evet komikmiş durum. Kısa ama güzel analiz etmişsin DRAKKAR. 0 konusuna hiç girmeyeceğim çünkü yakında yaratıcıyı "42" gibi bir rakamla açıklamaya da kalkışırlar. Bu gidişle. "Godot u beklerken Sendromu" iyi tespit boşluğa düştü düşecek bi düşse biraz rahatlayacak dinsel reformdan sonra Halk ama yok. Reform nerede tersine gidiyoz biz bir de. Hala "hayatın kendisinin" dışında sığınaklar aramaya devam.
🙂
Bu arada durumun vahim galiba geissler bir sebeb bir sonuç bulamazsan ve şu yaşamda yaşamanın ne manası var diyorsan kosovian a kulak ver derim tekrar; çünkü sayısal felsefi sorunun cevabını da vermiş sanırım "çünkü matematik aksiyom için lazım bu da. Rakamlar varsa çarpacaz bölecez ne çıkarsa bahtımıza" diyerek. Olur yani
🙂
DRAKKAR özür dileyerek arkadaşa yine uzuuuun bir cevap vereceğim çünkü saçmalama dozajını arttırmış. Çok seviyorum böyle kendi teorisini kendi çürüten yazarları.
Aha ha haa. Bir de bunlar türedi ya başıma. Bilim komedyenleri
😀 Yani keşke bir kaç kavramı düzgün açıklayabilse de en azından lise biyoloji bilgisine sahip olduğuna kanaat getirebilsem çok sevineceğim ama yok. Biyolojiyi Din dersine çevirip, kavramları da yanlış tanımlamak suretiyle hangi türden bir sanal üniversitede okuduğunu anlatmış arkadaş. Bir tane bile vizeden geçer not alamayacak düzeyde olduğunu göstermiş bu konuda. Forumda her şey olunabilir nasıl olsa. Bu başarılı biyolog haliyse başarısız hali nasıl olurmuş çok merak ettim daha neden bahsettiğini bilmiyor. Al bir kavram, bir cümle içinde kullan sonra da İşte bu Yaratıcının ispatıdır. O ne güzel bilim dalı öyle
🙂 Daha da komiği komik arkadaşımızın bir yandan da sürekli ben öyle değilim bunlara karşıyım demesi ki bu iyice akıllara zarar bir durum. Madem amaçların bunlar değil, bilimsel bir makale yazıverseydin bir yerlere Tanrıyı yaratıcıyı karıştırmadan da inandırıcılığın olsaydı biraz. Ayrıca yazma konusunda da bozuk ve devrik cümlelerin itibariyle pek bir makale yazmışlığının, ödev hazırlamışlığının, sununm yapmamış olduğun anlaşılmakta. Hangi prof. Doç. miş o, seni başarılı kılmış bu tür ilginç hipotez de değil varsayımların ve üslubunla merak ettim. Söyle kendisiyle gidip özel olarak görüşeceğim çünkü bu meslek için bir tehditsin sen
😆 Şimdi gelelim ne yazdığının anlaşılmadığı ve benim cümlelerimle kendininkileri karıştırıp çorba yaptığın açıklama ve mucitlere yaraşır incilerine.
😀
fendersquar159 demiş ki:
Yazılarımda hiçbir cümlemde "Allah yaratmıştır" diye bir söz grubu kullanmadım çünkü o insanın kendi bileceği iş benim savunduğum şey sadece Yaratıcının olduğudur.
Şimdi bu işte komedinin başlangıcı hiç bir şey söylemeyeceğim bu hastalıklı direnme davranışı ve savunma psikolojisine uzman yardımı gerekiyor bunun için. O kadarda birbirinden ayrı kavramlar değil Yaratıcı ve Allah. O yüzden bir temsil yapalım buna anlaşılsın durum.
-Yaratıcıya inanıyorum ama Allah a inanmam. Bilimsel açıdan tabi.
- Nasıl yani?
-Şşşşşt sus karıştırma adları farklı demek ki başka onlar.
- Nasıl? Yani Allah, yaratmıyor mu? Yaratıcı Din ile alakasız mı? Yaratıcı olamayan hiç bir şey yaratmayan Allah, Tanrısal olmayan bir Yaratıcı mı var neyden bahsediyorsun sen? Yaratıcı derken İnsandan mı? Bilim ne alaka?
