DR. Skull'un 1984'teki Lise Yarışmasından Görüntüleri

Forum'da ki sürekli gitar önerisi konularından sıkıldığım için farklı bir konu açmak istedim eğer bir yanlış varsa moderatör arkadaşlar uyarırsa sevinirim.

Dr. Skull grubunun 1984'te ki Eye of the Tiger parçasının coverına denk geldim ve gerçekten kayıt çok güzel saklanmış görüntüler ve sesler çok net.
Gerçekten o döneme yokluk yılları deniyor ama yine de bir çok doymuşlar gibi geliyor yani ortama bakınca her şey cıvıl cıvıl ki benim en çok dikkatimi çeken kullanılan ekipmanlar
amatör bir lise yarışmasında bile kafa amfileri, çok güzel gitarlarla çalmışlar şu zamanda en elit ortamda bile bu ekipmanlar yok artık. Hadi diyelim amfileri kiraladılar evet o zamanda kim evinde nasıl çalacak o amfiyi ama bu zamanda bile barlarda kafa amfisi kullanan çok görmedim ki davullar da çok iyi, gitarlar da baya iyi gerçekten estetiğe önem verilmiş. Şimdi teknoloji çok gelişti ama artık eskisi gibi gitarlar estetik veya güzel gelmiyor ya her şey tek düze neyse lafı çok uzatmadan linki aşağıya bırakıyorum yorum sizin arkadaşlar...

 
Forum'da ki sürekli gitar önerisi konularından sıkıldığım için farklı bir konu açmak istedim eğer bir yanlış varsa moderatör arkadaşlar uyarırsa sevinirim.

Dr. Skull grubunun 1984'te ki Eye of the Tiger parçasının coverına denk geldim ve gerçekten kayıt çok güzel saklanmış görüntüler ve sesler çok net.
Gerçekten o döneme yokluk yılları deniyor ama yine de bir çok doymuşlar gibi geliyor yani ortama bakınca her şey cıvıl cıvıl ki benim en çok dikkatimi çeken kullanılan ekipmanlar
amatör bir lise yarışmasında bile kafa amfileri, çok güzel gitarlarla çalmışlar şu zamanda en elit ortamda bile bu ekipmanlar yok artık. Hadi diyelim amfileri kiraladılar evet o zamanda kim evinde nasıl çalacak o amfiyi ama bu zamanda bile barlarda kafa amfisi kullanan çok görmedim ki davullar da çok iyi, gitarlar da baya iyi gerçekten estetiğe önem verilmiş. Şimdi teknoloji çok gelişti ama artık eskisi gibi gitarlar estetik veya güzel gelmiyor ya her şey tek düze neyse lafı çok uzatmadan linki aşağıya bırakıyorum yorum sizin arkadaşlar...


Dr. Skull inanılmaz yetenekli (ve zeki) kişilerden kurulu bir ekipti. Ancak 84 için bu gitarlar biraz fazla vintage, 70'lerden kalma ekipman resmen.
Tabii şarkının vokalleri aslında çok yüksek; bir buçuk ton aşağı transpoze etmelerine rağmen de çok kurtarmamış. Şarkıyı söyleyen David Bickler (daha sonra gruptan ayrıldı çünkü galiba bir sağlık sorunu yaşadı), gerçekten inanılmaz bir teknikle ve çok rahat söylüyor şarkıyı. Ama aslında çok kazıktır. Daha sonra onun yerine gelen diğer Survivor vokalisti, şarkının uzun nota tutulan (beşinci oktavdan Do) o kısmından nefret ettiğini (nasıl yapıldığını öğrenene kadar...) söylemiştir hatta🙂
Dikkatimi çeken bir detayı da yazayım (bunu bilmeniz için o devirleri yaşamış olmanız gerekir...). Şarkı sözü bulmak filan pek mümkün olmadığı için (bu şarkının sözleri de zordur bu arada...), kulaktan-duyduğu kadarıyla çıkarmak zorundaydı insanlar o devirde.
O sıralarda şarkıyı dinlerken nakaratta nasıl olup da "Eye of the tiger" dendiğini anlayamazdık bir türlü. Çünkü DEMİYORDU. "Eye......" sözcüğü uzatılarak ilk kısımda söyleniyor, ikinci kısımda ise sadece "of the tiger" deniyor gerçekte. Fakat buradaki vokalistin de bunu bilmediğini rahatlıkla duyabilirsiniz (02:51), "of the tiger" yerine "Eye of the tiger" diye ekstra bir sözcüğü o boşluğa sığdırmaya çalışıyor ve zorlama geliyor tabii🙂
 
