Fransız gerçekçiliğinin önde gelen isimlerinden.Gerçekçiliğe biyoloji kuramlarından bazı ekler yaparak naturalizm(doğalcılık) isimli bir ekol oluşturmuştur.Fakat bu ekolü gerçekçilikten ayıran çok keskin çizgiler olmadığından gerçekçi olarak da tanımlanabilir.Kanımca bu kategoriler fazla bir işleve sahip de değildir,ayrı konu.
Balzac'ın İnsanlık komedyası isimli yüz kitaptan oluşan seri fikrinden esinlenerek Zola'da 20 romanlık bir seri yaratmıştır.Bu seride bir sülalenin bir çok üyesinin ve ailesinin yaşamını konu alan eserler yaratır.Bir romandaki ana karakter kimi zaman bir diğerinde konuk olarak yer alır.Bir romanın kahramanı bir diğer romanınkinin kuzeni veya annesidir.Böylece aradaki biyolojik bağları görür,birbirini hiç tanımamış kan bağına sahip insanların benzer eğilimlerini fark edersiniz.Hatta Doktor Pascal romanının kahramanı da soyağacını araştırma amacını kendine edinir.
Bana en çok hitap eden romanları Germinal,Meyhane ve Emek'tir.Özellikle Meyhane beni derinden etkilemiş,Paris'in işçi mahallelerinde geçen yaşamı,o insanların köşeye sıkışmışlarını gerçekçi biçimde gözlerimin önüne sermiştir.
Zola Ateisttir,dinin toplumsal egemenlik taleplerine karşıdır.Bunu dört incil serisinin Gerçek isimli romanında uzun uzun anlatır.Sosyalisttir.Eşitliği savunur,fakat marksist değil Fouriercidir.Fourier'in fikirleri günümüzün sosyal demokrasisine denk düşer.İşçi sınıfının yanındadır,ama sermayeye de karşı değildir.Sermayenin de insanların mutluluğuna hizmet edebileceğini savunur.Emek isimli eserinde de bunu konu alır.
Kendisi italyan asıllı hristiyan(köken olarak) olmasına rağmen Yahudi ordu mensubu Dreyfus vatan hainliğiyle suçlandığında meseleye kendi meselesi olarak bakmış,ırkçılığa karşı büyük,amansız bir mücadele vermiştir.Fransa'yı çalkalayan bu meselede linç edilme tehlikesi geçirmiş,hapis cezası almış,Fransa'yı terk etmek zorunda kalmıştır.Bunların hiç biri onu yolundan döndürmez.Suçluyorum (J'accuse) isimli mektubu gerici Fransızların büyük tepkisini çekmiştir.Ölümünden sonra aldığı ceza geri çekilmiş,onuru iade edilmiştir.Günümüzün cumhuriyetçi Fransa'sında Zola'nın bu tutumu büyük saygı görür.
Tüm bunların yanında Zola'yı büyük yazar yapan nedir derseniz hiç düşünmeden yanıtlarım:İnsana duyduğu büyük inanç,bütün zaaflarına karşı insana büyük sevgi beslemesi ve umut duyması.
Çok sevdiğim bir yazar olduğundan yazıyı biraz uzatmış olabilirim,kusura bakmayın.... 🙂
Balzac'ın İnsanlık komedyası isimli yüz kitaptan oluşan seri fikrinden esinlenerek Zola'da 20 romanlık bir seri yaratmıştır.Bu seride bir sülalenin bir çok üyesinin ve ailesinin yaşamını konu alan eserler yaratır.Bir romandaki ana karakter kimi zaman bir diğerinde konuk olarak yer alır.Bir romanın kahramanı bir diğer romanınkinin kuzeni veya annesidir.Böylece aradaki biyolojik bağları görür,birbirini hiç tanımamış kan bağına sahip insanların benzer eğilimlerini fark edersiniz.Hatta Doktor Pascal romanının kahramanı da soyağacını araştırma amacını kendine edinir.
Bana en çok hitap eden romanları Germinal,Meyhane ve Emek'tir.Özellikle Meyhane beni derinden etkilemiş,Paris'in işçi mahallelerinde geçen yaşamı,o insanların köşeye sıkışmışlarını gerçekçi biçimde gözlerimin önüne sermiştir.
Zola Ateisttir,dinin toplumsal egemenlik taleplerine karşıdır.Bunu dört incil serisinin Gerçek isimli romanında uzun uzun anlatır.Sosyalisttir.Eşitliği savunur,fakat marksist değil Fouriercidir.Fourier'in fikirleri günümüzün sosyal demokrasisine denk düşer.İşçi sınıfının yanındadır,ama sermayeye de karşı değildir.Sermayenin de insanların mutluluğuna hizmet edebileceğini savunur.Emek isimli eserinde de bunu konu alır.
Kendisi italyan asıllı hristiyan(köken olarak) olmasına rağmen Yahudi ordu mensubu Dreyfus vatan hainliğiyle suçlandığında meseleye kendi meselesi olarak bakmış,ırkçılığa karşı büyük,amansız bir mücadele vermiştir.Fransa'yı çalkalayan bu meselede linç edilme tehlikesi geçirmiş,hapis cezası almış,Fransa'yı terk etmek zorunda kalmıştır.Bunların hiç biri onu yolundan döndürmez.Suçluyorum (J'accuse) isimli mektubu gerici Fransızların büyük tepkisini çekmiştir.Ölümünden sonra aldığı ceza geri çekilmiş,onuru iade edilmiştir.Günümüzün cumhuriyetçi Fransa'sında Zola'nın bu tutumu büyük saygı görür.
Tüm bunların yanında Zola'yı büyük yazar yapan nedir derseniz hiç düşünmeden yanıtlarım:İnsana duyduğu büyük inanç,bütün zaaflarına karşı insana büyük sevgi beslemesi ve umut duyması.
Çok sevdiğim bir yazar olduğundan yazıyı biraz uzatmış olabilirim,kusura bakmayın.... 🙂