-Hayır Allah bir din de var Yaratıcı her dinde İslam propagandası değil bu. Yaratıcı propagandası şimdilik. İnan bak valla var yaratıcı bilimsel olarak da ispatlandı.
- Yaw bırak allahaşkına Müslüman ın Allah ı Musevinin Rab ı farklıymış gibi oyun oynama. Tanrı yaratıcı Allah bunların hepsi benzer şeyler aynı yere çıkar. Uyanıkça polemikler bunlar. Bilimle ne alakası var senin derdin başka gizli rahipliğe soyunmuşsun. Ne o bilimsel konuda yeterlilik vermediler mi kaldın mı gene biyolojiden
😆
fendersquar159 demiş ki:
Burada baya gevelemişsin. Okuduklarımı iyi analiz etmiyorsun. Taksonomi dersi vermene gerek yoktu değer vermediğin eğitimimde taksonomi de okumuşluğum var. Kavramları çorba etmiyorum aksine sen laf kalabalığı yaparak dışarıdan bakan birine kendini haklıymış gibi gösteriyorsun.
İlla herşeyi 5 duyunla algılaman mı gerekiyor gerçek olduğunu teyid etmen için ? O zaman düşünme eylemi de yalan akıl diye birşeyde yok parapsikoloji de kökten yalan. Bunları daha ilkokul 5. sınıfta öğretiyorlar ama unutmuş olabilirsin belki.
Kommensalizm, mutualizm, biyolojik döngüler ve bunun gibi yüzlerce olayın arasındaki ilişki ve canlılara sağladığı yararlar bir Yaratıcının varolduğunu ispatlayan şeylerdir.
Neyi analiz edecem arkadaşım saçmalamasana. 2 populasyon, 3 komünite ile ilişkiye girebilir mi? Ne demek populasyonlarla komüniteler arasındaki ilişki? Hayır olmaz, çünkü komünite çeşitli populasyonlardan oluşan belli bir bölgedeki tür topluluğudur. Birnbirleriyle çiftleşebilen ve verimli döllere verebilen aynı türden oluşmuş topluluk olan populasyonlşar ile çoğul şekilde ilişkiye giremezler. Daha kavramları düzgün kullanmayı bilmiyorsun gelmiş bilgiç bilgiç konuşuyorsun. Biyoloji biliminin Akademik de değil genel Müfredatının en temel kavramlarında bu çeşit hatalar yaparsan pek tabii ki ciddiye alınmazsın. Birey-cins ne alaka dedik? Haklıyım çünkü öylesi bir kavramsal ilişki bile yok Birey-cins. Birey-tür desen neyse. Kommensalizm ile de yazdığın bu cümlenin haliyle hiç bir ilişkisi kalmıyor. Düzgün kullan kavramları önce sonra sonuca ulaşırsın belki. Daha arabayı çalıştıramadan uzman şoförlük taslıyorsun karşımda. Dışardan bakan birine haksız olsam kendimi nasıl haklı göstereceğim ki ne saçmalıyorsun Herkes geri zekalı mı bir sen mi biliyorsun bunları? Dahası, (cevher dolu her cevabın tez konusu olur bu yazılarından, ama iyi yönde algılama sakın) 5 duyu ve deneye değil de altıncı hisse ve inanca göre mi teyyid edeceğim somut olguları? Tabii ki 5 duyumla. Parapsikoloji ne zamandır pozitif bilim oldu onu bilimden saymaz modern bilim. Düşünme ve akıl somut etkisi olan hatta türlü yöntemlerle ölçülebilen olgulardır. (IQ testi gibi) Beynin işlevleri içinde ön lob yani frontal ve parietal lob un aşırı gelişmesi ve duyuları kontrol edip ilişkilendirmesi ile ilgili bir adaptasyon olduğu söylenir nöroloji de. Bilmem haberin var mı?