Dr. Skull inanılmaz yetenekli (ve zeki) kişilerden kurulu bir ekipti. Ancak 84 için bu gitarlar biraz fazla vintage, 70'lerden kalma ekipman resmen.
Tabii şarkının vokalleri aslında çok yüksek; bir buçuk ton aşağı transpoze etmelerine rağmen de çok kurtarmamış. Şarkıyı söyleyen David Bickler (daha sonra gruptan ayrıldı çünkü galiba bir sağlık sorunu yaşadı), gerçekten inanılmaz bir teknikle ve çok rahat söylüyor şarkıyı. Ama aslında çok kazıktır. Daha sonra onun yerine gelen diğer Survivor vokalisti, şarkının uzun nota tutulan (beşinci oktavdan Do) o kısmından nefret ettiğini (nasıl yapıldığını öğrenene kadar...) söylemiştir hatta🙂
Dikkatimi çeken bir detayı da yazayım (bunu bilmeniz için o devirleri yaşamış olmanız gerekir...). Şarkı sözü bulmak filan pek mümkün olmadığı için (bu şarkının sözleri de zordur bu arada...), kulaktan-duyduğu kadarıyla çıkarmak zorundaydı insanlar o devirde.
O sıralarda şarkıyı dinlerken nakaratta nasıl olup da "Eye of the tiger" dendiğini anlayamazdık bir türlü. Çünkü DEMİYORDU. "Eye......" sözcüğü uzatılarak ilk kısımda söyleniyor, ikinci kısımda ise sadece "of the tiger" deniyor gerçekte. Fakat buradaki vokalistin de bunu bilmediğini rahatlıkla duyabilirsiniz (02:51), "of the tiger" yerine "Eye of the tiger" diye ekstra bir sözcüğü o boşluğa sığdırmaya çalışıyor ve zorlama geliyor tabii🙂
Hocam aslında kasette ki kartonetten falan yararlanamazlar mıydı sözler için ama benim en çok ilgimi çeken o zamanlar tab olmadan şarkıyı çıkarabilmeleri şimdi kulaktan çıkarmak istediğin zaman defalarca başa sar ama o zamanlar plak veya kaseti geri sarmak ve sürekli geri sarmak çok sıkıntılı işler.
 
Hocam aslında kasette ki kartonetten falan yararlanamazlar mıydı sözler için ama benim en çok ilgimi çeken o zamanlar tab olmadan şarkıyı çıkarabilmeleri şimdi kulaktan çıkarmak istediğin zaman defalarca başa sar ama o zamanlar plak veya kaseti geri sarmak ve sürekli geri sarmak çok sıkıntılı işler.
Çok yaşayın emi 🤣
Siz o devirdeki kasetlerin hepsinin içinden sözlerin çıktığını mı sanıyordunuz? Albümün tamamı eksiksiz kaydedilmişse şanslı sayılırdınız. Son şarkısı yarım kalmış, sonundaki boşluğa saçma sapan başka şarkılar kaydedilmiş vs bir sürü albüm vardı. Çoğunda sadece kaset kapağı ve arkasında bir sayfa yazı (şarkı isimleri) olurdu, o kadar. Bazı kapakların arkası da bomboş olurdu hatta. Kaset kapağının kenarına denk gelen kısımda şarkı isimleri olurdu sadece.
O şekilde şarkı çıkarmak kulağı çok geliştirdiği için de müzisyenlerin kulağı çok daha iyiydi o zaman.
 
