aiolos demiş ki:Ankaradaki milli kütüphanede insan az daha kalırsa ruhunu tesli edecekmiş gibi hissediyor,bir kere gidince tövbe ettim.Psikolojim alt üst oluyor,ders çalışmışım neye yarar... 😉
uucar demiş ki:bursa belediye kütüphanesi var.sadece sınav zamanlarında kapısında kuyruk oluyor.çünkü insanlar kütüphaneyi ders çalışma mekanıymış gibi görüyorlar.oysa kütüphaneler ulaşamadığın kaynaklara ulaşabilmek,sessiz bir şekilde kitabını okumak için yapılmış binalardır bana göre.bende bir keresinde tam sınav zamanı kitap okumak için belediye kütüphanesine gittim.dışarıda kar yağıyor ve önünde kütüphaneye girmek için sıra var.neyse ki fazla beklemeden içeriye giriyorum zaten kapının önünde soğuktan donmuştum ama içeride de insanın burnunu akıtacak kadar bir sıcaklık var.içeri girince terliyorum ve montumu çıkarıyorum.derken masaların yanına doğru yürüyorum ama o da ne boş masa yok.her neyse ben kafama göre kitap arıyorum fakat bir türlü adam gibi bir kaynak bulamıyorum.yani kütüphanelerin sadece ders çalışmak için kullanılmasının sebebi kütüphanelerde kaynağın olmamasıymış.zaten bu nülkede ne işlevine göre kullanılıyor ki?