😆 İlkokulda 6. his ve parapsikolojiden değil ama 5 duyudan bahsedilir genelde unuttun herhalde kafan karışmış bu konuda da
🙂 Biyolojik döngüler ve canlılar arasındaki ilişkilerin Yaratıcı ile ne ilgisi var? Yaratıcılık sadece bir canlının yani kurgulayıcı insan aklının bir adaptasyon mekanizmasıdır bu ilişkileri de kendisi için kendi yaşam olanakları için doğadan çıkarır. Şimdi bu böyle olunca yaratıcı mı olmuş oluyor. Hadi canım yeme bizi telkin yöntemleri ve hemen sonuca ulaşan at mantığının ürünü bunlar işe yaramaz açık zihinlerde. Tam tersine bütün bu ilişkiler insan düşüncesindeki şekliyle bir tasarımla hiç ilgisi olmayan; değişen doğa kanunlarının da sadece insanın ön kabullerinden ibaret bir öntasarımı olduğu sonucuna ulaşılabiliyor ne yazık ki. Yanılgıya düştün yine olmadı.
fendersquar159 demiş ki:
Tesadüf bir gerçeklik değildir. Bunu kaç kere söylemem gerekecek ki . Sonsuz olasılıklar mevcut ve bunun içinden gerçekleşen bir olasılık birinin seçmesiyle gerçekleşmişti. Örneğin insan bazında ben biyolog olmayabilirdim de farklı yüzlerce meslekten birine sahip olabilirdim bunlar olasılıklardır. fakat ben bunlardan birini seçiyorum ve gerçekleştiriyorum veya başkası seçiyor. Dünyanın olmama olasılığı vardı ama biri bu olasılıklardan birini seçti ve Dünya oldu bu seçici de Yaratıcıdır.
Hadi yaa süper hipotezler atıyorsun ortaya.
🙂 Ama kanıt yok sorun orda. Bunlar senin inancına temel oluşturmakta kullandığın öznel filkirlerin bir nesnellikleri yok maalesef boş atıyorsun. Biri ne demek sanki insandan bahseder gibisin insanın seçimi Yaratıcının seçimi. Ayrıca onun(yaratıcının) arasından seçim yaptığı diğer olasılıkları kim yaratmış? Kendisi yarattıysa madem birini seçecek neden diğerlerini de yaratmış? Bu varsayımların çelişki ve tutarsızlığı kör kör parmağım gözüne ortadadır gün gibi. Oysa,
Kuantum elektrodinamiği ve schrödinger denklemi derki:
"Bazı olasılıklar tek bir olay için aynı anda olasıdırlar ve ikisi de gerçekleşiyor görünmektedir. Fakat ölçüm aletlerimiz doğayı tam belirlilikte yakalamaktan uzak kalır ve bir olayı ölçtüğümüzü sandığımız anda gerçekleşen olasılığın da bir tane olduğunu sanırız. Fakat tekrarlanan deneyler sürekli olarak diğer ihtimallerinde sönümlenmeden gerçekleştiğini ancak ölçüm yöntem ve aletlerimizden kaynaklanan belirsizlik ilkesinin birini ölçmemize izin verdiğini gösteriyor. Buna karar veren ise determinist evrensel bir ana ilke değil,tamamıyla bizim eylemimizin biçimidir. Doğayı idare eden tekil bir ana işlevsellik bulunmamaktadır, mevcut olasılıkların tamamı diğer üst boyutlarda gerçekleşmektedir. Başlangıç ve son bizim algılama biçimimiz,yaptığımız seçimler bizim eylemlerimizin sonucudurlar"
fendersquar159 demiş ki:
O zaman bu putun bir resmini çek foruma koyda biz de görelim
Soyut put demem de o yüzden ya zaten. Fotoğrafını çekemiyorum çünkü o bir yanılsama. Yanılsamanın ve gerçek olmayanın fotoğrafı çekilemez. Kendi ağzınla benim söylemeye çalıştığım gerçeği dile getirdiğin için teşekkürler.
🙂
fendersquar159 demiş ki:
Din politikacıları destekler demişsin aksine politikacılar dini menfaatleri uğruna kullanır şu anki iktidar gibi.