Dr. Skull inanılmaz yetenekli (ve zeki) kişilerden kurulu bir ekipti. Ancak 84 için bu gitarlar biraz fazla vintage, 70'lerden kalma ekipman resmen.
Tabii şarkının vokalleri aslında çok yüksek; bir buçuk ton aşağı transpoze etmelerine rağmen de çok kurtarmamış. Şarkıyı söyleyen David Bickler (daha sonra gruptan ayrıldı çünkü galiba bir sağlık sorunu yaşadı), gerçekten inanılmaz bir teknikle ve çok rahat söylüyor şarkıyı. Ama aslında çok kazıktır. Daha sonra onun yerine gelen diğer Survivor vokalisti, şarkının uzun nota tutulan (beşinci oktavdan Do) o kısmından nefret ettiğini (nasıl yapıldığını öğrenene kadar...) söylemiştir hatta🙂
Dikkatimi çeken bir detayı da yazayım (bunu bilmeniz için o devirleri yaşamış olmanız gerekir...). Şarkı sözü bulmak filan pek mümkün olmadığı için (bu şarkının sözleri de zordur bu arada...), kulaktan-duyduğu kadarıyla çıkarmak zorundaydı insanlar o devirde.
O sıralarda şarkıyı dinlerken nakaratta nasıl olup da "Eye of the tiger" dendiğini anlayamazdık bir türlü. Çünkü DEMİYORDU. "Eye......" sözcüğü uzatılarak ilk kısımda söyleniyor, ikinci kısımda ise sadece "of the tiger" deniyor gerçekte. Fakat buradaki vokalistin de bunu bilmediğini rahatlıkla duyabilirsiniz (02:51), "of the tiger" yerine "Eye of the tiger" diye ekstra bir sözcüğü o boşluğa sığdırmaya çalışıyor ve zorlama geliyor tabii🙂
Hocam bu yarışmanın tam hali var onu da buraya atayım mı yoksa yeni konu mu açayım Deep Purple çalan bir grup vardı 😀 Harbi manyak işler dönmüş o zamanlar
 
Hocam bu yarışmanın tam hali var onu da buraya atayım mı yoksa yeni konu mu açayım Deep Purple çalan bir grup vardı 😀 Harbi manyak işler dönmüş o zamanlar
O zamanların standartları buydu. 80'lerde böyle müzik yapılırdı. Benim mezun olduğum lisede (Kadıköy Anadolu) lise konserlerinde izlediğim adamlar (bir kısmı Türkiye çapında müzisyenler oldu sonra; Metin Türkcan, Burak Kulaksızoğlu, Ozan Çolakoğlu ve Mert Topel bunlardan bir kaçıdır) canavar gibi çalardı. Çünkü o zamanlar yapılan müziklerin standardı yüksekti, öyle olunca da amatör müzisyen de iyi şeyler yapmaya özeniyordu. Böyle insanların gözünüzün önünde çalması işi gerçekçi bir hale getirirdi ve onların verdiği ilham sayesinde bizler de iyi çalmaya özenirdik. Bugünün standasrtları düşük, çünkü bugün çalan adamların izlediği ve özendiği adamlar da b.ok gibi çalıyordu zaten 🤣 Blackmore, Malmsteen, Whitesnake vs hayranı adamlar ve Master of Puppets dönemi Metallica hayranı adamların yaptığı işleri bir hayal etmeye çalışın. Nirvana hayranı kabızlar veya Enter Sandman Metallica'sı hayranı kazmaların kuşakları ve bunların etkilediği kuşakların yaptıkları şeyler doğal olarak birbirinden çok farklı oldu. Çatır çatır alan adamların yerini, kazma ama "duruşu-tavrı olan, mesaj veren" kabiliyetsizler aldı.
 
O zamanların standartları buydu. 80'lerde böyle müzik yapılırdı. Benim mezun olduğum lisede (Kadıköy Anadolu) lise konserlerinde izlediğim adamlar (bir kısmı Türkiye çapında müzisyenler oldu sonra; Metin Türkcan, Burak Kulaksızoğlu, Ozan Çolakoğlu ve Mert Topel bunlardan bir kaçıdır) canavar gibi çalardı. Çünkü o zamanlar yapılan müziklerin standardı yüksekti, öyle olunca da amatör müzisyen de iyi şeyler yapmaya özeniyordu. Böyle insanların gözünüzün önünde çalması işi gerçekçi bir hale getirirdi ve onların verdiği ilham sayesinde bizler de iyi çalmaya özenirdik. Bugünün standasrtları düşük, çünkü bugün çalan adamların izlediği ve özendiği adamlar da b.ok gibi çalıyordu zaten 🤣 Blackmore, Malmsteen, Whitesnake vs hayranı adamlar ve Master of Puppets dönemi Metallica hayranı adamların yaptığı işleri bir hayal etmeye çalışın. Nirvana hayranı kabızlar veya Enter Sandman Metallica'sı hayranı kazmaların kuşakları ve bunların etkilediği kuşakların yaptıkları şeyler doğal olarak birbirinden çok farklı oldu. Çatır çatır alan adamların yerini, kazma ama "duruşu-tavrı olan, mesaj veren" kabiliyetsizler aldı.
Hocam yani her şeyin katili Grunge Rock diyorsunuz o zaman
 
