünmek başka bir deyişle var olmak belki bunu bize hissedirmesi için ritmler bizim için bu kadar önemli .Mehmet emin arının dediği gibi "aklın çözemediğini ayaklar çözer"
insanlıkla aynı yaşta olan dans nesillerden bu yana gelene kadar gelişmiş ve yayılmıştır hatta her bölgenin kendine ait ritmelerine ve hareketlerine sahip olabileceği kadar ...
1789 Fransız Devrimi ile çok sayıda gelen yeniliklerden biriside, dansın bilinçli gelişim sürecine girmesi oldu.
İlk olarak 'Country' dansları çıktı ve Avrupa'yı sardı. Arkasından her figürün ayrı bir anlatım olan 'Kadrıl' dansı moda oldu. Bu orijinal danstan sonra dans tarihinin en uzun ömürlüsü 'Vals' dansı bütün gönülleri fethetti. Bu arada vals Viyana'ya yerleşirken Paris'te aynı türde daha hareketli ve hızlı bir dans olan 'Polka' moda oldu. Sonra 'Mazurkâ ile birçok hareketli danslar ortaya çıktı, Amerikan Kadrili ile 20. yy. başlarına kadar gelindi. 20. yüzyılın başlarında sıcak ülkelerden gelen çok değişik bir dans sevilmeye başlandı; bu dans Tango idi.
Hareketli ve zarif bir dans olan Tango hızla yayıldı ve klasikleşerek dans dünyasında ölümsüzleşen yerini aldı.
Yıl 1908'in başı idi. Atlantik ötelerinden gelen 'Boston' ve'Two Step' isimli danslar bir fırtına gibi dans salonlarına girdi.
rumba ,çarliston,karyoka,kokoraça,pasodoble,
samba,Rock'n Roll, Twist, Shake, Hully Gully Jerk, Bogolca, Surf ve aklıma gelmiyen dans çeşitleri hepsi belli dönemlerin en popüler danslarıy dı ...
Dans sadece sanat alanında değil daha bir çok alanda inasanların kendisini geliştirmesini sağlamıştır başta spor olmak üzere.Bugün bir çok spor dalının ( Buz dansı, Ritmik jimnastik, senkroniye su sporları v.s ) alt yapısında dans yer almaktadır dansa, estetiğe, ritme ve görselliğe dayalı diğer spor dallarıda büyük bir başarı göstermektedir.
Dans eğitimi gören sporcuların ritim duyguları gelişecek, vücut estetikleri ve estetik hareketleri artacak, ana spor dalındaki çalışmaları ve antremanları için kendilerine güven gelecektir. Fiziksel ve ruhsal yörıden daha rahat olacaklardır.
dans bir iletişimdir evet insanların kullandığı iletişim yollarından biride hareketlerdir. Hiç bilmediğnizyabancı bir ülkede zararsız olduğunu düşündüğünüz bir hareketin o ülkede hoş olmayan bir hareket olmadığını görebilirsiniz . Veya sizin yanlış bildiğiniz bir jestin o ülkede doğru olduğunu iltifat olarak bilindiğini dahi görebilirsiniz. Tüm ülkelerde ise tek ir jest ve hareket anlayışı olan sadece DANS'tır.
Dans edenlerin yaptığı yalnızca iç duygularını ifade eden dansın karakterini taşıyan hareketlerdir. Dansedenler iç dünyalarınını dışa vurarak özgürlüğün tadını çıkarmak isterler. Farkında olalım veya olmayalım bedenimiz hareketlerle konuşur. Bu yüzden dans bedenin dilidir ve tarih boyuncada bir iletişim yolu olarak kullanılmıştır.
Bir kutlamanın sevinç ve çoşkunluğundan dinsel ayin ve geleneklerin ciddiyetine kadar insanlar tüm duygularını dans yoluyla ifade etmişlerdir.
Dans bir cesaret işidir dedim ya gerçekten öyle tam bir cesaret işi içinizdeki duygularınızı sevinçlerinizi üzüntülerinizi hepsini yine içinizden gelen ritmlerle dışarı vuruyorsunuz .
Peki ya siz ne kadar cesursunuz ?
tutmadık ?
en azından aykalarımız ya da elerimizle belki de dans bir cesaret işi tabiiki herkes güzel dans edemez ama herkesin içinde sakladığı bir ritm var kalbinden gelen .
onu nasıl dışarı vurduğuda önemli tabii bazıları kalbindeki ritmlerle hareketleri iyi uydurur bazılarısa hiç önemsemeden sadece ritmleri dinler ikiside dans dır sonuçta
dans için çok fazla tanım yapılmıştır
*insanın beyin gücünün,beden üzerinde motiflenerek sunulmasıdır.
*Doga olaylarının,günümüz yasantısına adapte edilerek müzik,mimik,kostüm,dekor gibi yardımcı sanatlarla süslenerek sergilenmesidir.
*insanoglunun içindeki dogallıgının,yaratıcılıgı ile birlestirerek özgün davranıslar ve hareketler altında sunması olayıdır.
*Müzigin ve duyguların hareketlere dönüştürülerek en zengin biçimde icra edilmesidir.
*Tarihlerden ve geleneklerden yola çıkarak,klasizm ve modernizmi birleştirerek,müzik ve hareketlerle emprovize (Dogaçlama) yaratmaktır.
*Hareketleri belirli adım ve kalıplara bölerek,müzigin ve duyguların yardımı ile parçadan bütüne bir olgu yaratarak sunmadır.