Nasıl yani sırf tersini söylemiş olmak için saçmalamışın. Her ikisi de aynı şey sonuçta din ve politika halk üzerinde hegemonya kurmanın birbiriyle ilişkili sarsılmaz araçlarıdır. Politikacılar her şeyi menfaat için kullanırlar ve bu konudaki ruhani desteği Dinsel bağlılık vasıtasıyla edinirler. Bunda bilimin bir etkisi yoktur Dinin kesin yargıları insanları köleleştirip bunu güçlendirir. Tıpkı tek doğru, tek gerçek, tek Tanrı, gibi düşüncelerde olduğu gibi tek kural, yöneticilere duyulması gereken zorunlu sadakattır. Bu ise menfaatin zeminidir ve temelini senin bilime hakim kılmaya çalıştığın gerici keskin yargılardan ve önyargılara dayalı temelsiz varsayımlardan alır.
fendersquar159 demiş ki:
Bak arkadaşım sana anlatamadım galiba harun yahyanın da R.T.E nın da tüm tarikatların da canı.... Ben dini emellerine alet edenlere son derece karşı bir insanım. bana ikide bir bunlarla benzetme kurma. Ben beyaz önlüğü bilim yapmak için sırtıma geçiriyorum.
Ama onların yaptığının aynısını farklı bir kılıfa sokar gibi gösterip kendinde aynısını yapıyorsun. Eminim evrime de karşısındır kafadan çürütürsün Ve eminim rahiplerin bilimi olan Akıllı Tasarım yoktan varsayımını bilim diye kabul ediyorsundur. (hiç çeneni yorma bu konuda.)Lafı geveleme inanıyorum demekle müslüman olunmadığı gibi, H.Y. ye ve din tüccarlarına karşıyım demek le de onlara karşı olunmuyor. Çünkü onlar da bilimi senin algıladığın şekilde algılatmaya uğraşıyorlar hiç farkınız yok. Seninle H.Y. arasında da hiç fark yok. Yaratıcıyı anlatış üslubun ve çabucak telkine dayalı sonuçlara ulaşma biçimin onunkinden bile berbat. Sadece onun sempatizanlarını arttırmaya yararsın; o kişiyle yarışabilecek kadar polemik ve kalabalık materyal analizi tecrübe ve becerin de yok. Ama eminim seni takdir edecektir ve gülümsemesine ve ellerini ovuşturmasına neden olacaksındır bu eyleminle. Çünkü kendisi tilki kadar kurnazdır enayi ve cahil bolluğundan ötürü.
fendersquar159 demiş ki:
Buradaki düzeni bana bilimsel şekilde açıkla o zaman. işin içine tesadüfü katma ve kanıtlarla bana bu düzeni açıkla.
Pardon nasıl? Yağmur yağıyor,ağaç yeşil o zaman Yaratıcı var varsayımına karşılık tesadüfü de katmadan bilimsel teorilerden bahsetmemi mi istiyorsun şimdi de? (tesadüfü de katmayacaz illa bir düzenleyici Tanrı olacak yani. Komik olan doğa kanunu varsa kanunu yapan yaratıcı da vardır varsayımıdır burada. Düzen varsa düzenleyen de kesin vardır gibi sofizm e dayalı hatalı bir skolastik düz mantık. Oysa kanunu insan bulur doğada yaşayabilmek için. Yaratıcı korkularından sakınmaya çalıştığı karanlık sığınağıdır bazen de ) Yani alemsin arkadaş. Sen bilimi Tanrının ispatına dayalı bir disiplin sandın heralde bir de bilimle ilgiliymiş miş. Kimi kandırıyorsun karşında toy ve bu konularla alakasız biri yok senin. Komik olma fizik okuyan herkez suyun neden buharlaştığını,bunun atmosfer basıncı ve maddelerin kinetik enerjisiyle alakalı olduğunu, buharlaşmanın yüksek enerjili moleküllerin bir hareketi olduğunu ve kütlesel çekimle bir araya gelen bu gaz moleküllerinin ani soğuma ve dolayısıyla da basınç farkının neden olduğu kinetik enerji yitimi sonucu yeniden sıvılaşarak yeryüzüne döndüğünü bilir. Bu da madde enerji döngüsünün bir başka biçimidir ve sonsuz sayıdaki biçimlerinden insanın formülize etmiş olduğu bir tanesidir. Şimdi burada yaratıcı nerede? Bu formüller insanlar tarafından yazıldı sürekli tekrarlandığı için. Doğada sürekli tekrarlanan