Hocam yani her şeyin katili Grunge Rock diyorsunuz o zaman
"Onu üreten zihniyet" dersem daha doğru olur. Grunge bir sebep değil, bir sonuçtu bence. 40-50 sene önce oluşturulan rock müzik standartları o kadar yüksekti, arkasından gelen kuşaklar apışıp kaldı, ne yapacağını bilemedi. 70-80'lerin standardını aşamayınca çareyi onu aşağılamakta, hor görmekte buldu sanırım.
Kedinin uzanamadığı ciğere mundar demesi...
Şimdilerde bazıları dönüp günah çıkartıyor, Smashing Pumpkins elemanı (Corgan?) Blackmore'un ne kadar hakkı yenmiş bir gitarist olduğunu söylüyor filan. Hakkını yemeyeyim, herhalde o zaten daha kalburüstü bir gitaristmiş...
"Gitar solo çalmayı" hor gören kafalardı bunlar. O denli nefret ediyorlardı 80'lerden...
 
"Onu üreten zihniyet" dersem daha doğru olur. Grunge bir sebep değil, bir sonuçtu bence. 40-50 sene önce oluşturulan rock müzik standartları o kadar yüksekti, arkasından gelen kuşaklar apışıp kaldı, ne yapacağını bilemedi. 70-80'lerin standardını aşamayınca çareyi onu aşağılamakta, hor görmekte buldu sanırım.
Kedinin uzanamadığı ciğere mundar demesi...
Şimdilerde bazıları dönüp günah çıkartıyor, Smashing Pumpkins elemanı (Corgan?) Blackmore'un ne kadar hakkı yenmiş bir gitarist olduğunu söylüyor filan. Hakkını yemeyeyim, herhalde o zaten daha kalburüstü bir gitaristmiş...
"Gitar solo çalmayı" hor gören kafalardı bunlar. O denli nefret ediyorlardı 80'lerden...
O zaman bizim memlekette çok solo çalan adam olmamasının sebebi 90'larda 2000'lerde grunge müziğin hakim olması mı hocam şimdi en çok ilgiyi rock müzik o zamanlar gördü bizim memlekette
 
Hocam 80'lerde ki Türk Rock gruplarına erişmek zor ya bildiğiniz varsa paylaşırsanız çok sevinirim.
Badluck; albümü olduğu için ilk akla gelen. Klavyecisi (Barış ...) benim lisedeyken sahenede izlediğim kişilerden biriydi. Albümü olan çok fazla yoktur o dönemde, olsa da kayıt kalitesi kötüdür. Dr. Skull tabii ki en önemlileri, çok üst düzey icraları. Akbaba ve Devil var yine hatırladığım albümlü olan. Elbette Whisky var.
 
Badluck; albümü olduğu için ilk akla gelen. Klavyecisi (Barış ...) benim lisedeyken sahenede izlediğim kişilerden biriydi. Albümü olan çok fazla yoktur o dönemde, olsa da kayıt kalitesi kötüdür. Dr. Skull tabii ki en önemlileri, çok üst düzey icraları. Akbaba ve Devil var yine hatırladığım albümlü olan. Elbette Whisky var.
Badluck - Vikipedi 🙂 O zamanlar grupta çalan Barış Büyük ( Sarı Ev ) ve Levent Büyük ( Studio 18 ) kardeşler ; şu anda Türkiye'nin en önemli bir kaç mix ve mastering mühendisinden ikisini oluşturuyorlar.
 
Badluck - Vikipedi 🙂 O zamanlar grupta çalan Barış Büyük ( Sarı Ev ) ve Levent Büyük ( Studio 18 ) kardeşler ; şu anda Türkiye'nin en önemli bir kaç mix ve mastering mühendisinden ikisini oluşturuyorlar.
Evet. O grubun basçısı Burak Kulaksızoğlu ve davulcusu Arbak Dal da önemli rock müzisyenleri oldular. Lise konserinde böyle adamları dinleyebilmek de büyük bir lüks imiş tabii; onu çok sonra anladım.
 
Son düzenleme:
Badluck'ın kasedi hala duruyor bende. Bon Jovi kopyası idiler, hiç bir orijinaliteleri yoktu. İyi çalıyor olmaları da işte oraya kadar. Kopya olup iyi çalmak mı yoksa iyi çalamayıp da orijinal olabilmek mi? Evet bahisler başlasın. Yalnız Arbak'ı canlı da dinlemiştim 25 sene kadar önce, hissederek çalan bir müzisyendir.
 

Geri
Üst