Bu tanımları sonsuz sayıda çogaltmak mümkündür.
insanı insan yapan duygularını geliştirmeye başka bir deyişle iç oluşumuma en katkıda bulunan sanat etkinlikleri dir .önce müziği duyarız çeşiti hiç önemli değil denerseniz kalp atışlarınızla bile dans edebilirsiniz ? müzik ve dans ayrılmaz bir bütündür tıpkı hayat ve ritmler gibi müzik işitme dans sa görsellik le alakalıdır .
peki ya bize yararı nedir bu hareketlerin bu ritmlerin bana göre şimdiye kadar dansla ilgili yapılmış en iyi tanım isveçli bir koreograf olan Mats EK in dans nedir ? sorusunu da verdiği yanıttır " Dans nedir? Eğer bu soruyu cevaplıyorsanız, size güvenilemez. Ama gene de ben bir deneyeyim; dans, vücudunuz ile düşünmektir.
Vücudunuz ile düşünmek gerekli midir? Hayatta kalabilmek için değil belki ama, yaşamak için evet. Sadece vücudun düşünebileceği pek çok fikir vardır. Diğer şeyler; örneğin barış, danstan daha önemli olabilir. Fakat barışı kutlamak için gene de dansa ihtiyacımız olacak. Ve Nijinsky'nin yaptığı gibi savaşın kötülüklerini lanetlemek için. Belki de en güzelini anarşist Emma Goldman söylemiş: 'Dans etmeme izin vermeyen bir devrim, uğruna savaşmaya bile değmez.
Tanrı Shiva, evreni dansı ile yarattı. Fakat dans ruhani şeylerin tam karşıtıdır.
Dans, suya yazı yazmak gibi, sonsuza dek sürecek bir şeydir. Dans hayat değildir, fakat bütünü oluşturan tüm küçük şeyleri canlı tutar."
evet düşünmek başka bir deyişle var olmak belki bunu bize hissedirmesi için ritmler bizim için bu kadar önemli .Mehmet emin arının dediği gibi "aklın çözemediğini ayaklar çözer"
insanlıkla aynı yaşta olan dans nesillerden bu yana gelene kadar gelişmiş ve yayılmıştır hatta her bölgenin kendine ait ritmelerine ve hareketlerine sahip olabileceği kadar ...
1789 Fransız Devrimi ile çok sayıda gelen yeniliklerden biriside, dansın bilinçli gelişim sürecine girmesi oldu.
İlk olarak 'Country' dansları çıktı ve Avrupa'yı sardı. Arkasından her figürün ayrı bir anlatım olan 'Kadrıl' dansı moda oldu. Bu orijinal danstan sonra dans tarihinin en uzun ömürlüsü 'Vals' dansı bütün gönülleri fethetti. Bu arada vals Viyana'ya yerleşirken Paris'te aynı türde daha hareketli ve hızlı bir dans olan 'Polka' moda oldu. Sonra 'Mazurkâ ile birçok hareketli danslar ortaya çıktı, Amerikan Kadrili ile 20. yy. başlarına kadar gelindi. 20. yüzyılın başlarında sıcak ülkelerden gelen çok değişik bir dans sevilmeye başlandı; bu dans Tango idi.
Hareketli ve zarif bir dans olan Tango hızla yayıldı ve klasikleşerek dans dünyasında ölümsüzleşen yerini aldı.
Yıl 1908'in başı idi. Atlantik ötelerinden gelen 'Boston' ve'Two Step' isimli danslar bir fırtına gibi dans salonlarına girdi.
rumba ,çarliston,karyoka,kokoraça,pasodoble,
samba,Rock'n Roll, Twist, Shake, Hully Gully Jerk, Bogolca, Surf ve aklıma gelmiyen dans çeşitleri hepsi belli dönemlerin en popüler danslarıy dı ...
Dans sadece sanat alanında değil daha bir çok alanda inasanların kendisini geliştirmesini sağlamıştır başta spor olmak üzere.Bugün bir çok spor dalının ( Buz dansı, Ritmik jimnastik, senkroniye su sporları v.s ) alt yapısında dans yer almaktadır dansa, estetiğe, ritme ve görselliğe dayalı diğer spor dallarıda büyük bir başarı göstermektedir.
Dans eğitimi gören sporcuların ritim duyguları gelişecek, vücut estetikleri ve estetik hareketleri artacak, ana spor dalındaki çalışmaları ve antremanları için kendilerine güven gelecektir. Fiziksel ve ruhsal yörıden daha rahat olacaklardır.
dans bir iletişimdir evet insanların kullandığı iletişim yollarından biride hareketlerdir. Hiç bilmediğnizyabancı bir ülkede zararsız olduğunu düşündüğünüz bir hareketin o ülkede hoş olmayan bir hareket olmadığını görebilirsiniz . Veya sizin yanlış bildiğiniz bir jestin o ülkede doğru olduğunu iltifat olarak bilindiğini dahi görebilirsiniz. Tüm ülkelerde ise tek ir jest ve hareket anlayışı olan sadece DANS'tır.
Dans edenlerin yaptığı yalnızca iç duygularını ifade eden dansın karakterini taşıyan hareketlerdir. Dansedenler iç dünyalarınını dışa vurarak özgürlüğün tadını çıkarmak isterler. Farkında olalım veya olmayalım bedenimiz hareketlerle konuşur. Bu yüzden dans bedenin dilidir ve tarih boyuncada bir iletişim yolu olarak kullanılmıştır.
Bir kutlamanın sevinç ve çoşkunluğundan dinsel ayin ve geleneklerin ciddiyetine kadar insanlar tüm duygularını dans yoluyla ifade etmişlerdir.
Dans bir cesaret işidir dedim ya gerçekten öyle tam bir cesaret işi içinizdeki duygularınızı sevinçlerinizi üzüntülerinizi hepsini yine içinizden gelen ritmlerle dışarı vuruyorsunuz .
Peki ya siz ne kadar cesursunuz ?