bir sürü olgu var sürekli tekrarlanması birinin yaptığını mı gösterir, masalcı dede bilimi mi bu? Yağmur yağıyor demek ki biri yukardan su döküyor demek mi bu? Hayır. Sürekli tekrarlandığı için de takip edebiliriz. Bu takip in sonucunda oluşturduğumuz bazı genel çerçeveler ve yerinde tahminler sonucu oluşturduğumuz dizgeler yaratıcının değil, insan olarak bizim doğayı algılama ve yakalamaktaki başarımızın kanıtıdır. Bu insandır, yaratıcı da insandır. İnsan ötesi ve onun tamamını algılayamadığı doğanın yaratıcısı olan insan biçimci insan benzer yaratıcı kendi kendisiyle çelişir. Bu (spiritüel bakış açısı) yanlış ve eksik algılama alışkanlığı ve doğa bilimlerine dair bilgi eksikliğinin yarattığı bir önyargı ve yanılgıdır. (Albert Einstein)
fendersquar159 demiş ki:
Tesadüf olasılıklardan birinin gerçekleşme durumu değildir. Sonsuz olasılık içinde Dünyanın oluşması için birinin müdahalesine gerek yoksa Dünya oluşmayabilirdi ve bu ihtimal daha yüksekti. Hadi diyelim Dünya bir şekilde kendiliğinden oluştu peki üzerindeki yaşamı ve tüm dengeleri de olasılıklar genliği mi yarattı ? Senin bu ifade ettiğin, olasılıklar genliğine hükmeden bir Yaratıcıyı ispatlar. "Olasılık düşüktür ki tesadüf oranı da düşüktür ve halen uzayda başka bir benzerimize rastlamış değiliz." Uzayın çok küçük bir kısmı insanlar tarafından keşvedilmiş ve burada yaşam olmadı tespit edilmiştir. incelenmeyen binlerce samanyolu ve gezegen mevcut. Ama sen gidip uzayın tümünü inceleyipte benzerimize rastlamadıysan ona bişey diyemem Smile "Yine aynı nedenden doğada birbirine tamamen benzeyen iki farklı canlı aynı tür hatta ikizler arasında bile mümkün değildir. Bu bir tasarımın değil tam tersinin ispatıdır." Eğer tüm canlılar aynı olsaydı bu Yaratıcıyı ispatlamazdı çünkü bu bir fabrika modeli olurdu. Ayrıca rahipten bahsederek tekrar konuyu saptırmışsın tekrar hatırlatayım dinleri değil yaratıcının varlığını tartışıyoruz.
Sen ne garip hipotezler atıyorsun ortaya ya algılama sorunun mu var, kafa mı buluyosun ne saçma sözler bunlar. Neymiş tesadüf? Olasılıklardan birinin rastgele gerçekleşmesidir başka ne olacak saçma saçma konuşma. Dünya oluşmuş ki sen de içinde yaşıyorsun demek ki öyle denk gelmiş ne güzel işte. Ya olmasaydı diye bir 'olanaksızlık varsayımı' yaratıp sonra da bu saçma tez e dayanıp Yaratıcı uydur oh ne ala yaa
🙂 Ne diyecez o zaman evren var demek ki yaratıcı var mı? Evren olmasaydı yaratıcı da olmazdı doğruu yaaa nasıl da düşünemedim ben bunu. Yaw arkadaş çileden çıkarmak için sayıyla mı veriyorlar sizi başıma benim yaa. (evet sayıyla veriyolar bu mesela 159 nolu fendersquar doğru ya) Böyle saçmasapan kısırdöngüsel düşünce mi olur, bunu sen düşünce ve akıl mı sayıyosun? Dünya oluşmuşsa birisi yapmıştır yoksa onca olasılıktan niye bu gerçekleşsin. Mantığa bak yaa. Evrende bir tek dünya mı var? Sonsuz sayıdaki olaylar, atomların hareketi, ışık, madde, yıldızlarası uzaydaki olaylar,cosmic arka fon ışınımı... bunlar ve henüz bilmediğimiz sayısız olay nedir diğer olasılıklar değil mi?. Öyle aval aval bakıyorsunuz bir noktaya at gözlüğünüzle. İlişki kurduğunuzu söylerken diğer ilişkileri unutuyorsunuz. Ezberlemişiniz bir şey, her yerde aynı kısır döngü aynı terane. Ne bu şimdi? Yaratıcı ve varoluş ikilemi. Biri olmazsa diğeri de olmayacak böyle bir kesin kural yumurtlamış büyük bilim adamımız. İlla biri yapacak heykel ya bu. (Atölyesi nedir acaba bu yaratıcının nerede yapıyor bunları)
🙂
