Bence;
Gitar tercihi gerçekten kişiden kişiye çok farketmektedir. Herkesin alım tercihleri çok farklı olabiliyor.
1-Kimisi gitarı mücevher gibi görür, ağacı işçiliği, aksamları eşsiz ve paha biçilmez olsun ister. Ancak böyle bir gitarlarla mutlu olur ve istediği müziği yapar.
2-Kimisi işçiliği ve ekipman malzeme kalitesini, sesin istenilen kalitede çıkması için önşart görür ve üst seviye gitar alımına yoğunlaşır.
3-Kimileri 1 ve 2. maddedeki her iki sebebi birden tercih sebebi yapabilir.
4-Kimileri ağırlıklı olarak gitarda renk, gövde ve headstock kesim şeklini baz alarak marka tercihinde bulunurlar. Nedense headstock kesimi dizaynı, beklenmedik kadar fazla belirleyici olabiliyor. (bknz Jackson, Ibanez, Fender, Gibson headstock kesimleri)
5-Kimileri sadece o markanın adına olan aşkından tercihte bulunabilir, ama bu eylem çok fazla yaygın gibi görünse de tek sebebin bu olduğuna inanmıyorum.
6-İnsanların sadece köprüsü iyi diye gitar markası tercih ettiklerini pek sanmıyorum. Yani, tek başına donanım çok etkili değil bence. Ama olabilir de.
7-Müzik tarzlarının büyük etkisi olduğu da kaçınılmaz, ama aynı müzik tarzına adını yazdırmış, birden fazla gitar markası olması yine de tek tercih sebebinin bu olduğunu göstermiyor. Ama bazıları için yine de belirgin bir tercih unsuru elbet. (örnek : metal yapacaksan jackson alacaksın abi. vb gibi 😆)
Yine de; tarzlara bakarak marka seçimlerini gözönünde bulundurunca; marka tercihlerinde rock, blues, jazz, fusion tarzında çalmayı seven insanların gitar tercihlerinin, katı olmayan esnek ve daha geniş bir yelpazede olduğunu görebiliyoruz.
Oysa shred gitaristlerinin, ağırlıkla kendilerini ibanezle sınırladıkları, heavy tarz çalan insanların kendilerini jackson, esp , dean gibi bir iki marka ile sınırladıklarını, forumlarda veya sanatçıların albümlerindeki gitar tercihlerinde görebiliyoruz.
Kendi tercihime gelince; bir gitar belirli sınavlardan geçmeli, bunlardan birisinden bile sınıfta kalırsa benim için değersiz bir gitar haline gelir :
1- Gövde biçimi, kafama yatan bir şekle sahip olmalı.
2- 1. sınavı geçtiyse, bu sefer klavyesi elime uygun ve rahat olmalı
3- hadi 2. sınavı da geçti diyelim, bu sefer şunu düşünürüm : "ne güzel, tam kafamdaki şekle sahip bir gitar buldum, klavye desen tam elime oturuyor, süper rahat. Ahh şimdi bir de sesi de istediğim gibiyse tamamdır."
(4-Donanım da sağlam ve kaliteliyse şam da kayısı olur. Ama bu benim için net belirleyici değildir.)
Bu ilk 3 sınavdan birinden geçemeyen gitar, benim için isterse altından yapılmış, işçiliği de dünyanın en büyük luthier i tarafından yapılmış olsun, benim için sadece hayal kırıklığıdır.
Donanıma çok takılmam, zira aldığım çoğu gitarın manyetik, burgu, köprü gibi parçalarını çoğunlukla değiştiririm. Çoğunlukla gitar denerken, amfiye takıp denemem, unplugged olarak denemeyi sever, orda duyduğum sese göre asıl kararımı vermeye çalışırım.