Olasılık genliğine kim hakim? O olasılıkların hepsi türlü şekillerde gerçekleşiyor bir bak etrafına bırak yaratıcının kuyruğuna tutunmayı da iki dakka araştır incele. Yukarda açıkladık hala hakim kral arıyor arkadaş her şeyin başına onu kontrol eden. Zaten bu sistem kendi varlığını her biçimi ile yaratmakta sen kendine mi bakıyosun doğaya mı anlayamadım. Haa ben yaratıcıyı ispatlamaz benzerliğin olmayışı deyince bu kez de fabrikasyon değil oldu. EE? Ne oldu şimdi? İşine gelmedi mi? Fabrika da yaratır işte sen baştan aşağı insan niteliklerini biri yapmıştır demek ki diye doğaya yüklüyorsun sürekli. Şimdi fabrikasyon mu olduk o işe yaramayınca. İnsan niteliklerini doğaya yakıştırıp yaratıcı ararsan fabrikasyon Asimo gibi mekanikler bulursun tabii ki gerçeği değil. İnsan tasarımını. Yaratıcı, doğa ve ilkeleri değildir tıpkı Asimo nun insan olmadığı gibi. Din de zaten bunun devamı ve ayin kısmı Yaratıcıyı tartışıyormuşuz. Bilimsel platformda tartışılacak bir şey değil yaratıcı.
fendersquar159 demiş ki:
Farzet bir akvaryum aldın odana koydun hava filtresi bir tarafta bitkiler bir tarafta balıklar bir tarafta. Bu akvaryumda yaşam ancak nasıl oluşur? Biri o sistemi kurarsa oluşur bu sözlerime dikkat et. Putperestlik nedir? bilim nedir ?
Balığı ben mi yaptım da yaşadı. Ne alaka yaw akvaryum? Balık deniz de yaşar yine ne lazımdır bu balığın yaşaması için bakarım, Optimunm sıcaklık koşullarına beslenme alışkanlığına yaşadığı ortamdaki çevresel koşullarına bakar; onun için küçük deniz yaparım yani. Yaşaması için akvaryum yaparım çünkü denizde yaşar balık karada yaşamaz. Akvaryum yap bakalım yaşam mı oluşacak orada içine bir şey koymadan. İlahi bir güç hoop balık mı koyacak gökten insdirip. Asıl siz tesadüfçüsünüz. Dank diye kendiliğinden tesadüfen oluşmuş çünkü yaratıcı yapmış akıl sır ermez. Olgulara Tersden bakmayı alışkanlık haline getirmişsin. Bilgi ve bilim değil Tanrı arıyorsun her yerde sen .Akvaryummuş çok akıllıca aman aman. Peki balık ne? Yani yaratıcı bakmış balık var yaşasınlar diye denizleri mi yaratmış bu nasıl eklektik bakış açısı yaw böyle. Canlı yaşadığı çevreden bağımsız bir varlıkmış gibi bir bakış. Dünya da yaşam ın içinde oluştuğu bir doğa alanı değil zaten. Boş bir gezegenmiş akvaryum yapar gibi yaratıcı gelmiş su koymuş, bitki falan koymuş, hayvan koymuş olmuş Dünya. (Artık onları bitkileri hayvanları nerden bulmuşsa artık. Bir rivayete göre de çocukları leylekler getirirmiş, Dünya öküzün boynunda dururmuş aynı masallar, aynı hayal gücü ) Denizde yaşam başladığında balık da oluşmaya başladı zaten ikisini önce kafadan ayır sonra akvaryum var. Balık akvaryumda yaşar, demekki akvaryum yapmak lazım, demekki biri yaratmış. Hadi yaa ölcem gülmekten
🙂
fendersquar159 demiş ki:
Bak yine aynı şeyi yapmışsın. Herşey İslamdır şeriattır dedim mi ben veya bir kere İslamdan bahsettim mi? Hayır. Ama sen konuyu saptırıyorsun. At gözlükleri takmışsın. Bizim tartıştığımız Yaratıcının varlığıdır. Herşeyin şeriat olduğunu mu söyledim ben yani? Ülkede laiklik var hukuk var kanun var ne şeriatı abi ya. şeriat gibi berbat bir sistemi niye savunayım ki ? "Sineklerdeki aerodinamik de azot döngüsü de bilimin uğraşları sonucu bulunmuştur. " Hadi ya yani bilim bulmasaydı bunlar yoktu öyle mi Smile yapma arkadaş lütfen 1-2 sn bağımsız olarak düşün. Bu düzen zaten yaratılmış ve doğada mevcut bilim sadece bunu keşvediyor. Sen bilimi yaratıcı yaptın gitti Bilim varolanı keşvetmektir.
Ne diyosun? Hem öyleyim hem böyleyim oh ne ala. Bugün bilimde yaratıcı diyen ve bu şekil temelsiz varsayımlşarı bilime bulaştıran ya da buna meyleden yarın insan içinde de Allah ı ve Din i empoze eder zorla ne farkı var. (Hatta açıp hiç kutsal kitabı okumadan anlamadan maksat hükme sahip olmak) Zorlama Din de Şeriat işte. Senin bilimsel yöntemin bilim için ne ise, Şeriat yönetimi de o İslam için aynı şey. Aynı yolun yolcusu bu düşünceler. Kim at gözlüğü takmış? Sineğin aerodinamiği falan karıştırma her güzellik her düzen yaratıcı için kehanet zaten bir de neymiş propaganda yapmıyormuş. Bir ibret al demediğin kaldı neden niyetini gizliyorsun ki bir de.
fendersquar159 demiş ki:
Yazdıklarımı hiçbiryerden bulup yapıştırmıyorum. Kendi bilgilerimi ve öğrendiğim bilgileri yorumluyorum sadece. Tesadüf ile kafayı bozmadım ama siz bozmuşsunuz anlaşılan. Aksine ben tesadüfü reddediyorum. Sen bilyeleri atıyosun adını yazma olasılığı sonsuzda birdir. Ve gerçekleşmiyor. İstersen milyarlarca kere dene bunu olmaz. "doğadaki kütle çekim ilşkelerinin sizin isminiz ve arzularınızla da hiç bir ilgisi yoktur." bu nedir ki şimdi ya ne alakası var olasılıklarla kütle çekim ilişkilerinin? Büyücülük mü oynuyoruz burda? Hayır bilimden bahsediyoruz bilimin kanıtlarından bahsediyoruz ve bunun son derece farkındayım.
İşte bir kafa karışıklığı daha. Yani ne dediğimi de anlamamış bir de çatıyor ne alakası varmış mış. Sonsuzda birdir ne demek? Olasılık hesabını da bilmiyorsun. “0” olasılık yoktur. (Sonsuzda bir den kastın bu herhalde ) Hani diyorsun ya neden dünya oluşmuş da başka bir şey oluşmamış o bakımdan. Kütle çekim ilkeleri senin zihnine göre biçimlenmez manasında. O yüzden uzayda. Gezegen oluşur dişli çarklar değil. Demek ki neymiş? Yaratıcı insanın kendisiymiş dişli çark teknolojisiymiş. Doğa değilmiş çünkü sürekli tekrarlanan dizgeler insan aklı da dashil her şeye dönüşebilirmiş yaratıcıya ihtiyaç duymadan. Demek ki neymiş? Anthropocentric bakış açısıyla insan biçimli evren mimarları dizayn etmek de bilimsel değilmiş. Öyle boş boş sözlere çok önemli bir bulguymuş gibi “şu dediğime dikkat et, bu söylediğimi anla, bu sözümü çok iyi analiz et o sözde ne ibretler vardır” tarzı saçma açıklamaların bilimle ilgisi yokmuş. Bir varmış bir yokmuş ünlü biyolog 159. fendersqure varmış. Nokta.
🙂